EZANIN BAŞLANGICI İLE İLGİLİ HADİSLER

04.09.2023
564

Ezanın başlangıcı nasıl olmuştur? Ezanın başlangıcı ne zaman olmuştur? Ezanın başlangıcı hakkında Resulullahın söylemiş olduğu hadisi şerifler şunlardır;

  • Müslümanlar Medine’ye geldikleri vakit toplanıyorlar ve namaz vakitlerini birbirlerine soruyorlardı. Namaz için kimse nida etmiyordu. Bir gün bu hususta konuştular. Bazıları: “Hristiyanların çanı gibi bir çan edinin” dedi. Bazıları da: “Yahudilerin boynuzu gibi bir boynuz edinerek onu öttürün!” dedi. Hazreti Ömer Radıyallahu Anh: “Bir adam çıkarsanız da namazı ilan etse!” dedi. Resulullah (sav): “Ey Bilal! Kalk! Namazı ilan et!” dedi. (Buhari, Ezan 1, Müslim, Salat 1, (377), Tirmizi, Salat 139, (190), Nesâî, Ezan 1, (2, 2-3)
  • Ebu Umeyr İbnu Enes, Ensar’dan olan bir amcasından naklen anlatıyor: “Resulullah (sav) halkı namaza nasıl toplayacağı meselesine eğildi. Kendisine: “Namaz vakti olunca bir bayrak dik, onu görünce halk birbirine haber verir” dendi. Bu, Resulullah ’ın (sav) hoşuna gitmedi. Bunun üzerine O’na, boynuz hatırlatıldı. Bu, Yahudilerin borazanı idi. Onu bu da memnun etmedi ve hatta: “Bu Yahudi işidir!” dedi. Bunun üzerine büyük çan hatırlatıldı. Efendimiz: “Bu Hristiyanların işidir” dedi. Bu konuşmalardan sonra Abdullah İbnu Zeyd el-Ensari, Resulullah ’ın üzüntüsüne üzülerek ayrıldı. Bunun üzerine rüyasında ezan öğretildi.” (Ebu Davud, Salat 27, (498)
  • Bir diğer rivayette şöyle denmiştir: “Ensardan bir adam gelerek: “Ey Allah’ın Resulü! Ben sizin üzüntünüzü görüp ayrıldığım vakit (rüyamdan) bir adam gördüm. Üzerinde yeşil renkli iki giysi vardı. Kalkıp mescidin üzerinde ezan okudu. Sonra bir miktar oturdu. Tekrar kalkıp aynı söylediklerini bir kere daha tekrarladı. Ancak bu sefer bir de kad kameti’s-salat (namaz başlamıştır) cümlesini ilave etti. Eğer halkın (bana yalancı diyeceğinden korkum) olmasaydı ben “uykuda değildim, uyanıktım” diyecektim” dedi. Bunun üzerine Hazreti Peygamber (sav): “Allah sana hayır göstermiş. Bilal’e söyle bu kelimeleri söyleyerek ezan okusun!” dedi. Hazreti Ömer Radıyallahu Anh de atılarak: “Onun gördüğünü aynen ben de gördüm, ancak o, anlatma işinde benden önce davranınca, ben utandım anlatamadım” dedi. “Adam anlattıkları arasında şunları da söyledi: “Mescidin üzerine çıkan adam kıbleye yöneldi ve dedi ki: “Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber, Eşhedü en la ilahe illallah, Eşhedü en la ilahe illallah. Eşhedü enne Muhammeden Resulullah Eşhedü enne Muhammeden Resulullah, hayye ala’s’salat -iki defa- hayye ala’l-felah -iki defa- Allahu Ekber Allahu Ekber, La ilahe illallah.” Sonra bir miktar durduruldu. Sonra adam tekrar kalktı, aynı şeyleri yeniden söyledi. Ancak bu sefer Hayye ala’l-felah’tan sonra kad kameti’s-salat kad kameti’s-salat dedi. Ravi ilave etti: “Resulullah (sav): “Bunu Bilal’e öğret!” buyurdu. Adam emri yerine getirdi Bilal de onları söyleyerek ezan okudu.” (Ebu Davud, Salat 28, (505-507)
  • Resulullah (sav), halkı namaz için toplamak maksadıyla çalınmak üzere bir çan yapılmasını emrettiği zaman, ben uyurken yanıma bir adam geldi. Elinde bir çan vardı. Ben: “Ey Allah’ın kulu, bu çanı bana satar mısın?” dedim. Adam: “Pekala, ama bunu ne yapacaksın?” dedi. Ben: “Bununla insanları namaza çağıracağım” dedim. Bana: “Sana bu iş için daha hayırlı bir söz göstereyim mi?” dedi. Ben de ona: “Elbette!” dedim. “öyleyse şunu söyle!” diyerek bana öğretti: “Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber. Eşhedü enne Muhammeden Resulullah, Eşhedü enne Muhammeden Resulullah. Hayye ala’s-salat, Hayye ala’s’salat. Hayye ala’l-felah, Hayye ala’l-felah. Allahu Ekber Allahu Ekber. La ilahe illallah.” Abdullah İbnu Zeyd Radıyallahu Anh devamla dedi ki: “Rüyamdaki bu zat benden biraz uzaklaştı sonra tekrar söze başlayıp: “Sonra namazı kılacağın zaman şunu söylersin” dedi ve öğretti: “Allahu Ekber Allahu Ekber-Eşhedü en la ilahe illallah, Eşhedü enne Muhammeden Resulullah, Hayye ala’s-salat, Hayye ala’l-felah, Kad kameti’s-salat, kad kameti’s-salat, Allahu Ekber Allahu Ekber. La ilahe illallah.” Sabah olunca Resulullah (sav)’e gelerek rüyamda gördüklerimi haber verdim. Bana: “İnşallah bu hak bir rüyadır. Kalk rüyada öğrenmiş olduğunu Bilal’e öğret. O bunları söyleyerek ezan okusun. Zira o, sesçe senden daha gür!” buyurdu. Ben de Bilal’le birlikte kalktım. Ona teker teker arz ediyordum. O da bunları yüksek sesle söyleyerek ezan okumaya başladı. Bunu evinde olan Ömer İbnu’l-Hattab Radıyallahu Anh işitmişti. Hemen evden çıkıp ridasını çekerek geldi ve: “Ey Allah’ın Resulü! Diyordu, seni hak ile gönderen Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun, onun gördüğünün aynısını ben de gördüm!” Bunu işiten Resulullah (sav): “Elhamdülillah! Şimdi bu daha sağlam oldu!” dedi. Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: “Bilal ezanı okuyup sıra ikamete gelince Abdullah: “Onu ben gördüm, ben okumak isterim!” dedi. Resulullah (sav) da: “öyleyse sen de ikamet getir!” buyurdu.” Tirmizi’nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: “Abdullah İbnu Zeyd ezanla ilgili kıssayı anlatırken elfazı ikişer ikişer zikretti, ikameti ise birer kere zikretti.” (Ebu Davud, Salat 28,30, (499,512), Tirmizi, Salat 139, (189)
  • İnsanlar çoğalınca, herkesçe bilinecek olan bir şeyle namaz vaktinin duyurulmasının gerektiğini aralarında konuştular. Bu meyanda bir ateş yakılması veya bir çan çalınması teklif edildi. Bunun üzerine Resulullah (sav) Bilal’e emrederek ikişer kere söyleyerek de ikamet okumasını emretti.  (Buhari, Ezan 2, 3, Enbiya 50, Müslim, Salat 3, (378), Ebu Davud, Salat 29, (508), Tirmizi, Salat 141, (193), Nesâî, Ezan 2, (2, 3)
  • Ey Allah’ın Resulü, bana ezanın usulünü öğret dedim. Bunun üzerine başımın ön kısmını mesh ederek: “Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber dersin ve bunları derken sesini yükseltirsin. Sonra: “Eşhedü en la ilahe illallah, Eşhedü en La ilahe illallah, Eşhedü enne Muhammeden Resulullah, Eşhedü enne Muhammeden Resulullah dersin ve bunları söylerken sesini alçaltırsın, sonra sesini şehadette tekrar yükseltirsin: Eşhedü en La ilahe illallah Eşhedü en la ilahe illallah. Eşhedü enne Muhammeden Resulullah, Eşhedü enne Muhammeden Resulullah. Hayye ala’s-salat, hayye ala’s-salat. Hayye ala’l-felah, hayye ala’l-felah. Eğer okuduğun ezan sabah ezanı ise şunu da söylersen: “es-Salatu hayrun mine’n-nevm, es-salatu hayrun mine’n nevm (Namaz uykudan hayırlıdır). Allahu Ekber Allahu ekber. La ilahe illallah.” (Müslim, Salat 6, (379), Ebu Davud, Salat 28, (500-505), Tirmizi, Salat 140, (191), Nesâî, Ezan 3, 4, 5, 6, (2, 4-8)
  • Bana Resulullah (sav) ikameti ikişer ikişer öğretti: “Allahu Ekber, Allahu Ekber. Eşhedü en La ilahe illallah, Eşhedü en la ilahe illallah. Eşhedü enne Muhammeden Resulullah, Eşhedü enne Muhammeden Resulullah. Hayye ala’s-salat, Hayye ala’s-salat. Hayye ala’l-felah, Hayye ala’l-felah, Allahu Ekber, Allahu Ekber. La ilahe illallah. Ebu Davud der ki: “Abdurrezzak rivayetinde dedi ki: “Resulullah devamlı: “ikamet getirince iki sefer de şunu söyle: Kad kameti’s-salat, kad kameti’s-salat!” Resulullah (sav) ayrıca sordu: “Duydun mu?” Ebu Mahzura: “Evet!” dedi. Hadisi rivayet eden ravi Saib) der ki: “Ebu Mahzura alnındaki saçı ne kestirir ne de ayırırdı. Çünkü oraya Resulullah (sav)’ın elleri değmiş idi.” (Ebu Davud, Salat 28, (501)
  • Ezan Resulullah devrinde ikişer ikişer idi. İkamet de birer birer. Ancak müezzin, ayrıca ikişer sefer olmak üzere kad kameti’s-salat, kad kameti’s-salat da derdi.” İbnu Ömer devam eder: “Biz, ikameti işittik mi abdest alır, namaza giderdik.” (Ebu Davud, Salat 29, (510), Nesâî, Ezan 2, (2, 3)
  • İmam Malikle ulaştığına göre: “Müezzin, sabah namazını haber vermek için Hazreti Ömer’in (r.a) yanına gider. Onu uyuyor bulunca: “Essalatu hayrun mine’n-nevm (namaz uykudan hayırlıdır)” der. Bunun üzerine Hazreti Ömer, o ibareyi sabah ezanına ilave etmesini emreder.” (Muvatta, Salat 8, (1, 72)
  • Abdullah İbnu Ömer (r.a) ile bir mescide girdim. Ezan çoktan okunmuştu. Biz namaz kılmak istiyorduk. Müezzin tesvibte bulundu ikamet okudu. Abdullah mescidi terk etti ve: “Haydi bizi bu bid’atçinin yanından çıkar!” dedi ve orada namaz kılmadı.” (Tirmizi der ki: “İbnu Ömer’den rivayet edildiğine göre, sabah ezanında es-salatu hayrun mine’n nevm derdi.”) (Tirmizi, Salat 145, (198)
  • Ben İbnu Ömer (r.a) ile beraber idim, bir adam öğle veya ikindi namazında tesvibte bulundu. Bunun üzerine İbnu Ömer: “Bizi buradan çıkar, zira şu (yapılan tesvib) bid’attir” dedi. (Ebu Davud, Salat 45, (538)
  • Resulullah (sav) bana: “Sabah hariç, sakın hiçbir namazda tesvibte bulunma!” tembihini yaptı. (Tirmizi, Salat 145, (l98)
  • Ezanın sonu şöyledir: “Allahu Ekber, Allahu Ekber, La ilahe illallah.” (Nesâî, Ezan 16, (2,14)
YAZAR BİLGİSİ
İslami hakikatleri Allah rızası için insanlara ulaştırmaya çalışan bir kul.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.