HAZRETİ YAKUP

Hz. Yakup’un Hayatı

Hz. Yakup’un (a.s) soyu İbrahim Peygambere (a.s) dayanır. Babası İshak (a.s) Peygamber annesi Refaka’dır. Kardeşi Ays ile ikiz olarak dünyaya gelmiştir. İkizi Ays’ tan sonra dünyaya geldiğinden dolayı kendisine Yakup ismi verilmiştir. Yakup (a.s) Peygamberin diğer adı İsrail’dir. İlk evliliğini dayısının büyük kızı Leyya ile yapmıştır. İkinci evliliğini de Leyya’nın kardeşi Rahil ile yapmıştır. Yakup (a.s) Peygamberin toplam 12 çocuğu vardır. Yakup (a.s) Peygamber Kur’an-ı Kerim de adı geçen peygamberlerden biridir. Kur’an-ı Kerim de hayatı anlatılan Yusuf (a.s) Peygamberin babasıdır. Oğlu Yusuf’ u (a.s) daha çok sevdiği için diğer oğulları Yusuf’u (a.s) kıskanıp ona haset beslemişler ve plan yapıp kuyuya atmışlardı. Babalarına yıllar boyu Yusuf’ u kurt parçaladı diye yalan söylemişlerdi. Oğlu Yusuf’un (a.s) ayrılık acısına üzülen Yakup (a.s) Peygamber bu ayrılıktan dolayı çok ağlamış ve bu nedenle âmâ olmuştur. Sonraki senelerde Allah’ın mucizesi ile Yusuf (a.s) Peygamberin gönderdiği gömleği yüzüne sürmüş ve gözleri açılmıştır. Oğlu Yusuf’ a (a.s) kavuşan Yakup (a.s) Peygamber Mısır’ da oğlunun yanında 24 sene yaşamıştır. Vasiyetinin üzerine vefat edince Şam da babası İshak (a.s) Peygamberin yanına defnedilmiştir.

Hz. Yakup ‘a Neden İsrail Denilmiştir?

Hz. Yakub’a Tanrı tarafından İsrail adı verilmiş olup (Tekvîn, 35/1-15) bizzat Tanrı ile veya meleğiyle güreştiği için bu adı almıştır (Tekvîn, 32/22-32). Allah’a çok bağlılığından ötürü Hz. Yakup’a İsrail unvanı verilmiş olup Yakup soyundan gelenlere İsrailoğulları denilir. Eski Ahid’de de Ya‘kūb’un ana rahminde kardeşini topuğundan tuttuğu, büyüyünce Allah ile güreştiği ve meleğiyle de güreşip onu yendiği belirtilmektedir (Hoşea, 12/3-4).

Hz. Yakup’un Doğumu

Yakup (a.s) Peygamberin soyu babası İshak Peygamberden dolayı İbrahim (a.s) Peygambere dayanır. Hz. Yakup (a.s) İshak (a.s) Peygamberin, İshak (a.s) Peygamber ise İbrahim (a.s) Peygamberin oğludur. Yakup (a.s) Peygamberin annesi Refaka’dır. Ays ile ikiz olarak dünyaya gelmiştir. İkiz kardeşinin ardından doğduğundan kendisine Yakup adı verilmiştir. Yakup (a.s) Peygamberin diğer adı İsrail’dir. Bu ismi almasının nedeni kardeşi Ays’ tan kaçıp dayısının yanına gider gündüzleri saklanır geceleri yürümesinden dolayıdır. İsrail kelimesinin anlamı da gece vakti Allah’a yürüyen demektir. Yakup (a.s) Peygamberin doğumundan Allah (c.c) Kur’an-ı Kerîm’de şöyle bahsetmektedir: “İbrahim’in karısı ayakta idi. (Bu sözleri duyunca) güldü. Ona da İshak’ı müjdeledik; İshak’ın arkasından da Yakup’u.” (Hud, 71). Yüce Rabbimiz bu ayetinde Yakup (a.s) Peygamberin soyundan da bahsetmiştir.

Hz. Yakup (a.s) Yaptığı Evlilikleri

Hz. Yakup ilk evliliğini dayısının büyük kızı Leyya ile yapmıştır. İkinci evliliğini de Leyya’nın kardeşi Rahil ile yapmıştır. Yakup (a.s) Peygamberin Leyya’dan olan çocukları; Rabil, Yehuza, Şemun ve Levi. Rahil den dünyaya gelen çocukları ise Yusuf ve Bünyamin’dir. Diğer hanımlarından altı çocuğu olan Yakup (a.s) Peygamberin toplam on iki çocuğu vardır.

 Kur’an-ı Kerimde Hz. Yakup (a.s)

  • Nihayet İbrahim onlardan ve Allah’ın dışında taptıklarından uzaklaşınca, biz ona İshak ve Yakub’u bahşettik, her birini peygamber yaptık. ( Meryem/49)
  • Onlara da rahmetimizden bağışlarda bulunduk ve onlara hak ettikleri yüksek bir övgü ile anılmayı nasip ettik. ( Meryem/50)
  • “ Biz, Nuh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyüb’e, Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a da vahyetmiştik. Davud’a da Zebur vermiştik. (Nisa/163)

Rabbimiz başka bir ayetinde Yakup (a.s) Peygamberin kuvvetli, basiretli ve halis bir insan olduğundan şöyle bahsetmektedir:

  • Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim, İshak ve Yakub’u da an. ( Sad/ 45)
  • Ahiret yurdunu hatırda tutmadaki samimiyetleri sayesinde onları günahlardan arındırdık. ( Sad/ 46)

Yakup (a.s) Peygamber Allah’ın hidayetine ermiş bir peygamberdir. Kur’an-ı Kerim de bundan şöyle bahseder:

  • “ Biz ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik. Hepsini hidayete erdirdik. Daha önce Nuh’u da hidayete erdirmiştik. Zürriyetinden Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Mûsâ’yı ve Harun’u da. İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. (Enam, 84)

Yakup (a.s) Peygamber aynı zamanda rüyaları tabir ederdi. Kur’an-ı Kerim de Yakup (a.s) Peygamberin bu özelliği şöyle geçmektedir:

  • Bir gün Yusuf, babasına demişti ki: “Babacığım! Ben rüyamda on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederken gördüm.” (Yusuf/4)
  • Babası, “Yavrucuğum” dedi, “Rüyanı sakın kardeşlerine anlatma, sonra sana tuzak kurarlar! Çünkü şeytan insana apaçık bir düşmandır.” (Yusuf/5)
  • Anlaşılan böylece rabbin seni seçecek, sana rüyada görülenlerin yorumunu öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak’a nimetini tamamladığı gibi sana ve Yakub soyuna da nimetini tamamlayacaktır. Kuşkusuz rabbin çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.” (Yusuf/6)

Hz. Yakup’un (a.s) Oğulları Arasındaki Kıskançlık

Yakup Peygamberin oğlu Yusuf (a.s) rüya görmüş. Rüyasında on bir yıldız ay ve güneşin kendisine secde ettiğini görmüş. Uyanınca babasına rüyayı anlatmıştı. Yakup (a.s) Peygamber bu rüya ile oğlunun kendisinden sonra gelen peygamber olacağını anlamış ve Yusuf ‘a (a.s) daha çok ilgi göstermeye başlamış.

Yakup Peygamberin Oğullarının Kötü Planları

Babalarının Yusuf’a (a.s) daha fazla ilgi gösterdiğini gören kardeşleri Yusuf’u (a.s) kıskanmaya başlamışlardı. Gün geçtikçe bu hasetleri de artıyordu. Artık bu hasetleri inanılmaz boyuta ulaşmıştı ne yazık ki. Bu nedenle kardeşleri Yusuf (a.s) için sinsice plan yapmaya başladılar.

Yüce Rabbimiz bu olayı ayetinde şöyle anlatmaktadır:

  • Hani kardeşleri demişlerdi ki: “Yusuf ile öz kardeşi babamızın gözünde bizden daha değerli. Hâlbuki bizim sayımız daha çok. Şüphesiz ki babamız apaçık bir yanılgı içinde! (Yusuf/8)
  • Yusuf’u öldürün veya onu (uzak) bir yere atın ki babanızın teveccühü yalnız size kalsın! Ondan sonra da (tövbe ederek) iyi kimseler olursunuz!” (Yusuf/9)

Yusuf’un (a.s) Kuyuya Atılması

Kur’an-ı Kerim de Yusuf’un (a.s) kuyuya atılması olayı şöyle anlatılır:

  • Onlardan biri, “Yusuf’u öldürmeyin, eğer mutlaka yapacaksanız, onu (kör) kuyunun dibine bırakın. Nasıl olsa gelip geçen kervanlardan biri onu bulup alır” dedi. (Yusuf/10)
  • Dediler ki: “Ey babamız! Niçin Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun? Oysa biz onun iyiliğini isteyen kimseleriz. (Yusuf/11)
  • Yarın onu bizimle beraber (kıra) gönder de bol bol yesin içsin, oynasın; onu mutlaka koruruz.” (Yusuf/12)
  • Babaları, “Doğrusu onu götürmeniz beni endişelendiriyor; farkında olmadığınız bir sırada onu kurt yer diye korkuyorum” dedi. (Yusuf/13)
  • Dediler ki: “Biz böylesine kalabalık iken onu kurt yerse o zaman gerçekten bize yazıklar olsun!” (Yusuf/14)
  • Onu götürüp (kör) kuyunun dibine bırakmaya ittifakla karar verince bunu yaptılar. Onlar farkında değilken biz de Yusuf’a vahyettik ki, “Onlara bu yaptıklarını elbet bir gün anlatacağız.” (Yusuf/15)
  • Akşam ağlayarak babalarına geldiler. (Yusuf/16)
  • “Ey babamız! Biz yarış için uzaklaşmış, Yusuf’u da eşyamızın yanında bırakmıştık; onu kurt yemiş! Ama doğru söylemiş olsak da sen bize inanmazsın” dediler. (Yusuf/17)
  • Gömleğinin üstünde uydurma bir kan izi de gösterdiler. Yakub, “Hayır! Nefsiniz sizi kötü bir iş yapmaya sürüklemiş; artık (bana düşen) güzelce sabretmektir. Anlattığınız şeyler karşısında, kendisine sığınılacak olan ise ancak Allah’tır” dedi. (Yusuf/18)

Kanlı gömleği gören Yakup (a.s) Peygamber şunları söyledi: “ Ben bu güne kadar böyle yumuşak huylu bir kurt görmedim. Oğlumu yemiş de sırtındaki gömleği yırtmamış” dedi ve gözyaşlarını tutamadı. Sabır ile:

  • “ Yakup, “Ben tasa ve üzüntümü ancak Allah’a arz ederim. Ben, Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim” dedi. (Yusuf/86)

Hz. Yakup (a.s) Oğullarını Mısır’a Göndermesi

Aradan seneler geçmiş ve kıtlık baş göstermişti. Yakup (a.s) Peygamber erzak alma niyeti ile küçük oğlu Bünyamin’i yanına aldı ve diğer evlatlarını Mısır’a erzak almaya gönderdi. Bu olay Kur’an-ı Kerim de şöyle geçmektedir:

  • Yusuf’un kardeşleri (tahıl almak üzere) gelip huzuruna girdiler. Kardeşleri onu tanımadıkları halde Yusuf onları tanımıştı. (Yusuf/58)
  • Yüklerini hazırlayınca, “Sizin baba-bir kardeşinizi de bana getirin” dedi, “Görüyorsunuz ki ben ölçeği tam dolduruyorum ve ben iyi bir ev sahibiyim. (Yusuf/59)
  • Eğer onu bana getirmezseniz artık bende size verilecek tahıl yoktur; yanıma yaklaşmayın!” (Yusuf/60)
  • Kardeşleri bunu üzerine: Dediler ki: “Onu babasından isteyeceğiz ve muhakkak bunu yaparız.” (Yusuf, 61)
  • Yusuf, adamlarına dedi ki: “Onların ödedikleri zahire bedellerini yüklerinin içine koyun. Umulur ki ailelerine varınca onu anlarlar da belki yine dönüp gelirler.” (Yusuf, 62)
  • Onlar, babalarına döndüklerinde, “Ey babamız! Bize artık zahire verilmeyecek. Kardeşimizi (Bünyamin’i) bizimle gönder ki zahire alalım. Onu biz elbette koruruz” dediler. (Yusuf, 63)
  • Yakup onlara, “Onun hakkında size ancak, daha önce kardeşi hakkında güvendiğim kadar güvenebilirim! Allah en iyi koruyandır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir” dedi. (Yusuf, 64)

Yakup (a.s) Peygamber bunları söyleyince Yüce Rabbimiz şöyle buyurmuştur: “ İzzet ve celâlim hakkı için mademki sen Bana bu şekilde tevekkül ediyorsun. Bende seni iki evlâdına birden kavuşturacağım. “

  • Eşyalarını açtıklarında ödedikleri bedelin kendilerine geri verildiğini gördüler. Dediler ki: “Ey babamız! Daha ne istiyoruz? İşte ödediğimiz bedel de bize geri verilmiş; yine ailemize yiyecek getiririz; kardeşimizi koruruz ve bir deve yükü de fazla alırız. Çünkü bu (getirdiğimiz) az bir miktardır.” (Yusuf/65)
  • Yakub şöyle cevap verdi: “Aşılamaz engellerle kuşatılmanız hariç, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah adına yeminle kesin söz vermediğiniz takdirde onu sizinle beraber göndermem!” Ona hepsi de kesin söz verince, “Söylediklerimize Allah şahittir” dedi. (Yusuf/66)
  • Sonra şunu söyledi: “Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden savamam. Hüküm Allah’tan başkasının değildir. Ben yalnız O’na güvenip dayandım. Güvenecek olanlar yalnız O’na güvenip dayansınlar. (Yusuf/67)

Hz. Yakup’ un oğullarına Mısır’a değişik kapılardan girin demesinin sebebi, hem oğullarının güzel giyinmesi, hem de oğullarının kötü niyetli insanlardan zarar görmek istememesiydi. Herkesin nazarı üstlerinde olduğundan başlarına kötü bir şey gelmesini istemiyordu. Yakup (a.s) Peygamber oğullarını göndermişti. Nasihatleri dinleyen oğulları yola çıkmıştı. Ayette şöyle buyurulur:

  • Şehre babalarının kendilerine emrettiği şekilde girdiler ama bu, Allah’tan gelecek hiçbir şeyi onlardan savacak değildi. Şu var ki, Yakub’un içinde taşıyıp onlara açıkladığı kaygıyı gidermiş oldu. Şüphesiz o, bizim kendisine öğrettiğimiz bir bilgiye sahipti. Fakat insanların çoğu (bu hakikati) bilmezler. (Yusuf/68)

 Kardeşleri Hz. Yusuf’un (a.s) Yanında

Yusuf (a.s) yaptığı bir plan ile kardeşi Bünyamin’i yanında tuttu. Kardeşleri babalarının yanına döndü. Yakup (a.s) Peygamber oğlu Bünyamin’i yanlarında görmeyince:

  • Babaları şöyle dedi: “Hayır, nefisleriniz bu hususta sizi aldattı. Bana düşen artık güzel bir sabırdır. Umulur ki, Allah onların hepsini bana getirir. Şüphesiz O, çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.” (Yusuf/83)
  • Onlardan yüz çevirdi, “Ah Yusuf’um ah! İçim yanıyor!” diyordu. Sonunda üzüntüden gözlerine boz geldi. Artık kederini içine gömüyordu. (Yusuf/84)

Yakup (a.s) Peygamberin oğlu Yusuf’u (a.s) kaybettiği günden beri gözüne uyku girmemişti. Çok fazla ağlamaktan Yakup (a.s) Peygamberin gözleri görmez olmuştu. Tam 40 sene boyunca ağlamıştı Yakup (a.s) Peygamber. Bu durumu gören Hz. Yakup’un (a.s) oğulları babalarına:

  • “Oğulları, “Allah’a andolsun ki, sen ‘Yusuf’um!’ diye diye sonunda ya hasta olacaksın ya da büsbütün helâk olacaksın!” dediler. (Yusuf/85)
  • Yakub da şöyle dedi: “Ben acımı ve kederimi ancak Allah’a arz ediyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah’tan gelen bilgiyle biliyorum.  (Yusuf/86)
  • Ey oğullarım! Gidin de Yusuf’u ve kardeşini iyice araştırın, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü inkâr edenlerden başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez!” (Yusuf/87)

Hz. Yakup (a.s) Yusuf’a (a.s) Mektup Yazıyor

Yakup (a.s) Peygamber ümidini yitirmemiş ve Mısır azizi oğlu Yusuf’a (a.s) mektup yazmış ve oğulları ile yazdırdığı mektubu göndermiştir.

Mektupta şunlar yazıyordu: “Bismillâhirrahmânirrahîm! Halîlullâh İbrahim oğlu İshak’ın oğlu İsrail Yakup’tan Mısır Aziz’ine: Biz, başına birçok belâlar gelmiş bir sülâleyiz. Ceddim İbrahim, Nemrut’un ateşiyle mübtela kılındı; sabretti. Allah da onu selâmete ulaştırdı. Babam da başka iptilâlarla imtihan edildi; sabretti. Allah ona da mükâfat verdi. Bana gelince, ben de oğlum Yusuf’u kaybettim. O’nun ayrılığından ağlaya ağlaya gözlerim görmez oldu, belim büküldü. Yanında rehin tuttuğun oğlumla kendimi teselli ediyordum. Onun hırsızlık ettiğini söylemişsin. Bizim neslimizden olan hırsızlık yapmaz. Biz hırsız doğurmayız. Onu bana iade edersen edersin, eğer etmezsen, sana öyle bir beddua ederim ki yedi batın evlâdına tesir eder!”

Babasından mektubu alan Yusuf (a.s) mektubu okuduktan sonra cevap olarak şunları yazmıştır: “Bismillâhirrahmânirrahîm! Mısır Aziz’inden, İsrail Yakub’a; Ey yaşlı kimse! Mektubun geldi. Okudum ve muhtevasını anladım. Orada salih babalarından bahsedip her birinin belâlara dûçâr olduklarını ve sabrettiklerini yazıyorsun. Onlar nasıl iptilâlara sabrettilerse, sen de öyle sabret! Vesselâm!

Oğlu Yusuf’un (a.s) cevap olarak yazdığı mektubu okuyan Hz. Yakup (a.s) şunları söyler: “Allah’a yemin ederim ki bu bir melik mektubu değil, bir peygamber mektubudur. Ve bunu yazan, olsa olsa Yusuf’tur.” Bunları söyledikten sonra olayın aslını öğrenmek üzere oğullarını tekrar Mısır’a gönderir. Oğulları Mısır Azizi Yusuf’un (a.s)  yanına gelince:

  • Yusuf’un huzuruna girdiklerinde dediler ki: “Ey Aziz! Bizi ve ailemizi kıtlık bastı ve biz, az bir bedel ile geldik. Yine de bize talebimizi karşılayacak kadar ver; bize bağışta da bulun. Şüphesiz Allah bağış yapanları mükâfatlandırır.” (Yusuf/88)
  • Yusuf, “Siz, cahilliğiniz yüzünden Yusuf ve kardeşine yaptıklarınızı biliyor musunuz? Dedi. (Yusuf/89)
  • “Yoksa sen, gerçekten sen Yusuf musun?” diye sordular. O da “Evet” dedi, “Ben Yusuf’um, bu da kardeşim. Allah bize iyilik etti. Kim Allah’tan korkar ve sabrederse, şüphesiz Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez.” (Yusuf/90)
  • Dediler ki: “Allah’a andolsun, hakikaten Allah seni bize üstün kılmış. Gerçekten biz hataya düşmüşüz.” (Yusuf/91)
  • Yusuf şöyle dedi: “Bugün yaptıklarınız yüzünüze vurulmayacak, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir. (Yusuf/92)

Hz. Yakup’un (a.s) Gözlerinin Açılması

Bu olay kuranı kerimde şöyle anlatılmaktadır:

  • “Şu benim gömleğimi götürün de onu babamın yüzüne koyun, gözleri görecek duruma gelir. Bütün ailenizi de bana getirin.” (Yusuf/93)
  • Kafile Mısır’dan ayrılınca babaları, “Eğer bana bunamış demezseniz, inanın ben Yusuf’un kokusunu alıyorum!” dedi. (Yusuf/94)
  • Yanındakiler ise, “Vallahi sen hâlâ eski şaşkınlığındasın” dediler. (Yusuf/95)
  • Müjdeci gelince, gömleği yüzüne koyar koymaz Yakub tekrar görür hale geldi. Dedi ki: “Ben size, ‘Allah tarafından sizin bilmediklerinizi bilirim’ demedim mi?” (Yusuf/96)

Hz. Yusuf’un (a.s) Rüyası Gerçekleşiyor

Yusuf (a.s) Peygamber, Mısır Hükümdarı, bütün halk Yakup (a.s) Peygamberi ve bütün ailesini karşılamak için yola çıkmışlardı.

Hz. Yusuf (a.s) ve Yakup (a.s) Peygamber karşı karşıya geldikleri vakit orada bulunan bütün halk atlarından inmiş Yakup (a.s) Peygamber ve Yusuf (a.s) Peygamber birbirine sımsıkı büyük bir hasret ile sarılmışlardır. Kur’an-ı Kerim de şöyle anlatılır:

  • Yusuf’un yanına girdiklerinde anne babasını bağrına bastı ve “Allah’ın izniyle Mısır’a güven içinde girin” dedi. (Yusuf/99)

Oğlu Yusuf’a (a.s) kavuşan Yakup (a.s) Peygamber Yüce Allah’a (c.c) şükür içerisinde şöyle dua etmiştir: “ “Allah’ım! Yusuf için feryatlarımı yâdlarımı, onun ayrılığından dolayı sabrımın azlığını ve oğullarımın kardeşlerine yaptıklarını mağfiret eyle!”

Yusuf (a.s) Peygamberde babası Hz. Yakup (a.s) gibi daima şükür içerisindeydi. Annesinin ve babasını tahta çıkardı. Anne babası ve bütün kardeşleri secdeye kapanmışlardır. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim de bu olaydan şöyle bahsetmektedir:

  • Anne babasını makamına çıkardı. Hepsi onun huzurunda yere kapandılar; Yusuf dedi ki: “Babacığım! İşte daha önce gördüğüm rüyanın manası buymuş; rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu rabbim bana lütuflarda bulundu: Beni zindandan çıkardı, sizi çölden (çıkarıp buraya) getirdi, üstelik şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra! Şüphesiz rabbim dilediğine çok lütufkârdır. Kuşkusuz O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.” (Yusuf/100)

Allah’ın (c.c) kendisi için verdiği nimetlerin arttığını gören Yusuf (a.s) Peygamber dünyanın geçici olduğunu, hiçbir şeyin kalıcı olmadığını, dünyada güzelliklerden sonra ayrılığın geldiğini anlamıştı.

Allah’ın kendisine verdiği nimetleri zikir ederek şükretmeye ve dua etmeye devam etmiştir. Ayet-i Kerime de Yusuf (a.s) Peygamberin duasından şöyle bahsedilir:

  • “Ey rabbim! Bana iktidar verdin ve bana rüyaların yorumunu da öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada da ahirette de beni yönetip himaye eden sensin. Müslüman olarak canımı al ve beni iyi kulların arasına kat!” (Yusuf/101)

Hz. Yakup (a.s) Peygamberin Vefatı

Rivayetlerde Hz. Yakup’un vefatı şöyle anlatılır: “ Yakup (a.s) Peygamber gittiği Mısır da oğlu Yusuf (a.s) Peygamberin yanında yirmi dört sene daha yaşamış sonra vefat etmiştir. Şam da babası İshak (a.s) Peygamberin yanına vasiyeti üzerine defnedilmiştir.

YAZAR BİLGİSİ
İslami hakikatleri Allah rızası için insanlara ulaştırmaya çalışan bir kul.
YORUMLAR

  1. berat dedi ki:

    Abi çok iyi site

  2. berat dedi ki:

    Abi site çok güzel