HALİD BİN VELİD

  • “Seyfullah” lakabına sahip sahabe.
  • Ömründe hiç savaş kaybetmemiş sahabe.
  • İslam’ın yayılmasında öncülük eden komutan.
  • Resûlullah’ın Kâtiplerinden.

Halid bin Velid‘in Hayatı

Halid bin velid, hicretten 35-39 sene önce kadar 538-587 senelerinde Mekke ‘de dünyaya gelmiştir. Soyu Efendimizin (sav) soyuna dayanır. Babası Velid bin Muğire Kureyş kabilesinin seçkinlerinden biridir. Nesi Lübabe eş Suğra Esma binti Haris’tir. Babası Halid doğduktan sonra oğlunun en iyi şekilde yetiştirilmesi için çaba sarf etmiştir. Temiz ve sağlıklı olsun diye çöldeki bir aileye verilmiş yaşı 5-6 olunca tekrar ailesine teslim edilmiştir. Halid bin Velid babası ve Kureyş’in ileri gelenleri gibi Müslüman olmadan önce İslam’a düşmandı. Kardeşi Velid bin Velid Bedir Savaşı’nda esir düşmüş bunun üzerine vergi vererek kardeşini esirlikten kurtarmıştı. Ancak kardeşi onları bırakıp Medine’ye kaçmış Müslüman olmaya karar vermişti. Halid bu duruma sinirlenmiş kardeşini Mekke’ye götürüp hapsetmiş ancak Velid tekrar kaçmıştı. Efendimizin (sav) kaza umresi için Mekke’ye geldiğini duymuştu. Efendimiz (sav) ile karşılaşmak istemediği için şehirden ayrılmıştı. Ancak bir türlü gidememişti. Efendimiz (sav) umre için Mekke’ye gelmiş Halid bin Velidi bulamamıştı. Kardeşi Velid mektup bırakmıştı kendisine. Halid bu mektup vesilesi ile Müslüman olmuştur. Ömrünün kalan kısmını Humus ‘ta geçirmiş ve Humus ‘ta vefat etmiştir. Kabri de oradadır.

Halid bin Velid‘in Doğumu

Halid bin Velid hicretten 35-39 sene önce kadar 538-587 senelerinde Mekke ‘de dünyaya gelmiştir. Soyu Efendimizin (sav) soyuna dayanır. Babası Velid bin Muğire ‘dir. Kureyş kabilesinin seçkinlerinden biridir. Annesi Lübabe eş Suğra Esma binti Haris’ tir. Annesi Efendimizin (sav) eşi Meymune binti Haris’ ‘in kız kardeşidir.  

Halid bin Velid Nasıl Yetiştirildi?

Halid bin Velid doğduktan sonra Mekke ‘nin geleneğine uyulmuş temiz ve sağlıklı bir iklimde yetişsin diye çöldeki bir aileye verilmiştir. Yaşı 5-6 olunca ailesinin yanına Mekke’ye dönmüştür. Halid ‘in babası oğlunun yetişmesine büyük önem veriyordu. Bu nedenle oğlunun en iyi şekilde yetişmesi için elinden geleni yapmıştır. Cesaret, cömertlik ve kahramanlık konularında oğlunu telkin etmiş soyu ile övünme konusunu zihnine yerleştirmiştir. Halid ata binmeyi, ok, yay, mızrak, kalkan ve kılıç kullanmayı süvari birliklerinin sevk ve idare edilmesi konusunu öğrenmişti. Güçlü bir fiziğe sahip olmak için spor yapmış ve hatta çocukken akran olduğu Hz. Ömer ile savaşmıştır. Aynı zamanda Efendimizin (sav) kâtipleri arasında yer almıştır.

İslamiyet’e Girmeden Önce: Halid Bin Velid (r.a)

Halid bin Velid İslam’a girmeden önce Efendimize (sav) ve İslam’a karşı tıpkı babası, kabile mensupları ve Kureyş’in ileri gelenleri gibi düşmandı. Kabilesi bu düşmanlığın öncüsüydü. Halid bin Velid ‘in Bedir Savaşına katılıp katılmadığı bilinmiyordu. Kardeşi Velid bin Velid Bedir Savaşı’nda esir düşmüştü. Halid kardeşini kurtarmak için savaş sonrası kardeşinin fidyesini ödemiş ve serbest bırakılmasını sağlamıştı. Ancak Velid bin Velid Müslüman olmak istediği için kardeşlerini yolda bırakıp Medine’ye kaçmıştır. Halid bin Velid bu olaya çok sinirlenip Mekke’ye götürüp hapsetmiş ancak Velid tekrar Medine’ye kaçmıştır.

Halid bin Velid‘in (r.a) İslam’ı Kabul Edişi

Halid bin Velid Kureyş ordusunun süvari birliğinin kumandanlığını Uhud Savaşından itibaren yapmaya başlamıştır. Uhud Savaşı’nın yaşandığı vakitte Efendimizin (sav) emrine rağmen okçular yerini terk etmiş bu nedenle savaşın seyri değişmişti. Hendek Savaşı yaşandığında da birliğin başında Halid kumandan idi. Halid hendeği aşmaya çalışmış ve Efendimizin (sav) çadırının bulunduğu yerden çetin saldırıya geçmişti. Bu saldırı gece yarısına kadar devam etmiş ancak Halid bir neticeye ulaşamamıştı. Hicretin altıncı senesinde Efendimiz (sav) ve Müslümanlar umre yapmak için Hudeybiye ‘ye gelmiş fakat Kureyşliler onları Mekke’ye sokmak istememişlerdir. Halid sahabeler ile öğle namazını kılan Efendimize (sav) aniden saldırı yapmayı düşünmüş ancak bunu başka bir namaz vaktine ertelemişti. İkindi vakti geldiğinde Efendimizin (sav) sahabeleri ile korku namazını kıldığını gören Halid “Bu adam korunmuştur” diyerek artık bu düşmanlığın bitmesi gerektiğini de itiraf etmişti. Halid Hudeybiye Anlaşmasından bir sene sonra tekrar umre için Mekke’ye gelecek olan Efendimiz (sav) ile karşılaşmak istemediği için şehirden ayrılmıştı. Halid bin Velid tamamen karasız kalmış hatta Habeşistan ‘a Necaşi ‘nin yanına bile gitmeyi düşünmüştü. Fakat “O, Muhammed’e uydu ve Muhammed’in Ashabı onun yanında emniyet içinde yaşıyor” diyerek bu kararından vazgeçmiş Bizans ve İran ‘a gitmeye karar vermişti. Kararsız kaldığı için bir türlü gidememiş ve tam da bu esnada Efendimiz (sav) umre kazası için Mekke’ye teşrif etmişti. Efendimiz (sav) ile karşılaşmak istemediği için bir yere gizlenmişti. Efendimiz (sav) ile beraber Velid de gelmişti. Kardeşi Halid ‘i aramış ancak bulamamıştı. Bu nedenle mektup bırakmıştı kendisine: “Bismillâhirrahmânirrahîm. Bu kadar akıllı olduğun hâlde İslam’a girmekten kaçman kadar acayip bir şey görmedim. İslamiyet gibi bir dinden kim uzak kalabilir? Resûlullah bana seni sordu ve ‘Hâlid nerede?’ dedi. ‘Allah onu getirir.’ Dedim. ‘Onun gibiler İslam’a uzak kalabilir mi? Mücadele ve gayretini Müslümanlar için kullansaydı onun için daha iyi olurdu.’ Dedi. Kardeşim, çabuk ulaş, fırsatları kaçırma!”

Mektubu okuyan Halid ‘in hem İslam’a bakış açısı değişmiş hem de Efendimizin (sav) kendisini sormasına sevinmişti. Nihayet Efendimizin (sav) yanına gitmeye karar vermiş ve yola çıkmıştı. Yolda giderken Savfan bin Ümeyye ile karşılaşmıştı:

  • Halid: “Ey Ebu Vehb! İçinde bulunduğumuz durumu biliyor musun? Biz çok azal­dık. Muhammed ise hem Araplara hem de Acemlere galip geliyor.”
  • Savfan: “Kendimden başka kimse de kalmasa, yine ona tabi olmam!”

Halid daha sonra İkrime bin Ebu Cehil’e rastladı. Savfan ‘a söylediklerini İkrime ‘ye söyleyince İkrime inancını açığa vurmamasını söyledi.

İslam’ı Kabul Edişinden Sonra Halid Bin Velid (r.a)

Halid bin Velid tek başına Efendimizin (sav) huzuruna gitmeye karar vermiştir. Eve gidip hazırlık yaptı ardından yola çıktı. Yolda Osman bin Talha ile karşılaştı. Savfan ‘a ve İkrime ‘ye söylediklerini tekrarladı. Osman bu teklifi kabul edince birlikte Efendimize (sav) gitmeye karar verdiler hatta Amr bin As ‘ta kendilerine katılmıştır. Birlikte Medine’ye gittiler. Medine de kendilerini Halid ‘in kardeşi Velid karşılamıştı. Velid şu müjdeyi verdi kendilerine: “Çabuk olun! Resûlullah sizin gelişinizi ha­ber aldı sevindi ve şimdi sizleri bekliyor.”

Bu esnada Resul-i Ekrem (s.a.v.), etrafındaki sahabelerine şöyle diyordu: “Mekke, ciğerparelerini kucağımıza attı.”

Halidi İslam’ı kabul edip Müslüman olduktan sonra üç sene Efendimizin (sav) emrinde hareket etmiştir. Halid bin Velid ‘in Müslüman olarak katıldığı ilk savaş Mute savaşıdır. Bu savaş sonunda Efendimiz (sav) Halid‘e “Seyfullah” (Allah’ın kılıcı) unvanını verdi.

Halid bin Velid‘in (r.a) Vefatı

Halid bin Velid bütün ömrü boyunca at üzerinde savaş meydanlarında yer almıştır. Vücudunda yara almayan yer yoktu. Şehitlik nasip olmuyor diye çok üzülüyor hem ağlıyor hem de şunları söylüyordu: “Şu kadar savaşta bulundum. Vücudumda kılıç, mızrak, ok yarası bulunma­yan bir tek karış yer yoktur. Fakat görüyorsunuz ki, develer gibi yatağımda ölüyorum. Korkaklar dünyada rahat yüzü görmesin!”

Hicretin 21. Senesinde vefat etmiştir. Ömrünün kalan yıllarını Humus ta geçirmiş ve orada vefat etmiştir aynı zamanda kabri de oradadır.

YAZAR BİLGİSİ
İslami hakikatleri Allah rızası için insanlara ulaştırmaya çalışan bir kul.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.