Sabır nedir? Sabır ‘ın dindeki yeri nedir? Sabır ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
YEMİN İLE İLGİLİ HADİSLER
Yemin İle İlgili Hadisler Nedir? Yemin İle İlgili Hadisler ‘in dindeki hükmü nedir? Yemin İle İlgili Hadisler ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- İbni Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav), bir adamın kendi babası üzerine yemin ettiğini işitmişti, derhal müdahale ederek: “Babalarınız üzerine yemin etmeyin. Kim Allah üzerine yemin ederse doğru söylesin. Allah üzerine kendisi için yemin edilen de razı olsun (söylenene inansın, tasdik etsin). Allah üzerine edilen yemine razı olmayan (söyleneni tasdik etmeyen) kimse, Allah’a yakın (bir kul) değildir” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (2101) – Hds 6645)
- Rifâ’a İbnu Arâbe el-Cühenî (r.a) anlatıyor: “Allah huzurunda şehadet ederim ki, Resûlullah ‘ın (sav), and içtiği zaman kullandığı yemini şöyle idi: “Nefsimi kudret elinde tutan Zât-ı Zül-celâl’e yemin ederim.” İbnu Mace Sünen (2091) – Hds 6643)
- Hazreti Aişe (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kim sıla-i rahmi koparma veya uygun olmayan (benzeri bir şey) hususunda yemin ederse, bu yeminden (meşru olan kurtuluşu) onun gereğini yerine getirmemektir.” İbnu Mace Sünen (2110) – Hds 6647)
- Resulullah (sav), Hazreti Ömer (r.a), babasını zikrederek yemin ettiğini işitmişti: “Allah Teala hazretleri, sizleri babanızı zikrederek yemin etmekten nehyetti. Öyleyse kim yemin edecekse Allah’a yemin etsin veya sussun” buyurdu. Buhari, Eyman 4, Müslim, Eyman 1, (1646), Ebu Davud, Eyman 5, (3250), Tirmizi, Eyman 8, (1534), Nesai, Eyman 5, (7, 4, 5)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: Kim emanetle yemin ederse bizden değildir!” Ebu Davud, Eyman 6, (3253)
- Biz çocukken, büyüklerimiz bizi şehadet ve ahd ile yemin etmekten menederlerdi. Buhari, Eyman 10
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim yemin eder ve “…islam’dan beri olayım!” derse, eğer sözünde yalancı ise, dediği gibi olur, yalancı değil de gerçeği söylemişse İslam’a salim olarak dönemeyecektir.” Ebu Davud, Eyman 9, (3258), Nesai, Eyman 8, (7, 6)
- İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Bir adam Resûlullah (sav) gelerek: “Ey Allah’ın Resûlü! Ben Büvâne nam mevkide bir deve kurban etmeye nezrettim” dedi. Aleyhissalâtu vesselâm: “İçinde cahiliyeden kalma bir şey var mı?” dedi. Adam: “Hayır!” deyince Resûl-i Ekrem efendimiz: “Nezrini yerine getir!” buyurdu.” İbnu Mace Sünen (2130) – Hds 6652)
- Meymune Bintu Kerdem el-Yesâriyye ‘nin (r.a) anlattığına göre: “Babasının terkisinde iken, babası Resûlullah (sav) ile karşılaşır ve der ki: “Ben, Büvâne nam mevkide deve kurban etmek üzere nezrettim.” Aleyhissalâtu vesselâm: “Orada put var mı?” diye sorar. Babası: “Hayır!” der. Resulullah (sav): “Öyleyse nezrini yerine getir!” emreder.” İbnu Mace Sünen (2131) – Hds 6653)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim, mahkeme gereği, yapması icap eden bir yeminde yalan yere yemin ederse bu yemini sebebiyle cehennemdeki yerini hazırlamış olur.” Ebu Davud, Eyman 1, (3242)
- Resulullah, “Kim Müslüman bir kimsenin malı hakkında yalan yere yemin ederse, (Kıyamet günü) Allah’la karşılaştığında O’nu kendisine karşı gadaplanmış bulur!” buyurdular. Sonra Resulullah (sav), bu sözlerini tasdik eden ayetleri Allah Teala’nın kitabından okudular: “Ahir zaman peygamberine iman hususunda Allah’a verdikleri ahdi ve ettikleri yemini, az bir dünya malı karşılığında değiştirenlere gelince, onların ahirette hiçbir nasibi yoktur. Kıyamet gününde Allah onlara ne bir hitapta bulunur, ne rahmetiyle nazar eder ve ne de onları temize çıkarır. Onların hakkı pek acı bir azaptır” (Al-i İmran 77). Buhari, Eyman 17, Müslim, İman 234, (138), Ebu Davud, Eyman 2, (3243), Tirmizi, Tefsir, Al-i İmran, (2999)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim Müslüman bir kimsenin hakkını, yemini ile ele geçirirse artık onun için cehennem vacip olmuştur. Allah Teala ona cenneti de mutlaka haram kılmıştır.” “Ey Allah’ın Resulü! Az bir şey olsa da mı?” diye sormuşlardı. “Misvak ağacından bir çubuk bile olsa!” cevabını verdi. Müslim, İman, 218, (137), Muvatta, Akdiye 11, ( 2, 727), Nesai, Kada 29, (8, 246)
- Safvan İbnu Abdirrahmân el-Kureşî anlatıyor: “Fetih günü babamı Resulullah ‘ın (sav) yanına getirdim ve: “Ey Allah’ın Resulü! Babama hicretten bir pay ayır!” dedim. Resûlullah: “Artık hicret kalmadı” buyurdular. Ben de gidip (Resullulah’ın hatırını hiç kırmadığı sevgili amcası) Abbâs ‘ın (r.a) yanına gittim, “Beni tanıdın mı?” dedim. “Evet!” deyince, arzumu ona açtım, babama hicretten bir nasip ayırması için Resulullah nezdinde şefaatte bulunmasını rica ettim. Kabul etti ve Abbâs, üzerinde cübbesi olmaksızın gömlekli olarak evinden çıktı huzur-u nebeviye gelip “Ey Allah’ın Resulü! Falancayı ve onunla aramızdaki (dostluğu) biliyorsun. O, size hicret üzere biat etmesi (ve böylece muhacir olma sevabından bir pay alması) için, babasını getirdi” dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav): “Artık hicret yok!” buyurdular. Abbâs hazretleri:”(Bu adamın babası ile hicret şartıyla biat etmesi için) senin üzerine yemin ettim” dedi. Aleyhissalâtu vesselâm elini uzatıp adamın elini meshetti ve: “Amcamı yemininden kurtardım, hicret yoktur!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (2116) – Hds 6649)
- İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Biriniz yemin edince sakın: “Allah’ın dilediği ve senin dilediğin” demesin. Lâkin şöyle desin: “Allah’ın dilediği sonra senin dilediğin.” İbnu Mace Sünen (2117) – Hds 6650)
- Huzeyfe İbnu’l-Yemân (r.a) anlatıyor: “Müslümanlardan bir adam rüyasında ehl-i kitaptan birine rastlamış, o da kendisine: “Siz Müslümanlar bir de Allah’a ortak koşmasanız ne iyi insanlarsınız. Ama şöyle diyerek (şirke düşüyorsunuz): “Allah’ın dilediği ve Muhammed’in dilediği.” Rüya sahibi bu gördüğünü gelip Resulullah’a (sav) anlattı. Resulullah ‘da (sav): “Vallahi ben sizin böyle söylediğinizi bilmiyordum. Öyleyse bundan böyle) şöyle söyleyin: “Allah’ın dilediği, sonra Muhammed’in dilediği” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (2118) – Hds 6651)
- Abdullah İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Yemin (sonuç ve netice itibariyle) ya günaha girmektir yahut da pişman olmaktır.” İbnu Mace Sünen (2103) – Hds 6646)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Yemin, yemin isteyenin niyetine göredir” [Bir diğer rivayette: “Senin yeminin arkadaşının seni kendisiyle tasdik ettiği şeye göredir” denmiştir.] Müslim, Eyman 21, (1653), Ebu Davud, Eyman 8, (3255), Tirmizi, Ahkam 19, (1354)
- Şu ayet kişinin kullandığı “Vallahi hayır!” “Billahi evet!” gibi sözler sebebiyle nazil olmuştur. (Mealen): “Allah yeminlerinizde kasıtsız olarak yanılmanızdan dolayı sizi mes’ul tutmaz, fakat ettiğiniz yeminleri bozmanızdan dolayı sizi mesul tutar. Bozulan bir yeminin kefareti ise…” (Maide 89). Buhari, Eyman 14, Muvatta, Eyman 9, (2, 477), Ebu Davud, Eyman 28, (3254)
- Resulullah (sav)’e gitmek üzere yola çıkmıştık. Beraberimizde Vail İbnu Hucr (r.a) da vardı. Yolda onu, bir düşmanı yakaladı. Herkesi yemin etmeye zorladılar. Ben, “o, kardeşimdir” diye yemin ettim. Bunun üzerine onu serbest bıraktılar. Resulullah’a gelince olup biteni anlattım. “(Önümüzü kesen) grup herkesi yemine zorladı, ben de onun kardeşim olduğuna yemin ettim” dedim. “Doğru söylemişsin, Müslüman Müslümanın kardeşidir!” buyurdular. Ebu Davud, Eyman 8, (3256), İbnu Mace, Keffarat 14, (2119)
- İki kişi Resulullah (sav)’ın huzurunda murafaa olundular. Resulullah (sav) müddeiden (davacıdan) beyyine (delil, şahid) talep etti. Adamın beyyinesi yoktu. Bunun üzerine davalıdan yemin talep etti. O, kendisinden başka ilah bulunmayan Allah’a kasem etti. Resulullah (sav) “Hayır, sen (iddia edileni) yaptın. Velakin Lailahe illallah sözündeki ihlas sebebiyle mağfiret olundun!” buyurdu. Ebu Davud, Eyman 16, (3275)
- Resulullah (sav): “Biz öne geçecek sonuncularız!” buyurdular. Keza: “Birinizin ailesine karşı yaptığı yemininde inatlaşması, Allah nazarında Rab Teala’nın farz kıldığı kefareti ödemesinden daha ağır bir günahtır!” buyurdu. Buhari, Eyman 1, Müslim, Eyman 26, (1655)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden kim yemin eder ve yemininde: “Lat ve Uzza’ya kasem olsun!” derse hemen “Lailahe illallah!” desin. Kim de arkadaşına: “Gel seninle kumar oynayalım” derse hemen (bir şeyler) tasadduk etsin!” Buhari, Eyman 5, Tefsir, Necm, Edeb 74, İsti’zan 52, Müslim, Eyman 5, (1647), Ebu Davud, Eyman 4, (3247), Tirmizi, Nüzur 17, (1545), Nesai, Eyman 11, (7, 7)
- Bir grup kimse, bazı şeyleri tezekkür ediyorduk. Ben o sırada cahiliyeden yakın zamanda çıkmıştım. “Lat ve Uzza’ya kasem olsun!” diyerek yemin ediverdim. Arkadaşlarım bana: “Söylediğin şey ne fena! Çirkin bir söz ettin!” dediler. Ben hemen Resulullah (sav) gelip durumu anlattım: “Allah’tan başka ilah yoktur, o tektir, şeriksizdir. Arz ve semanın mülkü O’na aittir. Bütün hamdler de O’nadır, O her şeye kadirdir!” de! Sol tarafına üç kere üfle. Taşlanmış şeytandan Allah’a sığın, sonra bir daha (bu çeşit yemine) dönme!” buyurdular. Nesai, Eyman 12, (7,7-8)
- İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) yerine getirmediği yemini için kefaret olarak bir sa’ miktarı kuru hurma tasadduk etti. İnsanlara da böyle yapmalarını söyledi. Bunu bulamayana “yarım sa’ buğday” takdir etti.” İbnu Mace Sünen (2112) – Hds 6648)
- Resulullah (sav) yemin teklif ettiği bir kimseye şöyle söyledi: “Haydi! Kendinden başka ilah olmayan Allah’a kasem ederek o kimsenin yani iddia sahibinin sende hiçbir şeyi olmadığına yemin et!” Ebu Davud, Akdiye 24, (3620)
- Resulullah (sav)’ın yaptığı yeminlerin çoğu şöyleydi: “Kalpleri çeviren Zat’a yemin olsun, hayır!” Buhari, Eyman 3, Kader 14, Tevhid 11, Muvatta, Nuzur 14, Ebu Davud, Eyman 16, (3263), Tirmizi, Nüzür 12, (1540), Nesai, Eyman 2, (7, 2, 3)
- Resulullah (sav) yeminde mübalağa edince: “Hayır! Ebu’l-Kasım’ın nefsini elinde tutan Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun ki…” derdi. Ebu Davud, Eyman 12, (3264), İbnu Mace, Kefarat 1, (2090)
- Yemin ettiği zaman Resulullah (sav)’ın yemini: “Hayır! Allah’a istiğfar ederim ki…” şeklindeydi. Ebu Davud, Eyman 12, (326S)
- Resulullah (sav)’e bir Yahudi uğradı ve: “Siz Müslümanlar Allah’a benzerler koşuyor ve sirke düşüyorsunuz ve diyorsunuz ki: “Allah istedi ben de istedim.” Yine diyorsunuz ki: “Ka’be’ye yemin olsun!” Bunun üzerine Resulullah (sav) Ashab’a, yemin etmek istedikleri zaman “Ka’be’nin Rabbına kasem olsun!” demelerine ve: “Allah istedi sonra da ben istedim” demelerini emretti. Nesai, Eyman 9, (7,6)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Şu minberimin yanında kim günaha sebep olan bir yemin ederse, hatta bu, yeşil bir misvak çubuğu için dahi olsa, mutlaka cehennemdeki yerini hazırlamış olur.” Muvatta, Akdiye 10, (2, 727), Ebu Davud, Eyman 3, (3246), İbnu Mace, Ahkam 9, (2325)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim yemin eder ve “inşaallah” derse istisna yapmış olur. Dilerse rücu eder, dilerse hanis olması mevzubahis olmadan terk eder.” Muvatta, Eyman 10, (2, 477), Ebu Davud, Eyman 11, (3261, 3262), Tirmizi, Eyman 7, (1531), Nesai, Eyman 18, 39, (7, 12, 25), İbnu Mace, Kefarat 6, (2105- 2106)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Süleyman (a.s) bir gün: “Bugün, kesinlikle doksan kadınıma uğrayacağım. Hepsi de Allah yolunca cihat edecek bir yiğit doğuracak!” dedi. Arkadaşı (veya melek) ona: “İnşaallah de bari!” uyarısında bulundu. Ama Hazreti Süleyman inşaallah demedi. Söylediği gibi, o gün, bütün hanımlarına uğradı. Kadınlardan sadece biri hamile kaldı. O da yarım insan doğurdu.” “Resulullah (sav) sözüne devamla: “Nefsimi elinde tutan Zat’a yemin olsun! Eğer Süleyman (a.s) “İnşaallah” demiş olsaydı hepsi de Allah yolunda atlı olarak cihat eden çocuklara sahip olacaktı” buyurdu. Buhari, Enbiya 40, Eyman 3, Müslim, Eyman 23, (1654), Nesai, Eyman 39, 40, (7, 25)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ben, Allah’a yemin ederek söylüyorum: İnşaallah, herhangi bir şeye yemin edilince, yeminin aksini yapmayı daha hayırlı görecek olsam, yeminimi kefaretler, hayırlı gördüğüm şeyi yaparım.” Buhari, Eyman 14, Müslim, Eyman 10, (1649), Ebu Davud, Eyman 17, (3276), Nesai, Eyman 15, (7, 9, 10), Sayd 33, (7, 206)
- Hazreti Ebu Bekr (r.a), aziz ve celil olan Rabbimiz yemin kefaretini indirinceye kadar yaptığı yeminlerinde hiç hanis olmadı. Ayet inince dedi ki: “Artık, bir yemin edip, sonra aksini yapmanın daha hayırlı olduğunu görecek olsam, (yeminim yerini bulsun diye direnmem) derhal daha hayırlı gördüğüm hususu yapar, yeminim için de kefaret öderim.” Buhari, Eyman 1
- Hazreti Enes (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) bir kimsenin: “Ben, öyleyse Yahudi olayım!” diye yemin ettiğini işitmişti. Şöyle buyurdular: “Yahudilik ona vacip oldu!” İbnu Mace Sünen (2099) – Hds 6644)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR