İstihaze ve Nifa nedir? İstihaze halinde ne yapılmalı? İstihaze ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
VÜCUTTAN ÇIKAN BOZUCULAR
Vücuttan çıkan bozucular nedir? Vücuttan çıkan bozucular hakkında dini hükümler nelerdir? Vücuttan çıkan bozucular ile ilgili Resulullah’ın söylemiş olduğu hadisi şerifler şunlardır;
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ses ve koku olmadıkça abdest alınmaz.” Bir rivayette şöyle gelmiştir: “Biriniz mescitte iken, kabaları arasında bir yel hissetse ses işitmedikçe veya koku duymadıkça dışarı çıkmasın.” Müslim, Hayz 99, (362), Tirmizi, Taharet 56, (74, 75)
- Sizden biri, karnında bir şeyler hissetse ve fiilen çıkıp çıkmadığı hususunda tereddüt içinde kalsa, bir ses işitmedikçe veya bir koku duymadıkça mescitten çıkmasın. Müslim, Hayz 99, (362), Tirmizi, Taharet 56, (74, 75)
- Resulullah (sav)’e, namazda iken hayaline abdesti bozuldu gibi gelen bir adamdan bahsedilmişti. Şöyle ferman buyurdular: “Sesi işitip kokuyu duymadıkça namazı sakın terk etmesin.” Buhari, Vudu 4, 34, Büyu 5, Müslim, Hayz 98, (361), Nesai, Taharet 116, (1, 99)
- Ebu Davud bir rivayette şu ziyadede bulunmuştur: “Biriniz mescide girince, kabaları arasında bir şey hissedecek olsa, çıkanın sesini işitmedikçe sakın mescitten dışarı çıkmasın.” Ebu Davud, Taharet 68, (376)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Biriniz namazda yellenirse derhal namazdan çıksın, abdest alsın ve namazı iade etsin.” Ebu Davud, Salat 193, (1005)
- Bir bedevi gelerek: “Ey Allah’ın Resulü! Bizden bir kimse çölde bulunsa, azıcık bir yel kaçırsa, suyu da az ise ne yapmalıdır?” diye sordu. Resulullah (sav): “Sizden biri yellenecek olursa abdest alsın. Kadınlara da arkalarından temas etmeyiniz. Bilesiniz ki Allah hakkın sorulması ve açıklanmasıyla ilgili hususlarda sizden) utanma talebinde bulunmaz.” Tirmizi, Rada 12, (1164-1166)
- Hazreti Ali (r.a) dedi ki: “Ben mezisi akan bir kimseydim. Bunun hükmü hususunda -kızı hanımım olması sebebiyle- Resulullah (sav)’e soramamıştım. Mikdad İbnu Esved ‘e (r.a) söyledim, o sordu. Şu cevabı almıştık: “Mezisi gelen kimse zekerini yıkar ve abdest alır.” Buhari, Gusl 13, İlm 51, Vudu 34, Müslim, Hayz 17, (303), Muvatta, Taharet 53, (140), Tirmizi, Taharet 83, (114), Nesai, Taharet 112, (1, 96, 97), Gusl 28, (1, 213), Ebu Davud, Taharet 93, (206, 207, 208, 209)
- Muvatta ve Ebu Davud’un rivayetlerinde Mikdad şöyle demiştir: “Hz. Ali (r.a), bana kendisi için Resulullah ’tan: “Kadınına yakınlaşınca mezisi akan kimseye ne gerektiği hususunda sormamı söyledi. Ali ilaveten dedi ki: “Zira yanımda Resulullah (sav)’ın kızı var, bu sebeple bizzat sormaktan utanıyorum.” Mikdad der ki: Ben bu mesele hakkında Resulullah (sav)’e sordum. Şu cevabı verdi: “Biriniz buna rastlarsa fercini su ile yıkasın. Namaz abdesti ile abdest alsın.” Ebu Davud bir başka rivayette şu ziyadeyi kaydeder: “..zekerini ve iki husyesini yıkasın.” Buhari, Gusl 13, İlm 51, Vudu 34, Müslim, Hayz 17, (303), Muvatta, Taharet 53, (140), Tirmizi, Taharet 83, (114), Nesai, Taharet 112, (1, 96, 97), Gusl 28, (1, 213), Ebu Davud, Taharet 93, (206, 207, 208, 209)
- Yine Ebu Davud’un bir diğer rivayeti şöyledir: “Hz. Ali (r.a) dedi ki: “Ben mezisi akan bir kimseydim, yıkanmaya başladım. Sonunda sırtım çatlayacak hale geldim. Durumu Resulullah (sav)’e zikrettim -veya ona zikredildi-. Bunun üzerine Resulullah (sav): “Öyle yapma, her seferinde yıkanma)! Meziyi gördün mü, zekerini yıka, sonra da namaz abdestiyle abdest al. Ancak meni atacak olursan o zaman yıkan!” buyurdular.” Ebu Davud, Taharet 83, (206)
- Ben mezi akıntısından epey bir sıkıntıda idim. Bu yüzden sık sık gusül yapıyordum. Sonunda Resulullah (sav)’e bu husustan sordum. Bana: “Meziden dolayı sana abdest kafidir!” buyurdular. “Ey Allah’ın Resulü! Elbiseye değen meziden ne yapmalıyım?” dedim. “Bir avuç su alıp, bunu, mezinin değdiğini zannettiğin yerlere serpmen sana yeterlidir.” Cevabını verdi. Ebu Davud, Taharet 83, (210), Tirmizi, Taharet 84, (116), İbnu Mace, Taharet 70, (506)
- Resulullah (sav)’dan guslü gerektiren şeyler nelerdir, sudan sonra olan sudan sordum. Şu cevabı verdi: “Bu mezidir. Her erkek mezi ifraz eder. Mezi akınca fercini ve husyelerini yıkarsın, ve namaz abdestiyle de abdest alırsın.” Ebu Davud, Taharet 83, (211)
- Ben de meziyi, kendimden ipek ipliği gibi iner görürdüm. Öyleyse bunu sizden biri görünce telaşlanmayıp zekerini yıkasın ve namaz abdestiyle abdest alsın.” -Burada meziyi kastetmiştir.- Muvatta, Taharet 54, (1, 41)
- Resulullah (sav) bir keresinde kustu ve abdest aldı.” Ma’dan der ki: “Resulullah (sav)’ın azatlısı Sevban ‘a (r.a) Şam camiinde rastladım. Bu meseleyi ona hatırlattım ve ondan mahiyetini sordum. Şu cevabı verdi: “Doğru söylemiş, o zaman abdest suyunu da Resulullah (sav)’ın kendilerine ben dökmüştüm.” Ebu Davud, Savm 32, (2381), Tirmizi, Taharet 63, (87)
- Ömer İbnu’l-Hattab ‘ın (r.a) hançerlendiği gece huzuruna girdi ve Ömer’i sabah namazı için uyandırdı. Ömer (r.a): “Namazı terk edenin İslam’dan nasibi yoktur!” buyurdu. Sonra Ömer, yarasından kan aktığı halde namaz kıldı. Muvatta, Taharet 51, (1,39-40)
- Resulullah (sav)’la birlikte Zatu’r-Rika’ gazvesine çıktık. Askerlerden bir kişi, müşriklerden birinin hanımına temasta bulundu. Kocası da: “Muhammed’in Ashabından kan dökmeden geri dönmeyeceğine” diye yemin etti. Evinden çıkıp Resulullah (sav)’ı takibe koyuldu. Resulullah (sav) bir yerde mola verdi ve: “Kim bizi nöbet tutup koruyacak?” diye sordu. Muhacir ve Ensardan birer adam vazifeyi üzerlerine aldılar. Resulullah (sav) bunlara: “Şu geçidin girişini tutun orada bekleyin!” diye ferman buyurdu. Bu iki zat, geçidin ağzına gelince Muhacirden olanı yattı. Ensari de namaz kılmaya başladı. Derken takipçi adam da oraya geldi. Namazdaki nöbetçinin siluetini görünce anladı ki, bu askerlerin koruyucusudur, derhal bir ok attı ve ok, eliyle koymuşçasına hedefini buldu. Ensari oku çıkarıp namazına devam etti. Müşrik isabet ettiremedim düşüncesiyle atmaya devam etti. Öyle ki üçüncü okunu da attı. Enseri de yaraya aldırmadan aynı şekilde namazına devam etti. Bir müddet sonra arkadaşı uyandı. Müşrik bunların iki kişi olduğunu görünce yerinin farkına vardıklarını anladı ve kaçtı. Muhacirden olan zat, Ensari arkadaşındaki kanı görünce: “Sübhanallah! Sana ilk oku atınca beni niye uyandırmadın?” diye sordu. Arkadaşı: “Öyle bir sure okuyordum ki, kesmek istemedim” diye cevapladı. Ebu Davud, Taharet 79, (198)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR