Nikah Adabı nelerdir? Nikah Adabı ‘nın dindeki yeri nedir? Nikah Adabı ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
MEHİR
Mehir nedir? Mehir alırken nelere dikkat edilmeli? Mehir ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- Resulullah (sav) bir adama: “Sana falan kadını nikahlasam razı mısın?” diye sordu. Adam, “Evet!” deyince, bu sefer o kadına sordu: “Seni falan erkekle nikahlasam razı olur musun?” Kadın, “Evet!” deyince bunları birbirlerine nikahladı. Erkek, kadınla gerdeğe girdi, ama kadın için bir mehir belirlemedi herhangi bir şey de vermedi. Bu erkek, Hudeybiye gazvesine katılanlardan biriydi, Hayber’de onun da hissesi vardı. Adam öleceği zaman: “Resulullah falan kadını bana nikahladı ama ben ona bir mehir belirlemedim, peşin olarak da bir şey vermiş değilim. Şimdi sizleri şahid kılıyorum, kadına mehir olarak Hayber’deki hissemi veriyorum!” dedi. Kadın onu aldı ve erkeğin vefatından sonra yüz bin dirheme sattı.” Ebu Davud, Nikah 32, (2117)
- Ravilerden biri, bu hadisin baş kısmına şu ilavede bulundu: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Nikahların en hayırlısı en kolayıdır.” Ebu Davud, Nikah 32, (2117)
- Übeydullah İbnu Ömer’in bir kızı vardı. Annesi de Bintu Zeyd İbni’l-Hattab idi. Bu kız, Abdullah İbnu Ömer’in bir oğlunun nikahı altında idi. Oğlan, Zeyd İbnu’l-Hattab’ın kızıyla gerdek yapmadan vefat etti, üstelik henüz mehir de tespit etmemişti. Kızın annesi, Abdullah’a gelerek kızın mehrini talep etti. İbnu Ömer Radıyallahu Anh, kadına: “Kızınıza mehir yoktur. Eğer mehir olsaydı onu asla tutmaz verirdim, aksi halde kıza zulmetmiş olurum” dedi. Kadın onun hükmünü kabul etmek istemedi. Aralarında, Zeyd İbnu Sabit ‘i (r.a) hakem yaptılar. O, kızın mehir hakkının bulunmadığına, fakat mirasa iştirak hakkı olduğuna hükmetti.” Muvatta, Nikah 10, (2, 527)
- Hz. Ömer (r.a): “Nikâhta perdeler indirildi mi mehir vacip olur” diye hükmetti.” Muvatta, Nikah 12, (2, 5285)
- Hz. Ali, Fatıma ‘yı nikahlayınca, hemen gerdek yapmak istedi. Resulullah (sav) ise, mehir olarak bir şeyler verinceye kadar buna mani oldu. Hz. Ali (r.a): “Benim verecek bir şeyim yok!” demişti. Resulullah (sav): “Ona zırhını ver!” buyurdu. Hz Ali (r.a) bu maksatla zırhını verdi, sonrada gerdek yaptı. Ebu Davud, Nikah 36, (2125, 2126), Nesai, Nikah 76, (6, 129)
- Resulullah (sav), bana, kocası kadına bir şey vermezden önce kadını kocasına göndermemi emretti. Ebu Davud, Nikah 36, (2128)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Yerine getirilmeye en ziyade layık olan şart, fercleri helal kılmak üzere kabul ettiğiniz şartlardır.” Buhari, Nikah 52, Şurut 6, Müslim, Nikah 63, (1418), Ebu Davud, Nikah 63, (2139), Tirmizi, Nikah 31, (1127), Nesai, Nikah 42, (6, 92, 93)
- Resulullah (sav)’e bir kadın gelerek: “Ey Allah’ın Resulü,” dedi. “Sana nefsimi bağışlamaya geldim.” Resulullah (sav) kadına şöyle bir nazar edip sonra tepeden tırnağa gözden geçirdi, bir de sabit baktı ve sonunda hiçbir şey söylemeden başını yere eğdi. Kadın, Resulullah (sav)’ın hakkında hiç bir hükme varmadığını görünce oturdu. Derken bir adam doğrulup: “Ey Allah’ın Resulü! Sizin ona ihtiyacınız yoksa onu bana nikahlayın! ”dedi. Resulullah (sav): “Yanında buna mehir olarak verecek bir şeyler var mı?” diye sordu. Adam: “Vallahi yok ey Allah’ın Resulü!” deyince: “Ailene git, bir şeyler bulabilecek misin bir bak.” Dedi. Adam gitti ve az sonra geri geldi: “Hayır, vallahi ey Allah’ın Resulü hiç bir şey bulamadım!” dedi. Resulullah tekrar: “İyi bak, demirden bir yüzük de mi yok!” buyurdu. Adam tekrar gidip yine geri geldi ve: “Hayır! Vallahi ya Resulullah, demirden bir yüzük bile yok! Ancak işte şu izarım var, yarısı onun olsun” dedi. Sehl der ki: “Adamın ridası yoktu” Resulullah (sav): “İzarın ne işe yarar? Onu sen giyecek olsan onun üzerinde bir şey olmayacak, şayet o giyecek olsa senin üzerinde bir şey kalmayacak!” buyurdular. Bunun üzerine adam oturdu. Epey bir müddet oturduktan sonra, kalktı. Resulullah (sav) onun döndüğünü görünce, geri çağırılmasını söyledi. Adamı çağırdılar. “Kur’an’dan ne biliyorsun hangi sureler ezberinde?” diye sordu. Adam: “Şu şu sureleri biliyorum!” diye bildiklerini saydı. Yani sen bunları ezbere okuyor musun?” diye tekrar sordu. Adam: “Evet!” deyince, Resulullah (sav): “Haydi git, ben kadını sana temlik ettim” buyurdu. (Bir rivayette: “Kur’an’dan bildiklerini öğretmen) mukabilinde onu sana nikahladım” buyurdu) Buhari, Nikah 6, 32, 35, 37, 40,44, 50, 51, Vekale 9, Fedailu’l-Kur’an 21, 22, Libas 49, Müslim, Nikah 76, (1425), Muvatta, Nikah 8, (2, 626), Ebu Davud, Nikah 31, (2111), Tirmizi, Nikah 22, (1114), Nesai, Nikah 62, (6,113)
- Ebu Davud da kaydedilen bir Ebu Hureyre rivayetinde: “Kalk buna yirmi ayet öğret, o senin hanımındı” denmiştir. Ebu Davud, Nikah 30-31, (2110-2112)
- Yine Ebu Davud’un Cabir’den yaptığı bir diğer rivayette: “Resulullah (sav): “Kim mehir olarak bir avuç kavud veya hurma verirse kadını kendine helal kılmış olur” buyurmuştur. Ebu Davud, Nikah 30-31, (2110-2112)
- Abdullah İbnu Amir babasından naklediyor, “Beni Fezare’den bir kadın bir çift ayakkabı mehir mukabilinde evlendi. Resulullah (sav): “Nefsin ve malın için bir çift ayakkabıya razı mısın?” diye sordu. Kadın: “Evet!” dedi. Resulullah (sav), bu evliliğe müsaade etti.” Ebu Davud, Nikah 30-31, (2110-2112), Tirmizi, Nikah 21, (1113)
- Ebu Talha, Ümmü Süleym (r.a) ile evlendi. Aralarındaki mehir müslüman olmaktı. Ümmü Süleym, Ebu Talha’dan önce müslüman olmuştu. Ebu Talha, Ümmü Süleym’i istetince, Ümmü Süleym: “Ben müslüman oldum, sen de müslüman olursan evlenirim” dedi. Bunun üzerine o da müslüman oldu. Ümmü Süleym’in mehir olarak istediği şey müslüman olması idi. Nesai, Nikah 63, (2,114)
- Bir gün, Hz. Ömer (r.a), Cuma hutbesi verdi ve hutbede şöyle söyledi: “Sakın, kadınların mehirlerini artırmayın, zira bu, eğer dünya için bir şeref, ahiret için de bir takva olsaydı buna en çok Resulullah layık idi. Halbuki O, kadınlarından veya kızlarından hiç birine on iki okiyyeden fazla mehir takdir etmemiştir.” Ebu Davud, Nikah 29, (2106), Tirmizi, Nikah 22, (1114), Nesai, Nikah 66, (6,117, 118), İbnu Mace, Nikah 17, (1887)
- Resulullah (sav)’ın hanımlarına verdiği mehir ne idi?” diye sorulmuştu şu cevabı verdi: “Oniki okiyye ve bir neşş idi. Neşş nedir biliyor musunuz? Yarım okiyyedir. Bunun tamamı beş yüz dirhem eder.” Müslim, Nikah 78, (1426), Ebu Davud, Nikah 29, (2105), Nesai, Nikah 66, (6,116,117)
- Resulullah (sav), Safiyye ‘yi azat etti ve onun azatlığını mehri yaptı. Buhari, Nikah 68, Büyu 108, Cihad 74, Müslim, Nikah 78, (1365), Ebu Davud, Nikah 6, (2064), Tirmizi, Nikah 23, (1115), Nesai, Nikah 64, (6, 114)
- Abdurrahman İbnu Avf (r.a) Medine’ye gelince Resulullah (sav) onu Sa’d İbnu Rebi el-Ensari ile kardeşledi. El-Ensari zengin birisiydi ve iki hanımı vardı. Abdurrahman’a malını ve ehlini yan yana paylaşmayı teklif etti. Abdurrahman: “Allah malını ve ehlini sana mübarek kılsın. Bana pazarı göster kafi” dedi. Pazara geldiler. O gün keş ve yağ alıp satmaktan bir miktar kazanç elde etti. Bir müddet sonra, Resulullah (sav), onunla karşılaşınca, üzerinde sürünme maddesinin izlerini gördü ve: “Hayırdır! Neler oldu ey Abdurrahman?” diye sordu. Ensari, bir kadınla evlendim!” dedi. Resulullah: “İyi de kadına mehir olarak ne verdin?” buyurdu. Abdurrahman: “Bir nevat (beş dirhem) altın!” deyince, Resulullah (sav): “Birde ziyafet ver, bir tek koyunla da olsa!” ferman etti. Buhari, Nikah 7, 49, 54, 56. 68, Büyu 1, Kefalet 2, Edeb 67, Da’avat 53, Menakibu’l-Ensar 3, 50, Müslim, Nikah 79, (1427), Muvatta, Nikah 47, (2, 545), Tirmizi, Nikah 10, (1094), Birr 22, (1934), Ebu Davud, Nikah 30, (2109), Nesai, Nikah 67, (6.119,120)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR