HZ. ABBAS
İçindekiler
- Abbas bin Abdulmuttalib’ in Hayatı
- Doğumu
- Peygamber Efendimizin (sav) Amcası Abbas’a Olan Sevgisi
- Hz. Abbas’ın İman Edişi
- En Son Hicret Eden Sahabe: Abbas bin Abdülmuttalib
- Gür Sesli Sahabe Hz Abbas
- Evini Bağışlaması
- Efendimizin (sav) Amcası Abbas’a (r.a) Ettiği Dua
- Hz. Ömer’in (r.a) Abbas’ın (r.a) Elini Tutup Yaptığı Dua
- Adıyla Anılan Devlet: Abbasiler
- Hz Abbas ‘ın Vefatı
- Peygamber Efendimizin (sav) amcası.
- Ticaretle uğraşmıştır.
- Genç yaşında zengin olmuştur.
- Köle azat etmeyi severdi.
- Maddî varlığıyla İslâmiyet’e değerli hizmetlerde bulunmuştur.
Abbas bin Abdulmuttalib’ in Hayatı
Abbas bin Abdulmuttalib, Miladi 586 da Mekke’de dünyaya gelmiştir. Efendimizin (sav) amcasıdır. Efendimiz (sav) ile aralarında 3 yaş vardır. İri yapılı, gür sesliydi. Genç yaşında ticaretle uğraşmış ve çok zengin olmuştur. Uzun boylu, beyaz tenliydi. Köle azat etmeyi severdi. Maddi varlığı ile İslamiyet’e değerli hizmetlerde bulunmuştur. Onu herkes çok sever, sayar ve hürmet ederdi. Abbas’ı gören Hz. Ömer, Hz. Osman hatta herkes ayağa kalkardı. Abbas bin Abdulmuttalib Mekke fethi yaşanmadan önce Medine ye hicret etmiştir. “Fetihten sonra hicret yoktur.” hadisine göre en son hicret eden sahabe olmuştur. Hz. Osman (r.a) döneminde Medine’de vefat etmiştir. Vefat ettiğinde yaşı 88 idi. Cenaze namazını Hz. Osman (r.a) kıldırmıştır.
Doğumu
Abbas bin Abdülmuttalib (Miladi 586) Mekke’de doğmuştur. Peygamber Efendimizin (sav) babası Hz. Abdullah’ın aynı babadan olan kardeşidir. Abbas bin Abdülmuttalib’ in adı: aslan, çatık kaşlı ve ciddi kimse anlamlarına gelmektedir.
Peygamber Efendimizin (sav) Amcası Abbas’a Olan Sevgisi
Efendimiz (sav) amcasını çok severdi. Amcası ile aralarında üç yaş vardı. Efendimiz (sav) ve amcası Abbas çocukluklarını beraber geçirmiştir. Mekke’de iken beraber büyümüşlerdir. Peygamber Efendimiz (sav) ve amcası Abbas aynı yaşta olan iki çocuk gibi büyüdüler. Aynı soydan gelen iki genç gibiydiler. Bu nedenle Efendimiz (sav) amcası için şunları söylemiştir: “İnsanın amcası babası gibidir.” Peygamber Efendimiz (sav) bunları söyleyerek amcasına hürmet eder ve daima saygı gösterirdi. Aynı zamanda Efendimizin (sav) amcası Abbas’ta Efendimizi (sav) çok sever ve sayardı. Kendisine: “ Sen mi daha büyüksün yoksa Resûlullah mı?” diye sorulunca şöyle cevap verirdi: “ O (sav) benden büyüktür, ancak ben ondan önce doğdum.”
Hz. Abbas’ın İman Edişi
Abbas bin Abdülmuttalib’ in maddi durumu iyiydi. Henüz cahiliye devriydi. O devirde hacılar Kâbe’yi ziyarete gelmişti. Abbas bin Abdülmuttalib kardeşi Ebu Talip’ten Kâbe’yi ziyaret etmek için gelen hacılara su dağıtma ve hacılara ziyafet verme görevini almıştı. Aynı zamanda Abbas kardeşi Ebu Talip’in üzerindeki yükü birazda olsun hafifletmek için Caferi, Peygamber Efendimizde (sav) Hz. Ali’yi himayesine aldı. Abbas bin Abdülmuttalib genç yaşından itibaren ticaretle uğraşmış ve çok zengin olmuştur.
Abbas bin Abdülmuttalib Peygamber Efendimizi (sav) müşriklere karşı korumuştur. Müslüman olmamıştı ama Efendimizin (sav) İslamiyet’i anlatmasına yardım etmiştir. Her daim Efendimizin (sav) arkasında durmuştur.
Akabe biatları yaşanmış ve o sırada orda bulunan Abbas bin Abdülmuttalib orada bulunan Medinelilere şunları söylemiştir: “Ey Medineliler! Bu kardeşimin oğludur. İnsanlar içinde en çok sevdiğim O’ dur. Eğer onu tasdik edip Allah’tan getirdiklerine inanıyor ve beraberinizde alıp götürmek istiyorsanız, beni tatmin edecek sağlam bir söz vermeniz lazım. Bildiğiniz gibi biz onu müşriklere karşı koruduk. O bizim aramızda izzet ve şerefiyle yaşadı. Buna rağmen o sizi tercih etti. Eğer siz onu düşmanlarından koruyabilecekseniz ne ala? Yok, onu yalnız bırakacaksanız şimdiden bu işten vazgeçin…” dedi.
Bir amca olarak yeğeni Muhammed’in (sav) güvenliği için onlardan emin olmak istiyordu. Bu sözü duyan Medineli Müslümanlar: “Biz Resûlullah’ı (sav) malımız, canımız pahasına koruyacağız. Biz bu sözümüzde sadığız.” dediler ve söz verip biat ettiler. Bedir Savaşı’nda Abbas bin Abdülmuttalib müşriklerin safında yer almak zorunda kalmıştı. Bu savaş sırasında esir düşmüş ve geceyi esirlerle beraber geçirmişti. Peygamber Efendimizin (sav) amcasının geceyi esirler ile geçirmesine gönlü razı gelmemişti. Gece boyu hiç uyuyamamıştı. Kendisine uyuyamamasının nedeni sorulduğunda: “ İplerle bağlı Abbas’ın iniltisi duydum” diye yanıt vermiştir. Sahabe bu sözü işitince çabucak koşup Abbas’ın ipini çözmüştür. Esirlerle ilgili bir hüküm inmemişti. Efendimiz (sav) sahabelerle istişare yapmış ve fidye karşılığında esirlerin serbest bırakılmasına karar vermiştir. O sırada Peygamber Efendimiz (sav) ve amcası Abbas arasında şu konuşmalar geçmiştir:
Peygamber Efendimiz (sav): Kendin için, kardeşinin oğlu Ukayl ve Nevfel için fidye ödeyiniz.
Hazreti Abbas: Ganimet olarak aldığınız dirhemden başka servetim yok.
Resûlullah (sav): Ya o altınlar! Mekke’den çıkacağın gün hanımına verdiğin altınlar! Şayet dönemezsem şu kadarı senin, şu Fadl’ın, Abdullah, Ubeydullah ve Kusem’in diye ayırdığın altınlar! buyurdu.
Hazreti Abbas: Yemin ederim ki, bu altınları verirken yanımda kimse yoktu. Nereden biliyorsun? dedi.
Resûlullah (sav): Allah Teâlâ haber verdi.
Efendimiz (sav) ile aralarında bu konuşmalar geçince amca Abbas’ın gönlünü iman nuru kapladı. İslamiyet’i kabul edip Müslüman olan amca Abbas Mekke’ye dönmüştür. İslam’ın ilk zamanlarında Abbas bin Abdülmuttalib imanını gizlemiş Mekke de kalıp Peygamber Efendimize (sav) haberler göndermekle vazifeliydi.
En Son Hicret Eden Sahabe: Abbas bin Abdülmuttalib
Abbas bin Abdulmuttalib Peygamber Efendimiz (sav) tarafından Mekke’de görevlendirilmiştir. Mekke’deki Müslümanlara hem haberler ulaştıracak, hem de kendilerine yardım edecek. Belli bir zaman sonra Peygamber Efendimize (sav) mektup yazarak yanına gelmek istediğini haber vermişti. Peygamber Efendimizde (sav): “Senin, bulunduğun yerdeki cihadın daha güzel ve faydalıdır.” diye cevap verdi. Abbas bin Abdulmuttalib Mekke fethi yaşanmadan önce Medine ye hicret etmiştir. “Fetihten sonra hicret yoktur.” hadisine göre en son hicret eden sahabe olmuştur. Mekke Fethi’ nin yaşandığı gün Peygamber Efendimizin (sav) yanında yer almıştır. Mekke Fethinin yaşandığı gün kan dökülmemesi için çok çaba sarf etmiştir.
Gür Sesli Sahabe Hz Abbas
Abbas bin Abdülmuttalib hem iri yapılı, hem de gür sesliydi. Huneyn gazasının yaşandığı günde ashap bozguna uğramıştı. O gür sesi ile ashabı toparlamıştı. Peygamber Efendimiz (sav) kendisine: “Ey Abbas! Sen onlara: Ey Ensar topluluğu, ey biat edenler!” diyerek seslenmesini emretmiştir. Kendisi bunun üzerine gür sesiyle dağılan ashaba seslenmiş ve ashap yeniden toparlanıp çarpışmaya devam etmiştir.
Evini Bağışlaması
Hz. Ömer (r.a) Abbas’a gelerek Mescid-i Nebevi ’yi genişletmek istediğini ve bu nedenle kendisinin evini satın almak istediğini söylemiştir. Bunun üzerine Abbas’ta (r.a) evini bağışladı. O cömert bir insandı. Köleleri azat eder, akrabalarının ihtiyaçlarını giderirdi. Bizans’a karşı yapılacak seferlerde İslam ordusuna çok yardım etmiştir.
Efendimizin (sav) Amcası Abbas’a (r.a) Ettiği Dua
Efendimiz (sav) amcası Abbas için: “Allah’ım! Onu dinde derin ve anlayışlı kıl ve ona tevili öğret. “ diye dua etmiştir. Sonraki zamanlarda Efendimiz ’in (sav) duası kabul olmuş ve Abdullah ibni Abbas ” Tercümanu’l Kur’an, Hibru’l Ümme “ unvanlarına sahip olmuştur. Hz. Ömer (r.a) kendi halifelik devrinde onu büyük sahabeler ile istişare edilen meclislere almıştır.
Hz. Ömer’in (r.a) Abbas’ın (r.a) Elini Tutup Yaptığı Dua
Hz. Ömer (r.a) dönemi olmuş ve kıtlık baş göstermişti. Yağmur duası için dışarı çıkıldı. Hz. Ömer (r.a) Abbas’ ın (r.a) sağ elini tutarak şöyle dua etmiştir: “Allah’ım! Peygamberin aramızdayken onu vesile kılıyorduk… Allah’ım! Bugün Peygamberinin amcasını vesile kılıyoruz. Yağmur istiyoruz. Bize rahmetini esirgeme.” Hz. Ömer (r.a) duasını henüz bitirmişti ki adeta bardaktan boşanırcasına yağmur başlamıştı.
Adıyla Anılan Devlet: Abbasiler
Abbas bin Abdulmuttalib üç evlilik yapmıştır. On erkek üç kız olmak üzere toplam on üç evladı olmuştur. Abbasi Devleti’ nin halifeleri onun adıyla anılmıştır, soyu oğlu Abdullah’ın soyundan gelmiştir.
Hz Abbas ‘ın Vefatı
Abbas (r.a) ömrünün sonuna yaklaşınca iki gözünü de kaybetmiştir. Hz. Osman (r.a) devrinde Medine’de vefat etmiştir. Vefat ettiğinde yaşı 88 idi. Cenaze namazını Hz. Osman (r.a) kıldırmıştır.