SAFİYYE BİNTİ HUYEY
İçindekiler
- Esaretten sonra saadeti elde eden bahtiyar annelerimizden.
- Allah ve Resulünü kavmine tercih eden mücâhidelerden.
- Cömert zeki nazik.
- İslam hanımefendisi.
- Nezâket ve sabırda örnek bir annemiz.
Hayatı
610 yılında Medine’de dünyaya gelmiştir. Babası Yahudi kabilelerinden olan Beni Nâdir’in reisi Huyey İbni Ahtab, annesi Beni Kureyza kabilesinin ileri gelenlerinden Berre binti Semran’dır. İlk evliliğini Kinane İbni Ebi’l-Hukayk ile yapmıştır. Hayber’de eşi öldürülen Safiyye binti Huyey Efendimizin (sav) teklifi üzerine Efendimiz (sav) ile evlenmiştir. Peygamber Efendimize (sav) çok düşkündü, Peygamber Efendimizde (sav) Safiyye validemize çok düşkündü. Safiyye validemiz Peygamber Efendimiz (sav) ile dört yıl evli kaldıktan sonra hicretin ellinci senesinde altmış yaşında iken vefat etmiştir.
Safiyye Binti Huyey (r. anha) Doğumu
610 yılında Medine’de dünyaya gelmiştir. Babası Huyey İbni Ahtab‘tır. Yahudi kabilesinden olan Benî Nâdir’in reisidir. Annesi Berre binti Semran. Benî Kureyza kabilesinin ileri gelenlerindendir. Hz. Safiyye binti Huyey Hz. Harun’un neslinden gelmektedir. Hem anne hem baba tarafından hanedan bir soya mensuptur.
Safiyye Binti Huyey (r. anha) İlk Evliliği
Safiyye binti Huyey ahlaki güzelliği ile ön planda idi. Herkes tarafından çok beğenilirdi. Önce Hayber’de Sellâm ibni Mişkem adında meşhur şair ve kumandan ile nişanlıydı. Ondan ayrıldıktan sonra “el-Kamus” kalesinin kumandanı Kinâne İbni Ebi’l-Hukayk ile evlenmiştir. Evliliğinin ilk günü bir rüya görmüştür. Rüyasında Medine’den doğan ay kendi odasına giriyordu. Uyanınca gördüğü bu rüyayı eşine anlattı. Anlattıktan sonra eşi öfkelenip şunları söylemiştir: “Sen Hicaz meliki Muhammed’e mi varmak istiyorsun? Onun kocan olmasını mı istiyorsun?” ardından yüzüne şiddetli tokat vurmuştur. Hz. Safiyye ‘nin yüzü morarmıştır.
Peygamber Efendimiz (sav) ile Evliliği
Hayber Savaşı yaşanmış, o savaşta Safiyye binti Huyey ‘in eşi Kinâne öldürülmüştür. Mücahitler Medine’ye dönmüştür o sıralarda. Peygamber Efendimiz (sav) Hz. Bilâl’e Safiyye binti Huyey ‘i getirmesini söyler. Safiyye binti Huyey Efendimizin (sav) yanına gelince Efendimiz (sav) kendisine İslam’ı anlatır. Ardından şu teklifi yapar: “Eğer Müslüman olursan seni kendime zevce olarak alacağım. Şayet Yahudiliği tercih edecek olursan seni serbest bırakırım. Sen de gider, kavmine kavuşursun.”
Safiyye binti Huyey Efendimizin (sav) hanımı olacağını rüyasında görmüştü. Böyle bir teklifi bekliyordu. Tereddütsüz tercih yaptı ve şunları söyledi: “Ya Resûlullah! Siz beni İslamiyet’e davet etmeden önce, konak yerine geldiğimde Müslümanlığı arzulamış ve sizi tasdik etmiştim. Yahudilerle benim hiçbir ilgim kalmadığı gibi, artık onlara ihtiyacım da yoktur. Hayber’de artık ne babam ne de kardeşim vardır. Siz beni küfür ile İslam’dan birini seçmekte serbest bırakıyorsunuz. Allah ve Allah’ın Resul’ü bana, serbest bırakılmamdan ve kavmimin yanına dönmemden daha sevgilidir.” Bu sözleri işiten Efendimiz (sav) memnun oldu. Safiyye binti Huyey ‘i serbest bıraktı ve zevceleri arasına aldı. Peygamber Efendimiz (sav) Safiyye validemizi çok severdi. Kendisine karşı çok merhametli ve âlicenap idi. Efendimiz Safiyye validemizin yüzündeki morartıyı fark etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Nedir bu iz?” diye sordu. Safiyye annemiz de: “Kinane’nin tokat izi.” dedi. Gördüğüm rüyayı kendisine anlatınca öfkesinden: “Sen ancak Hicaz hükümdarı Muhammed’e varmak istiyorsun diyerek yüzüme şiddetli bir tokat vurdu. İşte bu o tokadın izidir.” dedi.
Safiyye validemiz Medine-i Münevvere’ye geldiğinde Harise İbni Numan’ın evine yerleştirilmiştir. Hanımlar Safiyye annemizi görmek ve hoş geldin demek için geliyor ve kendisini tebrik ediyordu. Gelenler arasında Peygamber Efendimizin (sav) diğer hanımları da vardı. Hz. Âişe annemiz bir ara odadan dışarı çıkmış ardından Efendimizde (sav) çıkmıştır. Efendimiz (sav) Âişe annemize: “Ya Ayşe Safiyye’yi nasıl buldun?” dedi. O da: “Bir Yahudi kızından başka bir şey değil” diye cevap verdi. Efendimiz buna çok üzüldü ve: “Böyle söyleme ey Ayşe! O Müslüman oldu ve samimiyetle İslâm’ı benimsedi.” buyurdu.
Safiyye Binti Huyey (r. anha) Hassas Yürekliydi
Safiyye annemiz çok hassas yürekliydi. Hem cömert hem de tok gözlü idi. Dünyaya hiç değer vermezdi. Peygamber Efendimizin (sav) ailesi olma şerefine erince kendini daha çok ahirete vermiştir. Esas yurdun ahiret olduğunu dünyanın geçici olduğunu ahiretin kalıcı olduğunu görmüştü. Bu vesile ile Allah’a olan inancı artmıştı. Medine’ye geldiğinde elinde bulunan mücevherlerini Efendimizin kızı (sav) Fâtıma annemize ve Peygamber Efendimizin (sav) diğer eşlerine vermiştir.
Peygamber Efendimizi (sav) Çok Severdi
Safiyye validemiz Peygamber Efendimizi (sav) çok severdi. Gönülden hizmet etmek isterdi. Safiyye validemizin yemekleri çok güzeldi, her yemek yaptığında Efendimize (sav) gönderirdi. Efendimizden (sav) hiç ayrılmak istemezdi. Bir gün Peygamber Efendimiz (sav) mescitte itikâfta idi. Safiyye annemiz Efendimizi (sav) ziyarete gitmişti. Bir saat boyunca Efendimizin (sav) yanında kalmıştır. Daha sonra evine gitmek için kalkmıştı. Evi mescitten uzakta idi. Hava da kararmıştı. Peygamber Efendimiz de (sav) kendisini eve bırakmak üzere kalkmıştı. Biraz yürüdükten sonra Ümmü Seleme annemizin odasının önüne vardıklarında mescidin önünde Ensar’dan iki kişi ile karşılaştılar. Sahabeler rahatsız etmemek için selâm verip acele ile oradan uzaklaştılar. Efendimiz onlara şöyle seslendi: “Acele etmeyin! Yavaş olun, durun! Yanımdaki kadın Safiyye binti Huyey’dir.” buyurdu. Bunun üzerine sahabeler: “Subhanallah! Biz Allah’ı tenzih ederiz. Ya Resûlullah!” dediler. Bununla hatırlarına kesinlikle yanlış bir şey gelmediğini ifade etmek istediler. Efendimiz de onlara şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki Şeytan, insan vücudunda dolaşan kan gibidir. Ben sizin gönlünüze şeytanın bir şüphe atmasından korktum” buyurdu.
Safiyye Binti Huyey (r. anha) Vefatı
Safiyye validemiz çok cömert bir insandı. Eline geçen ne varsa dağıtırdı. Vefat ettiğinde yaşı 60 idi ve Hicretin ellinci senesiydi. Vefat ettiğinde geride yüz bin dirhemlik servet bırakmıştır. Vasiyetinde servetinin üçte birini yeğenine verilmesini geri kalanını sadaka olarak fakirlere dağıtılması idi. Vasiyetinin üzerine vefat ettikten sonra servetinin üçte biri yeğenine verilmiş, geri kalanı sadaka olarak fakirlere dağıtılmıştır. Kendisi Peygamber Efendimiz (sav) ile dört yıl ömür geçirmiştir. Rivayet ettiği hadis sayısı on birdir.