MUAZ İBNİ HARİS
İçindekiler
- Genç Sahabeler’in en cesuru.
- 2 akabe görüşmesinde bulunan sahabe.
- Bedirde Ebu Cehil’i yaralayan genç.
Hayatı
Tarihi kaynaklarda ismi Muavviz ibni Haris bin Rifaa el- Hazreci olarak da geçer. Muaz ibni Haris, Afra Hatun’un oğulları olarak tanınan ve genç yaşta Bedir’e katılarak kahramanlıklar sergileyen üç yiğit kardeşten bir tanesi… Muaz ibni Haris radıyallahu anh, Medine’de doğup büyüdü. Müslüman bir aile ortamında yetişti. Hazrec kabilesinin Neccar koluna mensuptur. Hem baba hem de annesine nispet edilerek anılmıştır. Muaz ibni Haris radıyallahu anh’ın doğum tarihi bilinmemekte, ancak kardeşleri Muavviz ve Avf ile birlikte genç yaşta Bedir Gazvesi ’ne katıldığı belirtilmektedir (İbn Hacer, el-İsâbe, VIII, 26-27) Muaz radıyallahu anh’ın babası ve annesi Afra binti Ubeyd ile amcası Rafi ‘de sahibidir. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ’in bütün gazvelerine iştirak eden Muaz, ağabeyi Avf ile beraber Birinci ve İkinci Akabe biatlarında bulunmuştur.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Medine’ye hicretten sonra Muaz ibni Haris radıyallahu anh ile Hazreti Osman radıyallahu anh’ın yeğeni Ma‘mer ibni Haris radıyallahu anh’ı kardeş ilân etti. Muaz ibni Haris radıyallahu anh, Afra Hatun’un oğulları olarak tanınan üç kardeştirler. Onlar Bedir’de üçü birlikte savaş meydanına çıkan kahramanlardır. Onların o gün sergiledikleri bahadırlık ve yiğitlikleri şöyle anlatılır: Bedir Günü Kureyşliler’den üç kişi öne çıkıp çarpışacak kimse istedi. Muaz, Muavviz ve Avf radıyallahu anh kendiliklerinden ileriye atıldılar. Müşrikler meydana çıkan bu üç genci küçümsediler. Bizim Medinelilerle işimiz yok dediler. Kendileri gibi Kureyşli savaşçı talep ettiler. Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Afra Hatun’un oğulları adıyla anılan bu üç kardeşe dua etti. Onların cesaret ve şecaatle ortaya çıkmalarından, kahramanlıklarından memnun oldu. Fakat müşriklerin ısrarı ve ilk savaşçıların Kureyş’ten ve kendi amcasının oğullarından olmasını istediği için üç kardeşin yerlerine dönmelerini emretti. (İbn Hişâm, II, 277; İbn Sa ‘d, II, 17)
Hz. Muaz ‘ın Bedir Kahramanlığı
Muaz ibni Haris radıyallahu anh Peygamber aşığı bir gençti. Allah ve Resulü yolunda her şeyini feda edebilecek bir muhabbete sahipti. Bütün ashâb-ı kirâmın yediden yetmişe, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin muhabbetiyle gönüllerini nasıl doldurduklarını gösteren üç kardeşin Bedir’deki ibretli hâdisesini Abdurrahman ibni Avf radıyallahu anh şöyle anlatır: “Bedir günü sağıma soluma baktım, Ensâr’dan iki gencin arasında olduğumu gördüm. Bundan pek hoşlanmadım. Oysa ki daha kuvvetli kimseler arasında bulunmak isterdim. Onlardan biri, arkadaşına duyurmadan bana:
- “Ey amca! Sen Ebu Cehil’i tanır mısın?” diye sordu.
- Abdurrahman ibni Avf: “Evet, tanırım! Ne yapacaksın onu?” dedim.
- Genç: “Duyduğuma göre o Resulullah’a sövermiş! Varlığım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, onu bir görürsem, ikimizden biri ölmedikçe ondan ayrılmayacağım!” dedi.
Gencin bu sözüne hayran kaldım. Öbür genç de aynı şeyleri söyledi. Şimdi bu iki gencin arasında olduğum için büyük bir sürur duyuyordum. Az sonra Ebû Cehil’i harp meydanında dönüp dururken gördüm. Hemen o gençlere işaret ederek: “Bakın, işte sorduğunuz kimse!” dedim. Gençler hemen kılıçlarını sıyırıp Ebû Cehil’e doğru koştular ve onu kılıç darbeleriyle yere serdiler. Bu gençler, Muaz ibni Afra ile Muaz ibni Amr radıyallahu anh idi.” (Buhârî, Meğâzî, 10; Müslim, Cihâd, 42). Bir rivayete göre de Ebû Cehil’i, Muaz ile Muavviz’ in yaraladıkları daha sonra onu Abdullah ibni Mesud radıyallahu anh’ın öldürdüğü belirtilmiştir. Ayrıca Muavviz ile Avf’ ın Bedir Gazvesinde Ebu Cehil ’in bacağını kestikleri, Ebu Cehil ile oğlu İkrime’nin de onları şehit ettiği zikredilmiştir. Muaz ibni Haris radıyallahu anh’ın birde ikindi ve sabah namazlarından sonra nafile namaz kılmanın Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem tarafından menedildiğine dair” bir hadis rivayeti vardır: Muaz ibni Haris radıyallahu anh, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ‘in dâr-ı beka ’ya göçmesinden sonra dört halife devrini de yaşamıştır.
Vefatı
Vefat tarihi hakkında farklı rivayetler bulunan Muaz ’ın (Mizzî, XXVIII, 115) Sıffîn Savaşı’nda (37/657) Hz. Ali’nin saflarında çarpışırken öldüğü görüşü yaygındır. Onun 40 (660) yılından önce Hz. Ali’nin hilâfeti zamanında vefat ettiği rivayeti de bu doğrultudadır (İbn Hacer, Tehẕîbü’t-Tehẕîb, X, 188).
Kaynakça:
Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, Sayı:369- Kasım 2016
İbrahim Hatiboğlu, İslam Ansiklopedisi, MUÂZ b. HÂRİS