İpek nedir? İpek ‘in dindeki yeri nedir? İpek ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
KISAS
Kısas nedir? Kısas nasıl yapılır? Kısas yapılırken nelere dikkat edilmeli? Kısas ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- Resulullah (sav)’e, kendisine her ne zaman kısas bulunan bir dava getirildiğinde, mutlaka her seferinde affetmeyi emrediyor gördüm. Ebu Davud, Diyat 3, (4497), Nesai, Kasame 27, (8, 37, 38)
- Bir adam Resulullah (sav)’e bir adam getirip: “Bu adam kardeşimi öldürdü!” diye şikayette bulundu. Resulullah da (sav): “Git sen de onu öldür, tıpkı kardeşini öldürdüğü gibi” buyurdular. Adamcağız şikayetçiye: “Allah’tan kork, beni affet! Çünkü af senin için büyük bir ücrete sebeptir. Senin için de, kardeşin için de kıyamet günü daha hayırlıdır!” dedi. Adam da onu salıverdi. Durum Resulullah (sav)’e haber verildi. Resulullah (sav) (onu çağırtıp) sordu. Adam (caninin) kendisine söylediklerini haber verdi. Nesai, Kasame 6, (8,18)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Maktulün kısas talep eden velilerine, (katillerden) birini affederek kısastan kaçınmaları gerekir. Kadın dahi olsa, en yakın olan başlasın.” Ebu Davud, Diyat 16, (4538), Nesai, Kasame 29, (8, 39)
- Rıfâ’a İbnu şeddâd el-Fityânî demiştir ki: “şayet Amr İbnu’l-Hamık el-Huzâ’î’den işittiğim bir kelam (hadis) olmasaydı ben Muhtâr’ın başı ile cesedini (ayırıp) arasında yürürdüm. Ondan, Resulullah ‘ın (sav): “Kim bir kimsenin kanına emân verir ve sonra da öldürürse o kimse Kıyamet günü zulüm bayrağını taşır” buyurmuş olduğunu işittim.” İbnu Mace Sünen (2688) – Hds 6826)
- Muaz İbnu Cebel, Ebu Ubeyde İbnu’l-Cerrâh, Ubâde İbnu’s-Sâmit ve Şeddâd İbnu Evs ‘den (r.a) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kadın, taammüden bir kimseyi öldürdüğü vakit, hamile olduğu taktirde hemen öldürülmez, çocuğunu doğurup bir bakıcıya vermesi beklenir. Keza zina yapacak olsa karnındakini doğurup bir kadına verinceye kadar recmedilmez.” İbnu Mace Sünen (2694) – Hds 6827)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim haksız yere, bile bile öldürülürse velisi şu üç şeyden birini tercihte muhayyerdir: Ya kısas ister. Ya affeder. Yahut diyet alır. Eğer dördüncü bir şey istemeye kalkarsa dinden tutun (mani olun)!” Sonra Resulullah (sav), şu ayeti tilavet buyurdu. (Mealen): “Kim bundan sonra tecavüz ederse ona elim bir azap vardır” (Bakara 179). Ebu Davud, Diyat 3, (4496), 4, (4504), Tirmizi, Diyat 13, (1406)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim, aralarında taş atışması veya kamçı veya sopa darbı gibi durumlarda müphem şekilde öldürülürse (bunun hükmü) hataen öldürme hükmüne tabidir, diyeti de hata diyetidir. Kim bu diyetin yerine getirilmesine mani olursa Allah’ın lanet ve gadabı üzerine olsun. Onun hiçbir farz ve nafile hayrı kabul edilmeyecektir.” Ebu Davud, Diyat 17, (4539, 4540), 28, (4591), Nesai, Kasame 29, (8, 40)
- Resulullah (sav)’e bir adam geldi, bir başkasını kayışla bağlamış getiriyordu. “Ey Allah’ın Resulü! Bu, kardeşimi öldürdü!” dedi. Resulullah (sav): “Doğru mu, kardeşini mi öldürdün?” diye sordu. Getiren adam: “Şayet itiraf etmezse, aleyhine beyyine getirebilirim!” dedi. Öbürü: “Evet kardeşim öldürdüm!” diye itiraf etti. Resulullah (sav): “Nasıl öldürdün?” diye sordu. Adam açıkladı: “O ve ben bir ağaçtan yaprak çırpıyorduk, bana küfredip beni kızdırdı, ben de baltayla başına vurup öldürdüm.” [Ebu Davud, şu ziyadede bulundu: “Ben onu öldürmeyi düşünmemiştim.”] Resulullah (sav): “Kendinden ödeyeceğin bir şeyin var mı?” diye sordu. Adam: “Benim şu elbise ve baltamdan başka bir şeyim yok!” dedi. Resulullah (sav): “Ne dersin, kavmin seni satın alır mı (fidyeni öder mi)?” buyurdu. Adam: “Ben kavmim nazarında o kadar kıymetli değilim ki!” dedi. Bunun üzerine (sav) kayıştan ipi getiren adama attı ve “Al adamını!” buyurdu. Adam onu alıp oradan ayrıldı. Onlar dönünce Resulullah (sav): “Eğer onu öldürürse, o da onun mislidir” buyurdular. Adam geri gelip: “Ey Allah’ın Resulü! “Eğer onu öldürürse o da onun mislidir” dediğiniz bana ulaştı. Oysa ben onu sizin emriniz üzerine aldım” dedi. Resulullah (sav): “Sen onun hem kendi günahı ve hem de (öldürdüğü) arkadaşının günahıyla dönmesini istemiyor musun?” buyurdu. Adam: “Evet ey Allah’ın Resulü!” deyince Resulullah (sav): “Bu iş böyledir!” buyurdu. Bunun üzerine adam kayışı atıp, adamı serbest bıraktı.” Müslim, Kasame 32, (1680), Ebu Davud, Diyat 3, (4999, 4500, 4501), Nesai, Kasame 5, (8,13-18)
- Resulullah (sav) zamanında bir adam bir adamı öldürmüştü. Hadise Resulullah ‘a (sav) geldi. (Meseleyi tahkikten sonra) katili, maktulün velisine teslim etti. Katil: “Ey Allah’ın Resulü! Ben onu öldürmeyi kastetmemiştim (kazaen öldürdüm)! “ dedi. Resulullah (sav) veliye: “Eğer bu sözünde sadık ise ve doğruyu söylüyorsa, bu durumda onu öldürdüğün takdirde ateşe gidersin!” buyurdu. Bunun üzerine veli, adamı salıverdi. Adam bir kayışla bağlı idi, kayışım sürüyerek uzaklaştı. Bundan sonra kendisine zu’n-nis’a (kayışlı) adı takıldı.” Tirmizi, Diyat 13, (1407), Ebu Davud, Diyat 3, (4493), Nesai, Kasame 5, (8,13)
- Resulullah (sav)’ın, oğlu sebebiyle babaya kısas uyguladığına, fakat oğluna, babası sebebiyle, kısas uygulamadığına şahid oldum. Tirmizi, Diyat 9,(1399)
- Bir oğlan, hile (suikast) suretiyle öldürülmüştü. Hz. Ömer (r.a): “Bunun öldürülmesine San’a ahalisi iştirak etmiş olsaydı, bu tek kişi yüzünden bütün San’a ahalisini öldürürdüm!” dedi. Buhari, Diyat 21, Muvatta, Ukul 13, (2, 871)
- Bir başka rivayet: “Dört kişi bir çocuğu öldürmüştü, Hazreti Ömer dedi ki…” diye başlar, yukardaki gibi devam eder. Buhari, Diyat 21, Muvatta, Ukul 13, (2, 871)
- İmam Malik anlatıyor: Hz. Ömer (r.a), tek bir kişi için beş veya yedi kişiyi öldürttü. Bunlar hile ile birini öldürmüşlerdi. Hz. Ömer talimatında şunu da ilave etmişti: “Bu tek kişinin öldürülmesine bütün San’a halkı katılmış olsaydı, hepsinin öldürülmesine hükmederdim.” Muvatta, Ukul 13, (2,871)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim kölesini öldürürse, biz de onu öldürürüz. Kim de kölesini (burnunu, kulağını keserek) sakatlarsa, biz de onun (burnunu, kulağını keserek) sakatlarız.” [Nesai’nin rivayetinde şu ziyade var: “Kim kölesini iğdiş ederse, biz de onu iğdiş ederiz.”] Ebu Davud, Diyat 7, (4515 , 4516, 4517, 4518), Tirmizi, Diyat 18, (1414), Nesai, Kasame 9, (8, 21)
- Hz. Ali ‘ye: “Ey mü’minlerin emiri! Yanınızda, Kur’an’da bulunmayan yazılı bir şey var mı?” diye sormuştum. Şöyle cevap verdi: “Hayır! Daneyi yarıp ondan filizi çıkar)an ve insanı yaratan Zata kasem olsun! Bildiğim şeyler, Allah’ın, Kur’an’da olanı anlamak üzere kişiye verdiği anlayış ve bir de şu sahifede bulunanlardır. “Pekiyi bu sahifede ne var?” dedim. “Diyetle ilgili ahkam), esirlerin hürriyete kavuşturulması (ile ilgili tavsiye ve teşvik), kafir mukabilinde Müslümanın öldürülmeyeceği!” cevabını verdi. Buhari, Diyat 31, İlm 39, Cihad 171, Tirmizi, Diyat 16, (1412), Nesai, Kasame 12, (8, 23)
- Mervan, Hazreti Muaviye İbnu Ebi Süfyan ‘a (r.a): “Kendisine bir adamı öldürmüş olan bir deliyi getirdiklerini” yazarak hükmünü sormuştu, şu cevabı aldı: “Onu hapset, kısas yapma, çünkü deliye kısas yoktur.” Muvatta, Ukul 3, (2, 851)
- İmam Malik’e ulaştığına göre, Mervan, Hazreti Muaviye ‘ye (r.a) yazarak: “Kendisine adam öldüren bir sarhoş getirildiğini” bildirir ve hükmünü sorar. Hazreti Muaviye: “Onu öldür (kısas uygula)!” cevabını verir. Muvatta, Ukul 15, (2,872)
- Bir Yahudi kadın Resulullah (sav)’e şetimde bulunuyor, hakaretler ediyordu. Bir adam onu boğarak öldürdü. Resulullah (sav) kadının kanını batıl kıldı. Ebu Davud, Hudud 2, (4362)
- Ama, yani gözleri kör bir zat, ümmü veled olan cariyesini, Resulullah (sav)’e şetmettiği için öldürdü. Resulullah (sav) cariyenin kanını heder addetti.” Ebu Davud, Hudud 2, (4361), Nesai, Tahrim 16, (7,107,108)
- Ensardan bir grup insan gelip: “Ey Allah’ın Resulü! Şunlar Beni Sa’lebe İbnu Yerbu’dur. Cahiliye devrinde falan kimseyi öldürdüler!” dedi. Resulullah (sav) sesini yükselterek: “Bir kimse diğerinin cinayetinden sorumlu olmaz” buyurdular. Nesai, Kasame 39, (8, 53)
- Ey Allah’ın Resulü, Şunlar, cahiliye devrinde falancayı öldüren Beni Sa’lebe kabilesidir. Onlardan intikamımızı alıver! Dedi. Bu söz üzerine (sav), ellerini öylesine kaldırdı ki, koltuk altlarının beyazlığını gördüm. Şöyle diyordu: “Anne çocuğu adına cinayet işlemez (cinayeti kendi adınadır)!” Resulullah (sav) bu sözü iki kere tekrar ettiler. Nesai, Kasame 39, (8, 55)
- Şam ehlinden bir kimse, hanımının yanında bir erkek yakalamıştı. Erkeği de kadını da öldürdü. Muaviye Radıyallahu Anh, katil hakkında hüküm vermekte zorluk içinde kaldı. Meseleyi Ali İbnu Ebi Talib’e sorması için Ebu Musa ’ya (r.a) yazdı. Hazreti Ali (r.a): “Bu benim diyarımda (İrak’ta) vaki olmayan bir hadisedir, hükmünü bana sizin söylemenizi istiyorum!” dedi. Ebu Musa ‘da (r.a): “Bu hususta sana sormam için bana Muaviye (r.a) yazmışta” dedi. Hazreti Ali (r.a) : “Ben Ebu’l-Hasan’ım! Eğer katil dört şahid getiremezse ipiyle (maktul tarafa) verilir (kısas yapılır)” buyurdu. Muvatta, Akdiye 18, (2,737)
- Bir Yahudi, gümüş takıları için bir cariyeyi taşla öldürmüştü. Cariye Resulullah (sav)’e getirildi. Henüz canını teslim etmemişti. Kadıncağıza (bir kısım isimler sayılarak): “Seni falanca mı öldürdü?” diye soruldu. Başıyla: “Hayır!” diye işaret etti. “Seni falan mı öldürdü?” diye bir başka isim zikredildi. Kadıncağız yine: “Hayır!” manasında başıyla işaret etti. Üçüncü kere sordu. Bu sefer: “Evet!” dedi ve başıyla işaret etti. Bunun üzerine Resulullah (sav), adamı (yakalattı, adam suçunu itiraf etti) o da iki taşla öldürdü, başını iki taş arasında ezdi.” Buhari, Diyat 7, 4, 5, 12, 13, Husumat 1, Vesaya 5, Müslim, Kasame 15, (1672), Ebu Davud, Diyat 10, (4527, 4528, 4529), 14, (4538), Tirmizi, Diyat 6, (1394), Nesai, Kasame 11, (8, 22)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim sahte doktorluk yapar ve kendisinden tedavi olunmazsa bu kimse (sebep olacağı neticeyi) tazmin eder.” Ebu Davud, Diyat 25, (4586), Nesai, Kasame 38, (8, 52-53), İbnu Mace, Tıbb 16, (3466)
- Yahudilerden bir kadın Resulullah (sav)’e zehir katılmış bir koyun hediye etti, Resulullah (sav), (bidayette) kadına dokunmadı.” Ebu Davud, Diyat 6, (4509)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Öldürme tarzında insanların en ölçülüsü, iman sahipleridir.” Ebu Davud, Cihad 120, (2666), İbnu Mace, Diyat 30, (2681, 2682)
- Resulullah (sav) müsle (denen göz çıkarmak, burun, dudak, kulak kesmek, karın deşmek gibi tecavüzlerden, yağmacılıktan men etti. Buhari, Mezalim 30, Zebaih 25
- Ebu Firas, Hz. Ömer ‘den (r.a) naklediyor: “Resulullah (sav)’ı gördüm, (başkasının lehine olarak) kendi nefsine kısas uyguluyordu.” Nesai, Kasame 23, (8,34)
- Zinba (Ebu Ravh) ‘ın (r.a) anlattığına göre: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın yanına gelmişti. Resulullah (sav), onun kölesini hadımlaştırdığını öğrenince, köleyi müsle (işkence) sebebiyle azat etti.” İbnu Mace Sünen (2679) – Hds 6825)
- Bir adam bir adamın elini ısırmıştı. Eli ısırılan, öbürünün ağzından elini (hızla) çekti. Bu yüzden ısıranın iki dişi döküldü. Bunun üzerine ihtilaf edip Resulullah (sav) nezdinde dava açtılar. “Biriniz diğerinin elini erkek deve gibi ısırmaya mı kalktı? Bunun için sana diyet yok!” buyurdular. [Müslim’in bir diğer rivayetinde şu ziyade gelmiştir: “Resulullah (sav): “Bana ne emrediyorsun? Elini ağzına koymasını söyleyeyim de onu boğa gibi dişleyesin öyle mi? Ver elini de ısırsın, sonra çık!” buyurdular.”] Buhari, Diyat 18, Müslim, Kasame 19, (1673), Tirmizi, Diyat 20, (1416), Nesai, Kasame 17, (8, 28, 29)
- Halası Rübeyyi’, bir genç kızın ön dişini kırmıştı. Ondan affetmesini talep ettiler, kabul etmediler, diyet teklif ettiler, bunu da kabul etmediler. Resulullah (sav)’e gittilerse de, kız tarafı kısas talebinde direndiler. Resulullah (sav) bunun üzerine kısas emretti. Enes İbnu’n-Nadr: “Rübeyyi’in dişi kırılır mı? Hayır! Seni hak ile gönderen Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun, onun dişi kırılmaz!” dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav): “Ey Enes! Kısas Allah’ın kitabıdır (emridir)” buyurdular. Bunun üzerine kız tarafı razı olup, affettiler. Resulullah (sav) (Enes İbnu’n-Nadr’ı takdir ederek): “Allah’ın öyle kulları var ki, (bir iş için) Allah’a yemin etse, Allah onu boş çevirmeyip dilediğini yerine getirerek yemininde hanis kılmaz” buyurdular. Buhari, Diyat 19, Sulh 8, Tefsir, Bakara 23, Tefsir, Maide 6, Müslim, Kasame 24, (1675), Ebu Davud, Diyat 39, (4595), Nesai, Kasame 16, (8, 27)
- Fakirlere ait bir oğlan çocuğu, zenginlere ait bir oğlan çocuğunun kulağını kopardı. Oğlanın ailesi Resulullah ‘a (sav) gelip: “Ey Allah’ın Resulü! Bizler fakirleriz!” dediler. Resulullah (sav) cani tarafa bir ceza takdir etmedi. Ebu Davud, Diyat 27, (4590), Nesai, Kasame 14, (8, 26)
- Bir adam, cahiliye devrinde yaşamış bir atamıza sövmüştü. (Babam) Abbas Radıyallahu Anh ona bir tokat aşketti. Bunun üzerine adamın yakınları gelerek: “O nasıl tokat aşkettiyse mutlaka biz de ona tokat vuracağız!” dediler ve silahlarını kuşandılar. Bu durum Resulullah ‘a (sav) ulaştı. Hemen gelip minbere çıktı ve: “Ey insanlar! Yeryüzü ahalisinden kimin Allah katında en mükerrem olduğunu biliyorsunuz?” buyurdular. Hepsi birlikte: “Siz ey Allah’ın Resulü!” cevabım verdiler. Resulullah (sav): “Bilesiniz! Abbas bendendir, ben de ondanım! Ölülerimize sövmeyin, aksi halde dirilerimizi üzersiniz!” buyurdular. Bunun üzerine halk gelip: “Ey Allah’ın Resulü! Senin gadabından Allah’a sığınırız, bizim için mağfiret dileyiverin!” dediler. Nesai, Kasame 21, (8,33)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR