HZ. OSMAN
İçindekiler
- Edep ve haya abidesi
- Malını Allah yolunda harcamakta güneş gibi cömert olan kişi
- Naşir’ül Kur’an ve Zinnureyn lakabına mazhar olan bir kişi.
- Dünyada iken cennetle müjdelenen bir sahabe…
- Allah Resulü ’nün 3. Halifesi…
Hayatı
Hz. Osman fil vakasından 6 yıl sonra 574 yılında doğmuştur. Babası Affan b. Ebul-As, Annesi Ervâ binti Küreyz. Hz. Ebubekir (r.a) ile dosttu, onun vasıtası ile İslam’a girdi, İslam ile şereflenen dördüncü şahsiyetti. Amcası Hakem b. Ebü’l-As onu bağlayıp dininden dönene kadar bağlarını çözmeyeceğini söyleyince şiddetle karşı koydu. Kararlılığını görüp bağlarını çözmek zorunda kalan amcasından sonra annesi de çok uğraştı, ancak onu dininden döndüremedi. Osman kısa bir süre sonra Hz. Peygamber’in kızı Rukiye ile evlendi. İslamiyet’in 5. yılında (615) hanımıyla birlikte ilk kafilede Habeşistan’a hicret etti. Habeşistan’da doğan ve hicretin 4. yılında (625) vefat eden oğlu Abdullah dolayısıyla kendisine Ebû Abdullah künyesi verildi. Bir yıl sonra Habeşistan’dan Mekke’ye döndü ve ardından Medine’ye hicret etti. Sonra kızı Leyla doğunca da Ebu Leyla künyesi ile zikredildi.
Hz. Peygamber tarafından Mekke döneminde Abdurrahman b. Avf ile kardeş yapılan Osman, Medine’de evinde misafir kaldığı Ensar’dan Evs b. Sabit ile kardeş ilân edildi. Medine’ye geldiğinde ilk işi Rume Kuyusunu satın almak oldu. Bu kuyuyu Müslümanların hizmetine ücretsiz bir şekilde sunmuştur.
Zatürrika ve Zuemer gazvelerine çıkıldığında Medine’de Resul-i Ekrem’e vekâlet eden Hz. Osman, Hudeybiye Antlaşması öncesinde onun elçisi olarak Mekke’ye gitti. Kureyş liderlerinin istediği takdirde Kabe’yi ziyaret edebileceğini söylemeleri üzerine Hz. Peygamber’e izin verilmediği sürece kendisinin de ziyaret etmeyeceğini bildirdi. Kabe ziyaretine müsaade edilmesini sağlamak için görüşmelerini ısrarlı bir şekilde sürdürdü.
Osman İbni Affan (r.a) Ashab-ı Kiram ’ın önde gelenlerinden olup, ilk Müslümanların dördüncü ve Hülefa-yi Raşid’in de üçüncüsüdür.
Hz. Osman’ın (r.a.) fiziksel özellikleri
Hz. Osman, orta boylu, iri kemikli, güzel yüzlü, uzun sakallı ve esmer tenliydi. Çokça ibadet eden, salih, cömert, kerem sahibi, son derece nazik bir insandı. İnsanlar tarafından çok sevilip sayılan ve hürmet duyulan bir şahıstı. Son derece takva sahibiydi. Tatlı dilli ve güzel konuşurdu. Eli açık, iffetli, yumuşak huylu, herkesle anlaşabilirdi. Kuran kıraati hususunda Allah Resulünden ilim alanların en üstünüdür. Bütün yılını oruç tutarak geçirir ve her sene haccederdi. Hz. Aişe (r.a) onun hakkında:
“Vallahi o, akrabasını en çok gözeten ve Allah’tan en fazla korkan bir kişiydi” demiştir. (İbn Hacer, el-İsâbe, IV, 223)
Hz. Osman ‘ın Edep ve Hayası
Hz. Osman’ın Edebine, hayasına melekler gıpta ederdi, O’nun bu yüce ahlakını Hz. Aişe (r.a) şöyle anlatıyor: “Resulullah (sav) ile birlikte oturuyorduk, babam Hz. Ebubekir (r.a) ile Hz. Ömer (r.a) izin alarak içeri girdiler, az sonra Hz. Osman (r.a) geldi, izin istedi Resulullah (sav) hemen toparlandı, oturuşunu değiştirdi, ‘Sen geri çekil Ya Aişe’ dedi, izin verildi, içeri girdi. Bir müddet sohbetten sonra beraberce kalktılar, onlar gidince Resulullah (sav)’e Hz. Osman (r.a)’a karşı böyle davranmasının hikmetini sordum. Cevaben; ‘Meleklerin haya ettiği kimseden ben nasıl haya etmem?’ buyurdu.”
Zinnureyn ne demek?
Hz. Osman Hz Peygamber’in (sav) 2 kızıyla evlendiği için kendisine Zinnureyn (2 Nur sahibi) denilmiştir. Hz. Osman, Bedir hariç bütün savaşlara katıldı. Bedir’de ailesinin rahatsızlığı sebebi ile izin verilmedi. Rukiye (r.a) zafer haberini aldığı gün vefat etti. Sevgili peygamberimiz (sav), Hz. Osman (r.a)’a diğer kızı Ümmü Gülsüm’ü nikahladı. Onun vefatından sonra da “Ey Osman bir kızım daha olsaydı onu da sana verirdim” buyurarak onu teselli etti. Üstün üstüne ortak oldu.
Naşirü’l Kur’an nedir?
Hz. Osman zamanında Horasan, Hindistan, Kafkasya, Kıbrıs ve Kuzey Afrika’nın birçok yerleri alındı. Kur’an-ı Kerim’i Altı nüsha çoğalttı. Bu yüzden işte ona Naşirül’l Kur’an denildi.
“Sizin en hayırlılarınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 21. Ayrıca bk. Ebû Dâvud, Salât 349; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 15; İbni Mâce, Mukaddime 16)
Hz. Osman ’ın örnek ahlakı
Medine’de kıtlık vardı, o sırada Osman (r.a) Şam’dan buğday yüklü kervanı ile geldi. Ashab-ı Kiram satın almak istediler. Hz. Osman (r.a)’da “Sizden daha iyi alıcım var, sizden daha fazla veriyor” dedi. Bunun üzerine üzülen sahabe Hz. Ebubekir (r.a), geldi. ‘Kıtlık zamanı böyle yapılır mı?’ diyerek üzüntülerini belirtti. Onun sözünün yanlış anlaşıldığına kanaat getiren Hz. Ebubekir (r.a) “Haydi beraber gidelim Osman’a” vardılar, durumu anlattılar. Bunun üzerine Hz. Osman (r.a) “Evet Ey Resulullah’ın halifesi onlar bire yedi verdi, biz bize yedi yüz verene verdik” dedi, yüz deve yükü Medine’ye dağıttı. İşte kardeşlik anlayışı, cömertlik anlayışı.
Halifeliği döneminde meydana gelen savaşlar
BELENCER SAVAŞI
- Tarih: 652
- Taraflar: Hazarlar X Müslüman Araplar
Araplar ve Türkler arasında meydana gelen ilk savaştır. Hazar Türkleri ile yapılan bu savaşta amaç Kafkasya hakimiyeti sağlamaktı. İslamiyet’in Orta Asya’ya girişini Türkler engellemiştir.
KIBRIS SEFERLERİ
- Tarih: 649
- Taraflar: Müslümanlar X Kıbrıs
Suriye valisi Muaviye sefer düzenlemiştir. Barış yolu ile alınmış, Kıbrıs vergiye bağlanmıştır.
ZATÜSSAVARİ MUHAREBESİ (SAVAŞI)
- Tarih: 655
- Taraflar: Müslümanlar X Bizans
Zatüssavari Doğu Akdeniz hakimiyeti için yapılmıştır. 500 gemilik Bizans donanmasına karşı 200 gemili İslam donanması zafer kazanmıştır. Yelken direklerinin çokluğu nedeniyle “yelkenler” anlamına gelen bu isim verilmiştir. Ayrıca bu savaş 4 halife devrinin en büyük deniz savaşıdır.
KUZEY AFRİKA
- Tarih: 645
- Taraflar: Müslümanlar X Kuzey Afrika
Tunus Fethedildi. Yerli halk, Berberiler arasında İslam yayılmıştır.
Fetihler neticesinde gerçekleşen zenginleşmeyle birlikte toplumda lüks ve refahın arttığı Hz. Osman’ın halifelik dönemi, başarılı geçen sükûnet devri (644-649) ve halifenin öldürülmesiyle sonuçlanan İslâm tarihinin ilk büyük fitnesinin yaşandığı karışıklık dönemi (650-656) olarak iki safhaya ayrılır. İlk altı yıl içinde yönetimden bazı şikayetler görülse de bunlar probleme dönüşmemiştir. Hz. Osman’ın bu yıllarda halk tarafından sertliğiyle bilinen Hz. Ömer’den daha çok sevildiği söylenmektedir. Fakat ikinci dönemin başlarından itibaren yönetimden ciddi şikayetler başladı ve önceki olumsuzluklar da bunlara eklendi. Etkileri günümüze kadar gelen kanlı fitne hareketi bu şikâyetlerle başlayıp Hz. Osman’ın öldürülmesiyle başlamıştır.
Hz. Osman ‘ın Vefatı
Hazreti Osman 82 yaşındaydı. Halifeliğinin ikinci yarısında (6-12) yaptığı icraatlar sonucunda ağır eleştiriler almaya başlayan Hz. Osman’a Asiler isyan ettiler. Evinde hapis kalan Hz. Osman oruç tutup, kuran okuyarak Allah’a ibadet ediyordu. Kendi açmış olduğu Rume kuyusundan bir yudum su verilmemişti. Abdullah ibni Sebe’nin kışkırtmasıyla başlayan bu süreçte asiler önce Hz. Osman’ın evini ok yağmuruna tuttular. Bir sonuç alamayınca bitişik evin duvarını delerek Hazret-i Osman’ın evine girdiler.
Bir gece önce rüyasında Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ‘i görmüş ve Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona: “Yarın akşam iftarı bizim yanımızda yapacaksın…” demişti. Delik duvardan içeri giren isyancılar Hz. Osman Kuran-ı kerim okurken şehit etmiştir.
Hz. Osman ’ın son duası
İlk 6 senesi refah içerisinde geçen halifeliğin son altı senesi asilerin sıkıntılarıyla geçti.
Abdullah İbni sebe münafığının sonucu asiler tarafından evinde Kur’an-ı Kerim okurken şehit edilen, o şehadet şerbetini içerken dahi ümmeti düşünüyordu ve şöyle dua ediyordu; “Ya Rabbi Ümmed-i Muhammed arasındaki tefrikarı kaldır. Kendilerini birleştir”.
Halifeliği döneminde bazı hatalar yapsa da o cennetle müjdelenen bir sahabeydi.
Kaynakça:
- Ahmet Lütfi Kazancı, Hazreti Adem’den Hatem’ül Enbiya’ya Peygamberler tarihi
- İslam Ansiklopedisi, Osman
- Adem Apak, İslam Tarihi (2. Cilt)