Şartlar ve İstisna nedir? Şartlar ve İstisna dindeki yeri nedir ? Şartlar ve İstisna ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
RİBA
Riba nedir? Riba ‘nın dindeki yeri nedir ? Riba ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Altın altınla peşin olmazsa ribadır. Buğday buğdayla peşin satılmazsa ribadır. Arpa arpayla peşin satılmazsa ribadır. Kuru hurma kuru hurmayla peşin satılmazsa ribadir.” (Metin, Sahiheyn’in metnidir. Buhari’nin bir rivayetinde, “verik (yani basılmış dirhem) verikle, altın altınla..” şeklinde gelmiştir.) Buhari, Büyu 54, 74, 76, Müslim, Musakat 79, (1586), Ebu Davud, Büyu 12, (3348), İbnu Mace, Ticarat 50, (2160), (2259), Muvatta, Büyu 38, (2, 636-637), Tirmizi, Büyu 24 (1243), Nesai, Büyu 41, (7, 273)
- Resulullah (sav) zamanında bize bayağı hurma veriliyordu. Bu muhtelif cins kuru hurmanın bir karışımı idi. Bu bayağı hurmanın iki ölçeğini bir ölçek iyi hurma mukabilinde satıyorduk. Bu tarz Hazreti Peygamber (sav)’in kulağına ulaşınca şöyle buyurdu: “İki ölçek hurmaya bir ölçek hurma, iki ölçek buğdaya bir ölçek buğday iki dirheme bir dirhem olmaz.” Buhari, Büyu 21, Müslim, Müsakat 98, (1594, 1595, 1596), Tirmizi, Büyu 23, (1241), Nesai, Büyu 41, 50, (17, 271-272-273), Muvatta, 32, (2,632)
- Bir rivayette de şöyle gelmiştir: Hz. Bilal (r.a), Resulullah (sav)’e, (iyi cins bir hurma olan) berni hurması getirmişti. “Bu nereden?” diye sordu. Bilal (r.a): “Bizde adi hurma vardı. Resulullah (sav)’ın yemesi için ondan iki ölçek vererek bundan bir ölçek satın aldık” dedi. Bunun üzerine Hazreti Peygamber (sav): “Eyvah! Bu ribanın ta kendisi, eyvah bu ribanın ta kendisi, sakın öyle yapma. Şayet iyi hurma satın almak istersen elindekini ayrıca sat. Sonra onun parasıyla iyi hurmayı satın al” dedi. Buhari, Vekalet 11, Müslim, Müsakat 96, (1594), Nesai, Büyu 41, (7, 271-272)
- Sahiheyn’de yer alan bir rivayette şöyle gelmiştir: Dinar dinarla, dirhem dirhemle başa baş misliyle değiştirilmelidir. Kim fazla verir veya fazla alırsa ribaya girmiş olur. Hadisi rivayet eden ravi der ki: “Ben dedim ki, İbnu Abbas (r.a) bunu söylemez. Ebu Said der ki: İbnu Abbas ‘a (r.a) sordum: Sen bunu Resulullah (sav)’dan mı işittin, Kitabullah’ta mı gördün? Bana şu cevabı verdi: Bunun ikisini de söylemiyorum. Siz, Resulullah (sav)’ı benden daha iyi tanırsınız. Ancak bana Üsame İbnu Zeyd (r.a) haber verdi ki, Resulullah (sav): “Sadece veresiye satışta riba vardır” buyurmuştur. Müslim, Müsakat 101, (1596)
- Müslim’in bir diğer rivayeti şöyledir: “Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğdayla, arpa arpayla, hurma hurma ile, tuz tuzla baş başa misliyle, peşin olarak satılır. Kim artırır veya artırılmasını talep ederse ribaya girmiştir. Bu işte alan da veren de birdir.” Yine Müslim’de Ebu Hureyre’nin bir rivayetinde “cinsleri farklı ise müstesna” denir. Müslim, Müsakat 82, (1584)
- Rivayetinde (şu ziyade) ifade edilmiştir: “…Bu çeşitler farklı olduğu takdirde peşin ise dilediğiniz gibi satın.” Bu hadisi, Buhari hariç, Beş Kitap rivayet etmiştir. Müslim, Müsakat 81, (1587), Ebu Davud, Büyu 12, (3349-3350), Tirmizi, Büyu 23, (1240), Nesai, Büyu 43, 44, (7, 274, 275, 276, 277, 278), İbnu Mace, Ticarat 48, (2254)
- Zeyd İbnu Erkam ve el-Berd İbnu Azib ‘e (r.a) sarftan (yani altınla gümüşü cinsi cinsine satmaktan) sordum, ikisi de şu cevabı verdi: “Resulullah (sav) altının gümüş mukabilinde veresiye satılmasını yasakladı.” Buhari, Büyu 80, 8, Şirket 10, Menakıbu’l-Ensar 50, Müslim, Müsakat 87, (1589), Nesai, Büyu 49, (7, 280)
- Resulullah (sav)’e Hayber’de bulunduğu sırada altın ve boncuklarla yapılmış bir gerdanlık getirildi. Bu satılık ganimet mallardandı. Resulullah (sav) altınların boncuklardan ayrılmasını emretti. Derhal gerdanlığın altın kısmı ile boncuk kısmı birbirinden ayrıldı. Sonra Hazreti Peygamber (sav): “Altın, altına mukabil, tartısı tartısına satılsın” buyurdular. Müslim, Müsakat 89, (1591), Tirmizi, Büyu 32, (1255), Ebu Davud, Büyu 13, (3351-3353), Nesai, Büyu 48, (7-279)
- Müslim’de gelen diğer bir rivayette Haneş es-San’ani der ki: “Biz Fadale ile bir gazvede beraberdik. Derken bana ve arkadaşlarıma ganimetten bir gerdanlık isabet etti. Gerdanlık altın, gümüş ve kıymetli taşlardan yapılmıştı. Ben bunu satın almak isteyerek, Fadale’ye sordum. Bana şöyle cevap verdi: Bunun altınını ayır, bir kefeye koy. Kendi altınını da bir kefeye koy. Sonra sakın misli mislinden fazla bir şey alma! Zira ben Resulullah (sav)’ın şöyle buyurduğunu işittim: “Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ederse sakın misli mislinden fazla bir şey almasın.” Müslim, Büyu 91, (1591)
- Resulullah (sav), gümüşün gümüşe başa baş olmayan satışını yasakladı. Bize altın mukabilinde dilediğimiz şekilde gümüş ve gümüş mukabilinde dilediğimiz şekilde altın satın almayı emretti.” Müslim’in ziyadesinde “..Bir adam “peşin mi?” diye sordu. Ebu Bekre: “Ben böyle işittim” cevabını verdi. Sahiheyn ve Nesai rivayet etmiştir. Buhari, Büyu 81, 77, Müslim, Müsakat, 88, (1590), Nesai, Büyu, 50 (7, 280-281)
- Resulullah (sav) Hayber’in fethi sırasında iki Sa’d’a (Sa’d İbnu Ebi Vakkas ve Sa’d İbnu Ubade), ganimet malından altın veya gümüş bir kabı satmalarını emretti. Onlar, her üç (birim)’i aynı dört (birim) mukabilinde, veya her dört (birim)’i üç (birim) aynı mukabilinde sattılar. Resulullah (sav) onlara: “Siz riba yaptınız, geri verin” emretti.” Muvatta, Büyu 28 (2, 632)
- Ben İbnu Ömer ile (r.a) beraberdim. Ona bir kuyumcu gelerek: “Ey Ebu Abdurrahman! Ben altın işliyor ve bunu kendi ağırlığından fazla altınla satıyorum. Böylece ona harcayacağım el emeği miktarında fiyatını artırıyorum” dedi. İbnu Ömer (r.a) onu bu işten yasakladı. Kuyumcu aynı meseleyi tekrar tekrar söyledi. Her seferinde İbnu Ömer (r.a) onu bu işten yasakladı ve son olarak da şunu söyledi: “Dinar dinarla, dirhem dirhemle satılır. Aralarında fazlalık olamaz. Bu, Peygamberimizin bize vasiyetidir, biz de size vasiyet ediyoruz (tebliğ edip duruyoruz).” Bu rivayet Muvatta’da tam olarak gelmiştir. Nesai ise sadece Hazreti Peygamber (sav)’in sözünü kaydeder. Muvatta, Büyu 31, (2, 633), Nesai, Büyu 46, (7, 278)
- Hazreti Muaviye (r.a) altın veya gümüşten mamul bir su kabını, ağırlığından daha fazla bir fiyatla satmıştı. Kendisine Ebu’d-Derda (r.a): “Ben Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bu çeşit alış-verişi yasakladığını işittim. Resulullah (sav) bunların satışı misline misil olmalı diye emretti” diye itiraz etti. Hazreti Muaviye (r.a): “Ben bunda bir beis görmüyorum” diye cevap verdi. Ebu’d-Derda (r.a) öfkelendi ve: “Muaviye’yi kınamada bana yardım edecek biri yok mu? Ben ona Hazreti Peygamber (sav)’den haber veriyorum, o bana şahsi reyinden söz ediyor. Senin bulunduğun diyarda yaşamak bana haram olsun!” diye söylendi. Ebu’d-Derda bunun üzerine orayı terkederek Hazreti Ömer ‘in (r.a) yanına geldi. Durumu olduğu gibi ona anlattı. Hazreti Ömer (r.a) Hazreti Muaviye ‘ye (r.a) bir mektup yazarak bu çeşit satışı (altının altınla satılması), misli misline ve ağırlığına denk olarak yapmasını emretti. Muvatta, Büyu 33 (2, 634), Nesai, Büyu 47, (7, 279)
- Resulullah (sav): “Riba veresiyededir” buyurdu.(Diğer bir rivayette: “Peşin alışverişlerde (cinsler farklı ise fazlalık sebebiyle) riba olmaz” buyurulmuştur.) Buhari, Büyu 40, Müslim, Büyu 102, (1596), Nesai, Büyu 50, (7, 281)
- Ben dinarla deve satıyor, dinar yerine gümüş alıyordum. Bazende gümüşle satıyor, onun yerine dinar alıyordum. Bu durumu Resulullah (sav)’e arz ederek hükmünü sordum. “O andaki (aynı meclisteki) kıymetiyle olunca bunda bir beis yok” buyurdu.” Tirmizi, Büyu 24, (1242), Ebu Davud, Büyu 14 (3354-3355), Nesai, Büyu 50, (7, 281-282), İbnu Mace, Ticaret 51, (2262)
- Ebu Davud’un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: “…o günün fiyatıyla almanda bir beis yoktur, yeter ki aranızda (henüz ödenmeyen) bir miktar olduğu halde birbirinizden ayrılmış olmayasınız.” Ebu Davud, Büyu 14, (3354, 3355)
- Anlattığına göre, kölesine, bir sa’ buğday vererek pazara yollar ve: “Bunu sat, parasıyla arpa satın al der. Köle gider. Onu vererek bir sa’dan bir miktar fazla arpa satın alır. Köle dönünce, Ma’mer (r.a) ona “Niye böyle yaptın? Çabuk git ve geri ver. Misli misline denk al. Zira ben, Resulullah (sav)’ı işittim, şöyle diyordu: “Yiyecek yiyecekle misli misline denk olmalıdır.” O zaman yiyeceğimiz arpa idi. Kendisine “Ama bu arpa onun misli değildir” dendi ise de: “Ben arpanın buğdaya benzemesinden korkarım” cevabını verdi. Müslim, Müsakat 93, (1592)
- İmam Malik’e ulaştığına göre, Süleyman İbnu Yesar demiştir ki, “Sa’d İbnu Ebi Vakkas’ın merkebinin yemi bitmiştL Kölesine: “Ailene ait buğdaydan bir miktar götür, ona mukabil arpa satın al, sakın mislinden fazla almayasın” dedi. Muvatta, Büyu 50,52, (2,645)
- Ebu Ayyaşın – ki ismi Zeyd’dir – anlattığına göre: “Sa’d İbnu Ebi Vakkas ‘a (r.a), beyaz buğday mukabilinde kabuksuz arpa satın almanın hükmünü sorar. Sa’d (r.a) kendisine: “Hangisi daha kıymetli? Diye sorar. Zeyd: “Beyaz buğday” der. Sa’d onu bu işten men eder ve der ki: “Ben Resulullah (sav)’ı kuru hurmayı taze hurma mukabilinde satın alma hakkında sorulduğu zaman işitmiştim. Resulullah (sav) bunu sorana: “Taze hurma kuruyunca ağırlığını kaybeder mi?” dedi. Adam “evet” cevabını verince, Resulullah (sav) onu bu işten men etmişti.” Tirmizi, Büyu 14, (1225), Ebu Davud, Büyu 18, (3359), Muvatta, Büyu 22, (2, 624), Nesai, Büyu 36, (7, 269), İbnu Mace, Ticarat 53, (2264)
- Ebu Davud’un diğer bir rivayetinde: “Hazreti Peygamber (sav), taze hurmayı kuru hurma ile veresiye satmayı yasakladı” denir.” Ebu Davud, Büyu 18, (3360)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR