Alım satımı caiz olmayan eşyalar nelerdir? Alım satımı caiz olmayan eşyalar ‘ın dindeki yeri nedir ? Alım satımı caiz olmayan...
ZENGİNLİK VE FAKİRLİK
Zenginlik ve Fakirlik nedir? Zenginlik ve Fakirlik dindeki yeri nedir ? Zenginlik ve Fakirlik ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- Bazı aylar olurdu, hiç ateş yakmazdık, yiyip içtiğimiz sadece hurma ve su olurdu. Ancak, bize bir parçacık et getirilirse o hariç.” (Diğer bir rivayette: “Resulullah ölünceye kadar Muhammed ailesi buğday ekmeğini üst üste üç gün doyuncaya kadar yememiştir” denmiştir. Bir diğer rivayette: “Muhammed (as) bir günde iki sefer yedi ise, biri mutlaka hurma idi” denmiştir) Buhari, Et’ime 23, Rikak 17, Müslim, Zühd 20-27, (2970-2973), Tirmizi, Zühd 38, (2357, 2358), 35, (2473)
- Resulullah (sav) ve ailesi üst üste pek çok geceleri aç geçirirler ve akşam yemeği bulamazlardı. Ekmekleri çoğunlukla arpa ekmeği idi.” Tirmizi, Zühd 38, (2361)
- Hazreti Ömer (r.a) insanların nail oldukları dünyalıktan söz etti ve dedi ki: “Gerçekten ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın bütün gün açlıktan kıvrandığı halde, karnını doyurmaya adi hurma hile bulamadığını gördüm.” Müslim, Zühd 36, (2978)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Şurası muhakkak ki, Allah hakkında benim korkutulduğum kadar kimse korkutulmamıştır. Allah yolunda bana çektirilen eziyet kadar kimseye eziyet çektirilmemiştir. Zaman olmuştur otuz gün ve otuz gecelik bir ay boyu, Bilal ile benim yiyeceğim, Bilal’in koltuğunun altına sıkışacak miktarı geçmemiştir.” (Tirmizi, hadisin sahih olduğunu belirtir ve ilave eder: “Bu durum Resulullah (sav)’ın (amcası Ebu Talip öldüğü zaman, Taifte yeni bir hami bulmak ümidiyle, müşriklerden) kaçarak Hazreti Bilal Radıyallahu Anh’le Mekke’den çıktığı zamanla ilgilidir.”) Tirmizi, Kıyamet 35, (2474)
- Resulullah (sav)’e arpa ekmeği ile kokusu değişmiş erimiş yağ getirmiştim. (Bir seferinde) şöyle söylediğini işittim: “Muhammed ailesinde, dokuz kadın bulunduğu bir zamanda, ne bir sa’ hurma, ne de bir sa’ hububat gecelememiştir.” Buhari, Rehn 1, Büyu 14, Tirmizi, Büyu 7, (1215), Nesai, Büyu 50, (7, 288)
- Evimden soğuk bir günde çıktım. Çok açtım, (yiyecek) bir şey arıyordum. Bir Yahudi’ye rastladım, bahçesinde çıkrıkla sulama yapıyordu. Duvardaki bir açıklıktan adama baktım. “Ne istiyorsun ey bedevi, kovasını bir hurmaya bana su çeker misin?” dedi. Ben de: “Evet! Ama kapıyı aç da gireyim!” dedim. Adam kapıyı açtı, ben girdim, bir kova verdi. Su çekmeye başladım. Her kovada bir hurma verdi, iki avucum hurma ile dolunca kovayı bıraktım ve bu bana yeter deyip hurmaları yedim, sudan içip sonra mescide geldim. Tirmizi, Kıyamet 35, (2475)
- Resulullah (sav) bir gün (veya gece mutad olmayan bir saatte) mescide geldi. Orada Hazreti Ebu Bekir ve Hazreti Ömer ‘e (r.a) rastladı. Onlara (bu saatte) niye geldiklerini sordu. “Bizi evden çıkaran açlıktır!” dediler. Resulullah da: “Beni de evde çıkaran açlıktan başka bir şey değil!” buyurdu. Hep beraber Ebü’l’Heysem İbnu’l Teyyihan’a, gittiler. O, bunlar için arpadan ekmek yapılmasını emretti. Ekmek yapıldı. Sonra kalkıp bir koyun kesti. Yanlarında bir hurma ağacında asılı olan tatlı suyu indirdi. Derken yemek geldi, yediler ve o sudan içtiler. Resulullah (sav): “Şu günün nimetinden (Kıyamet günü) hesap sorulacak! (Açlık sizi evinizden çıkardı. Bu nimetlere nail olduktan sonra dönüyorsunuz!” buyurdu. Müslim, Eşribe 140, (2038), Muvatta, Sıfatu’n Nebi 28, (2, 932), Tirmizi, Zühd 39, (2370)
- Gerçekten ben kendimi, Resulullah (sav) ile birlikte olan yedi kişiden yedincisi olarak görmüşümdür. Huble yaprağından başka yiyeceğimiz yoktu. Öyle ki avurtlarımız yara oldu. Müslim, Zühd 15, (2967)
- Resulullah (sav)’e açlıktan şikayet ettik ve karınlarımızı açıp gösterdik. Herkeste bir taş vardı. Resulullah (sav) da karnını açtı, O’nda iki taş vardı. Tirmizi, Zühd 39, (2372)
- Resulullah (sav) halka namaz kıldırırken, bazı kimseler açlık sebebiyle kıyam sırasında yere yıkılırlardı. Bunlar Ashab-ı Suffe idi. (Medine’de misafireten bulunan) bedeviler, bunlara delirmiş derlerdi. Efendimiz namazdan çıkınca yanlarına uğrar ve: “Eğer (bu çektiğiniz sıkıntı sebebiyle) Allah indinde elde ettiğiniz mükafaatı bilseydiniz, fakirlik ve ihtiyaç yönüyle daha da artmayı dilerdiniz” derdi. Tirmizi, Zühd 39, (2369)
- Bir adam, Resulullah (sav)’e uğradı. Efendimiz, yanında bulunan bir zata: “Şu gelen kimse hakkında reyin nedir?” diye sordu. Adam: “O, halkın eşrafındandır, bu vallahi bir kıza talip olsa hemen evlendirilmeye, birisi lehine şefaate bulunsa, şefaatinin yerine getirilmesine layıktır” dedi. Resulullah (sav) sükut buyurdular. Derken az sonra bir adam daha uğradı. Resulullah (sav) yanındakine: “Pekiyi bunun hakkında reyin nedir?” dedi. Adam: “Ey Allah’ın Resulü! Bu, müslümanların fakir takımındandır. Vallahi, bu bir kıza talip olsa evlendirilmemeye, şefaatte bulunsa itibar edilmemeye, bir şey söylese dinlenilmemeye layıktır?” cevabını verdi. Bunun üzerine Hazreti Peygamber (sav): “Bu, onun gibilerin bir arz dolusundan daha hayırlıdır?” buyurdu. Buhari, Rikak 16, Nikah 15, İbnu Mace, Zühd 5, (4120)
- Resulullah (sav) efendimiz buyurdular ki: “Dünyada zahitlik, helal olanı haram etmek veya malı ziyan etmekle olmaz. Gerçek zahitlik, Allah’ın elinde olana, kendi elinde olandan daha çok güvenmen ve bir musibete düştüğün zaman getireceği sevabı sebebiyle, onun devamına rağbet göstermendir.” Tirmizi, Zühd 29, (2341), İbnu Mace, Zühd 1, (4100)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “(Ey Aişe! Cennette) benimle olman seni mesrur edecekse sana dünyadan bir yolcunun azığı kadarı kifayet etmelidir. Sakın zenginlerle sohbet arkadaşlığı etme. Bir elbiseye yama vurmadan eskimiş addetme.” Tirmizi, Libas 38, (1781)
- Resulullah (sav) şöyle dua ederdi: “Allah’ım, Al-i Muhammed’in rızkını belini doğrultacak kadar ver -Bir diğer rivayette- “yetecek kadar ver” buyurmuştur.” Buhari, Rikak 17, Müslim, Zekat 126, (1055), Tirmizi, Zühd 38, (2362)
- Resulullah (sav) şöyle dua etmişti: “Allah’ım, beni miskin olarak yaşat, miskin olarak ruhumu kabzet, kıyamet günü de miskinler zümresiyle birlikte haşret.” Hz. Aişe (r.a) atılarak sordu: “Niçin ey Allah’ın Resulü?” “Çünkü,” dedi, “onlar cennete, zenginlerden kırk bahar önce girecekler. Ey Aişe! Fakirleri sev ve onları (rivayet meclisine) yaklaştır, ta ki Kıyamet günü Allah da sana yaklaşsın.” [Diğer bir hadiste: “Beşyüz yıl” tabiri vardır, iki hadis şöyle cem’edilir: “Kırktan maksad hırs sahibi fakirin, hırs sahibi zenginden öne geçeceği müddettir. Beş yüzden maksat, zahit fakirin hırslı zenginden önce gireceği müddettir. Böylece hırs sahibi fakir, zahit fakirin yirmi beş derece üstünlüğüne nazaran iki derecelik bir üstünlüğe sahiptir. Bu kırkın beş yüze nispetidir. Bu ve benzeri takdirler Resulullah ’ın lisanında mücazefe veya tesadüfi olarak cereyan etmez. Bilakis idrak ettiği bir sır veya ilminin ihata ettiği bir nispet sebebiyle söylenmiştir. Zira o hevadan konuşmaz] Tirmizi, Zühd (2353)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Fukaralar, cennete zenginlerden beşyüz yıl önce girerler. Bu (Allah’ın indinde) yarım gündür.” Tirmizi, Zühd 37, (2354)
- Bir adam Abdullah İbnu Amr ‘a (r.a) sorarak dedi ki: “Biz muhacirlerin fakirlerinden değil miyiz?” Abdullah da ona sordu: “Kendisine sığındığın bir zevcen var mı?” Adam: “Evet” dedi. Abdullah: “Senin oturduğun bir meskenin var mı? Adam: “Evet!” deyince Abdullah: “Sen zenginlerdensin!” dedi. Adam: “Benim bir de hizmetçim var!” diye ilave edince, Abdullah: “Öyleyse sen krallardansın!” dedi. Müslim, Zühd 37, (2979)
- Muhacirlerin fakirlerinden bir grupla birlikte oturmuştum. Bunlardan bir kısmı, bir kısmı(nın karaltısından istifade) ile çıplaklıktan korunuyordu. Bir kari de bize (Kur’an) okuyordu. Derken Resulullah (sav) çıkageldi ve üzerimizde dikildi. Resullulah’ın yanımızda dikilmesi üzerine kari okumayı bıraktı. Resulullah da selam verdi ve : “Ne yapıyorsunuz?” diye sordu. “Ey Allah’ın Resulü!” dedik, “o karimizdir, bize (Kur’an) okuyor. Biz de Allah Teala’nın kitabını dinliyoruz.” Bunun üzerine Resulullah (sav): “Ümmetim arasında, kendileriyle birlikte sabretmem emredilen kimseleri yaratan Allah’ıma hamdolsun!” dedi. Sonra, kendisini bizimle eşitlemek üzere Resulullah, ortamıza oturdu. Ve eliyle işaret ederek: “Şöyle (halka yapın)” dedi. Cemaat hemen etrafında halka oldu, yüzleri ona döndü. Ebu Said der ki: “Resulullah (sav)’ın onlar arasında benden başka birini daha tanıyor görmedim. (Herkes yeni baştan vaziyetini alınca) Resulullah şu müjdeyi verdi: “Ey yoksul muhacirler, size müjdeler olsun! Size Kıyamet günündeki tam nuru müjde ediyorum. Sizler cennete, insanların zenginlerinden yarım gün önce gireceksiniz. Bu yarım gün, (dünya günleriyle) beşyüz yıl eder.” Ebu Davud, İlm 13, (3666), Tirmizi, Zühd 37, (2352)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “(Mirac sırasında) cennetin kapısında durup içeri baktım. Oraya girenlerin büyük çoğunluğunun miskinler olduğunu gördüm. Dünyadaki imkan sahiplerinin cehennemlikleri ateşe gitmeye emrolunmuşlardı, geri kalanlar da mahpus idiler. Cehennemin kapısında da durdum. Oraya girenlerin büyük çoğunluğu da kadınlardır.” Buhari, Rikak 51, Müslim, Zühd 93, (2736)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Bana zayıflarınızı arayın. Zira sizler, zayıflarınız sebebiyle yardıma ve rızka mazhar kılınıyorsunuz.” Ebu Davud, Cihad 77, (2594), Tirmizi, Cihad 24, (1702), Nesai, Cihad 43, (6, 46-46)
- Resulullah (sav) efendimiz buyurdular ki: “Allah hiçbir peygamber göndermedi ki, koyun çobanlığı yapmamış olsun.” “Sen de mi, Ey Allah’ın Resulü?” diye sordular. “Evet,” dedi “ben de bir miktar kırat mukabili Mekke ehline koyun güttüm.” Buhari, İcare 2, Muvatta, 18 (2, 971), İbnu Mace, Ticarat 5, (2149)
- Bir adam gelerek “Ey Allah’ın Resulü! Ben seni seviyorum” dedi. Resulullah: Ne söylediğim dikkat et!” diye cevap verdi. Adam: “Vallahi ben seni seviyorum!” deyip, bunu üç kere tekrar etti. Resulullah (sav) bunun üzerine adama: “Eğer beni seviyorsun, fakirlik için bir zırh hazırla. Çünkü beni sevene fakirlik, hedefine koşan selden daha sür’atli gelir.” Tirmizi, Zühd 36, (2351)
- Biz Resulullah (sav) ile birlikte otururken uzaktan Mus’ab İbnu Umeyr Radıyallahu Anh göründü, bize doğru geliyordu. Üzerinde deri parçası ile yamanmış bir bürdesi vardı. Resulullah (sav) onu görünce, (Mekke’de iken giyim kuşam yönünden yaşadığı) bolluğu düşünerek ağladı. Sonra şunu söyledi: “(Gün gelip, sizden biri, sabah bir elbise, akşam bir başka elbise giyse ve önüne yemek tabakalarının biri getirilip diğeri kaldırılsa ve evlerinizi de (halılar ve kilimler ile) Ka’be gibi örtseniz o zamanda nasıl olursunuz2” “O gün,” dediler, “biz bu günümüzden çok daha iyi oluruz. Çünkü hayat külfetimiz karşılanmış olacak, biz de ibadete daha çok vakit ayıracağız.” “Hayır!” buyurdu, “bilakis siz bugün o günden daha iyisinizdir.” Tirmizi, Kıyamet 36, (2478)
- Resulullah (sav)’ın yanında dünyayı zikretmişlerdi. Buyurdular ki: “Duymuyor musunuz, işitmiyor musunuz? Mütevazi giyinmek imandandır, mütevazi giyinmek imandandır!” Ebu Davud, Tereccül 1, (4161), İbnu Mace, Zühd 22,(4118)
- Resulullah (sav)’ın yanında bir adamın çok ibadet ettiğinden, bir diğerinin de vera sahibi olduğundan bahsedilmişti. Efendimiz: “Vera’ya denk olacak onunla tartılabilecek bir şey yoktur!” buyurdu. Tirmizi, Kıyamet 61, (2521)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kişi mahzurlu olan şeyden korkarak mahzursuz olanı terk etmedikçe gerçek takvaya ulaşamaz.” Tirmizi, Kıyamet 20, (2453)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR