Şartlar ve İstisna nedir? Şartlar ve İstisna dindeki yeri nedir ? Şartlar ve İstisna ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
MÜZARAA
Müzaraa nedir? Müzaraa ‘nin dindeki yeri nedir ? Müzaraa ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- Sâlebe İbnu Ebî Mâlik (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) Mehzur (isimli derenin) suyu (ile arazilerin sulanması sırası) hususunda şu hükmü verdi:”(Arazisi) yukarıda olan kimse (arazisi) aşağıda olan kimsenin üstündedir (yani önce o sular). Yukarıdaki kimse (arazisini), su, ayak topuklarına varıncaya kadar sular, sonra suyu kendisinden aşağıda olana salıverir.” İbnu Mace Sünen (2481) – Hds 6763)
- Ubâde İbnu’s-Sâmit (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav), hurmalıkların akar su ile sulanmaları hususunda şöyle hükmetti: “Suyun başından itibaren önce üsttekiler aşağıdakilerden önce sular. Su ökçeye (çıkacak kadar akmaya) bırakılır. Sonra su bitişikteki aşağıya bırakılır. Bahçeler bitinceye veya su tükeninceye kadar böyle yapılır.” İbnu Mace Sünen (2483) – Hds 6764)
- Sa’îd İbnu Hureys (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kim bir ev veya akâr satıp elde ettiği parayı aynı cins (bir mülk)e yatırmazsa, bu kimse, aldığı bedelin hakkında mübarek kılınmamasına müstehak olur.” İbnu Mace Sünen (2490) – Hds 6769)
- İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Bir kimsenin arazisi olur da satmak isterse, önce komşusuna arz etsin.” İbnu Mace Sünen (2493) – Hds 6771)
- Ubade İbnu’s-Sâmit (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav), bir hurma bahçesinde, bir adama ait bir, iki, üç hurma ağacı hususunda hüküm verdi. Bahçe sahibi ile bu birkaç ağacın sahipleri, bahçedeki hakları hususunda ihtilaf etmişlerdi. Resulullah (sav), bu münferid ağaçlardan her biri için, dipten itibaren dalının uzandığı yere kadar ağacın harîmi sayılacağına hükmetti.” İbnu Mace Sünen (2488) – Hds 6767)
- İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Hurma ağacının harîmi onun dallarının uzunluğu kadardır.” İbnu Mace Sünen (2489) – Hds 6768)
- İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Resûlullah ‘a (sav) (bir ara) maddi darlık isabet etti. Bu duruma Ali muttali oldu. Hemen çıkıp, Resûlullah ‘ın (sav) ihtiyacını görecek bir gelir temini için iş aradı. Derken bir Yahudi’ye ait bir bahçeye uğradı. Adama her kovası yüz kuru hurmaya on yedi kova su çıkarıverdi. Yahudi de hurmasından onun için on yedi tane acve (denilen iyi hurma) seçip verdi. Ali (r.a) bunları Resulullah’a getirdi.” İbnu Mace Sünen (2446) – Hds 6753)
- Hazreti Ali (r.a) anlatıyor. “Ben bir hurma mukabilinde bir kova su çıkarırdım ve hurmanın iyi, kuru olmasını şart koşardım.” İbnu Mace Sünen (2447) – Hds 6754)
- Hazreti Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Ensardan bir zat gelip: “Ey Allah’ın Resûlü! (Bugün) renginizi niye değişmiş görüyorum?” diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: “Açlıktan” buyurdular. Ensarî hemen evine döndü. Ama evinde (ikram edecek) bir şey bulamadı. Yiyecek aramaya çıktı. Derken hurmalık sulayan bir Yahudi’ye rastladı: Yahudiye: “Hurmalığını ben sulayayım ne dersin?” dedi. O da: “Pekâla!” dedi. Ensari: “Her kovaya bir hurma!” dedi ve hurmanın içi kararmış, sertleşmiş ve adileşmiş olmamasını şart koştu, iyi hurmadan alacağını söyledi. Sonra iki sa’ hurma yapacak miktarda su çıkardı ve aldığı hurmayı Resûlullah ‘a (sav) getirdi.” İbnu Mace Sünen (2448) – Hds 6755)
- Esma Binti Yezid (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav), zırhını bir Yahudi’nin yanında, bir miktar zahire mukabili rehine bırakılmış olarak vefat etti.” İbnu Mace Sünen (2438) – Hds 6747)
- İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) vefat ettiği zaman, zırhı, otuz sa’ arpa mukabili bir Yahudi’ye rehin bırakılmıştı.” İbnu Mace Sünen (2439) – Hds 6748)
- Hazreti Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) taksim edilemeyen malda şüf’a hakkı tanıdı. Eğer (taşınamaz mal taksim edilip) hudutlar belli olursa artık şufa hakkı yoktur.” İbnu Mace Sünen (2497) – Hds 6772)
- İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) Hayber arazisini, hurmalıklarıyla, tarlalarıyla mahsulün yarısı mukabilinde eski ahalisine (Yahudilere müzâraa usulüyle) verdi.” İbnu Mace Sünen (2468) – Hds 6757)
- Hazreti Enes İbnu Mâlik (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) Hayber’i fethedince orayı yarıya ortağa verdi.” NOT: Bu bahis daha önce yeterince açıklanmıştır, tekrar etmeyeceğiz. İbnu Mace Sünen (2469) – Hds 6758)
- Utbe İbnu’n-Nüder anlatıyor: “Resûlullah ‘ın (sav) yanında idik. Ta-sin-mim suresini okudu. Hazreti Musa ‘nın kıssasına gelince: “Hazreti Musa, fercinin iffeti (Hazreti Şuayb’ın kızıyla evlenme) ve karnının doyurulması mukabilinde sekiz veya on yıl işçi olarak çalışmayı kabullendi” buyurdu.” İbnu Mace Sünen (2444) – Hds 6751)
- Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Yetim olarak büyüdüm, fakir olarak hicret ettim. Karnımı doyurma ve (yolculuk) sırasında bazen binerek ayağımı dinlendirme nöbeti karşılığında İbnetu Gazvân’â işçi oldum. Konakladıkları vakit onlara odun topluyordum. Bindikleri zaman da develerini yürütmek için ezgi söylerdim. İslâm dinini bir nizam, Ebu Hureyre ’yi de imam (idareci) kılan Allah’a hamdolsun.” İbnu Mace Sünen (2445) – Hds 6752)
- Abdullah İbnu Muğaffel (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kim (sahipsiz bir arazide) bir kuyu kazarsa, kendi hayvanlarına yatak olmak üzere kırk zirâlık mesafe onun olur.” İbnu Mace Sünen (2486) – Hds 6766)
- Hazreti İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Suda, otta, ateşte. Bunlardan alınacak bedel de haramdır.” Ebu Saîd dedi ki: “(Sudan maksat) akarsudur.” İbnu Mace Sünen (2472) – Hds 6759)
- Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Üç şey vardır ki (istenince) vermemezlik edilmez: Su, ot ve ateş.” İbnu Mace Sünen (2473) – Hds 6760)
- Hazreti Aişe (r.a) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü!” dedim, verilmemesi caiz olmayan şey nedir?” “Su, tuz ve ateş!” buyurdular. Ben tekrar: “Ey Allah’ın Resulü dedim. Evet suyu anladık öyledir, ama tuz ve ateş niye öyledir?” dedim. Şu cevabı verdi: “Ey Humeyrâ! Kim (isteyene) ateş verirse, bu ateşin pişirdiği her şeyi tasadduk etmiş gibi sevap kazanır! Kim de tuz verirse, o da bu tuzun tatlandırdığı her şeyi tasadduk etmiş gibi olur. Kim su bulunan yerde bir Müslümana bir içimlik su içirirse sanki bir köle azat etmiş gibi olur, suyun bulunmadığı yerde içirirse, onu ihya etmiş gibi olur.” İbnu Mace Sünen (2474) – Hds 6761)
- Resulullah (sav), meyve ve ekinden çıkacak olan bütün mahsulün yarısı karşılığında Hayber’ı (Yahudilere) verdi. Her sene zevcelerine, yüz vask veriyordu. Seksen vask kuru hurma, yirmi vask arpa. Hazreti Ömer Radıyallahu Anh başa geçince, Hayber’ı taksim etti ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın zevcelerini, kendilerine arazı ve suyu ikta etmek veya her yıl almakta oldukları vaskları tazmin etme arasında muhayyer bıraktı. Onlar bu teklifi benimsemede farklı kararlara vardılar. Bir kısmı arazi ve suyu tercih etti, bir kısmı da vaskları tercih etti. Hazreti Aişe ve Hazreti Hafsa Radıyallahu Anh arazi ve suyu tercih edenlerdendi.” Buhari, Müzaraa 8, 9, 11, İcare 22, Şirket 11, Şurut 5, Megazi 10, Müslim, Musakat 2,(1551), Ebu Davud, Büyu 35, Tirmizi, Ahkam 41, (1383), Nesai, Müzaraa 46, (7, 53)
- Müslim’in bir rivayetinde şöyle denmiştir: “Resulullah (sav) Hayber hurmalarını ve arazisini kendi emvalleri gibi işleyip meyvesinin yarısını Resulullah’a vermeleri şartıyla Hayberlilere geri verdi.” Müslim, Müsakat 5, (1551)
- Yine Müslim’in bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: “Resulullah (sav) Hayber’i fethettiği zaman, Yahudiler, Resulullah’a(sav) müracaat ederek, çalışıp elde edecekleri ekin ve meyve hasılatının yarısını vermek şartıyla kendilerini arazilerinde bırakmasını talep ettiler. Resulullah (sav) onlara, “Biz sizi, dilediğimiz zamana kadar orada bırakabiliriz” dedi ve kalmalarına müsaade etti. Hayber’in meyve hasılatının yarısı iki hisseye taksim ediliyordu, Resulullah (sav) bu gelirin humusunu (beşte birini) alıyordu.” Müslim, Müsakat 4, (1551)
- Ekim arazileri, Resulullah (sav) zamanında, -tarlaya su alınan dere kenarındaki- ekin, tarla sahibinin olması ve ne kadar olduğunu bilmediğim bir miktarda saman verilmesi karşılığında kiralanırdı. Nesai, Müzaraa 46, (7, 53)
- İmam Malik anlatıyor: “Bana ulaştığına göre, Abdurrahman İbnu Avf (r.a) bir tarlayı kiraladı. Ölünceye kadar da bu arazi elinde kaldı. Oğlu dedi ki: “Ben bu araziyi uzun müddet babamın elinde kaldığı için bizim malımız sanıyordum. Babam öleceği sırada tarlanın bize ait olmadığını söyledi ve tarlanın kirasından ödenmesi gereken bir miktar borcun altın veya gümüş olarak ödenmesini emretti.” Muvatta, Kirau’l-Arz 4, (2, 712)
- Kays İbnu Müslim, Ebu Ca’fer’den naklen diyor ki: “Medine’de muhacir aileden hiçbiri yoktu ki, üçte veya dörtte bir pay ile ziraatçilik yapmasın. Hazreti Ali, Sa’d İbnu Malik, İbnu Mes’ud da bu çeşitten muzaraa akdi yapmışlarda el-Kasım (İbnu Muhammed) ve Urve’den de benzer rivayet mevcuttur. Rivayette şu ziyade de var: “Ebubekir ailesi, Hazreti Ömer ailesi, Hazreti Osman’ın ailesi, Ali ailesi ve İbnu Şirin ailesi de.” Buhari, Muzaraa 8 (bab başlığı olarak kaydedilmiştir)
- Yanıma Züheyr geldi ve bana: “Resulullah (sav) bize faydalı olan bir şeyi yasakladı” dedi. Ben: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) her ne söyledi ise, mutlaka haktır!” dedim. “Muhakala’yı (tarla kiralamasını) nasıl yaptığımızı sordu. Ben de: “Biz onu, dörtte bir ve kuru hurma ve arpadan vasklarla ücretlendiriyoruz” dedim, bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: “Öyle yapmayın! Araziyi ya kendiniz ekin veya ektirin veya (kimseye vermeyip) sahip olun!” buyurdular.” Rafi der ki: “Ben de: “(Başüstüne!) dinlemek ve itaat etmek (borcumuzdur!)” dedim.” Buhari, Muzaraa 18, 19, Müslim, Büyu 114, (1548), Ebu Davud, Büyu 32, (3394), Nesai, Muzaraa 45, (7, 44, 49)
- Biz ensardan tarlası en çok olan kimseydik ve biz, şu tarla bize, şu tarla onlara (ekenlere) olmak üzere kiraya verirdik. Bazan şu tarla mahsul verirdi, şu tarla vermezdi. Resulullah (sav) bizi bundan yasakladı. Fakat gümüş mukabili kiralamaya gelince onu yasaklamadı. Buhari, Müzaraa, 6, 12, 18, Şurut 7, Müslim, Büyu 106, (1547), Muvatta, Kirau’l-Arz 1, (2, 713), Tirmizi, Ahkam 42, (1384), Ebu Davud, Büyu 31, 32, (3392, 3393, 3395, 3397, 3398, 3399, 4000, 3401, 3402), Nesai, Müzaraa 45, 7, (33-50)
- Bizden bazı kimselerin ihtiyaçlarından fazla arazileri vardı. Onlar: “Biz arazimizi üçte bire veya dörtte bire veya yarıya kiraya verelim” dediler. Bunun üzerine Resulullah (sav): “Kimin arazisi varsa bizzat eksin veya bir kardeşine bağışlasın, ne ücret mukabili versin ne de kiraya versin!” buyurdular. Buhari, Müzaraa 18, Hibe 35, Müslim, Büyu 92, (1536), Nesai, Müzaraa 45, (7, 36-38)
- Resulullah (sav) (bir gün) tarlaya uğramıştı, tarlada ekin üğrünüyordu. “Burası kime ait?” buyurdular. Yanındakiler: “Falan kimse kiraya verdi” dediler. Resulullah (sav): “Eğer burayı bağışlasaydı, kendisi için bunun üzerinden muayyen bir ücret almasından daha hayırlı olurdu” buyurdular. Buhari, Müzaraa 9, 18, Hibe 35, Müslim, Büyu 120, (1550), Nesai, Müzaraa 45, (7, 36)
- Resulullah (sav) muhabereyi yasakladı. Muhabere, tarlayı yarı, üçte bir veya dörtte bir karşılığında almaktır. Ebu Davud, Büyu 34, (3407)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Muhabereyi terk etmeyen, Allah ve Resulü ile savaş ilan etsin.” Ebu Davud, Büyu 34, (3406)
- Hazreti Aişe (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Suyun fazlası esirgenmez. Kuyunun (ihtiyaçtan) artan kısmı da esirgenmez.” İbnu Mace Sünen (2479) – Hds 6762)
- Hazreti Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Rehin, (borcun ödenmesiyle) geri alınabilir.” İbnu Mace Sünen (2441) – Hds 6749)
- Kesir İbnu Abdullah İbni Avf el-Müzeni’nin dedesi (Amr İbnu Avf) (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Sulama gününde önce atlardan başlanmalıdır.” İbnu Mace Sünen (2484) – Hds 6765)
- Tâvus’un anlattığına göre: “Muaz İbnu Cebel Radıyallahu Anh, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Hazreti Ebu Bekr, Hazreti Ömer ve Hazreti Osman zamanlarında araziyi, (mahsulünü) üçte bir, dörtte bir karşılığında kiraya vermiştir. Bu kiralama işi, (o zamandan) şu günümüze kadar tatbik edile gelmiştir.” İbnu Mace Sünen (2463) – Hds 6756)
- Abdullah İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: Resûlullah Resulullah (sav) buyurdular ki: “İşçiye ücretini, teri kurumadan önce veriniz.” İbnu Mace Sünen (2443) – Hds 6750)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR