ZEYD BİN ERKAM
İçindekiler
- Küçük yaşta Müslüman olan sahabe.
- Ensar ‘ın meşhur kişilerindendir.
- Künyesi Ebû Amr.
Zeyd bin Erkam‘ın Hayatı
Zeyd bin Erkam, 612 yılında Medine ‘de dünyaya gelmiştir. Ensar ‘ın meşhur kişilerinden olan Zeyd bin Erkam (r.a) Hazrec kabilesindendir. Küçükken babası vefat etmiş ve kendisine Abdullah bin Revaha yardım etmiştir. Abdullah bin Revaha Müslüman olunca Zeyd bin Erkam ‘da küçük yaşta Müslüman olmuştur. Zeyd bin Erkam (r.a) Peygamber Efendimizden (sav) 90 hadis rivayet etmiştir. Ömrünün son dönemlerinde Küfe ‘ye yerleşmiş ve orada vefat etmiştir.
Zeyd bin Erkam‘ın (r.a) Doğumu
Zeyd bin Erkam (r.a) 612 senesinde Medine ‘de dünyaya gelmiştir. Ensar ‘ın meşhur kişilerinden biridir. Hazrec kabilesine mensuptur. Künyesi Ebû Amr, Ebû Âmir, Ebû Saîd, Ebû Sa‘d dır. Sâbit, Attab, Muhammed, adında erkek çocukları Üneyse ve Seriyye adında ise kızları vardır.
Küçük Yaşta Müslüman Olan Sahabe : Zeyd bin Erkam (r.a)
Zeyd bin Erkam ‘ın (r.a) küçükken babası vefat etmiş ve yetim kalmıştı. Abdullah bin Revaha küçük yaşta yetim kalan Zeyd bin Erkam ‘a yardım etmiş şefkat göstermiştir. Abdullah bin Revaha İslamiyet’i seçip müslüman olunca Zeyd bin Erkam ‘da daha küçük yaşta Müslüman olmuştur.
Allah’ın Doğruladığı Genç Zeyd bin Erkam
Zeyd bin Erkam yaşı küçük olduğu için Bedir ve Uhud Savaşlarına katılmamıştı. Bundan sonra olan bütün savaşlara katılmış ve kahramanlıklar göstermiştir. Efendimizin (sav) katıldığı Beni Mustalık Gazası ‘nın olduğu sırada baş münafık Abdullah bin Übey Efendimiz (sav) ve Müslümanlar hakkında kötü konuşmaya başlamıştı. Zeyd bin Erkam da oradaydı ve şunları söyledi: “Vallahi kavminin içinde zelil, zayıf ve nefret edilen birisi varsa o da sensin! Resulullah ise Rahman olan Allah tarafından aziz kılınmıştır.”
Abdullah bin Übey bunun üzerine: “Vallahi bundan sonra seni hiç sevmeyeceğim!”
Zeyd bu konuşulanları Efendimize (sav) bildireceğini söyleyince;
- Abdullah bin Übey: “Ey kardeşimin oğlu, n’olur sus! Ben sadece şaka olsun diye konuştum.”
Ancak Zeyd olan biteni Efendimize (sav) söylemeyi önemli vazife bilip oradan ayrıldı. Efendimize (sav) gelip olan biteni anlattı.
- Efendimiz (sav) : “Ona kızmış olmayasın?!”
- Zeyd: “Hayır, vallahi bunları aynen ondan işittim!”
- Efendimiz (sav): “Yanlış anlamış olmayasın?!”
- Zeyd: “Hayır yâ Resulullah, gerçek söylüyorum, yanlışım yok.”
- Efendimiz (sav): “Onun hakkında başkası sana bunları söylemiş olmasın?!”
- Zeyd: “Hayır, vallahi bunları ondan işittim!”
O esnada Efendimizin (sav) yanında birkaç sahabe de yer alıyordu. Abdullah ‘ın söylediğine kızmışlardı. Olan biteni tekrar dinlemek için Abdullah ‘ı çağırttı.
- Efendimiz (sav): “Bunları sen mi söyledin?”
- Abdullah: “Hayır, sana Kitap ’ı indiren Allah’a yemin ederim ki, ben bunların hiçbirini söylemedim. Zeyd size yalan söylemiştir! Ben, şurada bulunanlardan Allah’ın beni cennete koymasına vesile olacak senden daha yakınını bilmiyorum.”
Efendimiz (sav) bu konuşmanın ardından orduya hareket etmesi için emir vermişti. Hz. Zeyd konunun böyle kapanmasından dolayı mahcup olmuştu. Şöyle dua ediyordu: “Allah’ım, Resulüne sözlerimi doğrulayacak vahyini indir!”
Bunun üzerine Allah (c.c) Zeyd bin Erkam ‘ı doğrulayan şu ayetlerini indirmişti:
- Münafıklar sana geldiklerinde, “Tanıklık ederiz ki sen gerçekten Allah’ın elçisisin” derler. Senin hiç kuşkusuz kendi elçisi olduğunu Allah elbette biliyor; ama Allah tanıklık eder ki münafıklar (inandık derken) kesinlikle yalan söylemektedirler. (Münâfikûn/1)
- Onlar yeminlerini kalkan edinip Allah yolundan yan çizmişlerdir. Onların yaptıkları ne kadar çirkin! (Münâfikûn/2)
- Şöyle ki, onlar sözde inandılar ama gerçekte inkâr ettiler; bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir; artık anlayıp kavrayamazlar. (Münâfikûn/3)
- Onlara şöyle bir baktığında dış görünüşleri sana iyi bir izlenim verir; konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Ama onlar sanki bir yere dayanmış kütükler gibidir (böyle güvendeymiş gibi görünürler). Her gürültüyü kendilerine yönelik sanırlar. Asıl düşman onlardır, onlardan korun! Allah kahretsin onları! Nasıl da haktan yüz çeviriyorlar! (Münâfikûn/4)
- Onlara “Gelin, Allah’ın resulü sizin için bağışlama dilesin” dendiğinde başlarını çevirirler ve büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün. (Münâfikûn/5)
- Bağışlanmaları için Allah’a dua etmişsin veya etmemişsin onlar için birdir. Allah onları asla bağışlamayacaktır. Şüphesiz Allah günaha saplananları doğruya eriştirmez. (Münâfikûn/6)
- Onlar, “Resûlullah’ın yanındakilere geçimlik bir şeyler vermeyin ki etrafından dağılıp gitsinler” diyenlerdir. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır; ama münafıklar anlamıyorlar! (Münâfikûn/7)
- Şöyle diyorlar: “Hele Medine’ye dönelim, o zaman güçlü olan zayıf olanı oradan çıkaracak!” Halbuki asıl güç ve izzet Allah’ındır, resulünündür, müminlerindir; fakat münafıklar bunu bilmezler!(Münâfikûn/8)
Zeyd bin Erkam‘ın Rivayet Ettiği Hadisler
Zeyd bin Erkam (r.a) Peygamber Efendimiz ‘den (sav) 90 hadis rivayet etmiştir. Zeyd bin Erkam ‘ın (r.a) rivayet ettiği hadislerin birçoğu Kütüb-i Sitte ‘de ve diğer hadis kitaplarında bulunmaktadır. Zeyd bin Erkam (r.a) hem hadis rivayet ettiğinde hem de kendisine sorulan sorulara cevap verirken çok dikkat eder titiz davranırdı. Rivayetlerde şöyle geçmektedir:
- “İbni Ebi Evfa ’dan: Zeyd ibni Erkam ’ın yanına geldiğimizde ona: “Rasûlullâh ’dan bize hadis naklet!” derdik. O da: “Biz yaşlandık, unuttuk. Allah Resulünden hadis nakletmek mesuliyetli bir şeydir” derdi. (İbn Asakir, Kenz, V/239 ; Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, 3/518)
Bir başka rivayete göre Resul-i Ekrem şöyle buyurdu:
- “Size iki önemli şey bırakıyorum. Bunlardan biri Allah’ın Kitabı ’dır. O Allah’ın ipidir. Ona yapışan doğru yolu bulur. Onu bırakan da yolunu sapıtır.” (Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 37. Riyazussalihin Terceme ve Şerhi, c. 2, s. 647)
Zeyd bin Erkam Hz. Ebubekir ‘in (r.a) haram lokma konusundaki hassasiyetini anlatan hadisi de aktarmıştır:
- “Hazreti Ebubekir ‘in ara sıra kendisine hile yapan bir kölesi vardı. Bir akşam bu köle ona bir yemek getirdi. Hazreti Ebu Bekir de ondan bir lokma aldı. Köle ona: “Bugün sana ne oldu? Her zaman bir şey getirdiğimde nereden aldığımı sorardın. Bugün sormadın” dedi. Bunun üzerine Hazreti Ebu Bekir: “Çok acıktığımdan olmalı! Sahi sen bu yemeği nereden getirdin?” diye sordu. Köle şöyle cevap verdi: “Cahiliye döneminde tanıdığım bir arkadaşımın yanına uğradım. Düğün yapıyorlardı; bana da bu yemeği verdiler” dedi. Bunları işiten Hazreti Ebu Bekir kölesine celallendi ve: “Sen beni helâk mı etmek istiyorsun?” dedi. Sonra parmağını sokarak istifra etmek istediyse de hiçbir şey çıkaramadı. Kendisine : “Ya Eba Bekir! Ancak su ile çıkarabilirsin!” dediler. O da hemen su getirilmesini emretti. Bir yandan su içiyor, bir yandan da yediğini dışarı çıkarmaya çalışıyordu. Yediklerini çıkarıncaya kadar bu şekilde devam etti. Orada bulunanlar: “-Allah sana merhamet etsin. Bütün bunları bir lokma yemek için mi yapıyorsun?” dediler. Cevap olarak onlara şöyle söyledi: “Canımın çıkacağını bilsem yine de o lokmayı çıkarırdım. Çünkü ben Rasûlullâh ’ın: “Haramdan oluşup gelişen vücutlar için en layık şey ateştir” buyurduğunu işittim. İşte bunun için vücudumun bu bir lokmadan yararlanmasından korktum” dedi. (Ebu Nuaym, Hilye I/31; Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, 3/164-165)
- Rasûlullâh sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi: Allah’ım! Acizlikten, tembellikten, cimrilikten, ihtiyarlayıp ele avuca düşmekten ve kabir azabından sana sığınırım. Allah’ım! Nefsime takva nasip et ve onu her türlü günahtan temizle; onu en iyi temizleyecek sensin. Ona yardım edip eğitecek sadece sensin. Allah’ım! Faydasız ilimden, ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım.” (Riyazussalihin Terceme ve şerhi c. 6, s. 456 Müslim, Zikir 73)
- Zeyd bin Erkam ‘ın rivayet ettiği hadislerden biri de şöyledir: Zeyd İbnu Erkam Radıyallahu Anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalâtu vesselâm’ın ashabı: “Ey Allah’ın Resulü dediler, bayram günü kesilen şu kurban nedir?” “Bu babanız İbrahim aleyhisselâm ’ın sünnetidir” buyurdular. Ashap: “Pekiyi, kurban kesmede bize ne gibi sevap var ey Allah’ın Resulü!” dediler. “Kurbanın her bir kılı için bir sevap” buyurdular. Ashap tekrar: “(Kesilen kurban, koyun kuzu gibi) yünlü ise ey Allah’ın Resulü (sevap nasıl olacak)?” diye sordular. Aleyhissalâtu vesselâm: “Yünün her bir kılı için de bir sevap var!” buyurdular.”
Zeyd bin Erkam ‘ın (r.a) Vefatı
Zeyd bin Erkam (r.a) ömrünün son dönemlerinde Küfe ‘ye yerleşmiştir. Orada vefat etmiştir. (686 Miladi)