ÜMMÜ ZER GIFARİYYE
İçindekiler
ÜMMÜ ZER GIFARİYYE
Özellikleri
- Takva üzere yaşayan hanım sahabe!
- Müslüman olmadan önce putlara çok ibadet ederdi.
- Ebu Zer ‘in ailesindendir.
ÜMMÜ ZER‘İN HAYATI
Ümmü Zer Gıfariyye takvâ üzere yaşamayı hayatına düstur edinen bir hanım sahâbî!.. Müslüman olmadan önce kabilesi içinde putlara en çok ibadet eden bir kadın!.. Meşhur sahâbî Ebû Zer ‘in âilesi! Ümmü Zer Gıfariyye Gıfar kabilesine mensuptur. Ebû zer Gıfariyye ile evlenmiştir. Kocasının İslâm’a dâvetiyle müslüman olmuştur. Asıl ismi kaynaklarda geçmemektedir. Eşi ile birlikte takvalı bir hayat yaşadıkları için Ümmü Zer künyesiyle anılmıştır. Ümmü Zer (r.a) ve eşi Ebû Zer (r.a) zâhidâne bir ömür sürdükleri için dünyalık en küçük bir şeye sahip olamamışlardır. Onlar için asıl hayat ahiret hayatıydı. Bu düşünce ile zühd ve takvâyı tercih etmişlerdi. Âhiret hedefli yaşadıkları için dünya sevgisi onların gönlüne girememişti. Dünyada bir şeylere sahip olma duygu ve düşüncesi onları meşgul etmemiştir. Mal ve mülk edinme diye bir dertleri olmadığı için çok sâde bir hayat sürmüşler, zühd ve takvâ çizgisinde bir ömür geçirmişlerdir.
ÜMMÜ ZER‘NİN KÜNYESİ
Ümmü Zer Gıfarriye Gıfar kabilesindendir. Ebu Zer ile evlenmiştir. Kocası Ebu Zer kendisini İslam’a davet edince Müslüman olmuştur. Künyesi Ümmü Zer ‘dir. Künyesinin Ümmü Zer olmasının nedeni eşi Ebu Zer ile birlikte takvalı hayat yaşamalarından kaynaklanmaktadır.
TAKVA SAHİBİ HANIMEFENDİ ÜMMÜ ZER
Eşi ile birlikte takvalı hayat süren Ümmü Zer dünyalık bir şeye sahip olmamışlardır. Onlara göre asıl hayat ahiretti. Dünyaya ait hiçbir sevgi kalplerine yerleşmişti. Dünya malında gözleri yoktu. Bu nedenle sade yaşamayı tercih etmişlerdir.
PUTLARA EN ÇOK İBADET EDEN KADIN ÜMMÜ ZER
Gıfaroğulları kabilesinden olan Ümmü Zer Gıfariyye kabilesinin içinde en çok puta tapan kişiydi. Kabilede yer alan evlerin hepsinde birer put yer alıyordu. Putlar içinde en büyüğü Ümmü Zer ‘in evinde yer alıyordu. Ümmü Zer evinde bulunan büyük putu her gün temizler ve karşısına geçip ibadet ederdi. Putlara ibadet etmenin huzur vereceğini zannederdi.
ÜMMÜ ZER VE EŞİ EBU ZER ‘İN HAK VE HAKİKATİ ARAYIŞI
Ebu Zer bir gün putlara yiyecek getirmek için yanlarına geldi. Putların süt içmesi için sütü önlerine bıraktı. Bir köpek gelip sütü içti. Sonra putların önüne geçip üzerlerine bevletti. Ebu Zer kendi kendine: “Bu putlara nasıl ibadet ederiz? Kendisine faydası olmuyor. Üstüne gelen zararı önleyemiyor. Biz nasıl onlardan medet bekleriz? Bu bir maskaralık değil mi?”
İçinde putlara karşı bir şüphe oluşmuştu. Eve gelip eşi Ümmü Zer ‘e olanları anlatınca Ümmü Zer ‘inde aklında soru işareti kalmıştı. Bu olay hidayete kavuşmalarının ilk adımıydı. Hak ve hakikati bu vesile ile aramaya başlamışlardı.
ÜMMÜ ZER VE EŞİ EBU ZER ‘İN İMAN EDİŞİ
Ümmü Zer Gıfariyye ve Ebu Zer Mekke’de son Peygamberin çıktığını haber aldılar. Bu haber üzerine Ebu Zer kardeşini son Peygamber hakkında bilgi almak için Mekke’ye göndermişti. Ebu Zer kardeşinin getirdiği bilgilerden pek tatmin olmayınca kendisi Mekke’ye gitmiştir. Efendimiz (sav) ile buluşup Müslüman olmuştur. Bir süre Mekke’de kaldıktan sonra evine döndü. İlk olarak hanımını İslam’a davet etti. Hanımı Ümmü Zer şehadet getirerek Müslüman olmuştur. Gün geçtikçe Efendimize (sav) olan sevgileri artıyordu. Ondan ayrı kalmaya dayanamıyorlardı. Bu nedenle hicret edip Efendimiz (sav) ‘in huzurunda yaşamaya karar verdiler. Medine’ye hicret edip Efendimizin (sav) beldesinde yaşamaya başladılar.
ÜMMÜ ZER‘İN RİVAYET ETTİĞİ HADİSLER
- Ümmü Zer (r.a) pek çok hadis rivayet etmiştir. Bir tanesi şöyledir: “Ben ve yetimi gözeten, cennette şöylece (iki parmağını birleştirdi) beraberiz.”
- Bu mutlu aile hakkında Sevgili Peygamberimiz Hz. Aişe (r.a) annemize: “Ben senin için Ebû Zer’in Ümmü Zer’e davrandığı gibi davranıyorum.” Buyurduğu rivayet edilir.
- Hz. Aişe (r.a) annemizden hâdise şöyle nakledilir: “Ben bir gün Resulullah (s.a)’ın yanında babamın cahiliye devrinde olan mallarıyla iftihar etmiştim. Resûl-i Ekrem (sav) efendimiz bana: “Sus ey Aişe! Ben sana Ebû Zer’in Ümmü Zer’e davrandığı gibi davranıyorum.” Buyurdu. Ümmü Zer’den nakledilen bu sözün bir hikâyesi vardır. Şöyle ki: “Vaktiyle arab kadınlarından on bir tanesi bir araya gelerek kocalarının âdetleri ve durumlarıyla ilgili olarak aralarında konuşmalar yapmışlar. Hepsi ayrı ayrı hitap ederek kocaları hakkında meth ve zemde bulunmuşlardır. Ümmü Zer (r.a) de kocası hakkında şöyle demiştir: “Benim kocam Ebû Zer’dir. O ne adamdır. Beni daima ferahlandırıp gönlümü hoş kılmıştır. Her ne söylersem sözüm reddedilmez.” Diyerek methü senâda bulunmuştur.
ÜMMÜ ZER‘İN VEFATI
Efendimiz (sav) vefat edince Medine’den ayrılıp Şam ‘a hicret etmişlerdir. Şam ‘da Ebu Zer erkeklere, Ümmü Zer hanımlara dini vaazler vermişlerdir. Tekrar Medine’ye gelmişlerdi. Resulullah ‘ın ayrılık acısına dayanamamışlar ve tekrar geri dönmek istemişlerdi. Hz. Osman (r.a) onlara Rebeze’ye gidip yerleşmelerini tavsiye etti. Orada yalnızlık içerisinde iken Ebû Zer (r.a) vefat eyledi. Ümmü Zer (r.a) tekrar Medine-i Münevvere’ye döndü. Çok geçmeden kısa bir müddet sonra o da vefât etti. Allah her ikisinden de râzı olsun.