NEFİS

19.12.2023
272

Nefis nedir? Nefis ‘e nasıl hakim olmalıdır? Nefis ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;

  • Ebu Müleyke’den oğlu Abdullah’ın rivayet ettiğine göre, “O, Hazreti Aişe (r.a)’nin yanına girip, ona kaderle ilgili bir şeyler söylemiş o da kendisine şöyle cevapta bulunmuştur: ”Kim kader konusunda herhangi bir meseleyi konuşacak olsa, ahiret günü kaderden hesaba çekilir. Kim de bu mevzuda bir şey konuşmazsa, ahirette kaderden hesaba çekilmez.”  İbnu Mace Sünen (84) – Hds 6002)
  • Amr  İbnu Şuayb an ebihi an ceddihi (r.a) anlatıyor: “Bir gün Resulullah (sav), bir grup ashabının yanına aniden çıkageldi. Onlar kader üzerine tartışıyorlardı. Münakaşanın mahiyetini öğrenince öylesine öfkelendi ki sanki yüzünde bir nar tanesi patlamıştı, kıpkırmızı oldu. Şunları söyledi:”(Kader üzerine bu çeşit) münakaşa yapmakla mı emrolundunuz  -veya bunun için mi yaratıldınız?- Kur’an’ın  bir kısım ayetlerini diğer bir kısım ayetleriyle karşılaştırıp duruyorsunuz! İşte sizden önceki ümmetler bu çeşit davranışları sebebiyle helak oldular.”(Ravi Muhammed İbnu) Abdullah İbnu Amr devamla dedi ki: “Babam Abdullah dedi ki: “Ben Resullulah’ın bazı meclislerinde hazır bulunmamış olmama sevinirdim ama, babam Amr’ın anlattığı bu mecliste bulunmadığıma daha çok sevindim.”  İbnu Mace Sünen (85) – Hds 6003)
  • İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav): “Ne sirayet, ne uğursuzluk, ne de (öldürülen kimsenin başından çıkıp intikam! İntikam! Diye bağıran ve hâme denen bir kuş vardır!” buyurmuşlardı. Cemaatte bulunan bedevi bir adam doğrulup: ”Ey Allah’ın Resulü! Pekâlâ, kendisinde uyuz olan bir devenin bütün deve sürüsünü uyuzlamasına ne dersiniz?” diye sordu. Resulullah ‘da (sav):”İşte bu kaderdir. Söyle bakalım! O ilk deveyi kim uyuzladı?”  buyurdular.”  İbnu Mace Sünen (86) – Hds 6004)
  • Adiyy İbnu Hâtim (r.a) anlatıyor: “Ben Resulullah (sav)’ın yanına vardığım zaman bana: “Ey Hâtim’in oğlu Adiyy, Müslüman ol ki selamete eresin!” buyurdular. Ben de: ”İslam  nedir?” diye sordum. ”Allah’tan başka ilah olmadığına, benim de O’nun Resulü olduğuma şehadet etmen ve hayır, şer, tatlı ve acı her şeyiyle kadere iman etmendir?” buyurdular. İbnu Mace Sünen (87) – Hds 6005)
  • Hazreti Cabir (r.a) anlatıyor: “Ensardan bir zat Hazreti Peygamber (sav)’e gelerek: ”Ey Allah’ın Resulü! Benim bir cariyem var, onunla azil yapabilir miyim?” diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm ona: “Cariye için takdir edilen şey (çocuk) kendine gelecektir!” cevabında bulundu. Bundan bir müddet sonra aynı zat Resulullah ‘a  gelerek: ”O cariyem hamile oldu!”  dedi. Bunun üzerine Resulullah: “Bir nefse takdir edilmiş olan şey mutlaka olur!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (89) – Hds 6006)
  • Sevban (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ömrü ancak birr (her çeşit hayırlar, iyilikler, ihsanlar) uzatır; kaderi de ancak dua geri çevirir. Kişi, işlediği günah sebebiyle rızkından mahrum kalır!”  İbnu Mace Sünen (90) – Hds 6007)
  • Sürâka İbnu Cu’şum anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü dedim, (yapılan) amel, önceden kalemin yazıp kuruduğu, kaderin kesinleştiği şeyler cümlesinden mi, yoksa müstakbelde karşılaşacağı şeyler cümlesinden mi? Resulullah (sav) şu cevabı verdi: “Amel, kaderin tespit ettiği, kalemin de yazıp kuruduğu şeyler cümlesindendir. Herkes yaratıldığı şeye müyesser kılınır.” İbnu Mace Sünen (91) – Hds 6008)
  • Cündüb İbnu Abdullah (r.a) anlatıyor: “Biz erginlik çağına yaklaşmış bir grup genç, Resulullah (sav) ile  beraberdik. Kur’an’ı öğrenmezden önce imanı öğrendik. Sonra da Kur’an’ı öğrendik. Kur’an sayesinde imanımız daha da arttı.” İbnu Mace Sünen (61) – Hds 5997)
  • İbnu Abbas (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: ”Bu ümmette iki sınıf vardır, onların İslam’dan hiçbir nasipleri yoktur: Mürcie ve Kaderiyye.”  İbnu Mace Sünen (62) – Hds 5998)
  • Hazreti Ali (r.a)  anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “İman, kalben bil(ip tasdik  et)me, dil  ile söyle(ip ikrar etme, beden uzuvlarıyla da amel etmektir.” İbnu Mace Sünen (65) – Hds 5999)
  • Hazreti Enes (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim, Allah’a  herhangi bir şerik koşmadan tam bir ihlas yani Allah’ın birliğine iman, O’na halisane kulluk, namaz ve  zekat vazifelerini yapma hali üzere dünyayı terk ederse, Allah kendisinden razı olmuş halde ölmüş olur.” Hazreti Enes (r.a) devamla der ki: “İşte bu hal, peygamberlerin hepsi tarafından getirilmiş olan ve Allah indinde  makbul olduğu Kur’an’da belirtilen (Al-i İmran  )] gerçek dindir. Bu dini, peygamberler, Rablerinden alıp, beşerî hevaya dayanan (felsefî nazariye ve) iddialar ortalığı kaplamazdan önce, insanlara tebliğ etmişlerdir. Bu hakikati tasdik eden Kur’anî nasslar mevcuttur. Bilhassa en son inen (suredeki) şu ayet onlardandır: “Eğer (o müşrikler) tevbe eder,  -Enes der ki: “Tövbeden murad putları ve onlara tapmayı bırakmaktır- namazlarını dosdoğru kılar ve zekâtlarını verirlerse siz de onları serbest bırakın. Muhakkak ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir” (Tövbe  ).Bir diğer ayette şöyle buyrulmuştur: “Eğer tevbe eder, namazlarını dosdoğru kılar ve zekâtlarını verirlerse, artık onlar sizin din kardeşlerinizdir” (Tevbe   ).  İbnu Mace Sünen (70) – Hds 6000)
  • Hazreti Ebu Hureyre ve İbnu Abbas (r.a) demişlerdir ki: “İman artar ve eksilir.”  İbnu Mace Sünen (74) – Hds 6001)
ETİKETLER: ,
YAZAR BİLGİSİ
İslami hakikatleri Allah rızası için insanlara ulaştırmaya çalışan bir kul.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.