Zikir nedir? Zikir ‘in dindeki yeri nedir? Zikir ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
MİRAS

Miras nedir? Miras ‘ın dindeki yeri nedir? Miras ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Mulâane âyeti nazil olduğu zaman Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kendilerinden olmayan bir kimseyi (yalan beyanla) bir kavme dahil eden kadının, Allah’tan bekleyeceği hiçbir şeyi yoktur. Allah onu asla cennetine koymayacaktır. Kendinden olduğunu bile bile çocuğunu inkâr eden erkeğe karşı Allah, (rahmetini) perdeleyecek ve onu, şahitler huzurunda rezil-rüsva edecektir.” İbnu Mace Sünen (2743) – Hds 6841)
- Amr İbnu Şu’âyb an ebihi an ceddihi anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Bir kimsenin, bilmediği bir nesebi iddia etmesi veya iç yüzü meçhul olsa bile bir nesebi reddetmesi bir nankörlüktür.” İbnu Mace Sünen (2744) – Hds 6842)
- Amr İbnu Şu’ayb an ebihi an ceddihi (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav): “Nisbet edildiği babasının ölümünden sonra ilhak edilmesi istenen çocuk, (adamın sağlığında inkâr etmemiş olması şartıyla) babası olduğu söylenen adamın ölümünden sonra mirasçılarının ilhak iddiasında bulundukları kimsedir.” Resulullah (sav) onun hakkında şu hükmü koydu: “Cinsi temasta bulunduğu sırada mülkiyetinde bulunan cariyeden doğan çocuk, bu çocuğun, o adamın çocuğu olduğunu iddia eden mirasçılara katılmış olur. Fakat mirasçıların yaptığı bu ilhak iddiasından önce (ölen adamın) mirasçılar arasında taksim edilmiş olan malından o ilhak edilen kimseye artık pay yoktur. Şayet varsa) henüz taksim edilmemiş mirastan yetiştiği miktardan kendine hissesi vardır. Nisbet edildiği babası (hayatta iken) onu inkâr etmiş (yani onun kendi çocuğu olmadığını söylemiş) olma halinde, artık (mirasçılar, ilhak iddiasında bulunsalar bile) o kimse mirasçılara katılmaz (ve adamın çocuğu sayılmaz). Eğer çocuk, adamın, cinsi temasta bulunduğu sırada) mâlik olmadığı bir cariyeden veya zina ettiği hür bir kadından olsa, (adamın mirasçıları ilhak iddiasında bulunsa bile) çocuk, adamın evladından sayılmaz ve çocuğa mirasçı olamaz; bu durumda kendisine nisbet edilen adam, çocuğun kendisinden olduğunu te’yid etse bile hüküm böyledir. Çünkü o, zina mahsulü bir çocuktur. Hür veya cariye olan annesinin mirasçılarına katılır.” İbnu Mace Sünen (2746) – Hds 6843)
- Hazreti Enes anlatıyor: “(Veda hutbesi sırasında) ben Resûlullah ’ın (sav) devesinin (boynunun) altında idim. Devenin salyası üzerime akıyordu. Efendimizin şöyle söylediğini işittim: “Allah Teâla Hazretleri her hak sahibine hakkını vermiştir. Bilesiniz, vârise vasiyet yoktur.” İbnu Mace Sünen (2714) – Hds 6836)
- Büsr İbnu Cahhâş el-Kureşî (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) (bir gün)bir avucuna tükürdü, sonra bu tükürüğü işaret parmağıyla göstererek buyurdular ki: “Allah Teâla hazretleri diyor ki: “Ey Âdemoğlu! Sen nasıl olur da beni âciz yerine koyar ve zekâtını ödemezsin! Halbuki ben seni şu tükrük damlası kadar bir sudan yarattım. Sen, ne vakit ruhun şuraya gelince -eliyle boğazını gösterdi- “Sadaka veriyorum!” dersin. Sadaka vermenin zamanı bu mu!” İbnu Mace Sünen (2707) – Hds 6833)
- Ebu Hureyre anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Şüphesiz, Allah Teâla hazretleri, (ahirete göndereceğiniz hayır) amellerinizi artırmak için, vefatınız zamanında mallarınızın üçte birini size tasadduk etti (vasiyet etme yetkisini verdi).” İbnu Mace Sünen (2709) – Hds 6834)
- İbnu Ömer anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Ey Ademoğlu! İki şey vardır ki, hiçbirisi senin hakkın değildir ve ben onları rahmetimle sana bağışladım: ) (Canını almak üzere) gırtlağından tuttuğum anda malından sana (vasiyette bulunman için üçte bir nisbetinde) bir pay ayırdım, tâ ki onunla seni temizleyeyim, günahlarından arındırayım. ) Ecelin sona erdikten sonra kullarımın sana (kılacakları cenaze) namazı.” İbnu Mace Sünen (2710) – Hds 6835)
- Abdullah İbnu Ömer anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Cahiliye devrinde taksim edilmiş bir miras malı, o zamanki taksim üzere muteberdir. İslâm dönemine intikal eden bir miras, artık İslâm’a göre taksim edilecektir.” İbnu Mace Sünen (2749) – Hds 6844)
- Abdullah İbnu Amr anlatıyor: “Resûlullah (sav), Mekke’nin fethedildiği gün kalkıp şu beyanda bulundu: “Kadın kocasının diyetine ve malına vâris olur. Erkek de karısının diyetine ve malına varis olur, yeter ki bunlar birbirlerini öldürmüş olmasınlar. Bunlardan biri diğerini taammüden öldürürse ne malına, ne de diyetine hiçbir surette vâris olamaz. Bunlardan biri arkadaşını hatâen öldürürse malına vâris olur, diyetine vâris olamaz.” İbnu Mace Sünen (2736) – Hds 6840)
- Ömer İbnu’l-Hattâb demiştir ki: “Üç mesele vardır ki, şayet Resûlullah (sav) onları açıklamış olsaydı, bu benim yanımda, dünya ve dünyanın içindeki şeylerden daha hayırlı olacaktı: Kelâle, fâiz ve hilâfet.” İbnu Mace Sünen (2727) – Hds 6839)
- Ebu Hureyre anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Ey Ebu Hureyre, feraiz ilmini öğrenin ve öğretin. Çünkü o, ilmin yarısıdır. O unutulan bir ilimdir ve o ümmetimden çıkıp alınacak ilk ilimdir.” İbnu Mace Sünen (2719) – Hds 6837)
- İbnu Abbâs anlatıyor: “Resûlullah (sav) bir ceddeyi südüse (altıda bir’e) vâris kıldı.” İbnu Mace Sünen (2725) – Hds 6838)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR