Peygamberlik Mührü nedir? Peygamberlik Mührü ‘nün dindeki yeri nedir? Peygamberlik Mührü ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
HUDUD
Hudud nedir? Hudud ‘un dindeki yeri nedir? Hudud ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kim Müslüman kardeşinin ayıbını örterse, Kıyamet günü Allah da onun ayıbını örter. Kim de Müslüman kardeşinin ayıbını açarsa Allah da onun ayıbını açıp evinin içinde bile rezil eder.” İbnu Mace Sünen (2546) – Hds 6789)
- Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Hadd cezasını defedebildiğiniz müddetçe defedin (suçun sübutunu zedeleyen delilleri esas alarak uygulamaktan kaçının).” İbnu Mace Sünen (2545) – Hds 6788)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Dinini değiştirenin boynunu vurun.” Muvatta, Akdiye 15, (2, 736)
- Abdullah İbnu Sa’d İbni Ebi’s’Sarh, Hazreti Peygamber (sav)’e katiplik yapıyordu. Şeytan ayağını kaydırdı, adam irtidad ederek kafirlere sığındı. Resulullah (sav) Fetih günü, onun öldürülmesini emretti. Ancak, Hazreti Osman (r.a) onu himayesi altına aldı. Resulullah (sav) da bu himayeyi tanıdı. Ebu Davud, Hudud 1, (4358), Nesai, Tahrimu’d-Dem 15, (7, 107)
- Ukl ve Ureyne kabilelerinden bir grup insan Resulullah (sav)’ın yanına gelip: “Ey Allah’ın Resulü! Biz hayvancılıkla uğraşıp sütle beslenen (çöl) insanlarıyız, (çift-çubukla uğraşan) köylüler değiliz” dediler. Bu sözleriyle, Medine’nin havasının kendilerine iyi gelmediğini ifade ettiler. Resulullah (sav), onlara (hazineye ait) develerin ve çobanın (bulunduğu yeri) tavsiye etti. Kendilerine oraya gitmelerini, develerin sütlerinden ve bevillerinden içmelerini söyledi. Gittiler, Harra bölgesine yarınca, İslam’dan irtidad ettiler. Hazreti Peygamber (sav)’in çobanını da öldürüp develeri sürdüler. Haber, Hazreti Peygamber (sav)’e ulaştı. Resulullah (sav), derhal arkadaşlarından takipçi çıkardı (yakalanıp getirildiler). Gözlerinin oyulmasını, ellerinin kesilmesini ve Harra’nın bir kenarına atılmalarını ve o şekilde ölüme terkedilmelerini emretti. Buhari, Muharibin 16, 17, 18, Diyat 22, Vudu 66, Zekat 68, Cihad 152, Megazi 36, Tefsir, Maide 6, Tıbb 5, 6, 29, Müslim, Kasame 9, (1671), Tirmizi, Taharet 55, (72), Et’ime 38, (1846), Ebu Davud, Hudud 3, (4364-4371), Nesai, Tahrimu’d-Dem 7, (7, 93-98),
- Resulullah (sav) develerini çalanların (el ve ayaklarını) kestiği, gözlerini de ateşle oyduğu zaman, Allah zülcelal hazretleri, Hazreti Peygamberi itab etti ve mesele üzerine şu iyeti inzal buyurdu: “Allah ve Resulüne harp açanların cezası…” (Maide 33). Ebu Davud, Hudud 3, (4370), Nesai, Tahrimu’d-Dem 7, (7,100)
- İbnu Abbâs anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kimin cariyesi, kendisinden bir çocuk doğurmuşsa, o cariye (ümmü veled olur ve) kendisinin vefatından sonra hür olur. İbnu Mace Sünen (2515) – Hds 6777)
- İbnu Abbâs anlatıyor. “Resûlullah ’ın (sav) yanında (oğlu) İbrahim’in annesi zikredilmişti. Resûlullah (sav): “Onu, oğlu İbrahim azad etti!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (2516) – Hds 6778)
- Hazreti Câbir (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) aramızda hayatta iken, cariyelerimizi ve çocuklarımızın annesi olan cariyelerimizi satardık, bunda bir beis görmezdik.” İbnu Mace Sünen (2517) – Hds 6779)
- Muâviye İbnu Kurre (r.a) babası (Kurre İbnu İyâs)dan naklediyor: “Resûlullah (sav) beni, babasının hanımıyla evlenmiş olan bir adama göndererek boynunu vurmamı ve malını müsadere etmemi emretti.” İbnu Mace Sünen (2608) – Hds 6803)
- Abdullah İbnu’s-Sıhhîr anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Müslümanın yitirdiği (her şey) ateş alevidir.” İbnu Mace Sünen (2502) – Hds 6775)
- Said İbnu Sa’d İbnu Ubâde anlatıyor: “Evlerimiz arasında vücut yapısı noksan ve zayıf bir adam vardı. Bir gün mahallenin cariyelerinden biriyle kötü vaziyette aniden yakalandı. Bunun üzerine (babam) Sa’d İbnu Ubâde durumunu Resulullah’a (sav) duyurdu. “Yüz sopa vurun!” emrettiler. Halk: “Ey Allah’ın Resûlü! O buna zayıftır, buna dayanamaz, yüz sopa vurursak ölür!” dediler. Efendimiz: “Öyleyse, onun için yüz saçaklı bir hurma dalı alın ve ona o dal ile bir kere vurun!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (2574) – Hds 6793)
- Abdurrahman İbnu Avf anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Muhtelis (yankesici) kimseye el kesme cezası verilmez.” İbnu Mace Sünen (2592) – Hds 6798)
- İbnu Abbâs anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kim, kendisini babasından başkasına nisbet ederse (yani onun oğlu olduğunu söylerse) veya Mevlasından başka birini Mevla (efendi) edinirse, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti üzerine olsun.” İbnu Mace Sünen (2609) – Hds 6804)
- Abdullah İbnu Amr (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kim (kendisine) babasından başkasını (baba diye) iddia ederse cennetin kokusunu hiç duymayacaktır. Halbuki onun kokusu beş yüz yıl uzaklıkta bulunup (hissedilir).” İbnu Mace Sünen (2611) – Hds 6805)
- Resûlullah’ın (sav) azatlılarından Meymune bintu Sa’d anlatıyor: “Resûlullah ’a (sav) veled-i zinadan sorulmuştu, şu cevabı verdi: “Savaşırken giydiğim bir çift ayakkabı veled-i zinayı azad etmemden daha hayırlıdır.” İbnu Mace Sünen (2531) – Hds 6784)
- Hazreti Ebu Hureyre anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “On kamçıdan fazla ta’zir cezası vermeyin.” İbnu Mace Sünen (2602) – Hds 6801)
- İbnu Ömer (r a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Şüf’a (hakkı) devenin bağlı bulunduğu ipi çözmek gibidir (ipi çözülen deve kaçırıldığı gibi, kullanılmayan şut”a hakkı da kaçırılır).” İbnu Mace Sünen (2500) – Hds 6773)
- İbnu Ömer anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Bir ortak diğer bir ortaktan önce (üçüncü bir ortağın hissesini şuf’a yoluyla) satın aldığı zaman, diğer ortağın, hisseyi satın alan ortağa karşı şuf’a hakkı yoktur. Buluğ çağına varmamış ortak ve gâib (yani hazır bulunmayan) ortak için de şüf’a hakkı yoktur.” İbnu Mace Sünen (2501) – Hds 6774)
- İbnu Ömer anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Müdebber (efendisi ölünce azad edilecek olan) köle, sülüs (yani sahibinin terekesinin üçte birin)den olmak üzere muteber) dir.” İbnu Mace Sünen (2514) – Hds 6776)
- Amr İbnu Şu’ayb an ebihi an ceddihi (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kendisiyle yüz yirmi okiyye üzerinden mükâtebe yapılan bir köle, bütün borcunu ödese de on okiyyelik (az bir şey dahi kalsa) o yine köledir.” İbnu Mace Sünen (2519) – Hds 6780)
- Ümmü Seleme anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Siz kadınlardan birinin mukâtebe yaptığı bir köleniz varsa, köleniz ödeyeceği meblağa sahip olduğu andan itibaren onun yanında örtünmeniz (kaç-göç etmeniz) gerekir. İbnu Mace Sünen (2520) – Hds 6781)
- Hazreti Ebu Hureyre anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Ne meyve sebebiyle ne de keser (denen hurma göbeği) hırsızlığı sebebiyle el kesilmez.” İbnu Mace Sünen (2594) – Hds 6799)
- Amr İbnu Şu’ayb an ebihi an ceddihi anlatıyor: “Resûlullah (sav) mescitlerde hadd uygulanmasını yasakladı.” İbnu Mace Sünen (2600) – Hds 6800)
- İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kimin malının yanına (gasbetmek veya çalmak için) gidilir, bu maksatla mal sahibiyle mukatele edilir ve mal sahibi öldürülürse, o kimse şehit olur.” İbnu Mace Sünen (2581) – Hds 6794)
- Hazreti Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kimin malı zulüm yoluyla elinden alınmak istenir ve bu yolda öldürülürse, o kimse şehittir.” İbnu Mace Sünen (2582) – Hds 6795)
- Abdullah İbnu Mes’ud ’un azatlısı Umeyr’ın anlattığına göre: “Abdullah kendisine: “Ey Umeyr! Seni ben, kolay bir azadlama ile azadladım. Zira Resûlullah ’ın (sav): “Kim bir köleyi azad eder ve (kölenin elindeki) malını zikretmezse mal kölenin olur!” dediğini işittim. Sen bana elindeki maldan haber ver (ne kadardır)? İbnu Mace Sünen (2530) – Hds 6783)
- İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kim mahremi olan bir yakınına malik (olma durumunu kazanır) ise o mahremi hürdür.” İbnu Mace Sünen (2525) – Hds 6782)
- İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “(Zina suçu sebebiyle) herhangi birini şahitsiz olarak recmetseydim, falan kadını recmederdim. Çünkü onun konuşmasından, vaziyetinden ve yanına girip çıkanlardan dolayı ciddi bir şüphe hasıl olmuştur.” İbnu Mace Sünen (2559) – Hds 6791)
- İbnu Abbas (r.a) anlatıyor: “Humusa ait kölelerden biri humus malından çalmıştı. Bu hâdise Resûlullah’a haber verildi. Hırsızın elini kesmedi. “(Hepsi de) Allah Teâla hazretlerinin malıdır, bazısı bazısını çalmıştır” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (2590) – Hds 6797)
- Maruz kaldığım iftiradan beni temize çıkaran vahiy indiği zaman, Resulullah (sav) minbere çıkıp, durumu hatırlattı ve ilgili ayeti (Nur 11-23) tilavet buyurdu. Minberden inince iki erkek ve bir kadına kazf haddi vurulmasını emretti. Ve derhal icra edildi. Burada hadd icra edilen şahıslar Hassan İbnu Sabit, Mistah İbnu Üsase ve Hamna Bintu Cahş idi.” Ebu Davud, Hudud 35, (4474, 4475)
- Ömer İbnu Abdilaziz (r.a) iftira sebebiyle bir köleye seksen sopa vurdu. Ebu’z-Zinad der ki: “Bu hüküm hakkında, Abdullah İbnu Amir İbni Rebia’ya sordum. Bana şu cevabı verdi: “Ben, Osman İbnu Affan ve arkadan gelen diğer halifelerin zamanlarına yetiştim, hiç birisinin iftira sebebiyle köleye kırktan fazla vurduğunu görmedim!” Muvatta, Hudud 17, (2,828)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Bir insan diğer bir insana: “Ey Yahudi” diye hitap edecek olursa ona yirmi sopa vurun. “Ey muhannes (kadınlaşmış)” diyecek olursa yine o kadar ceza verin. Nikahı haram olan birine, bunu bilerek muvakaa (aşk-ı memnu) yaparsa öldürün.” Tirmizi, Hudud 28, (1462)
- Âmir İbnu Sa’dın babası (Sa’d İbnu Ebi Vakkas) m anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki:”(Üç dirhemlik) kalkan değerinde (bir malın çalınmasıyla) hırsızın eli kesilir.” İbnu Mace Sünen (2586) – Hds 6796)
- İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Allah’ın had cezalarından birinin yerine getirilmesi Allah’ın beldelerinde kırk gece yağan yağmurdan daha hayırlıdır.” İbnu Mace Sünen (2532) – Hds 6785)
- İbnu Abbâs anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kur’an’dan tek bir ayeti inkâr edenin boynunu vurmak helal olur. Kim lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh ve enne Muhammeden abduhu ve Resûluhu (Allah birdir, ortağı yoktur, Muhammed onun kulu ve elçisidir)” derse hiç kimsenin ona dokunma yetkisi yoktur. Ancak, bir hadd suçu işlerse, ona cezası verilir.” İbnu Mace Sünen (2539) – Hds 6786)
- Ubâde İbnu’s-Sâmit (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Siz Allah’ın had cezalarını (akrabalık ve diğer hususlarda size) yakın olan hakkında da uzak olan hakkında da tatbik edin. Allah’ın hükmünü uygulamaktan sizi hiçbir ayıplayıcının ayıplaması alıkoymasın.” İbnu Mace Sünen (2540) – Hds 6787)
- Mes’ud İbnu’l-Esved / anlatıyor: “(Fatıma isimli) kadın, Resûlullah ’ın (sav) evinden kadifeyi çalınca biz bunu büyük bir hadise olarak değerlendirdik. Kadın Kureyş’ten (tanınmış) birisiydi. Lehinde konuşmak üzere Resûlullah’a geldik: “Biz onun cezasına mukabil kırk okiyyelik fidye verelim” dedik. Resûlullah (sav): “Cezasını çekerek temizlenmesi onun için daha hayırlıdır” buyurdular. Biz Resûlullah ’ın (sav) sözündeki yumuşaklığı görünce, Üsâme’ye geldik ve: “Git, kadın lehine Resûlullah’a konuş (da eli kesilmesin)” dedik. Resûlullah (sav) bu hali görünce (sertleşti ve) hutbe irad etmek üzere ayağa kalktı, şöyle söyledi: “Aziz ve celil olan Allah’ın cariyelerinden bir cariyeye terettüp eden Allah’ın haddlerinden birini (tatbik etmemem için) üzerimde niye bu kadar ısrar ediyorsunuz? Muhammed’in nefsini kudret elinde tutan Zât-ı Zülcelâl’e yemin olsun! Eğer o kadının tenezzül ettiği şeye (hırsızlığa) Muhammed’in kızı Fâtıma tenezzül etseydi Muhammed (hiç çekinmeden) onun elini mutlaka keserdi.” İbnu Mace Sünen (2548) – Hds 6790)
- Seleme İbnu’l-Muhabbık (r.a) anlatıyor: “Haddlerle ilgili âyet nazil olunca, kıskanç bir adam olan Ebu Sâbit, Sa’d İbnu Ubâde’ye: “Sen hanımınla bir adamı yakalasan ne yapacağını zannedersin?” denildi. “Kılıncımı her ikisine de vurur (gebertirim)! Dört tane şahit getirmemi mi bekleyeceğim? O vakte kadar herif işini tamamlar ve gider bile veya “şöyle bir vak’â gördüm deyip de bana hadd vurmalarını ve ebediyen şahitlikten de düşmemi mi göze alacağım?” diye cevap verdi. Ravi der ki: “Onun bu sözleri Resûlullah’â (sav) haber verildi. Resûlullah (sav) (önce): “Kılınç şahid olarak yeterlidir” dedi ise de, sonra: “Hayır! Sarhoşun ve kıskancın bu işte birbirini takip etmelerinden korkarım!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (2606) – Hds 6802)
- Hazreti Aişe anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Cariye zina ederse sopalayın, yine zina yaparsa yine sopalayın, yine zina yaparsa yine sopalayın, yine zina yaparsa yine sopalayın, sonra onu, (bu halini belirterek) bir örgü (ip) bedeliyle de olsa satın!” İbnu Mace Sünen (2566) – Hds 6792)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR