HAZRETİ SALİH

Hayatı

Hazreti Salih (a.s.) Hz. Adem’in (a.s.) 19. kuşaktan torunudur. Kur’an-ı Kerim’de adı 8 defa geçer. Hazreti Salih peygamber kendi milleti arasında güvenilir, hastaları ziyaret eden, zayıfları ve yoksulları gözeten, hayır işleriyle uğraşan bir kişi olarak tanınır; ayrıca “geleceğe dair kendisinden ümit beklenen bir kimse” olarak tanımlanır (Hûd 11/62). Hazreti Salih (a.s.) dağları ve yüksek kayaları oyarak inşa ettikleri görkemli evlerle ünlü Semud kavmine gönderilmiştir. Semud kavmi, tevhit inancını unutup Allah’a ortak koştular ve yapmış oldukları putlardan kendilerine tanrılar edindiler. Allah Teâlâ onu, önceki peygamberlerin getirmiş olduğu tevhid dininden sapıp kendilerine ilâhlar edinen Semud kavmini uyarmak için peygamber olarak göndermiştir. Bu kavmin ahlak ve fazilet bakımından en üstünü olan Salih’e kırk yaşına geldiği zaman peygamberlik görevi verildi.

 Hazreti Salih (as), kavmine gerçeği bildirdi. Onları doğru olan yola çağırdı. Fakat kendisinden bir mucize istedi. Allah, Semud Kavmi ’ne mucize olarak bir deve gönderdi. Deve kayanın içinden çıkıp Yaradan’ı tesbih etti. Devenin sütü hiç bitmedi ve sütü içenlere şifa oldu. Fakat Semudlular kendilerine denemek için gönderilen Salih Peygamberin devesini öldürdüler. Salih Peygamber’in hidayete davet gayretleri sonuç vermedi ve azgın kavim korkunç bir ses ve zelzele ile helak olup gitti. Salih (a.s)’ın ve Semud kavminin kıssası sonraki nesillere ibret olsun diye Kur’an-ı Kerim’de yer almıştır.

Hazreti Salih (a.s.) kendisine inanan 120 kadar kişi ile Mekke‘ye göç ettiği ve kabrinin Mültezem ile Makam-ı İbrahim arasında olduğu nakledilir. Bir diğer rivayete göre ise Hz. Salih (a.s.) vefat edinceye kadar Filistin’de Remle yakınlarında yaşadı.

HZ. SALİH ’İN (A.S.) DEVE MUCİZESİ

Hz. Salih (a.s.) kavminin cehalet ve gafletine çok üzülmüştü. Bir müd­det onları terk ederek aralarından ayrıldı. Tekrar döndüğünde Allah, kavmine, Hz Salih’in peygamberlik heybetini gösterdi. Kavmi, Onun bu heybetinden ürktü. Salih (a.s.), kavmin reisi olan Cenda’nın yanına gitti. Cenda:

  • “Doğru söylüyorsan seni imtihan edeceğiz!” dedi.

el-Kâtibe” diye bilinen bir kaya vardı. Cenda bu kayayı kastederek şöyle dedi:

  • “Seninle oraya gideceğiz. Senin ilâhın, o kayadan kırmızı tüylü, doğurmak üzere olan dişi bir deve çıkarsın! Yavrusunun rengi de annesinin renginde ol­sun!”
  • “Sütü, yazın serin, kışın sıcak olsun! Bu sütten içen her hasta şifa bulsun, fakir bir kimse ise fakirlikten kurtulsun!” dediler.

Bütün Semud kavmi toplandı. Hz. Salih (a.s.) namaza durdu; Allaha sığındı. Kaya büyümeye başladı. Sancılı sesler çıkardı. Ve içinden kızıl renkli bir deve;

  • “Allah’tan başka ilah yoktur, Salih (a.s.) Allah’ın peygamberidir!” diyerek çıktı.

Cenda, Salih (a.s.)  alnından öptü. Yüz kişiyle birlikte tevhid akidesine girdi. Kavmine de şöyle seslendi:

  • “Ey kavmim! Bu körlük kâfi! Ben kendisinden başka hiçbir mabud olma­yan, eşi ve benzeri bulunmayan Allah’a ve O’nun peygamberi Hz Salih’e iman ettim!” Puthânenin reisi ise:
  • “Sihir olan bir şeye ne çabuk meylediyorsunuz! Ben size daha büyüğünü göstereceğim!” dedi.

Böylece, yeni iman edecek olanların kalplerindeki meyli değiş­tirdi. Cenda’nın tacını, kardeşinin başına koyarak:

  • “Bundan sonra reisimiz sensin!” dedi.

Cenda ise, evine gitti ve oradaki bütün putları kırdı. O da tevhidi tebliğe başladı. Salih (a.s.)  ’ın başyardımcılarından oldu. İmansız putperestler, Cenda ’ya:

  • “Yazık sana! Sen de Salih’in sihrine kandın!” diyorlardı.

Cenda ise, onların dediklerine aldırmıyor ve Salih (a.s.) ’ın yanından ayrılmıyordu. Allah Hz Salih’e buyurdu:

  • “(Allah Salih peygambere şöyle buyurdu:) “Şüphesiz biz (mucizevi özelliği olan o deveyi) onları sınamak için göndermiş bulunuyoruz. Şimdi sen onların ne yapacağını izle ve sabret.” (Kamer/27)
  • “Ey kavmim! İşte size mucize olarak Allah’ın gönderdiği dişi deve. Onu bırakın Allah’ın mülkünde otlasın. Ona kötülük etmeyin; sonra sizi, yaklaşan bir azap yakalar.” (Hud/64)
  • “Salih, “İşte (mucize) bu dişi devedir; onun bir su içme hakkı vardır, belli bir günün içme hakkı da sizindir; sakın ona bir kötülük yapmayın, yoksa büyük bir günün azabı yakanıza yapışır” dedi.” (Şuara/ 155-156)

Deve, yavrusu ile beraber otlar ve Allah’ı tesbih ederdi. Semudlular da gelir, kaplarını doldurup giderlerdi. Deve, su içtikçe tesbihe devam ederdi. Sütünü içen müminler, şifa bulurlardı.

SEMUD KAVMİ NASIL HELAK OLDU?

Hz Salih (a.s.) kavmini ıslah etmek ve onları içinde bulundukları hazin durumdan kurtarmak için gösterdiği gayret bir netice vermemiş, Semud kavmi daha da azgınlaşmıştı. Bunun sonucu olarak ilahi azaba müstahak olmuşlardı. Son olarak kendilerine azap gelinceye kadar üç gün daha beklemeleri bildirildi bu durum kuranı kerimde şöyle anlatılmaktadır:

“Ey kavmim! İşte size mucize olarak Allah’ın gönderdiği dişi deve. Onu bırakın Allah’ın mülkünde otlasın. Ona kötülük etmeyin; sonra sizi, yaklaşan bir azap yakalar. Buna rağmen o deveyi kestiler. Salih de, “Yurdunuzda üç gün daha yaşayın!” dedi. Bu, asılsız çıkmayacak bir tehdit idi.” (Hud/64-65)

Rivayete göre ilk gün, yüzleri sararacak; ikinci gün kızaracak; üçüncü gün kararacak; dördüncü gün ise helak olacaklardı. O gecenin sabahında acayip olaylar oldu. Devenin bastığı yerlerden kan fışkırdı. Yapraklar kızardı. Kuyu suyu, kan kırmızı oldu. Bedbahtların yüzleri sapsarı ke­sildi. Deveyi öldüren dokuz kişi: “Salih bize sihir yapıyor! Onu ve ailesini öldürelim!” dediler. Onların bu hilesi kuranı kerimde şöyle bahsedilmektedir:

  • “Allah’a and içerek aralarında şöyle konuştular: “Gece baskınıyla onu ve ailesini öldürelim, sonra velisine, ‘Biz Salih ailesinin öldürülmesi sırasında orada değildik, gerçekten doğru söylüyoruz’ diyelim.” (Neml/49)

Salih peygambere münkirlerin bu hilesi haber verildi. O da ailesini ve müminleri yanına alarak bu şehri terk etti. Böylece hicret hâdisesi de gerçekleşti.

  • “ Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan bir plan kurduk.” (en-Neml, 50)
  • “Bunun üzerine onları o dehşetli sarsıntı yakaladı da yurtlarında yere serildiler.” (Araf/ 78)
  • “Emrimiz gelince Salih’i ve onunla beraber iman edenleri, bizden bir rahmet olarak, helâk olmaktan ve o günün zilletinden kurtardık. Şüphesiz rabbin kuvvetlidir, üstündür.” (Hud/66)
  • “Bak işte tuzaklarının sonu ne oldu: Onları da kavimlerini de (nasıl) toptan helâk ettik!” (Neml/51)
  • “İşte haksızlıkları yüzünden çökmüş evleri! Anlayan bir kavim için elbette bunda ibret vardır.” (Neml/52)
  • “İman edip Allah’a karşı gelmekten sakınanları ise o felâketten kurtardık.” (Neml/53)
  • “Nitekim kaçınılmaz bir âkıbet olarak onları o korkunç ses yakalayıverdi; böylece sel süprüntüsüne çevirdik onları! Zalimlerin canı cehenneme!” (Müminun/ 41)
  • “Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı, yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.” (Hud/67)
  •  Ama sonunda sabaha girerlerken korkunç ses onları da yakaladı! Aldıkları tedbirin kendilerine hiçbir faydası olmadı. (Hicr/83-84)
  • “Bunun üzerine azab onları yakaladı. Doğrusu bunda, büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler. Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galib ve engin merhamet sahibidir.” (Şuara/158-159)

Hz Muhammed’in Semud kalıntılarının bulunduğu Hicr’e gelmesi

Resul-i Ekrem, Tebük Gazvesi sırasında askerleriyle birlikte Semud kalıntılarının bulunduğu Hicr’e gelmiş, askerler Semud halkının içtiği kuyulardan su içmiş, hamur yoğurup ekmek yapmış ve yemek hazırlamıştır. Fakat Resûlullah yemeği dökmelerini ve ekmekleri develere yedirmelerini emretmiştir. Daha sonra onları konakladıkları yerden kaldırarak Salih’in devesinin su içtiği kuyunun başına götürmüş, bu davranışının sebebini açıklarken de, “Onların yaşadığı felâketin sizin başınıza gelmesinden korktum” demiştir (Müsned, II, 117). Başka bir rivayette Resul-i Ekrem’in, Hicr’de bulunduğu bir sırada Hicr halkının başına gelenlerden duyduğu üzüntüyü dile getiren ve yanındakileri bu olaydan ibret almaya teşvik eden sözler söylediği belirtilmektedir (Müsned, II, 58, 72; Buhari, “Meġāzî”, 80; Müslim, “Zühd”, 38).

Hz. Salih ’in (a.s.) Kabri ve Vefatı

Hazreti Salih (a.s.) kendisine inanan 120 kadar kişi ile Mekke‘ye göç ettiği ve kabrinin Mültezem ile Makam-ı İbrahim arasında olduğu nakledilir. Bir diğer rivayete göre ise Hz. Salih (a.s.) vefat edinceye kadar Filistin’de Remle yakınlarında yaşadı.

YAZAR BİLGİSİ
İslami hakikatleri Allah rızası için insanlara ulaştırmaya çalışan bir kul.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.