GÜZEL DAVRANIŞ

Güzel davranış nedir? Güzel davranış ‘ın dindeki yeri nedir? Güzel davranış ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;

  • Resulullah (sav) buyurdu ki: “Ben ve yetime bakan kimse cennette şöyleyiz” Orta parmağı ile baş parmağım yan yana getirip aralarını açıp kapayarak işaret eti. Buhari, Talak 14, Edeb 24, Tirmizi, Birr 14, (1919), Ebu Davud, Edeb 131, (5150)
  • Resulullah (sav) buyurdu ki: “Kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve içeceğine dahil ederse, affedilmez bir günah (şirk) işlememişse, Allah onu mutlaka cennete koyacaktır.” Tirmizi, Birr 14, (1918)
  • Hazreti Peygamber (sav) buyurdu ki: “Bir adam yolda yürürken, yol üzerinde bir diken dalına rastladı. Onu alıp dışarı attı. Cenab-ı Hakk bu davranışından memnun kalarak, ona mağfiret etti.” (Bu metin, Ebu Davud hariç beş kitabın beşinde aynen mevcuttur. Ebu Davud (az bir farklılıkla) şöyle kaydeder: “Hiçbir hayır yapmamış olan bir adam, yoldan bir diken dalını kaldırdı. Bu ya (yola uzanmış) bir ağaç dalıydı kesip attı ya da yola bırakılmış bir şeyi kaldırıp attı…” gerisi yukarıdaki gibi.) Buhari, Mezalim 28, Cemaat 32, Müslim, Birr 128, (1914), İmaret 163, (1914), Muvatta, Salatu’l-Cemaat 6, (1, 131), Tirmizi, Birr 38 (1958), Ebu Davud, Edeb 172, (5245)
  • Resulullah (sav) buyurmuştur ki: “Bana ümmetimin, hayır ve şer, bütün amelleri arz edildi. İyi amelleri arasında, rahatsızlık veren bir şeyin yoldan atılması da vardı. Kötü amelleri arasında yere gömülmeden mescide bırakılmış tükürük de vardı.” Müslim, Mesacid 58, (553)
  • Ey Allah’ın Resulü, bana faydalı olacak bir şey öğret, dedim de şu tavsiyede bulundu: “Müslümanların yolundan rahatsızlık veren şeyleri kaldır” Müslim, Birr 131, (2618)
  • İbnu Selâme es-Sülemî (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kişiye annesinin hakkına riayeti tavsiye ederim. Kişiye annesinin hakkına riayeti) tavsiye ederim. Kişiye annesinin hakkına riayeti) tavsiye ederim” -diye üç kere tekrar etti. Sonra şöyle devam etti:- “Kişiye babasının hakkına riayeti) tavsiye ederim, kişiye kendi yerine işini takip eden velisinin hakkına riayeti tavsiye ederim, hatta velisi kendisine eza vermiş bile olsa.” İbnu Mace Sünen (4657) – Hds 7083)
  • Hazreti Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kıntâr on ikibin okiyyedir. Her okiyye, yerle gök arasında bulunan şeylerin hepsinden hayırlıdır.” Yine Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kişinin ahirette derecesi yükseltilir. Bunun üzerine: “Bu yükselme (hakkım değildi), nereden gelmedir?” der. Kendisine: “Bu senin için evladının yaptığı istiğfar sebebiyledir” denilir.” İbnu Mace Sünen (3660) – Hds 7084)
  • Mikdam İbnu Ma’dîkerb (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Allah Teâla hazretleri size annelerinizin haklarına riayeti tavsiye etmektedir. -Bunu üç sefer tekrarladı-Allah size babalarınızın haklarına riayet etmenizi tavsiye etmektedir. Allah size akrabalarınızın haklarına yakınlık derecesine göre riayet etmenizi tavsiye etmektedir.” İbnu Mace Sünen (3661) – Hds 7085)
  • Ebu Ümâme (r.a) anlatıyor: “Bir adam: “Ey Allah’ın Resûlü, anne ve babanın çocukları üzerinde hakları nedir?” diye sormuştu. Resûlullah (sav): “Onlar senin cennet ve cehennemindirler” buyurdu. İbnu Mace Sünen (3662) – Hds 7086)
  • Ya’la İbnu Mürre (r.a) anlatıyor: “Hazreti Ali’nin oğulları Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin (r.a) ecmain koşarak Resûlullah ’a (sav) geldiler. Efendimiz onları bağrına bastı ve: “Şurası muhakkak ki, çocuk, cimrilik ve korkaklık sebebidir” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (3666) – Hds 7087)
  • Sürâka İbnu Mâlik (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Size sadakanın en faziletlisini haber vereyim mi? (Boşanma, kocasının ölümü gibi bir sebeple sana geri gönderilmiş, senden başka çalışanı (Nafakasını temin edecek bir kimsesi) olmayan kızın için harcadığındır.” İbnu Mace Sünen (3667) – Hds 7088)
  • İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Size bir kavmin büyüğü gelince onu büyükleyin, ikramda bulunun.”  İbnu Mace Sünen (3712) – Hds 7104)
  • Ahnef İbnu Kays’ın amcası Sa’sa’a İbnu Muâviye (r.a)  anlatıyor: “Bir kadın beraberinde iki kızıyla birlikte Hazreti Aişe’nin yanına girdi. Aişe (r.a) kadıncağıza üç tane kuru hurma verdi. Kadın çocuklarına birer hurma verdi, kalan üçüncü hurmayı da çocukları arasında taksim etti.” Hazreti Aişe der ki: “Az sonra Resûlullah (sav) geldi, hadiseyi kendisine anlattım. Bunun üzerine: “Buna hayret mi ettin? Kadın bu davranışı sebebiyle cennete girdi” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (3668) – Hds 7089)
  • İbnu Âbbâs (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kim, erginlik çağına varan iki kızına, onlar yanında kaldıkları veya kendisi onların yanında kaldığı müddetçe iyilik yapar ihsanda bulunursa, bu kızlar onu mutlaka cennete dahil ederler.” İbnu Mace Sünen (3670) – Hds 7090)
  • Ebu Abdirrahman el-Cühenî (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Yarın ben yahudilere kadar gideceğim, sakın onlara, önce siz selam vermeye kalkmayın. Onlar size selam verirse sadece “ve aleyküm” deyin.” İbnu Mace Sünen (3699) – Hds 7100)
  • Hazreti Ali anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Biriniz hapşırınca “Elhamdulillah!” desin. Yanındakiler ona, yerkamukellah! Desinler, hapşıran da onlara “Yehdikümullah ve yuslihu bâleküm (Allah size hidayette bulunsun ve halinizi iyi kılsın)” desin.” İbnu Mace Sünen (3715) – Hds 7105)
  • Ebu Eyyûb el-Ensâri anlatıyor: “(Bir gün), Ey Allah’ın Resûlü! Şu selâm malum. İsti’zan (=izin istemek=kapı çalmak) nedir?” diye sorduk. Şu açıklamayı yaptılar: “(Bir başkasının evine girmek isteyen) kimse (varlığını duyurmak için kapıda, sesli olarak) sübhanallah, Allahüekber, elhamdülillah! Der, öksürüp boğazını temizler (ve içeri girmek istediğini haber verip) ev halkından böylece izin ister.” İbnu Mace Sünen (3707) – Hds 7101)
  • Hazreti Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Cebrail komşu hakkında öyle ısrarla tavsiyede bulundu ki, komşuyu komşuya varis kılacak zannettim.” İbnu Mace Sünen (3674) – Hds 7092)
  • Hazreti Ebu Bekr (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) (bir defasında): “Mülkiyeti altında bulunan (köle ve cari yelere kötü muamele eden kimse cennete girmeyecektir” demişti. “Ey Allah’ın Resûlü! Siz bize: “Bu ümmet, köle ve yetimi en çok olan ümmettir” diye haber vermediniz mi” dediler. Resulullah (sav): “Evet! Öyleyse onlara çocuklarınıza verdiğiniz değer gibi değer verin ve yediklerinizden yedirin!” buyurdu.” Ashap bu defa: “Köle ve cariyeler bize dünyada ne gibi faide sağlar?” diye sordu. Resulullah (sav): “Savaş için beslediğin bir at üstünde Allah yolunda cihad edersin. Senin kölen de senin ihtiyacını giderir. Namaz kıldığı zaman artık o senin kardeşindir” açıklamasını yaptılar.” İbnu Mace Sünen (3691) – Hds 7098)
  • Cevzân el-Kûfî (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kim (din) kardeşine bir özür beyan eder de kardeşi bunu kabul etmezse, onun üzerinde meks sahibinin günahı kadar vebal olur.” İbnu Mace Sünen (3718) – Hds 7107)
  • Hazreti Ebu Bekr (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) (bir defasında): “Mülkiyeti altında bulunan köle ve cari yelere kötü muamele eden kimse cennete girmeyecektir” demişti. “Ey Allah’ın Resûlü! Siz bize: “Bu ümmet, köle ve yetimi en çok olan ümmettir” diye haber vermediniz mi” dediler. Resulullah (sav): “Evet! Öyleyse onlara çocuklarınıza verdiğiniz değer gibi değer verin ve yediklerinizden yedirin!” buyurdu.” Ashap bu defa: “Köle ve cariyeler bize dünyada ne gibi faide sağlar?” diye sordu. Resulullah (sav): “Savaş için beslediğin bir at üstünde Allah yolunda cihat edersin. Senin kölen de senin ihtiyacını giderir. Namaz kıldığı zaman artık o senin kardeşindir” açıklamasını yaptılar.” İbnu Mace Sünen (3691) – Hds 7098)
  • Cevzân el-Kûfî (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kim (din) kardeşine bir özür beyan eder de kardeşi bunu kabul etmezse, onun üzerinde meks sahibinin günahı kadar vebal olur.” İbnu Mace Sünen (3718) – Hds 7107)
  • Hazreti Câbir (r.a) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resûlü nasıl sabaha erdiniz?” diye sordum. Bana: “(Nafile) oruç tutmayan ve hiçbir hastayı ziyaret edemeyen bir adam olarak hayır ile sabahladım” diye cevap verdi.” İbnu Mace Sünen (3710) – Hds 7102)
  • Ebu Üseyd es-Sâ’idi (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav), Abbâs İbnu Abdilmuttalib’in evine girerken, Abbâs ’a: “Esselamu aleyküm” buyurmuş, ev halkı da: “Ve aleykesselam ve rahmetullahi ve berekâtuhu” diye selamını almışlar. Sonra Resûlullah, “Nasılsınız?” diye hal-hatır sormuş, onlar da: “Allah’a hamdolsun, iyiyiz. Babamız ve anamız sana feda olsun, sen nasılsın ey Allah’ın Resûlü!” diye karşılık vermişler, Resulullah da (sav): “Allah’a hamdolsun, ben de iyiyim!” buyurmuştur.” İbnu Mace Sünen (3711) – Hds 7103)
  • Ebu Ümâme (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) bize selâmı yaygınlaştırmamızı (tanıdık, tanımadık herkese vermemizi) emretti.” İbnu Mace Sünen (3693) – Hds 7099)
  • Hazreti Enes (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kıyamet günü insanlar saf saf olurlar -İbnu Nümeyr dedi ki: “Cennet ehli saf saf olurlar.- Derken cehennem ehlinden bir kişi cennet ehlinden birine uğrar ve: “Ey fülan! Hatırladın mı sen su istemiştin de ben sana bir içimlik su vermiştim” der, (ve bu suretle Şefaat diler) Resûlullah (sav) buyurdu ki “Adam, o kimseye şefaat eder. Cehennemlik olan bir başka) adam, cennetlik olan bir başkasının yanından geçer ve ona: “Sana abdest suyu verdiğimi hatırlıyor musun?” der (şefaat ister. O da hatırlar) ve ona şefaat eder.” (Ravi) İbnu Nümeyr (rivayetinde biraz farkla) şöyle der: “Ve cehennemlik olanlardan biri cennetlik olanlardan birine): “Ey falan! Beni şöyle şöyle bir işe gönderdiğin günü hatırlıyor musun? Ben o gün senin için gitmiştim. Bu sözüyle şefaatini ister. Cennetlik olan) kimse de ona şefaat eder.” İbnu Mace Sünen (3685) – Hds 7096)
  • Sürâka İbnu Cu’şem  (r.a) anlatıyor: “Resûlullah’a (sav) kendi develerini sulamak için hazırlayıp sıvadığım havuzlarıma gelen yolunu kaybetmiş yitik deveyi sularsam benim için bir sevap olup olmadığını sordum. Bana: “Evet, hararetli her ciğer sahibini sulamakta bir sevap vardır” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (3686) – Hds 7097)
  • Hazreti Enes (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) bir adama rastladı mı onunla konuşur, muhatabı ayrılmadıkça da yüzünü ondan çevirmezdi. Muhatabıyla musâfaha yapsa, elini muhatabın elinden çekmezdi. İlk çeken muhatabı olurdu. Resûlullah’ın (sav) dizlerinin, yanında oturan arkadaşının dizlerinden ileri çıktığı da görülmemiştir.” İbnu Mace Sünen (3716) – Hds 7106)
  • Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki “Allah’ım! Ben şu iki zayıfın hakkının çiğnenmesinden cidden sakındırırım: Yetim ve kadın.” İbnu Mace Sünen (3678) – Hds 7093)
  • Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Müslümanlar içinde en hayırlı ev kendisine iyilik yapılan bir yetimin bulunduğu evdir. Müslümanlar içinde en kötü ev de kendisine kötülük yapılan bir yetimin bulunduğu evdir.”  İbnu Mace Sünen (3679) – Hds 7094)
  • İbnu Abbas (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kim üç yetimi yetiştirir, nafakasını temin ederse, sanki ömrü boyu geceleri namaz kılmış, gündüzleri oruç tutmuş ve sabahtan akşama yalın kılıç Allah yolunda cihad etmiş gibi sevap alır. Kıza, ben ve o, şu iki kardeş (parmak) gibi cennette kardeş oluruz” buyurdu şehadet parmağı ile orta parmağını birbirine yapıştırdı.” İbnu Mace Sünen (3680) – Hds 7095)
  • Hazreti Enes (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Çocuklarınıza gereken ikramı yapın ve terbiyelerini güzel yapın.” İbnu Mace Sünen (3671) – Hds 7091)
  • Ümmü Seleme (r.a) anlatıyor: “Hazreti Ebu Bekr (r.a) ticari maksatla, Resulullah’ın (sav) vefatından bir yıl önce Busra’ya kadar gitmişti. Beraberinde Nu’aymân ve Suvaybıt İbnu Hermele de varlardı. Bunlar Bedir gazilerindendi. Nu’aymân erzakları gözetiyordu. Suvaybıt mizahı seven şakacı birisiydi. Nuayman’a (bir ara): “Bana yiyecek bir şeyler ver!” dedi. O ise: “Bekle de Ebu Bekir gelsin!” dedi. Suvaybıt (biraz öfkelenerek) “Vallahi seni kızdırmasını bilirim!” dedi. Râvi der ki: “(Bir müddet sonra) bunlar bir kavme uğradılar. Suvaybıt onlara: “Benim bir kölem var, satın alırsanız (ucuza vereceğim)” der. Onlar da “Alırız!” derler. Suvaybıt: “Ancak şimdiden söyleyeyim, kölem çenebazdır, o size: “Ben hür kimseyim (köle değilim)” diyecektir. Eğer o böyle dedi diye almaktan vazgeçecekseniz (alıcı olup da) kölemle arama fesad sokmayın!” dedi. Onlar: “Hayır! Biz onu senden satın alacağız!” dediler ve (pazarlık edip) on deve mukabili Nuayman’ı satın aldılar. Sonra yanına gelip, boynuna sarık veya ip bağladılar. Nu’ayman: “Bu adam sizinle alay ediyor, ben hürüm, köle değilim” dedi. Adamlar: “Senin böyle söyleyeceğini bize haber vermişti (yalanlarınla bizi kandıramazsın)” dediler ve Nuayman’ı alıp götürdüler. Derken Hazreti Ebu Bekr geldi. Durumu kendisine haber verdiler. İbnu Mace Sünen (3719) – Hds 7108)
ETİKETLER: ,
YAZAR BİLGİSİ
İslami hakikatleri Allah rızası için insanlara ulaştırmaya çalışan bir kul.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.