EBU SÜFYAN

  • Mekke fethinde büyük hizmetler gören sahabe.
  • Kureyş kabilesinin reislerinden.
  • Mekke Fethi günü Mekke nin Müslümanlar tarafından alınmasını sağlayan yiğit.

Ebu Süfyan ‘ın Hayatı

Ebu Süfyan, Hicretten elli yedi sene önce Mekke de dünyaya gelmiştir. Ebu Süfyan, Müslümanlara fiili olarak eziyet edenler arasında da bulunmadı. Abbas (r.a.) onun en samimi çocukluk arkadaşıydı. Mekke fethinden önce onun vasıtasıyla İslâm’la şereflendi. Hz. Osman döneminde 88 yaşlarında iken Medine de vefat etmiştir .

Ebu Süfyan ‘ın Doğumu

Hicretten elli yedi sene önce (565 m) Mekke de dünyaya gelmiştir. Babası gibi ticaretle uğraşıyordu. Okuma yazma bilen çok az sayıda Mekkeli den biri olan Ebû Süfyan ticaret yapmak amacıyla Suriye taraflarına büyük kervanları ile gidip gelirdi.

Ebu Süfyan ‘ın İslam ile Şereflenişi

Hicretin ikinci senesinin Ramazan ayında Büyük Kureyş kervanının Şam dan Mekke’ye dönmekte olduğu haberi alınmıştı. Efendimizin (sav) emri ile kervan malları ile ele geçirilmek istendi. Bu durumdan haberdar olan Ebu Süfyan kervanın yönünü değiştirip hızlıca Mekke ye döndü. Bu olay Mekkeli Müşriklere ağır gelmiş ve Bu Cehil in talimatı ile modern silahlarla donatılmış bin kişilik ordu hazırlatılıp Medine ye gitmek için yola çıkmıştı. Efendimiz (sav) onları Bedir de karşıladı ve onları yendi. Ebu Cehil de bu savaşta öldürülmüştü. Ebu Süfyan Mekke reisliğine geçmiş ve intikam almak için Hicretin üçüncü senesi Şevval ayının ortalarında üç bin kişilik ordu hazırlatıp Medine ye doğru hareket etmişti. Efendimiz (sav) intikam almak için gelen müşrik ordusunu Uhud da karşıladı. Hz. Hamza ve birçok sahabenin şehit edildiği bir savaş olmuştu ne yazık ki. Müşrikler Müslümanlar ile yaptığı antlaşmayı Huzaa kabilesine saldırarak bozmuştu. Efendimiz (sav) Huzaa kabilesine yardım talebinde bulundu, bu durumu gören müşrikler telaş edip hemen Ebu Süfyan ı antlaşmayı yenilemesi için gönderdiler. Ebu Süfyan Medine ye geldi. Ancak kimse kendisine ilgi göstermemişti. Hatta evine girip mindere oturmak isteyince kızı minderi oradan kaldırmış oturmasına müsaade etmemişti. Ebu Süfyan: “Niçin böyle yapıyorsun kızım?”  dediğinde Ebû Süfyan ’ın iç dünyasını sarsan şu cevabı verdi: “Bu, Resullulah’ın minderidir. Müşrik olan kimse bunun üzerine oturamaz. Çünkü şirk pisliktir.” Kızından böyle bir davranış beklemeyen Ebû Süfyan: “Kızım sen evden ayrılalı kötü olmuşsun.” Dedi. Ümmi Habibe (r.a) da: “Asla böyle bir şey yok. Allah Teâlâ bana kötülüğü değil, güzelliklerle dolu İslâm’ı ihsan etti. Sen hala işitmeyen, görmeyen taştan yapılmış putlara tapıyorsun. Nasıl olur da senin gibi akıllı insan İslâm’dan uzak kalır?” dedi. O yine inadından vazgeçmeyerek: “Senden bunu da mı duyacaktım?” diyerek evden çıktı. Ashabın ileri gelenlerine sulhu yenilemek istediklerini söyledi. Bir ses çıkmadı. Mescide girdi ve Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimize sulhu yenilediğini söyledi.

Efendimiz de: “Bunu sen söylüyorsun. Ey EbûSüfyan!” diye cevap verdi ve tek taraflı sulh olamayacağını duyurdu. Ebu Süfyan bir netice alamadan Mekke’ye döndü ve Kureyşlilere: “Hayatımda, ashabının Muhammed’e gösterdiği itaat ve bağlılığı hiçbir kavimde görmedim. Sanki onlar tek bir yürek, tek bir kalp olmuşlar.” Dedi. Kureyşliler reislerine karşı: “Sen bize sulh haberi getirmedin ki emin olalım. Harp haberi getirmedin ki hazırlanalım” diye sitemlerde bulundular.

Kureyş birbirine düşmüş, Medine de ise Müslümanlar Efendimiz (sav) ile istişare ederek savaşa karar vermişti. Kureyş e haber vermeden harekete geçildi. Mekke’ye on altı km mesafede bulunan Merruzzahran vâdisine karargahını kurdu. Müşrikler bu durum karşısında ne yapacaklarını şaşırıp yine Ebu Süfyan ın çevresine toplanmıştı. Durumu öğrenmek için İslam ordusunun olduğu yere giden Ebu Süfyan Abbas (r.a) vasıtası ile Efendimizin (sav) huzuruna çıktı. Efendimiz (sav): “Ey EbûSüfyan! La ilahe illallah diyeceğin vakit gelmedi mi? İslâm ol, selamet bul” diyerek kendisine çok nazik davrandı. Ebu Süfyan: “Bunca sene sana eza ve cefada bulundum. Sen ise yine benim iyiliğimi isteyip beni hidayete çağırıyorsun. Sen ne hoşsun!.. Ne kadar hilm ve kerem sahibisin!..” dedi ve kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu. Daha sonra Efendimiz (sav) amcası Abbas ‘a  “EbûSüfyan’ı al, ordunun geçit yerine götür. İslam ordusunun ihtişamını görsün!”

Abbas Ebû Süfyan’ı yüksek bir tepeye çıkartıp ordunun geçişini seyrettirdi. Ebu Süfyan Mekke’ye dönünce halkına: “ Ey Kureyş! Muhammed şehrimizin kapısı önündedir. Karşısında durulamayacak bir kuvvetle size geliyor. Her kim Ebû Süfyan’ın evine gelirse emniyettedir. Kabe’ye sığınırsa emniyettedir. Silahını bırakarak kendi evine kapanırsa emniyettedir.”

Bu sözlerden sonra ilk tepkiyi eşi Hind den gördü. Ertesi gün halk Müslümanların Kabe yi tavaf edişini seyretti.

Ebu Süfyan’ın Vefatı

Huneyn Savaşına ve Taif muhasarasına da katılan EbûSüfyan Taif ye bir gözünü kaybetti. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer döneminde valilik yapmıştır. Yetmiş yaşlarında iken Suriye’nin fethi için görevlendirilen orduya katıldı. Hz. Osman döneminde (653 m) 88 yaşlarında iken Medine de vefat etmiştir.

YAZAR BİLGİSİ
İslami hakikatleri Allah rızası için insanlara ulaştırmaya çalışan bir kul.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.