EBEVEYNE İYİLİK

Ebeveyne iyilik nedir? Ebeveyne iyilik ‘in dindeki yeri nedir? Ebeveyne iyilik ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;

  • Bir adam gelerek: “Ey Allah’ın Resulü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyaade kim hak sahibidir?” diye sordu. Hazreti Peygamber (sav): “Annen!” diye cevap verdi. Adam: “Sonra kim?” dedi, Resulullah (sav) “Annen!” diye cevap verdi. Adam tekrar: “Sonra kim?” dedi Resulullah (sav) yine: “Annen!” diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: “Sonra kim?” Resulullah (sav) bu dördüncüyü: “Baban!” diye cevapladı.” Buhari, Edeb 2, Müslim, Birr 1, (2548)
  • Ceddi bulunan Küleyb el-Hanefi (r.a)’den anlattığına göre, kendisi Resulullah (sav)’e gelerek sormuştur: “Ey Allah’ın Resulü kime karşı iyilik yapayım?” Hazreti Peygamber (sav) şu cevabı vermiştir: “Annene, babana, kızkardeşine, oğlan kardeşine, bunu takip eden azadlına. Bu iyiliği de, üzerine vacib olan bir hakkın ödenmesi, yani, sıla-ı rahmin yerine getirilmesi olarak yapacaksın. (Nafile, ihtiyari, hasbi bir davranış tatavvu grubuna giren bir amel olarak değil)”. Ebu Davud, Edeb 129, (5140)
  • Babası tarikiyle dedesi Mu’aviye İbnu Hayde el-Kuşeyri Radıyallahu Anh’den naklediyor. Hazreti Peygamber (sav)’e : “Ey Allah’ın Resulü, kime iyilik yapayım? Diye sordum. Bana: “Annene” diye cevap verdi. “Sonra kime?” diye tekrar ettim. “Annene” dedi. “Sonra kime?” dedim. “Annene” dedi. “Sonra kime?” dedim, bu dördüncüde “Babana, sonra da tedrici yakınlarına” diye cevap verdi. (Ebu Davud bir rivayette şu ziyadeyi kaydeder: “Haberiniz olsun, kişi azatlısından bir fazlasını istese, azadlı (mevla) bu (ihtiyaç fazlası)na sahib olduğu halde yerine getirmese kıyamet günü vermemiş olduğu bu fazlalık bir engerek yılanı olarak kendisine getirilir.”) Ebu Davud, Edeb 129, (5141), Tirmizi, Birr 1, (1898)
  • Bir adam: “Ey Allah’ın Resulü, benim malım ve bir de çocuğum var. Babam malımı almak istiyor” (ne yapayım?) diye sordu. Resululluh (sav), “Sen ve malın babana aitsiniz. Şunu bilin ki, evladlarınız kazançlarınızın en temizlerindendir. Öyle ise evladlarınızın kazançlarından yiyin” buyurdu. Ebu Davud, Büyu 79, (3530), İbnu Mace, Ticarat 64, (2291-2292)
  • Peygamberimiz (sav) bir gün: “Burnu sürtülsün, burnu sürtülsün, burnu sürtülsün” dedi. “Kimin burnu sürtülsün ey Allah’ın Resulü?” diye sorulunca şu açıklamada bulundu: “Ebeveyninden her ikisinin veya sadece birinin yaşlılığına ulaştığı halde cennete giremeyenin.” (Müslim’deki metindir) Müslim, Birr 9, (251), Tirmizi, Daavat 110 (3539)
  • Hiçbir evlad, babasının hakkını, bir istisna durumu dışında ödeyemez. O durum da şudur: Babasını köle olarak bulur, satın alır ve azad eder.” Müslim, Itk 25, (1510), Ebu Davud, Edeb 129, (5137), Tirmizi, Birr 8, (1907), İbnu Mace, Edeb 1, (3659)
  • Hazreti Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Allah’ın rızası babanın rızasından geçer. Allah’ın memnuniyetsizliği de babanın memnuniyetsizliğinden geçer.” (Tirmizi bu hadisi hem Hazreti Peygamber (sav)’in sözü (merfu) olarak, hem de sahabi sözü (mevkuf) olarak rivayet eder. Ayrıca mevkuf olarak rivayet eden tarikin sahih olduğunu söyler.) Tirmizi, Birr 3 (l900)
  • Bir adam, cihada iştirak etmek için Hazreti Peygamber (sav)’den izin istedi. Resulullah (sav): “Annen baban sağlar mı?” diye sordu. Adam: “Evet” deyince: “Onlara (hizmet de cihad sayılır), sen onlara hizmet ederek cihad yap” buyurdu. (Müslim’in bir diğer rivayetinde adam: “…Sana, hicret ve cihad etmek ecrini de Allah’tan istemek şartı üzerine biat ediyorum” der. Resulullah (sav): “Anne ve babandan sağ olan var mı?” diye sorar. Adam: “Evet, her ikisi de sağ” deyince: “Yani sen Allah’tan ecir istiyorsun?” der. Adamın “evet”i üzerine: “Öyleyse valideyn’in yanına dön. Onlara iyi bak, (Allah’ın rızası ondadır)” emreder. Ebu Davud ve Nesai’de gelen bir diğer rivayette adam: “Ağlamakta olan ebeveynimi de geride bıraktım” der. Resulullah (sav): “Öyleyse onların yanına dön. Onları nasıl ağlattı isen öyle güldür, (Allah’ın rızası bundadır)” buyurur. Ebu Davud’un, Ebu Said Radıyallahu Anh’den yaptığı bir başka rivayetinde şöyle denir: Yemen ahalisinden bir adam, Hz Peygamber (sav)’e hicret ederek geldi. Resulullah (sav) ona: “Yemen’de bir kimsen var mı?” diye sordu. Adam: “Ebeveynim var” deyince, “Peki, onlar sana izin verdiler mi?” diye tekrar sordu. “Hayır” cevabı üzerine: “Öyleyse onlara geri don, onlardan izin iste. Şayet izin verirlerse cihada katıl, vermezlerse onlara hizmet et!” emretti.) Buhari, Cihad 138, Edeb 3, Müslim, Birr 5, (2539), Ebu Davud, Cihad, 33, (2529), Nesai, Cihad 5, Tirmizi, Cihad 2, (1671)
  • Cahime (r.a) Hazreti Peygamber (sav)’e gelir ve: “Ey Allah’ın Resulü, ben gazveye (cihad) katılmak istiyorum, bu konuda sizinle istişare etmeye geldim” der. Resulullah (sav): “Annen var mı?” diye sorar. “Evet” deyince, “öyleyse ondan ayrılma, zira cennet onun ayağının altındadır.” Buyurur. Nesai, Cihad 6, (6,11)
  • Nikahım altında bir kadın vardı ve onu, seviyordum da. Babam Ömer ise, onu sevmiyordu. Bana: “Boşa onu” dedi. Ben itiraz ettim ve boşamadım. Babam Ömer (r.a) Hazreti Peygamber (sav)’e gelerek durumu arzetti. Resulullah (sav) bana: “Boşa onu” dedi. (Tirmizi hadisin sahih olduğunu da belirtti.) Ebu Davud, Edeb 129, (5138), Tirmizi, Talak 13, (1189)
  • Resulullah (sav): “Baba cennetin orta kapısıdır. Dilersen bu kapıyı terket, dilersen muhafaza et” dediğini işittim. (Tirmizi, hadise “sahih” dedi) Tirmizi, Birr, 3, (1901)
  • Bir kadın: “Ey Allah’ın Resulü, ben anneme bir cariye tasadduk etmiştim. Şimdi annem öldü” dedi. Resulullah (sav): “(Sadaka yapmış olmanın) ecrini mutlaka alacaksın. Miras yoluyla cariye sana geri gelecek (tekrar senin olacak)” buyurdu. Kadın: “Ey Allah’ın Resulü annemin bir aylık oruç borcu vardı, onun yerine tutabilir miyim?” diye sordu. “Annene bedel tut!” dedi. Kadın: “Ey Allah’ın Resulü, annem hiç haccetmedi. Onun yerine hac yapabilir miyim?” diye sordu Resulullah (sav): “Evet, ona bedel haccet” buyurdu.”  Müslim, Sıyam 157, (1149), Tirmizi, Zekat 31 (667), Ebu Davud, Vesaya 12, (2877), Zekat 31, (1656)
  • Henüz müşrik olan annem yanıma geldi. (Nasıl davranmam gerekeceği hususunda) Hazreti Peygamber’den (sav) sorarak: “Annem yanım geldi, benimle (görüşüp konuşmak) arzu ediyor, anneme iyi davranayım mı?” dedim. “Evet” dedi, ona gereken hürmeti göster” Buhari, Hibe 28, Edeb 8, Müslim, Zekat 50 (1003), Ebu Davud, Zekat, 34, (1668)
  • Bir adam Resulullah (sav)’e gelerek: “Ben büyük bir günah işledim, buna tevbe imkanım var mı?” dedi. Hazreti Peygamber (sav): “Annen var mı?” diye sordu. Adam: “Hayır yok” dedi. “Peki teyzen de mi yok?” dedi. Adam: “Hayır, var” deyince Resulullah (sav): “Öyle ise ona iyilik yap!” diye emretti.” (Tirmizi el-Bera’dan kaydettiği diğer bir hadiste şu ziyadeye yer verir: “Teyze anne makamındadır.”) Tirmizi, Birr 6, (1905)
  • Bir adam: “Ey Allah’ın Resulü, anne ve babamın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkanı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?” diye sordu. Resulullah (sav). “Evet vardır” dedi ve açıkladı: “Onlara dua, onlar için Allah’tan istiğfar (günahlarının affedilmesini) taleb etmek, onlardan sonra vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babasının akrabalarına karşı da sıla-i rahmi ifa etmek, anne ve babanın dostlarına ikramda bulunmak.” Ebu Davud, Edeb 129, (5142), İbnu Mace, Edeb 2, (3664)
  • Resulullah (sav)’ı işittim, şöyle diyordu: “Kişinin yapacağı en üstün iyiliklerden biri, ölümünden sonra babasının dostlarına sıla-i rahimde bulunmasıdır” Müslim, Birr, 11-13 (2552), Tirmizi, Birr, 8 (1904), Ebu Davud, Edeb 129, (5143)
  • Şu haber kendisine ulaşmıştır: “Peygamberimiz (sav) bir gün otururken süt babası çıkagelir. Resulullah (sav) hürmeten, onun için, giydiği şeylerden birini serer ve üzerine oturtur. Az sonra süt annesi gelir. Peygamberimiz (sav) bunun için de elbisenin diğer tarafını serer, kadın üzerine oturur. Biraz sonra süt-oğlan kardeşi gelir. Resulullah (sav) kalkarak onu önüne oturtur.” Ebu Davud, Edeb 129, (5145)
ETİKETLER: ,
YAZAR BİLGİSİ
İslami hakikatleri Allah rızası için insanlara ulaştırmaya çalışan bir kul.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.