CENABETTEN GUSÜL

Cenabetten gusül abdesti nasıl alınır? Cenabetten gusül alarak kurtulabilirmiyim? Cenabetten gusül ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;

  • Hitan, hitanı geçince gusül vacip olur, ben ve Resulullah böyle yaptık ve yıkandık” denmiştir. (Buhari, Gusl 28, Müslim, Hayz 87, (348), Muvatta, Taharet 71, (1, 45, 46), Ebu Davud, Taharet 84, (216), Nesai, Taharet 129, (1, 110, 111), İbnu Mace, Taharet 111 (610)
  • Resulullah (sav) Ensar’dan birine adam göndererek, yanına çağırttı. Ensari başından sular damlaya damlaya geldi. Resulullah (sav): “Herhalde sana acele ettirdik?” buyurdu. Ensari: “Evet ey Allah’ın resulü!” deyince: “Acele ettirilir ve inzal olmazsan gusletmen gerekmez. Sadece abdest gerekir” buyurdular. Buhari, Vudu 34, Ebu Davud, Taharet 84, (217)
  • Müslim’in bir diğer rivayetinde: “Resulullah (sav): “Suyu (yıkanmayı), su (meninin gelmesi) gerektirir” buyurdu” denmiştir. Müslim, Hayz 81-83, (343-345)
  • Resulullah: “Su, sudan dolayıdır” buyurmuştur. (Nesai, Taharet 132), (1,115)
  • Su, sudan gerekir” hükmü İslam’ın bidayetinde bir ruhsattı. Sonra bundan nehyedildi.” Übeyy ilaveten der ki: “Su, sudan gerekir” hükmü ihtilam hakkında muteberdir.” (Ebu Davud, Taharet 84, (214, 215), Tirmizi, Taharet 81, (110,111)
  • Resulullah’a, “bir kimse elbisesinde ıslaklık bulsa, ancak ihtilam olduğunu hatırlamasa (yıkanması gerekir mi?)” diye sorulmuştu. “Evet, yıkanmalıdır!” diye cevap verdi. Sonra, ihtilam olduğunu görüp de, yaşlık göremeyen kimseden soruldu: “Ona gusül gerekmez” dedi. Ümmü Süleym Radıyallahu Anh sordu: “Bunu kadın görecek olursa, kadına gusül gerekir mi?” Buna da: “Evet! Kadınlar, erkeklerin emsalleridir!” diye cevap verdi. (Ebu Davud, Taharet 95, (236), Tirmizi, Taharet 82, (113)
  • Ümmü Süleym (r.a) Resulullah (sav)’e: “Rüyasında, erkeğin gördüğünü gören kadın hakkında sorarak, gusül gerekip gerekmeyeceğini öğrenmek istedi. Resulullah (sav): “Evet!, suyu görürse!” cevabını verdi. Âişe (r.a) Ümmü Süleym’e yönelip: “Allah hayrını versin neler söylüyorsun? Diye ayıpladı. Resulullah (sav) Âişe ’ye yönelerek: “Ey Âişe, bırak onu, dilediğini sorsun! öyle olmasa çocuklarda anne tarafına benzerlik olur mu? Kadının suyu erkeğin suyuna üstün gelirse, çocuk dayılarına benzer, erkeğin suyu kadınınkine üstün gelirse, çocuk amcalarına benzer” buyurdular. (Müslim, Hayz 33, (314), Muvatta, Taharet 84, (1, 51), Ebu Davud, Taharet 96, (237), Nesai, Taharet 131, (1, 112,113)
  • Müslim’in bir diğer rivayetinde şu ziyade var: “.. Erkeğin suyu koyu ve beyazdır. Kadının suyu sarı ve akışkandır. Bunlardan hangisi üstün olur veya öne geçerse benzerlik hasıl olur.” (Müslim, Hayz 30, (311), Buhari, Menakıbu’l-Ensar, 49)
  • Resulullah (sav) buyurdular ki: “Her bir kılın dibinde cünüplük vardır. Saçları yıkayın, deriyi paklayın.” (Ebu Davud, Taharet 98, (248), Tirmizi, Taharet 78, (106)
  • Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim, yıkamadan tek bir saç kılının dibini kuru bırakırsa, ateşte nice nice azaplara duçar olacaktır.” Hz. Ali (r.a) der ki: “Bunu işitmem sebebiyle başıma düşman oldum. Bu sebeple başıma düşman oldum. Bu sebeple başıma düşman oldum.” (Nitekim Hazreti Ali saçlarını keserdi.) (Ebu Davud, Taharet 98, (249)
  • Resulullah (sav)’e cenabetten temizlenmek hususunda sorulmuştu. Buyurdular ki: “Erkek ise, saçını açsın ve su kılların dibine varıncaya kadar yıkasın. Kadın ise, saçının örgüsünü açmamasının ona bir zararı yok. Başına elleriyle üç kere su avuçlayıp döksün.” (Ebu Davud, Taharet 100, (255)
  • Resulullah (sav) cenabetten gusledince önce ellerini yıkamaktan başlardı, sonra namaz abdesti gibi abdest alırdı. Sonra parmaklarını suya batırır, onlarla saç diplerim hilallerdi. Deriyi ıslattığı kanaati hasıl olunca tepesinden üç kere su dökerdi. Sonra da bedeninin geri kalan kısımlarını yıkardı. En sonra da ayaklarını yıkardı. (Buhari, Gusl 1, 15,19, Müslim, Hayz 35, (316), Muvatta, Taharet 67, (1, 44), 80, (1, 45), Ebu Davud, Taharet 98, (240, 241, 242, 243, 244), 100, (253), Nesai, Taharet 152, 153, 155, 156, 157, (1, 132-135), Tirmizi, Taharet 76, (104)
  • Bir diğer rivayette: “…Suya sokmazdan önce ellerini yıkayarak başlardı” denmiştir. (Buhari, Gusl 1, 15,19, Müslim, Hayz 35, (316), Muvatta, Taharet 67, (1, 44), 80, (1, 45), Ebu Davud, Taharet 98, (240, 241, 242, 243, 244), 100, (253), Nesai, Taharet 152, 153, 155, 156, 157, (1, 132-135), Tirmizi, Taharet 76, (104)
  • Bir başka rivayette: “Sağ elini yıkayarak başlar, onun üzerine su döker, sonra sağ eliyle vücudundaki ezanın üzerine su döker, sol eliyle de onu yıkardı…” denmiştir. Bu Sahiheyn’in lafzıdır. (Buhari, Gusl 1, 15,19, Müslim, Hayz 35, (316), Muvatta, Taharet 67, (1, 44), 80, (1, 45), Ebu Davud, Taharet 98, (240, 241, 242, 243, 244), 100, (253), Nesai, Taharet 152, 153, 155, 156, 157, (1, 132-135), Tirmizi, Taharet 76, (104)
  • Ebu Davud’un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: “Hazreti Âişe (r.a) der ki: “Resulullah (sav), başı üzerine üç kere su dökerdi. Biz ise, örmelerimiz sebebiyle beş kere dökerdik.” (Buhari, Gusl 1, 15,19, Müslim, Hayz 35, (316), Muvatta, Taharet 67, (1, 44), 80, (1, 45), Ebu Davud, Taharet 98, (240, 241, 242, 243, 244), 100, (253), Nesai, Taharet 152, 153, 155, 156, 157, (1, 132-135), Tirmizi, Taharet 76, (104)
  • Sahiheyn’in bir rivayetinde şöyle denir: “Resulullah (sav), cenabetten yıkandığı zaman (süt sağılan kap gibi) bir kapta su isterdi. Onu eliyle tutar, başının sağ tarafını yıkayarak başlar, sonra da sol kısmını yıkardı. Sonra iki avucuyla su alır, onlarla başına dökerdi.” (Buhari, Gusl 1, 15,19, Müslim, Hayz 35, (316), Muvatta, Taharet 67, (1, 44), 80, (1, 45), Ebu Davud, Taharet 98, (240, 241, 242, 243, 244), 100, (253), Nesai, Taharet 152, 153, 155, 156, 157, (1, 132-135), Tirmizi, Taharet 76), (104)
  • Buhari’nin diğer bir rivayetinde Hz. Aişe şöyle demiştir: “Resulullah ’ın zevcelerinden birimiz cenabet olduğu vakit, eliyle üç kere başının üzerine su döker, sonra eliyle üç kere sağ tarafına su döker, diğer eliyle de sol tarafına dökerdi.” (Buhari, Gusl 1, 15,19, Müslim, Hayz 35, (316), Muvatta, Taharet 67, (1, 44), 80, (1, 45), Ebu Davud, Taharet 98, (240, 241, 242, 243, 244), 100, (253), Nesai, Taharet 152, 153, 155, 156, 157, (1, 132-135), Tirmizi, Taharet 76, (104)
  • Resulullah (sav) cenabetten yıkanırken ben O’na perde oldum, şöyle yıkanmıştı: Önce ellerini yıkadı. Sonra sağ eliyle kaptan solu üzerine su dökerek fercini ve meniden bulaşanları yıkadı. Sonra elini duvara -veya yere- sürdü. Sonra namaz abdesti gibi abdest aldı. Ancak ayaklarını yıkamayı terk etti. Sonra üzerine su döktü. Sonra ayaklarını çekip yıkadı. Resulullah (sav) cenabetten guslü işte böyledir. (Buhari, Gusl 1, 5, 7, 8, 10, 11, 16, 18, 21, Müslim, Hayz 4, (317), Ebu Davud, Taharet 98 (245), Tirmizi, Taharet 76, (103), Nesai, Taharet 161, (1, 137), Gusl 15, (1, 204), 22, (1, 208)
  • (Babam) Ömer (r.a) Resulullah (sav)’e, cenabetten nasıl yıkanacağını sordu. Resulullah (sav) dedi ki: “Kişi sağ eli üzerine su dökerek başlar, iki veya üç kere döker ve ovalayıp yıkar. Sonra sağ elini kaba sokar avuçladığı suyu ferci üzerine boşaltır, bu sırada sol eli ferci üzerindedir. Dökülen su ile aralarındaki meni bulaşığını temizleninceye kadar yıkar. Sonra isterse elini toprağa koyar, sonra sol eli üzerine, temizleninceye kadar su döker. Sonra üç kere ellerini yıkar. İstinşakta bulunur (burnuna su çekip yıkar). Mazmaza yapar (ağzına su alıp yıkar). Yüzünü ve kollarını üçer kere yıkar. Başına sıra gelince meshetmez, suyu döker ve bedeninin geri kalan kısmını yıkar.” (Nesai, Gusl 18), (1, 205, 206)
  • Bir gün “ey Allah’ın Resulü!” dedim. “Ben çok örgüsü olan bir kadınım. Hayız ve cenabetten yıkanırken örgüleri çözeyim mi?” “Hayır!” buyurdular, başının üzerine, ellerine üç kere su avuçlayıp dökmen, sonrada bedenine su döküp yıkanman sana yeterlidir.” (Müslim, Hayz 58, (330), Ebu Davud, Taharet 100, (251, 252), Tirmizi, Taharet 77, (105), Nesai, Taharet 150, (1, 131)
  • Hazreti Âişe (r.a) ye Abdullah İbnu Ömer’in, kadınlara yıkandıkları zaman örgülerini açmalarını emrettiği haberi ulaşmıştı, şöyle dedi: “İbnu Ömer’e hayret doğrusu! Kadınlara başlarını çözmelerini emrediyormuş, bir de tıraş olmalarını emretmiyor mu? Ben ve Resulullah (sav) aynı kaptan beraberce yıkanırdık. Ben, başıma üç kere su dökmekten başka bir şey yapmazdım da Resulullah müdahale edip “örgülerini de çöz” demezdi).” (Müslim, Hayz 59), (331)
  • Hazreti Enes ‘in (r.a) bize anlattığına göre, Resulullah (sav)’ın tek bir gusülle bütün hanımlarını dolaştığı olmuştur. (Buhari, Gusl 12,24, Nikah 4, 102, Ebu Davud, Taharet 75, (218), Tirmizi, Taharet 106, (140), Nesai, 170, (1, 143)
  • Resulullah (sav), bir gün bütün hanımlarına uğradı. Her birisinin yanında ayrı ayrı yıkandı. Kendisine: “Ey Allah’ın Resulü” dedim, “en sonunda bir kere yıkansanız olmaz mı?” “Olmasına olur, anca) böyle yapmak daha temiz daha hoş ve daha paktır!” buyurdular. (Ebu Davud, Taharet 86), (219)
  • Resulullah (sav) buyurdular ki: “Biriniz ehline temas eder sonra tekrar etmek dilerse ikisi arasında abdest alsın.” (Müslim, Hayz 27, (308), Ebu Davud, Taharet 86, (220), Tirmizi, Taharet 107, (141), Nesai, Taharet 107), (1, 142)
  • Resulullah (sav) yıkanır, sabahtan önce iki rekat namazla sabah namazını kılardı. Gusülden sonra Resulullah ‘ın (sav) bir de abdest aldığını zannetmiyorum. (Tirmizi, Taharet 79, (107), Nesai, Taharet 162, (1, 137), Ebu Davud, Taharet 99, (250)
  • Ben ve Resulullah (sav), farak denen tek bir kaptan beraber guslederdik. Süfyan der ki: “Bir farak üç sa’dır.” (Buhari, Gusl 2, Müslim, Hayz 41, 42, (319, 320), Muvatta, Taharet 68, (1, 44, 45), Ebu Davud, Taharet 97, (238), Nesai, Taharet 144), (1, 127)
  • Hz. Âişe ‘nin yanına girmiştim. Yanımda Hazreti Âişe ’nin süt kardeşi vardı. Kendisine, Resulullah (sav)’ın cenabetten nasıl yıkandığını sorduk. Bir sa’ miktarında bir kap getirtti ve onunla yıkandı. Âişe ile aramızda bir perde vardı. Yıkanırken üzerine üç kere su döktü ve dedi ki: “Resulullah (sav)’ın zevceleri, saçları kulak memesi civarında olması için saçlarının başlarını alırlardı. (Buhari, Gusl 2, Müslim, Hayz 41, 42, (319, 320), Muvatta, Taharet 68, (1, 44, 45), Ebu Davud, Taharet 97, (238), Nesai, Taharet 144, (1, 127)
  • Hz. Cabir (r.a) yanında idik. Yanında gusülden soran bir grup insan vardı. Şöyle cevap verdi: “Bir sa’ su sana yeter!” Bir adam: “Bana kafi gelmez” diye itiraz etti. Hazreti Cabir: “Ama, saçı senden daha çok ve senden daha hayırlı olan zata yetiyordu!” dedi. Onun burada kastettiği “hayırlı zat” Resulullah (sav) idi. (İbnu Hacer, bu rivayetin Müslim’de bulunmadığım söyler). (Buhari, Gusl 3, 4, Nesai, Taharet 144), (1, 128)
  • Ben ve Resulullah (sav) sarıdan mamul bir kaptan su alarak yıkanırdık. (Nesai, Taharet, 47), (98, 99)
  • Resulullah (sav) açıkta (izarsız) yıkanan bir adam görmüştür. Derhal minbere çıkarak, Allah’a hamd ve senada bulunduktan sonra: “Allah diridir ve ayıpları örtücüdür, hayayı ve örtünmeyi sever. Öyleyse biriniz yıkanınca örtünsün” buyurdu. (Ebu Davud, Hamam 2, Nesai, Gusl 7, (1, 200)
  • Resulullah (sav)’e hizmet ediyordum. Yıkanmak isteyince: “Bana enseni dön!” derdi. Ben de ensemi dönerdim. Böylece ona perde olurdum. (Nesai, Taharet 143), (1, 126)
  • Mekke’nin Fethi gününde Resulullah (sav) ’ın yanına gittim. O’nu yıkanır buldum. Kızı Fatıma da bir giyecekle ona perde yapıyordu. (Müslim, Hayz 70), (336)
  • Resulullah (sav) yıkanmıştı. Kurulanması için bir havlu getirildi. Onunla kurulanmayıp: “Suyun ıslaklığı ile böyle daha iyi buyurdular.” (Nesai, Taharet 162), (1, 138)
  • Namaz elli vakitli, cenabetten gusül de yedi defa idi. Elbiseden sidiğin yıkanması da yedi defa idi. Resulullah (sav) azaltılmasını Cenâb-ı Hak’tan talep ede ede namaz beşe, cenabetten gusül bire, elbiseden sidiğin temizlemesi bir kereye indirildi. (Ebu Davud, Taharet 98), (247)
  • Resulullah (sav) cenabetten yıkanırken başını hitmi denen otla yıkardı. Bununla yetinir, hitmili su üzerine ayrıca su dökmezdi. (Ebu Davud, Taharet 101), (256)
  • Biz Resulullah (sav)’ın beraberinde ihramlı ve ihramsız her iki durumda da bulunduk. Bu esnada saçlarımız yapıştırılmış bulunduğu halde yıkanırdık. (Ebu Davud, Taharet 100), (254)
  • Resulullah (sav), cünüp olmadıkça her halimizde bize Kur’an okutup talim ederdi. (Ebu Davud, Taharet 91, (229), Tirmizi, Taharet 111, (146), Nesai, Taharet 171), (1, 144)
  • Resulullah (sav) heladan çıkınca Kur’an okur, bizimle et yerdi. Cenabet halinden başka hiçbir şey Onunla Kur’an arasına perde olmazdı. (Ebu Davud, Taharet 91, (229), Tirmizi, Taharet 111, (146), Nesai, Taharet 171, (1, 144)
  • İbnu Abbas ‘tan (r.a) rivayet edildiğine göre, O cünüp kimsenin Kurban okumasında bir beis görmezdi.” (Buhari), (Hayz 7)
  • Resulullah (sav), cünüpken uyumak istediği takdirde fercini yıkar ve namaz abdestiyle abdest alırdı. (Buhari, Gusl 27, 25, Müslim, Hayz 21, (305, 307), Muvatta, Taharet 77, (1, 47, 48), Ebu Davud, Taharet 88, 90 (222, 223, 224, 226, 228), Salat 343, (1437), Tirmizi, Taharet 87, (118, 119)
  • Müslim’in bir rivayetinde: “…Yemek veya uyumak istediği zaman namaz abdestiyle abdest alırdı” denmiştir. (Müslim, Hayz 21), (305, 307)
  • Hazreti Âişe ‘ye Resulullah (sav)’ın vitir namazından sordum…” Hadisi zikreder. Hadiste şu ibare de var: “Hazreti Âişe ’ye: “Resulullah cünüpken ne yapardı, uyumadan önce yıkanır mıydı? Veya yıkanmadan önce uyur muydu?” diye sordum? Bana şu cevabı verdi: “Bunların hepsini yapardı. Bazen yıkanır ve sonra uyurdu, bazen abdest alır ve uyurdu.” Bunu işitince: “Bu meselede genişlik koyan Allah’a hamdolsun!” dedim. (Müslim, Hayz 21), (305, 307)
  • Hazreti Âişe ‘ye (r.a) sordum: ”Resulullah (sav) cenabetten gecenin başında mı yıkanırdı sonunda mı?” “Bazen başında, bazen da sonunda yıkanırdı” dedi. Ben: “Allahu Ekber! Bu meselede genişlik veren Allah’a hamdolsun.” Dedim ve tekrar sordum. “Vitir namazını gecenin evvelinde mi kılardı, ahirinde mi?” “Bazen evvelinde bazen ahirinde kılardı” dedi. Ben: “Allahu Ekber! Bu meselede genişlik veren Allah’a hamdolsun!” dedim ve tekrar sordum: “Resulullah (sav) Kur’an’ı açıktan mı okurdu sessiz mi okurdu?” “Bazen açıktan okur bazen da sessiz okurdu” dedi. Ben: “Allahu Ekber!” dedim. “Bu meselede kolaylık koyan Allah’a hamdolsun!” (Ebu Davud, Taharet 88, 90 (222, 223, 224, 226, 228), Salat 343, (1437)
  • Tirmizi ve Ebu Davud’un bir rivayetinde de şöyle gelmiştir: “Resulullah (sav) cünüpken uyur ve hiç suya dokunmazdı.” Tirmizi der ki: “Hz. Aişe’den,  Resulullah ‘ın (sav) uyumazdan önce abdest aldığı da rivayet edilmiştir ve bu rivayet en sahih olanıdır.” (Ebu Davud, Taharet 88, 90 (222, 223, 224, 226, 228), Salat 343, (1437), Tirmizi, Taharet 87, (118, 119)
  • Nesai’nin bir rivayetinde: “Resulullah (sav) yemek veya içmek istediği zaman ellerini yıkar sonra yer içerdi.” Denmiştir. (Nesai, Taharet 163, 164, 165, 166 (1, 138-139), Gusl 4, 5, (1, 199)
  • Ömer İbnu’l-Hattab Radıyallahu Anh, geceleyin cünüp olduğunu, (ne yapması gerektiğini) sordu. Resulullah (sav): “Abdest al, uzvunu yıka, sonra uyu.” Buyurdular. [Bu metin Sahîheyn’e aittir.] (Buhari, Gusl 27, 25, Müslim, Hayz 25, (306), Muvatta, Taharet 76, (1, 47), Ebu Davud, Taharet 87 (221), Nesai, Taharet 167, (1, 140), Tirmizi, Taharet 88, (120)
  • İbnu Ömer (r.a), cünüpken uyumak veya yemek istediği zaman, yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkar, başını mesheder, sonra yer veya uyurdu. (Muvatta, Taharet 78), (1, 48)
  • Resulullah (sav) Medine sokaklarından birinde kendisine rastlamıştır. Ebu Hureyre bu sırada cünüp olduğu için, Resulullah ‘ın (sav) nazarından sıvışarak gidip yıkanır gelir. Gelince Resulullah (sav): “Ey Ebu Hureyre neredeydin ?” diye sorar. “Ben cünüptüm, pis pis sizinle oturmak istemedim” cevabında bulunur. Resulullah (sav): “Sübhanallah! bilmez misin ki müslüman pis olmaz!” ferman eder. (Buhari, Gusl 23, 24, Müslim, Hayz 115, (371), Ebu Davud, Taharet 97, (231), Tirmizi, Taharet 89, (121), Nesai, Taharet 172), (1, 145, 146)
  • Resulullah (sav)’la bir gün karşılaştığımızda cünüp idim, hemen yolumu çevirip gidip yıkandım. Bilahare gelince: “Böyle sizi görünce alelacele sıvışmamın sebebi cünüp olmam idi!” dedim. Resulullah (sav): “Müslüman cenabetle pis olmaz ki!” buyurdular. (Müslim, Hayz 116, (372), Ebu Davud, Taharet 92, (230), Nesai, Taharet 172, (1, 145)
  • Nesai’nin rivayetinde hadis şöyledir: “Resulullah (sav) Ashabından bir erkekle karşılaşınca onu mesheder ve ona dua ediverirdi. Bir gün erken vakitte Resulullah ‘ı (sav) sokakta gördüm. Hemen yolumu ondan çevirdim. Eve gidip yıkandıktan sonra güneş yükselince yanına geldim. Bana: “Sabahleyin seni görmüştüm, hemen yolunu benden çevirdin” buyurdular. Ben de açıkladım: “Çünkü ben cünüptüm (bu halde) bana dokunmanızdan korktum.” “Şurası muhakkak ki” dedi. Resulullah (sav), “Mü’min necis olmaz.” (Müslim, Hayz 116, (372), Ebu Davud, Taharet 92, (230), Nesai, Taharet 172, (1, 145)
  • Namaza kalkılıp saflar düzlenmişti ki, Resulullah (sav) geldi, namazgahına geçti. O anda cünüp olduğunu hatırladı. Bize: “Yerinizde durun” deyip, hemen ayrılıp yıkanmaya gitti. Gusledip dönünce başından henüz su damlıyordu. Tekbir getirdi, namaza durdu. Beraber namaz kıldık… (Buhari, Gusl 17, Ezan 24, 25, Müslim, Mesacid 157, (605), Muvatta, Taharet 79, (1, 48), Ebu Davud, Taharet 94, (234, 235), Nesai, İmamet 14), (2, 81, 82)
  • Resulullah (sav), sabah namazını kıldırmak üzere mescide girmişti. Eliyle “Yerinizde durun!” diye işaret buyurdu ve çıktı. Sonra başından su damladığı halde geri geldi ve cemaate namazlarını kıldırdı. (Buhari, Gusl 17, Ezan 24, 25, Müslim, Mesacid 157, (605), Muvatta, Taharet 79, (1, 48), Ebu Davud, Taharet 94, (234, 235), Nesai, İmamet 14), (2, 81, 82)
  • Bir rivayette: “…Namazı tamamlayınca: “Ben de bir insanım. İlk geldiğimde cünüptüm” buyurdu” denmiştir. (Buhari, Gusl 17, Ezan 24, 25, Müslim, Mesacid 157, (605), Muvatta, Taharet 79, (1, 48), Ebu Davud, Taharet 94, (234, 235), Nesai, İmamet 14, (2, 81, 82)
  • Hz. Ömer (r.a) halka sabah namazını kıldırdı ve arkadan Cüruf nam mevkideki arazisine gitti. Orada, elbisesinde meni bulaşığı gördü. “Biz” dedi, “yağlı yiyince, damarlarımız gevşedi bu yüzden ihtilam olduk.” Derhal yıkandı ve elbisesinde gördüğü meni bulaşığını da yıkadı. Sonra, namazını iade etti,” (Muvatta, Taharet 80, 81, 82), (1, 49)
  • Bir başka rivayette “meni” kelimesinden sonra şu ibare yer alır: “Halkın işini üzerime alalıdan beri ihtilam olmaya başladım” dedi. Derhal yıkanıp elbisesinde gördüğü bulaşığı yıkadı. Sonra kuşlukta güneş tam olarak yükselince namazını kıldı.” (Muvatta, Taharet 80, 81, 82), (1, 49)
ETİKETLER: ,
YAZAR BİLGİSİ
İslami hakikatleri Allah rızası için insanlara ulaştırmaya çalışan bir kul.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.