Aldatma nedir? Aldatma ‘nın dindeki yeri nedir? Aldatma ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
BEY BÖLÜMÜ (DİĞER HADİSLER)
Bey bölümü nedir? Bey bölümü ‘nün dindeki yeri nedir? Bey bölümü ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) Bey’-i garar’dan (yani tahakkuk edip etmeyeceği bilinmeyen akıbeti meçhul satılan) men etti.” İbnu Mace Sünen (2195) – Hds 6671)
- Abdullah İbnu Mes’ud (r.a) anlatıyor: “Doğru söyleyen ve doğruluğu (mucizelerle) tasdik edilen Ebu’l-Kâsım (sav) üzerine şehadet ederim ki, O bize şöyle buyurdular: “Muhalleb (sütü memede hapsedilmiş) hayvanları satmak aldatmacadır ve aldatma işi hiçbir mü’mine helal olmaz.” İbnu Mace Sünen (2241) – Hds 6687)
- Resulullah (sav) buyurdular: “Allah’ın en çok sevdiği yerler mescidlerdir. Allah’ın en ziyade nefret ettiği yerler de çarşı ve pazarlardır.” Müslim, Mescid 288, (671)
- Elinden geliyorsa, çarsıya ilk giren olma. Oradan son çıkan da olma. Çünkü çarşı, şeytanın, (insanları şaşırtmak için kıyasıya) savaş verdiği yerdir, bayrağı da orada dalgalanır.” Müslim, Fedailu’s-Sahabe 100, (2451)
- Bizim çarşımızda dini bilen kimseler satıcılık yapsın buyurmuştur. Tirmizi, Vitr 21, (487)
- Hazreti Ali (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) güneş doğmazdan önce alışveriş pazarlığı yapmaktan ve süt vermekte olan hayvanları kesmekten men etti.” İbnu Mace Sünen (2206) – Hds 6675)
- Ebu Sa’îdi’l-Hudrî (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Satış her iki tarafın rızasıyla olur.” İbnu Mace Sünen (2185) – Hds 6669)
- Osman İbnu Affân (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Gerek satıcı ve gerekse alıcı iken kolaylık gösteren kimseyi Allah cennete koydu.” İbnu Mace Sünen (2202) – Hds 6673)
- Hazreti Peygamber (sav)’ın şöyle söylediğini işittim: “Kim döllemesi yapılmış bir hurmalık satarsa (bir başka rivayette satın alırsa) bunun meyvesi satana aittir. Satın alan kendisinin olacak diye şart koşmuşsa o hariç (bu durumda meyve müşterinindir). Kim de bir köle satarsa, kölenin malı satanındır, burada da satın alan “benim olacak” diye şart koşmuşsa o hariç, bu takdirde kölenin malı varsa müşterinin olur.” Buhari, Büyu 90, 92, Şürb 17, Şürüt 2, Müslim, Büyu 77, (1543), Muvatta, Büyu 9 (2, 617), Tirmizi, Büyu 25, (1244), Ebu Davud, İcare 44, (3433, 4434), Nesai, Büyu 75, (7, 296)
- Hazreti Peygamber (sav) buyurdular ki: “Bir din kardeşine yemiş satsan sonra da buna bir afet gelse, ondan bir şey alman sana helal olmaz. Kardeşinin malını hakkın olmadığı halde nasıl alırsın?” (Bir başka rivayette: “Resulullah (sav), afetle gelen zararın hesaptan düşülmesini emretti” demiştir.) Müslim, Müsakat 17, 14, (1554), Ebu Davud, İcare 24, (3574), 60, (3470)
- Ubâde İbnu’s-Samit (sav) anlatıyor: “Resûlullah (sav) müşteri (kendisine ait olmasını) şart. Koşmamış ise, (satılan) hurma ağaçlarının (başında bulunan) meyvesinin, ağaçları aşılayanın hakkı olduğuna ve keza, müşteri, (kölenin malının kendisine ait olmasını) şart kılmadığı taktirde, kölenin malının satıcıya ait olduğuna hükmetti.” İbnu Mace Sünen (2213) – Hds 6676)
- Bir adam bir köle satın aldı. Köle, Allah’ın dilediği kadar (bir müddet) adamın yanında ikamet etti. Sonra adam kölede bir kusur tespit etti. Bunun üzerine Hazreti Peygamber (sav)’e gelerek şikayette bulundu ve eski sahibine iade etti. Eski sahibi: “Ey Allah’ın Resulü, (yanında kaldığı müddetçe) kölemi kullandı, ondan istifade etti” dedi. Resulullah (sav): “Harac (menfaat), zamin (kefil) olana aittir” buyurdu. Ebu Davud, Büyu 71, (3508, 3509, 3510), Tirmizi, Büyu 53 (1285), Nesai, Büyu 16, (8,254-255), İbnu Mace, Ticarat 43, (2242-2243)
- Resulullah (sav) buyurdu ki: “Kölenin müddeti üç gündür. Şayet müşteri, bir hastalığa rastlarsa, herhangi bir delil ibraz etmeden köleyi satana geri verir. Üç günden sonra hastalığa rastlarsa, bu hastalığın, satın aldığı zamana ait olduğu hususunda delil ibraz etmesi gerekir.” Ebu Davud, Büyu 72, (3506)
- Abdurrahman İbnu Avf (r.a), Asım İbnu Adiy’den bir cariye almıştı. Cariyenin evli olduğunu anladı ve derhal geri verdi.” Muvatta, Büyu 8 (2,617)
- Anlattığına göre, kendisi, sekiz yüz dirheme bir köle satar ve satarken “kusursuz” olduğunu söyler. Ancak, satın alan kimse bilahere: “Kölede bir hastalık var bana söylemedin” der. İhtilaf Hazreti Osman ’a (r.a) götürülür. Adam: “Kölede hastalık olduğu halde, haber vermeksizin bana sattı” der. Abdullah (r.a): “Ben onu kusursuz olarak sattım” der. Hazreti Osman (r.a) sattığı zaman kölede kusur olduğunu bilmediğine dair yemin etmesine hükmetti. Abdullah yemin etmekten imtina ederek, köleyi geri aldı. Köle yanında sıhhatine kavuştu. Sonra onu yeniden sattı ve bu sefer bin beş yüz dirhem aldı. Muvatta, Büyu 4, (2, 613)
- Hazreti Peygamber (sav) buyurdular ki: “Satışında, satın alışında, borcunu ödeyişinde cömert ve kolaylaştırıcı davranan kimseye Allah rahmetini bol kılsın.” (Tirmizi’nin rivayeti şöyledir: “Allah, sizden önce yaşamış olan bir kimseye rahmetiyle muamele etti. Çünkü bu adam satınca kolaylık gösterir, satın alınca kolaylık gösterir, alacağını isteyince (kabalık ve sertlik değil, anlayış ve) kolaylık gösterirdir”) Buhari, Büyu 16, Tirmizi, Büyu 75, (1320)
- Resulullah (sav) şöyle buyurur: “Allah, satıştaki müsamahayı, satın alıştaki müsamahayı, ödemedeki müsamahayı sever” Tirmizi, Büyu 75 (1319)
- Resulullah (sav)’ın şöyle söyediğini işittiklerini anlatırlar, “Sizden önce yaşamış olan birisine, ruhunu kabzetmek üzere melek gelmiş idi, sordu: “Bir hayır işledin mi?” Adam: “Bilmiyorum” diye cevapladı. Kendisine tekrar: “Hele bir düşün (belki hatırlarsın) dendi. Adam: “Bir şey hatırlamıyorum, ancak dünyada iken, insanlarla alış-veriş yapardım. Bu muamelelerimde zengine ödeme müddetini uzatır, fakire de (ödeme işlerinde müsamaha ve bazı eksikliklerini bağışlamak suretiyle) kolaylık gösterirdim” dedi. Allah onu (bu kadarcık iyiliği sebebiyle affedip) cennetine koyduk. Buhari, Büyu 17-18, Enbiya 50, İstikraz 5, Müslim, Müsakat 26-31, (1560)
- Bir adam bir meyve bahçesinin meyvelerini toptan satın aldı. Meyveyi toplayıp miktarını tayin edince, tahmin edilenden noksan buldu. Bahçe sahibini görerek eksik çıkan kısmı hesaptan düşmesini veya alım-satım akdinden dönmesini talep etti. Fakat adam teklif edilenleri kabul etmemeye yemin etti. Bunun üzerine müşterinin annesi, Hazreti Peygamber (sav)’e müracaat ederek durumu arz etti. Resulullah (sav): “O adam, hayır yapmamaya yemin etmiştir” buyurdu. Bu sözü işiten bahçe sahibi Hazreti Peygamber (sav)’e gelerek: “Ey Allah’ın Resulü, talebini kabul ettim” dedi. Muvatta, Büyu 15, (2, 621), Buhari, Sulh 10, Müslim, Müsakat 19, (1557)
- Resulullah (sav) buyurdu ki: “Kim bir Müslümanın ikalesini (yani alım-satım akdini feshetmesini) kabul ederse, Allah da onu düşmekten kurtarır” Ebu Davud, Büyu 54, (3460), İbnu Mace, Ticarat 26, (2199)
- Tirmizî’nin rivayeti şöyledir: “Allah, sizden önce yaşamış olan bir kimseye rahmetiyle muamele etti. Çünkü bu adam satınca kolaylık gösterir, satın alınca kolaylık gösterir, alacağını isteyince (kabalık ve sertlik değil, anlayış ve) kolaylık gösterirdi.” Tirmizî, Büyû: 75. (1320);
- Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Bir sefer sırasında biz Resûlullah ’la (sav) birlikte idik. Derken, memeleri ida denilen bir bitki ile bağlanmış bir deve sürüsüne rastladık. Sütten istifade için) sürüye yaklaştık. Resûlullah (sav) bizi çağırdı, hemen yanına gittik. “Bu develer Müslüman bir aileye ait, bu onların zaruri gıdalarıdır ve Allah’tan sonra (muhtaç oldukları) bereketleri hayırlı mallarıdır. İçinde azıklarınız bulunan dağarcıklarınızın yanına vardığınızda, onların içindeki erzakınızın çalınmış olması sizi sevindirir mi? Bunu adalete uygun bulur musunuz?” buyurdular. Ashap: “Hayır!” deyince: “İşte bu (sizin yapmak istediğiniz) de öyle bir iştir” buyurdu. Biz: “Yiyip içmeye muhtaç olursak ne dersiniz?” diye sorduk. Şu cevabı verdi: “Yiyin fakat taşımayın, için fakat taşımayın.” İbnu Mace Sünen (2303) – Hds 6701)
- Ümmü Hâni (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) bana “Koyun ve keçi edin. Zira onda bereket vardır” buyurdular. İbnu Mace Sünen (2304) – Hds 6702)
- Urve el-Bârikî (r.a), “Resûlullah ’ın (sav) şu sözünü nakletmiştir: “Deve, sahipleri için bir izzet vesilesidir. Koyun ve keçi de berekettir. Hayır, Kıyamete kadar atın alnına bağlanmıştır.” İbnu Mace Sünen (2305) – Hds 6703)
- İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Koyun ve keçi cennet hayvanlarındandır.” İbnu Mace Sünen (2306) – Hds 6704)
- İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) şöyle dua buyurdular: “Allahı’m, ümmetime, günün ilk vakitlerinde yaptıkları işi bereketlendir.” İbnu Mace Sünen (2238) – Hds 6685)
- İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Emin, dürüst, Müslüman tâcir, Kıyamet günü şehitlerle beraberdir.” İbnu Mace Sünen (2139) – Hds 6656)
- Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav): “Allah’ım, ümmetim için Perşembe gününü ilk vaktinde yapılan işi mübarek kıl” diye dua ettiler. İbnu Mace Sünen (2237) – Hds 6684)
- Salih İbnu Süheyb, babası Süheyb (İbnu Sinan)’dan naklediyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Üç şey vardır ki onlarda bereket vardır: “Belli bir vade ile olan satış, Mukâraza (denilen ortaklık çeşidi), satmak için değil, ev için buğday-arpa karışımı.” İbnu Mace Sünen (2289) – Hds 6698)
- Hazreti Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Miraç gecesi, bir kavme uğradım ki, karınları evler gibi iri idi. Bu karınların içi yılanlarla dolu idi ve yılanlar dışardan gözüküyorlardı. Ben: “Ey Cibril bunlar kimlerdir?” diye sordum. “Bunlar fâiz yiyenler!” dedi..” İbnu Mace Sünen (2273) – Hds 6692)
- Hazreti Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Faiz yetmiş çeşit günaha sebeptir. En hafif kişinin anasıyla zina yapması gibidir.” İbnu Mace Sünen (2274) – Hds 6693)
- Abdullah (İbnu Mes’ud) (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Faiz yetmiş üç kapı (çeşit) dir.” İbnu Mace Sünen (2275) – Hds 6694)
- Hazreti Ömer (r.a) anlatıyor: “En son inen ayet, faizle ilgili olan ayettir. Resûlullah (sav) onu bize açıklamadan vefat etti. Öyleyse faizi de faiz şüphesi olan muameleyi de bırakın.” İbnu Mace Sünen (2276) – Hds 6695)
- Resulullah (sav) efendimiz buyurdular ki: “(Alıcı olmadığınız halde, fiyatları kızıştırmak için) müşteri ile satıcının aralarına girmeyin.” Buhari, Büyu 58, Müslim, Büyu 11, (1515), Nikah 52 (1413), Ebu Davud, Büyu 46, (3438), Tirmizi, Büyu 65, (1304), Nesai, Büyu 21 (7, 1259), İbnu Mace, Ticarat 14, (2174)
- Hazreti Peygamber (sav) müşteri kızıştırmayı yasakladı. (İmam Malik şu ilavede bulunur: “Kızıştırma (necş): Aslında alıcı olmadığın halde, (araya girerek) mala değerinden fazla fiyat vermendir. Böylece (gerçekten almak isteyen) bir başkası, seni takiben mala daha fazla fiyat vererek aldanır.”) Buhari, Büyu 60, Müslim, Büyu 13, (1216), Muvatta, Büyu 97, (2, 684), İbnu Mace, Ticarat 14 (2173), Nesai, Büyu 16, 17, 21, (7, 258)
- Müşteri kızıştıran, riba yemiş haindir. Bu iş, batıl bir aldatmadır, helal değildir.” (Buhari bunu senetsiz olarak ve sahabe sözü şeklinde rivayet etmiştir.) Buhari, Büyu 60
- Ukbe İbnu Amr (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) hacamat edenin (bu işten) kazancını yasakladı.” İbnu Mace Sünen (2165) – Hds 6668)
- Hazreti Enes (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Mirac sırasında yanlarından geçtiğim her zat bana mutlaka “Ey Muhammed! Ümmetine hacamat olmalarını emret demiştir.” İbnu Mace Sünen (3479) – Hds 7034)
- Hazreti Ali (r.a) anlatıyor. “(Bir gün) Cebrail; Resûlullah ’a (sav) Ahdaayn (boynun iki tarafındaki damar) hizasından ve kâhilden (iki omuzun arası) hacamat olma emrini getirdi.” İbnu Mace Sünen (3482) – Hds 7035)
- Hazreti Ali (sav) anlatıyor: “Resûlullah (sav) hacamat oldu ve bana emretti, ben de hacamat yapan zatın ücretini ödedim.” İbnu Mace Sünen (2163) – Hds 6667)
- Hazreti Câbir (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Ey insanlar Allah’a karşı muttakî olun ve (dünyevî) talepte mutedil olun. Zira, hiçbir kimse yoktur ki, (Allah’ın kendisine taktir ettiği) rızkını eksiksiz elde etmeden ölmüş olsun: Rızkı gecikse bile ona mutlaka kavuşacaktır. Öyleyse Allah’tan korkun ve talepte mutedil olun, (gayr-ı meşru yollara sapmayın), helâl olanı alın, haram olanı terk edin.” İbnu Mace Sünen (2144) – Hds 6660)
- Enes İbnu Mâlik (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Himmet yönüyle insanların en yücesi hem dünya hem de ahiret işine himmet gösteren mü’mindir.” İbnu Mace Sünen (2143) – Hds 6659)
- Hazreti Câbir (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav), biri satıcının biri de alıcının ölçekleri olmak üzere iki ölçekten geçmedikçe bir zahireyi satmayı yasakladı.” İbnu Mace Sünen (2228) – Hds 6680)
- Mikdâm İbnu Ma’dikerb ez-Zübeydî (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kişi elinin emeğiyle kazandığından daha temiz bir kazanç elde etmemiştir. Kişinin nefsine, ailesine, çocuğuna ve hizmetçisine harcadığı sadakadır.” İbnu Mace Sünen (2138) – Hds 6655)
- Enes İbnu Mâlik (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “(Meşru) bir işten (helal rızık) kazanan kimse o işe devam etsin.” İbnu Mace Sünen (2147) – Hds 6661)
- Semüre İbnu Cündüb (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “(Satılan) kölenin uhdesi (yani alıcısının muhayyerliği veya satıcısının zimmetinde olduğu müddet) üç gündür.” İbnu Mace Sünen (2244) – Hds 6688)
- Ebu Humeyd es-Sâidî (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Dünya talebinde mûtedil olun. Çünkü herkes, kendisi için yaratılmış olana müyesserdir (kazanmaya hazırlanmıştır).” İbnu Mace Sünen (2142) – Hds 6658)
- Vâsile İbnu’l-Eska’ (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Kim bir şeyi ayıbını açıklamadan satarsa daima Allah’ın gadabına ve meleklerin lânetine maruz kalır.” İbnu Mace Sünen (2247) – Hds 6689)
- Abdullah İbnu Mes’ud (r.a) anlatıyor: “Resûlullah ’a (sav) esirler getirildiği zaman, aile efradını birbirinden ayırmak istemediği için hepsini bir kişiye verirdi.” İbnu Mace Sünen (2248) – Hds 6690)
- Attâb İbnu Esîd ’ın (r.a) anlattığına göre: “Resûlullah (sav) onu Mekke’ye gönderdiği zaman kendisini, satın alıp da henüz teslim alınmamış bir malın kârından men etmiştir. İbnu Mace Sünen (2189) – Hds 6670)
- Hazreti Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Malını satışa arz eden rızka erer, muhtekir (pahalanması için satmayıp bekleten)de lânete uğrar.” İbnu Mace Sünen (2153) – Hds 6664)
- Mekke’nin fethedildiği sene Hazreti Peygamber (sav)’i Mekke’de işittim, şöyle buyuruyordu: “Cenab-ı Allah içki, ölmüş hayvan, domuz ve putun alım-satımını yasakladı.” Bunun üzerine: “Ey Allah’ın Resulü “ölmüş hayvanların iç yağı hakkında ne buyurursunuz, zira onunla gemiler yağlanır, derilere sürülür, kandiller aydınlatılır” dendi. Cevaben: “Onun satışı haramdır” buyurdu ve ilave etti: “Allah Yahudilerin canını alsın. Allah onlara ölmüş hayvanların iç yağını haram kıldığı vakit bu yağı erittiler, sonra satıp parasını yediler.” Buhari, Büyu 112, Meğazi 50, Müslim, Müsakat 71, (1581), Ebu Davud, Büyu 66, (3486), Tirmizi, Büyu 61, (1297), Nesai, Büyu’ 93, (7, 309-310), İbnu Mace, Ticarat 11, (2167)
- İbnu Abbas ’dan (r.a) üzüm şırası hakkında sorunca ondan şu cevabı almıştır: “Adamın biri Resulullah (sav)’e bir şarap dağarcığı hediye etmişti, kendisine “Allah’ın bunu haram kıldığını bilmiyor musun?” dedi. Adam: “Hayır bilmiyorum” cevabını verdi ve yanında bulunan birisine bir şeyler fısıldadı. Resulullah (sav) adama “Ona ne fısıldadın?” diye sorunca adam: “Onu satmasını emrettim” dedi. Resulullah (sav), “içilmesi haram olanın satılması da haramdır” buyurdu ve iki şarap dağarcığının ağızlarını açarak içlerini boşalttı.” Müslim, Musakat 68, (1579), Muvatta, Eşribe 12, (2, 846), Nesai, Büyu 90, (7, 307-308)
- Hazreti Peygamber (sav)’ı Kabe’nin yanında otururken gördüm. Bir ara başını semaya kaldırarak güldü ve şunu söyledi: “Allah Yahudilere lanet etsin, Allah Yahudilere lanet etsin, Allah Yahudilere lanet etsin! Allah onlara (ölmüş hayvanların) iç yağını yasaklamıştı tutup bunu sattılar ve parasını yediler. Halbuki Allah bir millete bir şeyin yenmesini haram etti mi, onun parasını da haram etti demektir.” Ebu Davud, Büyu 66 (3488)
- Resulullah (sav) buyurdu ki: “Kim içki satarsa, hınzır kasaplığı da yapsın.” Ebu Davud, Büyu 66, (3489)
- Resulullah (sav)’dan “içkiye varis olan yetimler” hakkında sormuştur. Resulullah (sav): “Dök onu!” emretmiştir. Ebu Talha: “Sirke yapsam olmaz mı?” deyince de “Hayır!” diye cevap vermiştir. (Tirmizi’nin rivayetinde: “Şarabı dök, küplerini de kır” buyurmuştur) Ebu Davud, Eşribe 3 (3675), Tirmizi, Büyu 58, (1293)
- Hazreti Câbir İbnu Abdullah (r.a) anlatıyor: “Bir kadın, Resûlullah ’â gelerek: “Annem öldü, üzerinde oruç nezri vardı, onu yerine getirmeden vefat etti” dedi. Resûlullah (sav): “Velisi ona bedel oruç tutsun!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (2133) – Hds 6654)
- Abdullah İbnu Selam (r.a) anlatıyor: “Resûlullah ’a bir adam gelip: “Yahudilerden bir aileyi kastederek “Falanın oğulları müslüman oldular. Ancak pek acıktılar, tekrar İslâm’dan dönmelerinden korkuyorum” dedi. Resulullah (sav): “Kimin yanında bir şeyler var?” diye sordu. Yahudilerden biri: “Benim yanımda şu şu kadar nakit var, -zannedersem üçyüz dinar demişti- Falan ailenin bahçesinden (alınacak meyve için) şu fiyatla selem akdini yaparım)” dedi. Resulullah da (sav): “Şu kadar vade ile şu fiyata” olur, “falan ailenin bahçesinden (elde edilecek meyve” kaydı) olmaz” buyurdu.” İbnu Mace Sünen (2281) – Hds 6697)
- Ubey İbnu Ka’b (r.a) anlatıyor: “Bir adama Kur’ân öğretmiştim. Bana bir yay hediye etti. Bunu Resûlullah ’a (sav) haber verdim: “Eğer onu alırsan, ateşten bir yay almış olursun” buyurdular. Ben de geri iade ettim.” İbnu Mace Sünen (2158) – Hds 6666)
- Kayle Ümmü Benî Emmâr (r.a) anlatıyor: “Resûlullah ’ın (sav) yaptığı umrelerden birinde kendisine Merve’de yaklaştım ve: “Ey Allah’ın Resûlü! Ben alıp satan bir kadınım. Bir şeyi satın almak istediğim zaman arzuladığımdan daha yüksek bir fiyat teklif ediyorum. Sonra yavaş yavaş artırarak arzuladığım fiyata geliyorum. Bir şeyi satacağım zaman da, önce, almayı arzuladığım fiyattan daha yüksek bir fiyat teklif ediyor, sonra yavaş yavaş inerek arzuladığım fiyata geliyorum, (böyle yapmama ne dersin?)” dedim. Şu cevabı verdi: “Ey Kayle, böyle yapma. Bir şey satın almak istedin mi, düşündüğün fiyatı söyle, sana verilsin veya verilmesin.” Resulullah (sav) sonra şunu söylediler: “Bir malı satmak istediğin zaman da versen de vermesen de (yüksek fiyat değil) satmak istediğin fiyatı söyle.” İbnu Mace Sünen (2204) – Hds 6674)
- Ebu Saîd (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) zamanında fiyatlar artmıştı. Halk müracaat ederek: “Ey Allah’ın Resûlü fiyatları siz düzenleseniz!” dedi. Resulullah (sav) şu cevabı verdi: “Ben, sizden kimsenin kendisine yaptığım bir zulmü talep etmez olduğu halde aranızdan ayrılmayı diliyorum.” İbnu Mace Sünen (2201) – Hds 6672)
- Hazreti Câbir İbnu Abdullah (r.a) anlatıyor: “Bir adam: “Ey Allah’ın Resulü! Benim mal ve çocuğum var. Babam da malımı kökünden kurutmak, tüketmek ister” dedi. Resulullah (sav): “Sen de malın da babana aitsiniz” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (2291) – Hds 6699)
- Ebu Sa’îd (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Bir çobanın (sürüsünün) yanına geldiğin vakit, ona üç kere nida et! (Çoban) cevap verirse ne âla, vermezse, fesada sebep olmadan (sütü sağıp götürmeden) sütünden iç. Bir bahçenin duvarına geldin mi, bahçe sahibini üç kere çağır. Cevap verirse ne âla, (kendinden isteyerek ihtiyacını gör), aksi taktirde fesada sebep olmadan yiyebilirsin.” İbnu Mace Sünen (2300) – Hds 6700)
- Resulullah (sav) ribayı (faizi) yiyene de, yedirene de lanet etti.” (Ebu Davud ve Tirmizi’nin rivayetlerinde şu ziyade vardır: “(Faiz muamelesine) şahitlik edenlere de bu muameleyi yazana da…”) Müslim, Müsakat 25, (1579), Ebu Davud, Büyu 4, (3333), Tirmizi, Büyu 2, (1206), İbnu Mace, Ticarat 58, (2277)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “İnsanlar öyle bir devre ulaşacak ki, o zamanda riba yemeyen kalmayacak. Öyle ki, (doğrudan) yemeyene buharı ulaşacak.” Bir rivayette “…tozu ulaşacak” denir. Ebu Davud, Büyu 3, (3331), Nesai, Büyu 2, (7, 243), İbnu Mace, Ticarat 58, (2278)
- Hazreti Peygamber (sav)’i Veda Haccı sırasında dinledim, şöyle diyordu: “Haberiniz olsun, cahiliye devrindeki bütün ribalar kaldırılmıştır, ödenmeyecektir. Sadece verdiğiniz ana parayı alacaksınız. Böylece ne zulmetmiş olacaksınız ne de zulme uğramış olacaksınız. Haberiniz olsun cahiliye devrindeki bütün kan davaları kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası da el-Haris İbnu Abdilmuttalib’in kan davasıdır. Bu kimse, Benü Leys’te süt anadaydı. Hüzeyl onu öldürmüştü. Resulullah (sav): Yarabbi tebliğ ettim mi? Dedi. Cemaat: Evet tebliğ ettin dediler ve üç kere tekrarladılar. Resulullah (sav): Ya Rabbi şahid ol! Dedi ve üç kere tekrar etti.” (Hattabi der ki: “Ebu Davud, hadisi şu şekilde, yani “Haris İbnu Abdilmuttalib’in kan davası…” diye rivayet etmiştir. Halbuki diğer kitaplarda: Rebi’a İbnu’l-Haris İbni Abdilmuttalib’in kan davası şeklinde rivayet edilmiştir.) Ebu Davud, Büyu 5, (3334)
- Nâfi anlatıyor: “Ben Şam ve Mısır’a ticaret malı gönderiyordum. Irak’a da gönderdim ve mü’minlerin annesi Hazreti Aişe’nin yanına varıp kendisine: “Ey mü’minlerin annesi! Ben Şam’a ticarete gidiyordum, şimdi Irak’a gidiyorum” dedim. Bunun üzerine: “Böyle yapma! Sana ve eski ticaret yerine ne oldu? Zira ben, Resûlullah ’ın (sav): “Allah Teâla hazretleri, sizden birine bir ciheti rızkına sebep kılarsa, bu değişinceye veya güçleşinceye kadar onu terk etmesin” buyurduğunu işittim” dedi.” İbnu Mace Sünen (2148) – Hds 6662)
- Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “İnsanların en çok yalan söyleyenleri boyacılar ve kuyumculardır.” İbnu Mace Sünen (2152) – Hds 6663)
- Hazreti Enes ’in (r.a) anlattığına göre: “Resûlullah (sav), mü’minlerin annesi Safiyye ’yı (r.a) yedi baş (cariye-köle) ile satın aldı.” İbnu Mace Sünen (2272) – Hds 6691)
- Resulullah (sav) şöyle buyurdular: “Deve ve koyunun memelerinde süt bekletmeyin. Kim böyle sütü bekletilmiş bir sağmal hayvan satın almışsa sağdıktan sonra muhayyerdir, dilerse kabul eder, dilerse bir sa’ miktarında kuru hurma da vererek iade eder.” Buhari, Büyu 64, Müslim, Büyu 11, (1524), Ebu Davud, Büyu 48, (3443), (3444), (3446), Nesai, Büyu 14, (7, 253-254), Muvatta, Büyu 6, (2, 683), Tirmizi, 29, (1251-1252)
- Buhari’nin bir başka rivayetinde “…Memnun kalırsa hayvanı tutar, memnun kalmazsa iade eder. İade ettiği takdirde sağdığı süt için bir sa’ kuru hurma verir” denmektedir. Buhari, Büyu 69
- Müslim’in bir rivayetinde “Müşteri satın aldığı, sütü bekletilmiş sağmal hayvan hakkında üç gün muhayyerdir. İade edecek olursa beraberinde bir sa’ miktarında yiyecek verir, buğday değil” denmektedir. (Müslim’in bir başka rivayetinde: “…bir sa’ kuru hurma verir, buğday değil” denir. Buhari ve Müslim’in rivayetlerinde: “Deve ve koyunun sütü (satış sırasında) memede bekletilmez” buyurular.) Müslim, Büyu, 25
- Hazreti Peygamber (sav) buyurdular ki: “Kim sütü memesinde bekletilmiş bir deve satın alırsa o üç gün muhayyerdir. Şayet iade edecek olursa, hayvanla birlikte, sütü mislince veya sütunun iki mislince buğday da verir.” Ebu Davud, 48, (3446), İbnu Mace, 42, (2240)
- İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Ey insanlar! Muhaffele, yani müşteriyi aldatmak için sütü sağılmayıp memesinde kalan bir hayvanı satın alan kimse üç gün muhayyerdir. Hayvanı bu esnada geri verebilir.) Eğer geri verecek olursa, hayvanla birlikte, sağdığı sütün iki mislini -veya sağılan sütünün (kıymetinin) bir mislini buğday olarak demişti- geri versin.” İbnu Mace Sünen (2240) – Hds 6686)
- Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli (ayette sırat-ı müstakim ashabı olarak zikredilen) peygamberler, sıddikler, şehidler ve salihlerle beraberdir.” Tirmizi, Büyu 4, (1209), İbnu Mace, Ticarat 1, (2139)
- Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü tüccarlar facirler (günahkarlar) olarak diriltilecekler. Ancak Allah’tan korkanlar, iyilik yapanlar ve doğruluktan ayrılmayanlar müstesna” Tirmizi, Büyu 4, (1210), İbnu Mace, Ticaret 3, (2146)
- Biz hicret etmezden önce simsarlar olarak isimlendiriliyorduk. Bir gün, Medine’de, bize Hazreti Peygamber (sav) uğradı. Bize ondan daha iyi bir isim verdi. Buyurdu ki: “Ey tüccarlar, satış işine, yemin ve boş söz karışır…” (Bir başka rivayette şöyle denmiştir: “Satış işine yemin ve yalan bulaşmaktadır, siz (Rabbin gadabını söndüren) sadaka karıştırın”) Ebu Davud, Büyu 1, (3326, 3327), Tirmizi, Büyu 4, (1208), Nesai, Eyman 7, (7, 15)
- Hazreti Peygamber (sav)’ı işittim, diyordu ki: “(Ticarette yalan) yemin,(tüccarın zannınca) mala rağbeti artırır. (Halbuki gerçekte) kazancı giderir.” Buhari, Büyu 26, Müslim, Müsakat 13 (1607), Ebu Davud, Büyu 6, (3335), Nesai, Büyu 5. (7, 246)
- Hazreti Peygamber (sav) buyurdu ki: “Alıp-satanlar” birbirlerinden ayrılmadıkça (vazgeçmekte) muhayyerdirler. Alıp-satanlar alış-verişi sıdk ve doğruluk üzere yapar (kusuru) beyan ederlerse alış-verişleri her ikisi hakkında da mübarek kılınır. Yalan söylerler (kusurları) gizlerlerse, belli bir kar sağlasalar bile, alış-verişlerinin bereketini kaybederler.” Bir rivayet şöyledir: “Alış-verişlerinin bereketi yok edilir: Yalan yemin malı rağbetli, kazancı bereketsiz kılar.” Buhari, Büyu 19, 22, 44, 46, Müslim, Büyu 47, (532), Ebu Davud, Büyu 53, (3459), Tirmizi, Büyu 26, (1246), Nesai, Büyu 3, (7, 244-245)
- Muâz İbnu Abdûllah İbni Hudeyb’in amcası (r.a) anlatıyor: “Biz bir cemaatte idik. Başında ıslaklık olduğu halde Resûlullah (sav) çıkageldi. Birimiz ona: “Bugün sizi iyi ve ferah görüyoruz” dedi. “Evet! Elhamdülillah öyledir!” buyurdular. Sonra halk zenginlik hususunda sohbete daldılar. Resûlullah (sav): “Muttakî için zenginliğin bir zararı yok!” buyurdular. Devamla: “Ancak dediler, sıhhat, muttaki için zenginlikten daha hayırlıdır. Gönül hoşluğu da bir nimettir.” İbnu Mace Sünen (2141) – Hds 6657)
- Hazreti Câbir İbnu Abdillah (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Tarttığınız zaman tartınızı ağır yapın.” İbnu Mace Sünen (2222) – Hds 6677)
- İbnu Mes’ud (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Faizle malını artırmaya çalışan hiç kimse yoktur ki, işinin akıbeti malının azalmasına müncer olmasın!” İbnu Mace Sünen (2279) – Hds 6696)
- Abdullah İbnu Büsr el-Mâzinî ve Ebu Eyyub Radıyallahu Anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın: “Zahirenizi ölçünüz ki, sizin için bereketlensin” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (2231) – Hds 6681)
- Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) zenginlere koyun-keçi edinmelerini emretti ve buyurdu ki: “Zenginlerin tavuk edinmeleri halinde, Allah, köylerin helak olmasına izin verir.” İbnu Mace Sünen (2307) – Hds 6705)
- Ebu Üseyd es-Sâ’idi (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) Nebit çarşısına gidip ona baktılar ve: “Burası sizi münâsip bir çarşı değildir” buyurdular. Sonra bir başka çarşıya gidip baktılar Yine: “Burası da size uygun bir çarşı değil” buyurdular. Sonra şu çarşıya döndü, içini dolaşıp (tedkik buyurdular) ve: “İşte sizin çarşınız burasıdır! Sakın burası daraltılmasın ve burada (satış ve alış) yapanlardan vergi alınmasın” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (2233) – Hds 6682)
- Selmân (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav): “Kim sabah namazına giderse, imân bayrağıyla gitmiş olur. Kim de çarşıya giderse o da iblis bayrağıyla gitmiş olur” buyurdular. İbnu Mace Sünen (2234) – Hds 6683)
- İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav), Medine ye geldiği vakit, halk ölçü-tartı işinde insanların en kötüsü idi. Bunun üzerine Allah Teâla hazretleri Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline” diye başlayan sureyi indirdi. Bundan sonra ölçü ve tartıyı güzel yaptılar.” İbnu Mace Sünen (2223) – Hds 6678)
- Hazreti Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah ’ı (sav) işittim, buyurdular ki: “Müslümanlara bir gıda maddesinde ihtikarda bulunanı Allah Teâla hazretleri cüzzam ve iflasa mahkum eder.” İbnu Mace Sünen (2155) – Hds 6665)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR