BERİRE
- İslam hukuku konusunda önemli sonuçların çıkmasına vesile olan hanım sahabi.
- İfk hadisesinde Efendimizin (sav) istişare ettiği hanım sahabi.
- İnsanlara nasihat verir, çevresi tarafından sevilirdi.
- İslam ‘da tattıklarını diğer insanların ‘da tatmasını isteyen fedakar hanım.
- Hz. Âişe ‘nin satın alıp azat ettiği mutlu hanım.
Berire‘nin Hayatı
Berire, Mekke’de cahiliye döneminde, Ebu Leheb’in oğlu Utbe’nin câriyesi idi. İslâm nurunun gönülleri aydınlattığı ilk yıllarda Allah’a ve Rasûlüne inanmış, İslâm’la şereflenmiş bir bahtiyardır. İlk evliliğini Mekke’de câriye olduğu günlerde Muğîs adlı siyâhî bir köle ile yapmıştı. Onun bu hayatı, inandığı gibi yaşamasını kısıtlıyordu. İslâm’ı daha hür bir şekilde yaşamak istiyordu. Onun için Allah’a içten, samimi olarak dua ediyordu. Berîre (r.anha) hürriyetine kavuşunca artık Mugîs ile evli kalma mecburiyetinde olmadığını öğrendi ve ondan ayrıldı. Kocası onu çok seviyordu. Berire’nin kendisini terk etmesine dayanamadı. Medine sokaklarında ağlayarak dolaşmaya başladı. Ancak Berire boşanma konusunda kararlıydı. Kocasına dönmedi. Berîre’nin Yezîd b. Muâviye dönemine kadar (60-64/680-683) yaşadığı rivayet edilir.
Berire (r.a) Kimdir?
Utbe bin Ebu Leheb veya ensardan birinin cariyesi idi. Dokuz yılın ardından bedel ödeme karşılığında hürriyetine kavuşmak için efendisiyle anlaşma yapmıştır. Hz. Âişe ‘nin de hizmetinde bulunmuştur. Hz. Âişe ‘ye kendisini satın almasını istemiştir. Sahipleri velayet hakkı kendilerinde kalacağı şartını öne sürünce Hz. Âişe Berire ‘yi satın almaktan vazgeçmiştir. Peygamber Efendimiz (sav) bu olaydan haberdar olunca velayet hakkının parayı ödeyip köleyi azat edenin hakkı olduğunu söylemiş ve bunun üzerine Hz. Âişe Berire ‘yi satın almıştır ve azat etmiştir. Berire bir süre daha Hz. Âişe ‘nin hizmetinde kalmakta devam etmiştir. Berire azat edilmeden önce Muğis b. Cahş adında siyahinin hanımı idi. Berire azat edilince evliliğin sürdürülmesi konusunda dinen serbes olduğunu duyunca kocasıyla daha fazla evli kalmamayı kocasından boşanmayı tercih etmiştir. Muğis ise bu ayrılığa tahammül edemiyordu. Medine sokaklarında ağlayarak dolaşıyordu. Peygamber Efendimize (sav) kendilerini tekrar birleştirmesi konusunda ricada bulundu. Resûlullah (sav) bunun üzerine Berire ‘yi evliliğini devam ettirme konusunda ikna etmeye çalıştı. Berire bu arzunun emir olup olmadığını sordu. Efendimiz (sav) kendisine bunun sadece arabuluculuk yaptığını söyledi. Bunun üzerine Berire boşanma konusunda ısrarcıydı. Kararında dönmedi.
Efendimiz (sav) ile Berire ‘nin arasında geçen konuşma şu şekildedir:
- Peygamber Efendimiz (sav) : “ Keşke tekrar kocana dönsen!”
- Berîre (r.a): “Yâ Rasûlullâh! Böyle yapmamı bana emrediyor musun?
- Resulullah (sav): “ Hayır, sadece aracılık yapıyorum”
- Berire: “Benim ona ihtiyacım yok, dedi.”
( Buhari, Talak 16. Ebu Davud, Talak 21. İbni Mâce, Talak 29.)
Hicretin 9 veya 10. Yılında meydana gelen bu hadiseden ahlâkî ve hukukî bakımdan 300 kadar mesele elde edildiği söylenmiştir. Taberî ve İbn Huzeyme bu konuda birer eser kaleme almışlar (Süyûtî, V, 164), İbn Hacer de Fetḥu’l-bârî’de (IX, 320-326) elde edilen hükümleri özetlemiştir. Bu meselelerin en önemlileri şunlardır:
- Velâyet hakkı, bedelini ödeyip köleyi âzat edene aittir.
- Âzat edilen kadın köle (câriye), kocasından ayrılıp ayrılmama konusunda serbesttir.
- Hürriyetine kavuşan kadın köleler eşlerinden ayrıldıkları takdirde hür kadınlarınki kadar iddet bekleyeceklerdir. 4. Berîre kendisine sadaka olarak verilen bir miktar etten Hz. Âişe’ye hediye etmiş, bu etten yemek isteyen Hz. Peygamber’e -sadaka kabul etmediği dikkate alınarak- etin mahiyeti hatırlatılınca Berîre’ye sadaka olan bir şeyin kendilerine hediye sayılacağını söylemiş, bundan da birine sadaka olarak verilen herhangi bir şeyin o kimse tarafından peygambere hediye edilebileceği sonucu çıkarılmıştır.
Berire‘nin Vefatı
Berire ‘nin Yezid bin Muaviye ‘nin zamanına kadar (680-683) yaşadığı rivayet edilmektedir.