Misafir nedir? Misafir ‘in dindeki yeri nedir? Misafir ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
DİLİN AFETLERİ
Dilin Afetleri nedir? Dilin Afetleri ‘nin dindeki yeri nedir? Dilin Afetleri ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- Resulullah (sav)’dan anlatıyor: “Ademoğlu sabaha erdi mi, bütün azaları, dile temenna edip: “Bizim hakkımızda Allah’tan kork. Zira biz sana tabiyiz. Sen istikamette olursan biz de istikamette oluruz, sen sapıtırsan biz de sapıtırız” derler.” Tirmizi, Zühd 61, (2409)
- Ey Allah’ın Resulü dedim, “uyacağım bir amel tavsiye et bana!” Şu cevabı verdi: “Rabbim Allah’tır de, sonra doğru ol!” “Ey Allah’ın Resulü” dedim tekrar, “Benim hakkımda en çok korktuğunuz şey nedir?” Eliyle dilini tutup sonra: “İşte şu!” buyurdu. Tirmizi, Zuhd 61, (2412)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır konuşsun ya da sussun.” [Tirmizi’nin İbnu Ömer ’den yaptığı diğer bir rivayette, Resulullah (sav): “Kim susarsa kurtulur” buyurmuştur.] Tirmizi, Kıyamet 51, (2502)
- Ali İbnu’l-Huseyn, Ebu Hureyre den (r.a) naklediyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kişinin malayani şeyleri terki İslam’ının güzelliğinden ileri gelir.” Tirmizi, Zühd 11, (2318, 2319), Muvatta, Husnu’l-Hulk 3, (2, 903)
- Bir adam ölmüştü, diğer biri, Resulullah (sav)’ın işiteceği şekilde onun için şöyle söyledi: “Cennet mübarek olsun!” Resulullah (sav) sordu: “Nereden biliyorsun? Belki de o malayani konuştu veya kendisini zengin kılmayacak bir miktarda cimrilik etti!” Tirmizi, Zuhd 11, (2217)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kul (bazen), Allah’ın rızasına uygun olan bir kelamı, ehemmiyet vermeksizin sarf eder de Allah onun sebebiyle cennetteki derecesini yükseltir. Yine kul (bazen) Allah’ın hoşnutsuzluğuna sebep olan bir kelimeyi ehemmiyet vermeksizin sarf eder de Allah, o sebeple onu cehennemde yetmiş yıllık aşağıya atar.” Buhari, Rikak 23, Müslim, Zühd 49, (2988), Muvatta, 4, (985), Tirmizi, Zühd 10, (2315)
- Hazreti Ebu Bekr (r.a), Zeynep adında Ahmesli bir kadının yanına girmişti. Onun için hiç konuşmadığını gördü: “Nesi var, niye konuşmuyor?” diye sordu. Oradakiler: “Hiç konuşmadan hacc yapıyor!” dediler. Hazreti Ebu Bekr kadına: “Konuş. Zira bu yaptığın helal değil, bu cahiliye işidir” dedi. Kadın da konuşmaya başladı. Önce: “Sen kimsin?” diye sordu. Hazreti Ebu Bekir: “Muhacirlerden biriyim!” dedi. “Hangi muhacirlerdensin?” “Kureyş’ten.” “Kureyş’ten kimlerdensin.” “Oo! Sen çok soru sordun! Ben Ebu Bekr’im.” “Allah’ın cahiliyeden sonra bize lütfettiği bu güzel din üzerine ne kadar baki kalacağız?” “İmamlarınız müstakim (doğru yolda) olduğu müddetçe bakisiniz.” “İmamlar ne demek?” “Kavmindeki reisler ve eşraflar var ya, halka emrederler, halk da onlara itaat eder?” “Evet!” “İşte onlar imamlardır.” Buhari, Menakıbu-l Ensar 26
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Münafığa “efendi” demeyin. Zira eğer o, seyyid olursa Allah’ı kızdırırsınız.” Ebu Davud, Edeb 83, (4977)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ademoğlunun, emr-i bi’l-ma’ruf veya nehy-i ani’l-münker veya Allah Teala hazretlerine zikir hariç bütün sözleri lehine değil, aleyhinedir.” Tirmizi, Zühd 63, (2414)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah Teala hazretleri, insanlardan, sığırların dilleriyle toplamaları gibi, dilleriyle toplayan belagat sahiplerine buğzeder.” Tirmizi, Edeb 82, (2857)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim, insanların kalbini çelmek için kelamın kullanılışını öğrenirse, Allah kıyamet günü, ondan ne farz ne nafile hiçbir ibadetini kabul etmez!” Ebu Davud, Edeb 94, (5006)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kelamda ileri gidenler helak oldular! Kelamda ileri gidenler helak oldular! Kelamda ileri gidenler helak oldular!” Müslim, İlm 7, (2670), Ebu Davud, Sünnet 6, (4609)
- Meşrık cihetinden iki adam geldi ve bir hitabede bulundular. Onların beyanlarındaki güzellik herkesin hoşuna gitti. Bunun üzerine Resulullah (sav): “Beyanda mutlaka bir sihir var!” buyurdular. Buhari, Tıbb 51, Muvatta, Kelam 7, (2, 986), Ebu Davud, Edeb 94, (5007), Tirmizi, Birr 81, (2029)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ben, haklı bile olsa münakaşayı terk eden kimseye cennetin kenarında bir köşkü garanti ediyorum. Şaka bile olsa yalanı terk edene de cennetin ortasında bir köşkü, ahlakı güzel olana da cennetin en üstünde bir köşkü garanti ediyorum.” Ebu Davud, Edeb 7, (4800)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sana günah olarak, husumeti devam ettirmen yeterlidir (çünkü bu, gıybete kapı açar).” Tirmizi, Birr 58, (1995)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden kimse: “Ramazan’ın tamamında (namaza) kalktım, tamamında orucumu tuttum” demesin.” [Hadisi Ebu Bekre’den rivayet eden Hasan Basri der ki): “Bilemiyorum, Resulullah (sav) bu sözüyle kişinin nefsini tezkiye etmiş olmasını mı mekruh addetti veya “uyumak da lazım yatmak da” mı demek iste)di?”] Ebu Davud, Savm 47, (2415), Nesai, Sıyam 6, (4, 130)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sakın biriniz: “Nefsim pis oldu!” demesin, aksine: “Nefsim kötü oldu” desin.” Buhari, Edeb 100, Müslim, Elfaz 17, (2251), Ebu Davud, Edeb 84, (4978)
- İmam Malik’e Yahya İbnu Said’den ulaştığına göre “Hazreti İsa yolda bir domuza rastlar. Ona: “Selametle yoldan çekil!” der. Yanında bulunanlar: “Bunu şu domuz için mi söylüyorsun.?” Diye sorarlar. (O ise domuz kelimesini diliyle telaffuz etmekten çekindiğini ifade eder ve): “Ben, dilimin çirkin şeyi söylemeye alışmasından korkuyorum!” cevabını verir.” Muvatta, Kelam 4, (2, 985)
- Resulullah (sav) bir adamdan kendisine menfi bir söz ulaştığı vakit: “Falan niye böyle söylemiş?” demezdi. Fakat: “İnsanlara ne oluyor da şöyle şöyle söylüyorlar?” derdi. Ebu Davud, Edeb 6, (4788)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah’ın zikri dışında kelamı çok yapmayın. Zira, Allah’ın zikri dışında çok kelam, kalbe kasvet (katılık) verir. Şunu bilin ki, insanların Allah’a en uzak olanı kalbi katı olanlardır.” Tirmizi, Zühd 62, (2413)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ümmetimde dört şey vardır, cahiliye işlerindendir, bunları terk etmeyeceklerdir: 1-Haseble iftihar, 2-Nesebi sebebiyle insanlara ta’n, 3-Yıldızlardan yağmur bekleme, 4-(Ölenin ardından) matem!” Resulullah sözlerine şöyle devam etti: “Matemci kadın, şayet tevbe etmeden ölecek olursa, kıyamet günü üzerinde katrandan bir elbise, uyuzlu bir gömlek olduğu halde (kabrinden) kaldırılır.” Müslim, Cenaiz 9, (934)
- Bir adam, Resulullah (sav)’ın huzuruna girmek için izin istemişti. Resûlullah (sav): “Bir aşiretin kardeşi ne kötü!” buyurdu. Ama adam girince ona iyi davrandı, yumuşak sözle hitap etti. Adam gidince: “Ey Allah’ın Resulü! Adamın sesini işitince şöyle şöyle söyledin. Sonra yüzüne karşı mültefit oldun, iyi davrandın” dedim. Şu cevabı verdi: “Ey Aişe! Beni ne zaman kaba buldun? Kıyamet günü, Allah Teala hazretlerinin yanında mevkice insanların en kötüsü, kabalığından korkarak halkın kendini terk ettiği kimsedir.” Buhari, Edeb 38, 48, Müslim, Birr 73, (2591), Muvatta, Hüsnü’l-Hulk 4, (2, 903, 904), Ebu Davud, Edeb 6, (4791, 4792, 4793), Tirmizi, Birr 59, (1997)
- Resulullah (sav)’ın yanında bir adam bir hitabede bulundu ve dedi ki: “Kim Allah ve Resulü’ne itaat ederse doğru yolu bulmuştur, kim de o ikisine isyan ederse doğru yoldan sapmıştır.” Resulullah (sav): “Sen ne kötü hatipsin. Şöyle söyle: “…Kim Allah ve Resulüne isyan ederse…” buyurdular. Müslim, Cum’a 48, (870), Ebu Davud, Edeb 85, (4981), Salat 229, (1099), Nesai, Nikah 40, (6, 90)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah’ın istediği ve falanın istediği” demeyin, lakin şöyle deyin: “Allah’ın istediği , sonra da falanın istediği.” Ebu Davud, Edeb 84, (4980)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Bir kimsenin “İnsanlar helak oldu!” dediğini duyarsanız, bilin ki o, kendisi, herkesten çok helak olandır.” Müslim, Birr 139, (2623), Muvatta, Kelam 2, (2, 989), Ebu Davud, Edeb 85, (4983)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır, günahı aleni işleyenler hariç. Kişinin geceleyin işlediği kötü bir ameli Allah örtmüştür. Ama, sabah olunca o: “Ey falan, bu gece ben şu şu işleri yaptım!” der. Böylece o, geceleyin Allah kendini örtmüş olduğu halde, sabahleyin, üzerindeki Allah’ın örtüsünü açar. İşte bu, günah, aleni işlemenin bir çeşididir.” Buhari, Edeb 60, Müslim, Zühd 52, (2990)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Halka kıssa (mevize, nasihat) anlatma işini emir veya (emirin tayin edeceği) memur veya tekebbür sahibi yapar.” Ebu Davud, İlm 13, (3665)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR