Âlim nedir? Âlim ‘in dindeki yeri nedir? Âlim ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
ZEBAİH (KESİMLER)
Zebaih nedir? Zebaih ‘in dindeki yeri nedir? Zebaih ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- Yezîd İbnu Abdi’l-Müzenî (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Oğlan çocuk için akika kurbanı kesilir, çocuğun başına kurban kanı değdirilmez.” İbnu Mace Sünen (3166) – Hds 6936)
- Uveymir İbnu Eşkar ‘ın (r.a) anlattığına göre, “Kurbanını bayram namazından önce kesmiş, sonra da durumu Resûlullah ‘a (sav) açmıştır. Resûlullah ‘da (sav) kendisine: “Kurbanını iade et (yeniden kes, o kurban yerine geçmez)” cevabında bulunmuştur.” İbnu Mace Sünen (3153) – Hds 6934)
- İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “(İslâm’da) ferâ’a ve atîre kurbanı kesmek yoktur.” İbnu Mace Sünen (3169) – Hds 6937)
- Resulullah (sav) buyurdu ki: “Allah Teala hazretleri, her şeyde iyiliği emretmiştir. Öyleyse öldürdüğünüz zaman öldürmeyi iyi yapın. Kesecek olursanız kesmeyi iyi yapın. Bıçağın ağzını bileyin. Hayvana (zahmet vermeyin) rahat ettirin.” Müslim, Sayd 57, (1955), Tirmizi, Diyat 14, (1409), Ebu Davud, Edahi 12, (2815), Nesai, Dahaya 22, (7, 227), İbnu Mace, Zebaih 3, (3170)
- Resulullah (sav) şeytan kurbanından (şerita) men etti. “ Dendi ki şerita, boğazından sadece deri kısmının kesilip, boyun damarı kesilmeden ölmeye terkedilen (kurbanlık) hayvandır.” Ebu Davud, Edahi 17, (2826)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Haksız yere bir kuş veya daha küçük bir hayvan öldüren insana Allah mutlaka onun hesabını soracaktır.” Kendisine: “Onun hakkı da nedir?” diye sorulunca: “Onu keser ve yer. Başını kesip atmaz!” diye cevap verdi. Nesai, Sayd 34, (7,239)
- Resulullah (sav) Medine’ye geldiği zaman, Medineliler, (diri olan) devenin hörgücünü kesiyorlar ve koyunların da kuyruklarını koparıyorlar ve bunları yiyorlardı. Bu durum üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Hayvan diri iken ondan her ne kesilmiş ise, bu meyte (iaşe) hükmündedir, yenilmez.” Dedi. Tirmizi, Et’ime 4, (1480), Ebu Davud, Sayd 3, (2858), İbnu Mace, Sayd 8, (3216)
- Ebu Sa’î’di’l-Hudrî (r.a) anlatıyor: “Resûlullah ‘a (sav) koyunu kulağından tutarak yeden bir adam uğradı. Resulullah (sav) hemen müdahale ederek: “Hayvanın kulağını bırak da boynunun kenarından tut!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (3171) – Hds 6938)
- Abdullah İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) bıçakların bilenmesini ve hayvanlara gösterilmemesini emretti ve şu tenbihte bulundu: “Biriniz hayvan boğazlayınca boğazlamayı hızlı yapsın.” İbnu Mace Sünen (3172) – Hds 6939)
- Ebu’l Uşera Üsame İbnu Malik İbnu Kahtam babasından anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü,” dedim, “kesme işi sadece boğazdan ve gırtlaktan (lebbe) değil midir, (hayvanın başka yerinden de olur mu?)” Şu cevabı verdi: “(Mızrağını hayvanın) dizine saplarsan sana o da kifayet eder.” (Tirmizi: “Bu, zaruret haline mahsustur” der. Ebu Davud da: “Bu, (yüksekten) düşen bir hayvanın kesimiyle ilgilidir” demiştir) Tirmizi, Et’ime 5, (1481), Ebu Davud, Edahi 16, (2825), Nesai, Dahaya 25, (7, 228)
- Elinde (tasarrufunda) olduğu halde (normal kesişten) seni aciz bırakan şey av gibidir.” (Yine İbnu Abbas), kuyuya düşen bir deve hakkında: “Neresinden gücün yeterse kes!” demiştir. Hazreti Ali, İbnu Ömer ve Hazreti Aişe Radıyallahu Anh de bu görüşte idiler. İbnu Abbas, İbnu Ömer ve Enes (r.a): “Boğazdan kesmeye başlayınca (acele sebebiyle) başı kopuverse bunda bir beis yok. Ancak, ense tarafından kesilmişse yenmez, baş kopsa da kopmasa da fark etmez” demiştir. Buhari, Zebaih 23, (Bir babın başlığında zikretmiştir)
- Resulullah (sav)’e sorularak dendi ki: “Biz deve, sığır ve davarı karınlarında cenin olduğu halde boğazlıyoruz. Cenini yiyelim mi, atalım mı?” Şu cevabı verdi: “Dilerseniz yiyin. Zira onların tezkiyesi (temiz ve helal olmaları) annelerinin tezkiyesine tabidir.”. Ebu Davud, Edahi 18, (2827), Tirmizi, Et’ime 2,(1476)
- Bir deve kesildiği zaman karnındaki yavrunun tezkiyesi, devenin tezkiyesine tabidir, yeter ki yavrunun hilkati (bütün uzuvlarının çıkmasıyla) tamamlanmış, tüyleri de bitmiş olsun. Yavru annenin karnından çıkınca (yine de hemen) kesilir, ta ki içteki kan çıksın.” Muvatta, Zebaih 8, (2,490)
- Bir seferde Resulullah (sav) ile birlikte idik. (Bu esnada) bir deve huysuzluk edip kaçtı. Peşine düştüler. Ama takipçileri yordu. Bir adam deveye bir ok gönderdi. Derken Allah (cc) onu durdurdu. Resûlullah (sav) Efendimiz: “Bu hayvanların kaçkınları var, tıpkı vahşi kaçkınlar gibi. Onlardan biri size galebe çalacak olursa, ona böyle davranın!” dedi. Ben, “Ey Allah’ın Resulü, biz yarın düşmanla karşılaşacağız, yanımızda (hayvan kesecek) bir bıçağımız yok. (Hin-i hacette) kamışla keselim mi?” diye sordum. Bana: “Bolca kanı akıtılan ve üzerine Allah’ın ismi zikredilenin etini yiyiniz. Diş ve tırnak(la kesmek caiz) değildir. Size (bunun sebebini) söyleyeceğim, “Diş kemiktir, tırnak ise, Habeşlilerin bıçağıdır.” Buhari, Şirket 3, 16, Cihad 191, Zebaih 15, 18, 20, 23, 36, 37, Müslim, Edahi 21, (1968), Tirmizi, Ahkam 5, (1491, 1492), Ebu Davud, Edahi 15, (2821), Nesai, Dahaya 20, 21, 26, (7, 226, 227)
- Ka’b İbnu Malik (r.a) bir oğlundan, İbnu Ömer’e anlatırken şunları işitmiştir: “Babası kendisine haber vermiştir ki: Davar güden cariyeleri, bir koyunun ölmek üzere olduğunu görmüş, derhal bir taş kırarak, onunla koyunu kesmiştir. Babası ailesine: “Ondan yemeyin. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e sorayım” demiş ve sormuştur. Resulullah (sav) yemelerini emretmiştir.” Buhari, Zebaih 18,19, Vekalet 4, Muvatta, Zebaih 4, (2, 489)
- Kavmimden biri bir veya iki tavşan avladı. Bunları taşla kesti. Resulullah (sav)’dan soruncaya kadar astı. Efendimiz (sav) yemesini emretti.” Tirmizi, Zebaih 1, (1472)
- Beni Hariseli bir adamdan rivayet eder ki: “Bu zat bir sağmal deveyi gütmekte iken ölmek üzere olduğunu fark eder. Beraberinde, hayvanı kesebilecek bir şey de bulamaz. Eline geçirdiği bir kazığı devenin ümmüğüne saplar, kanını akıtır. Sonra durumu Resulullah (sav)’e haber verir. Efendimiz yemesini söyler.” Muvatta, Zebaih 3, (2, 489), Ebu Davud, Edahi 16, (1823), Nesai, Dahaya 19, (7, 226)
- Bir kurt bir koyunu dişlemişti, derhal keskin bir taşla kestiler. Resulullah (sav) yenmesine ruhsat verdi. Nesai, Dahaya 18, (7,225)
- Hazreti Câbir (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) kurban ettiği her deveden bir parça etin alınmasını emretti. Toplanan etler bir çömleğe konulup pişirildi. Sonra Resûl-i Ekrem (sav) ve beraberindekiler etten yediler ve et suyundan içtiler.” İbnu Mace Sünen (3158) – Hds 6935)
- Hazreti Ebu Bekr (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (sav) bana ve Ömer’e “Bizimle birlikte el-Vâkıfî’ye gelin” buyurdular. Biz de ay ışığında gittik, bahçeye kadar ulaştık. Bize: “Merhaba, hoş geldiniz” dediler. Sonra bıçağı alarak davar sürüsünün içerisinde dolaştı. Resulullah (sav) bu esnada: “Sağmal olandan sakın!” veya “Süt sahibi olandan” dedi. İbnu Mace Sünen (3181) – Hds 6940)
- Resulullah (sav)’e soruldu: “Halk bize et getiriyor, kesilirken besmele çekilip çekilmediğini bilmiyoruz, ne yapalım?” “Siz besmele çekin, yiyin!” cevabını verdi. Buhari, Sayd 21, Büyu 5, Tevhid 13, Muvatta, Zebaih 1, (2, 488), Ebu Davud, Edahi 19, (2829), Nesai, Dahaya 39, (7,237)
- Resulullah (sav) mücesseme’nin yenmesini yasakladı, Mücesseme ok atışlarında hedef olarak kullanılan hayvandır. Keza halisanın yenmesini de yasakladı. Halisa, kurdun kaçırdığı, fakat ondan kurtarılan hayvandır.” [Bir rivayetin “Ok atışlarına hedef olarak kullanılan hayvan” ibaresine kadar olan kısmı Tirmizi’de gelmiştir. Tirmizi, Et’ime 1, (1473).
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR