Cenabetten gusül abdesti nasıl alınır? Cenabetten gusül alarak kurtulabilirmiyim? Cenabetten gusül ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
TAHARET (TEMİZLİK)
Taharet (temizlik) nedir? Taharet (temizlik) ‘in dindeki hükmü nedir ? Taharet (temizlik) ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- Resulullah (sav)’ın kızı Rukiye (r.a)’nin cariyesi Ümmü Ayyaş (r.a) demiştir ki: “Resulullah (sav) oturuyor olduğu halde ben kendim ayakta olduğum halde gerekli hizmetleri yaparak ona abdest aldırırdım.” İbnu Mace Sünen (392) – Hds 6113)
- Ebu Saidi’l-Hudri (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav)’a namazda abdestin bozulduğuna dair düşülecek şüpheden sorulmuştu, şöyle cevap verdi: “Kulağına bir ses, burnuna bir koku gelinceye kadar namazdan ayrılmasın.” İbnu Mace Sünen (514) – Hds 6156)
- Muhammed İbni Amr İbnu Ata rahimehullah anlatıyor: “Ben, Saib İbnu Yezid’i elbisesini koklarken gördüm ve: “Bunu niçin yapıyorsun?” diye sordum. Bana: “Resulullah (sav)’ın “Abdest, koku veya işitmek sebebiyle vacip olur!” dediğini işittim, bunun için kokluyorum” dedi. İbnu Mace Sünen (516) – Hds 6157)
- Selmanu’l-Farisî (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) abdest aldılar. Sonra üzerindeki yün cübbesini ters çevirip iç tarafıyla yüzlerini sildiler.” İbnu Mace Sünen (468) – Hds 6139)
- İbnu Abbas (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav), ne abdest suyunu hazırlama ve dökme işini ne de sadaka dağıtma işini başkasına bırakmaz, bizzat yapardı.” İbnu Mace Sünen (362) – Hds 6105)
- Abdullah İbnu Muhammed, babası tarikiyle dedesi Akil’den naklediyor: “Resulullah (sav): “Abdeste bir müdd, gusle de bir sa’ su yeterlidir” buyurmuştu” dedi. Bunun üzerine orada bulunan bir zat Akil’e: “Bu kadar su bize yetmez” diye itiraz etti. Akil de: “Bu kadar su senden daha hayırlı, saçı da senden daha çok olan Zat’a yetti” diye cevap verdi. Burada kastettiği kimse Resulullah (sav) idi.” İbnu Mace Sünen (270) – Hds 6073)
- Ebu Gutayf el-Huzelî anlatıyor: “Abdullah İbnu Ömer’i, mesciddeki ders halkasında dinlemiştim. Namaz vakti girince, kalkıp abdest aldı ve namaz kıldı, sonra tekrar tedris halkasına döndü. İkindi vakti olunca, yine kalkıp abdest aldı, namaz kıldı, tekrar yerine geldi. Akşam vakti girince, kalkıp abdest aldı ve namaz kıldı, sonra yerine geldi. Ben: “Allah seni ıslah buyursun, her namaz girince abdest almak farz mı sünnet mi?” dedim.” Sen hep beni ve yaptığımı mı gözetledin?” dedi. “Evet!” dedim. Bunun üzerine: “Hayır” dedi ve açıkladı: “Eğer sabah namazı için abdest alsam onunla bütün namazları kılabilirim, bu caizdir, yeter ki abdestimi bozmamış olayım. Ancak Resulullah (Aleyhissalâtu Vesselâm)’ın: “Kim abdest üzerine abdest alırsa ona on hasenat vardır” dediğini işittim de bu hasenelere talip oldum.” İbnu Mace Sünen (512) – Hds 6155)
- Ebu Ümame (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) abdest bozma hususunda darlanan kimseye abdestini bozmadan namaz kılmayı yasakladı.” İbnu Mace Sünen (617) – Hds 6177)
- Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden kimse abdest bozma sıkıntısı varken namaza durmasın.” İbnu Mace Sünen (618) – Hds 6178)
- Biz, yollarda ayağa bulaşan pislik sebebiyle abdest tazelemezdik. Ebu Davud, Taharet 81, (204), İbnu Mace, İkamet 67, (1041)
- Bir adam izarını salmış olarak namaz kılarken, Resulullah (sav) ona: “Git, abdest al!” ferman buyurdu. Adam gitti abdest aldı, sonra gelip tekrar namaza durdu. Resulullah (sav) tekrar: “Git abdest al!” emretti. Adam gitti, abdest aldı, geri geldi. Bir adam: “Ey Allah’ın Resulü, ona niye abdest almasını emir buyurdunuz?” diye sordu. “O,” dedi, “izarını sarkıtmış olarak namaz kılıyordu. Allah izarını sarkıtan erkeğin namazını kabul buyurmaz.” Ebu Davud, Libas 28 (4086)
- Hz. Sevban (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Her hususta dosdoğru istikamet üzere olun; meyletmeyin. Ama buna güç yetiremezsiniz. Öyleyse bilin ki, en hayırlı ameliniz namazdır. Kamil mü’minden başkası abdesti (hakkı ile) muhafaza edemez.” İbnu Mace Sünen (277) – Hds 6075)
- Ebu Ümame (r.a), Resulullah ’tan naklen anlatmıştır: “İstikamet üzere olun! İstikamet üzere olsanız, bu ne iyidir! Amellerinizin en hayırlısı namazdır. Abdesti ancak kâmil mü’minler (hakkıyla) muhafaza ederler.” İbnu Mace Sünen (279) – Hds 6076)
- Hazreti Enes (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav)’ı şöyle derken işittim: “Allah, temizlik olmadan namazı, çalınan maldan da sadakayı kabul etmez.” İbnu Mace Sünen (273) – Hds 6074)
- Ebu Saîd (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Üzerine besmele çekmeyenin abdesti yoktur.” İbnu Mace Sünen (397) – Hds 6115)
- Sehl İbnu Sa’d es Saîdî (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Abdesti olmayanın namazı yoktur. Abdest alırken Allah’ın ismini zikretmeyenin de abdesti yoktur. Resulullah’a salat u selam okumayanın da namazı yoktur. Keza Ensar’ı sevmeyenin de namazı yoktur.” İbnu Mace Sünen (400) – Hds 6116)
- Ebu Saidi’l-Hudrî (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav)’ın şöyle söylediğini işittim: “Yaptığınız taktirde Allah’ın günahlarınızı affedip, sevabınızı artırdığı ameli size söyleyeyim mi? ”Evet ey Allah’ın Resulü, söyleyin!” dediler.” Sıkıntıya rağmen abdesti mükemmel yapmak, mescitlere çok yürümek, bir namazdan sonra müteakip namazı beklemek.” İbnu Mace Sünen (427) – Hds 6125)
- İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) abdest alan bir adam görmüştü: “İsraf etme! İsraf etme!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (424) – Hds 6123)
- Abdullah İbnu Amr (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav), abdest almakta olan Sa’d’a uğramıştı: ”Bu israf da ne?” buyurdular. Sa’d: “Abdestte dahi israf olur mu?” dedi. Resûlullah (sav):”Evet! Cevabını verdi, akan bir nehir üzerinde olsan bile!” İbnu Mace Sünen (425) – Hds 6124)
- Zeyd İbnu Harise anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Cebrail (a.s) bana abdesti öğretti. Bu meyanda bana, abdestten sonra, çıkacak bevl (sızıntısından hasıl olacak vesveseyi önleme) için elbisemin altına su serpmemi emretti.” İbnu Mace Sünen (462) – Hds 6137)
- Hazreti Cabir (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) abdest aldı ve fercine ön tarafına su serpti.” İbnu Mace Sünen (464) – Hds 6138)
- Hazreti Enes anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim abdest alınca onu mükemmel kılar, sonra da üç kere: “Eşhedü enla ilahe illallalhu vahdehu la şerike leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resulühü” derse, kendisine cennetin sekiz kapısı açılır, dilediğinden içeri girer.” İbnu Mace Sünen (469) – Hds 6140)
- Yezid İbnu Ebi Malik’ten rivayet edildiğine göre, “Enes İbnu Malik (r.a) ellerini kulaklarının üstüne koyarak: “Resulullah (sav)’ın: “Ateşte pişen şeyi yiyince abdest alın” dediğini işitmemişsem kulaklarım sağır olsun!” derdi.” İbnu Mace Sünen (487) – Hds 6147)
- Hz. Cabir (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav), Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer ekmek ve et yediler ve abdest tazelemediler.” İbnu Mace Sünen (489) – Hds 6148)
- Süveyd İbnu Nu’man el-Ensari’nin anlattığına göre, “Ashaptan bir grup Resulullah (sav) ile birlikte Hayber’e hareket ederler. Yolda Sahba nam mevkiye gelince ikindi kılınır. Aleyhissalâtu vesselâm yiyecek talep eder. Sadece kavud çıkarılır. Onlar yenilir, içilir. Sonra su talep eden Resulullah ağzını çalkayıp cemaate akşam namazı kıldırır.” İbnu Mace Sünen (492) – Hds 6149)
- Ebu Hureyre mescitte abdest alırken yanına Abdullah İbnu Karız gelir. Ona, Ebu Hureyre şu açıklamayı yapar: “Bir keş (kurumuş çökelek) parçası yedim, bu sebeple abdest alıyorum. Çünkü ben Resulullah (sav)’ın “Ateşte pişen şeyler yiyince abdest alın” dediğini işittim. ”Bu, Müslim’in lafzıdır. Müslim’de Hz. Aişe’den de buna benzer bir rivayet mevcuttur. Müslim, Hayz 90, (352), Nesai, Taharet 122, (1, 105, 106), Tirmizi, Taharet 58, (79), Ebu Davud, Taharet 76, (194)
- Resulullah (sav) koyun budu yedi ve namaz kıldı, abdest almadı. Buhari ’nin bir başka rivayetinde: “Tencereden eliyle etli kemik aldı” denmiştir. Müslim’in bir rivayetinde: “Budu kemirdi, sonra namaz kıldı, abdest tazelemedi” denmiştir. Buhari, Vudu 50, Et’ime 18, Müslim, Hayz 91, (354), Muvatta, Taharet 91, (1, 25), Ebu Davud, Taharet 75, (187), Nesai, Taharet 123, (1, 108)
- Resulullah (sav)’ı gördüm, elindeki koyun budundan parça kesiyordu, ezan okundu. Hemen et dildiği bıçağı bırakıp namaza koştu, abdest almadı. Buhari, Vudu 50, Ezan 43, Cihad 92, Etime 20, 26, Müslim, Taharet 92, (355), Tirmizi, Et’ime 33, (1837)
- Resulullah (sav) çıktı, beraberinde ben de vardım. Ensar dan bir kadına uğradı. Kadın ona bir koyun kesti. Bir tabak taze hurma getirdi, ondan yiyip sonra öğle için abdest aldı ve namaz kıldı. Sonra namazdan ayrıldı. Kadın ona koyundan arta kalan bir şeyler getirdi. Resulullah (sav) onu da yiyip ikindiyi kıldı, bu sırada abdest almadı. (Bu Tirmizi’nin lafzıdır. Ebu Davud ve Nesai ’nin rivayetinde: “Resulullah ’ın son iki icraatından biri, ateşin değiştirdiğinden abdest almayı terk etmekti” denmiştir. Muvatta, Taharet 25, (1, 27), Tirmizi, Taharet 59, (80), Ebu Davud, Taharet 75, (191,192), Nesai, Taharet 23, (1, 108)
- Abdullah İbnu’l’Haris İbni Cez’ Radıyallahu Anh, Mısır’a yanımıza geldi. Kendisi Resulullah (sav)’ın ashabından idi. Mısır Camii’nde şu hadisi anlatırken işittim: “Ben öyle hatırlıyorum ki, Resulullah (sav)’la bir adamın evinde oturan yedi kişiden yedincisi veya altıdan altıncısıydım. Derken Bilal (r.a) geçti ve ezan okudu. Biz de çıktık. Giderken bir adama uğradık, tenceresi ateş üstündeydi. Resulullah (sav) ona: “Tenceren yeterince pişti mi?” diye sordu. Adam: “Evet, annem babam sana feda olsun!” dedi. Resulullah bunun üzerine bir parça aldı. Çiğnemesi devam ederken namaz için iftitah tekbiri aldı. Ben bu sırada ona bakıyordum.” Ebu Davud, Taharet 75, (193)
- Hayber Seferine Resulullah (sav) ile birlikte çıktık. Hayber yakınlarında olan Sahba’ya vardığımız zaman Resulullah (sav) ikindi namazı kıldı. Namaz bitince yiyecek getirilmesini ferman buyurdu. Sadece kavut getirilmişti. Bunun su ile ıslatılmasını emir buyurdu. Resulullah (sav) da, biz de ondan yedik. Sonra akşam namazına kalktı. Ağzını mazmaza etti. Biz de ağızlarımızı mazmaza ettik. Fakat abdest almadı. Buhari, Vudu 51, 54, Cihad 123, Megazi 35, 38, Et’ime 7, 9, 51, Muvatta, Taharet 20, (1, 26), Nesai, Taharet 124, (1, 108,109)
- Mikdam İbnu Ma’diker (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav), abdest aldı ve ayaklarını üçer sefer yıkadı.” İbnu Mace Sünen (457) – Hds 6135)
- Rübeyyi’ (r.a) anlatıyor: “İbnu Abbas (r.a) bana gelerek, şu malum hadisten sordu. -Burada Rübeyyi’ “Resulullah abdest aldı ve ayaklarını yıkadı” şeklinde yaptığı rivayeti kasteder- ve bana dedi ki: Halk (yani bütün Ashab-ı Kiram) ayakları yıkamaktan başka bir şeyi caiz görmezler. Halbuki ben, Kitabullah ’ta sadece mesh görüyorum.” İbnu Mace Sünen (458) – Hds 6136)
- Hz. Ömer (r.a) anlatıyor: “Ben ayakta akıtırken Resulullah (sav) beni gördü ve: “Ey Ömer! Ayakta akıtma!” buyurdu. Ondan sonra bir daha ayakta akıtmadım.” İbnu Mace Sünen (308) – Hds 6083)
- Hz. Cabir İbnu Abdullah anlatıyor “Resulullah (sav) ayakta akıtmayı yasakladı. Muhammed İbnu Yezid Ebu Abdullah’ı dinledim, diyordu ki: “Ahmed İbnu Abdurrahman el-Mahzûmî’yi işittim, diyordu ki: “Süfyanu’s-Sevrî, Hazreti Aişe’den rivayet edilen “Ben Aleyhissalâtu vesselâm’ı ayakta akıtırken gördüm” hadisi hakkında: “Bu işi erkek, Hazreti Aişe’den daha iyi bilir” dedi. İbnu Mace Sünen (309) – Hds 6084)
- Hz. Aişe (r.a) anlatıyor: “Ben ve Resulullah (sav) ikimiz de tek bir kaptaki sudan abdest alırdık. Bundan önce suya kedinin değdiği de olurdu.” İbnu Mace Sünen (368) – Hds 6106)
- Seleme İbnu’l-Ekva (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav)’ı abdest alırken gördüm, başını bir kere mesh etmişti.” İbnu Mace Sünen (437) – Hds 6129)
- Hz. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Bir adam, Resulullah bevlederken, yanından geçti ve selam verdi. Resûlullah (sav), selamına karşılık vermedi. İşi bitince, ellerini yere vurup teyemmüm etti, sonra selama mukabelede bulundu.” İbnu Mace Sünen (351) – Hds 6100)
- Hazreti Cabir İbnu Abdullah (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) küçük abdest bozmakta iken bir adam yanına geldi ve selam verdi. Resulullah ona: “Beni bu halde görünce selam verme! Zira sen bu durumda selam da versen ben senin selamına mukabele etmem!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (352) – Hds 6101)
- Ebu Saidi’l-Hudri (sav) anlattığına göre, “Kendisi geceleyin cünüp olur, o halde uyumak ister. Resulullah (sav) ise , ona abdest alıp öyle uyumasını emreder.” İbnu Mace Sünen (586) – Hds 6172)
- İbnu’l-Firâsî anlatıyor: “Ben ava çıkmıştım. Yanımda içine su koyduğum bir kırbam vardı. Deniz suyu ile abdest aldım. Durumu Aleyhissalâtu vesselâm’ a sordum. Bana: “Denizin suyu temizdir, meytesi ölüsü de helaldir!” cevabını verdi.” İbnu Mace Sünen (387) – Hds 6112)
- Resulullah (sav)’e, meytenin zekatından (kendiliğinden ölen hayvanın derisinin nasıl temiz kılınacağından) sorulmuştu. “Meytenin zekatı (temiz kılınması) onun debbağlanmasıdır” diye cevap verdi. Muvatta, Sayd 18, (2, 498), Ebu Davud, Libas 41, (4124), Nesai, Fera ve’l-Atire 9, (7,174)
- Bizim bir koyunumuz öldü. Derisini debbağladık. Sonra eskiyinceye kadar içerisinde nebiz yaptık. Buhari, Eyman 21, Nesai, Fera ve’l-Atire 9, (7,173)
- Resulullah (sav), ölümünden bir ay önce Cüheyne kabilesine şöyle yazdı: “Meytenin ne deri ne de sinirinden istifade etmeyin.” (Tirmizi’nin rivayetinde “ ölümünden iki ay önce…” şeklinde gelmiştir) Ebu Davud, Libas 42, (4127,4128), Tirmizi, Libas 7, (1729), Nesai, Fera ve’l-Atire 10, (7,175)
- Resulullah (sav) yırtıcı hayvanların derilerini kullanmayı yasakladı. Ebu Davud, Libas 43, (4132), Tirmizi, Libas 37, (1771), Nesai, Fera ve’l-Atire 12, (7,176)
- Üseyd İbnu Hudayr (r.a) anlatıyor: Resulullah (sav) buyurdular ki: ”Koyun sütünü içince abdest almayın, deve sütünü içince abdest alın.” İbnu Mace Sünen (496) – Hds 6150)
- Abdullah İbnu Amr anlatıyor: “Resulullah (sav): “Devenin etini yiyince abdest alın, koyunun etini yiyince abdest almayın. Deve sütü içince de abdest alın, koyun sütü içince abdest almayın; koyun ağılında namaz kılın, deve ağıllarında namaz kılmayın!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (497) – Hds 6151)
- Bir adam Resulullah (sav)’e gelerek: “Koyun eti sebebiyle abdest alayım mı?” diye sordu: “Dilersen abdest al, dilemezsen alma!” diye cevap verdi. Adam bunun üzerine: “Deve eti sebebiyle abdest alayım mı?” diye sordu. Resulullah (sav) bu sefer: “Evet, deve eti sebebiyle abdest al!” cevabını verdi. Adam tekrar: “Koyun ağıllarında namaz kılayım mı?” diye bir başka sual sordu: “Evet!” cevabını aldı. Tekrar sordu: “Pekala, deve ağıllarında namaz kılayım mı?” “Hayır” buyurdu Resulullah (sav). Müslim, Hayz 97, (360)
- Resulullah (sav) şöyle demiştir: “Deve ağıllarında namaz kılmayın, çünkü onlar şeytandandır. Koyun ağıllarından soruldu: “Oralarda kılın, çünkü onlar berekettir” buyurdular. Ebu Davud, Taharet 72, (184), Tirmizi, Taharet 60, (81)
- İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden kimse akar olmayan durgun suya küçük abdestini bozmasın.” İbnu Mace Sünen (345) – Hds 6098)
- İbnu Mes’ud (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden kimse açık arazide veya kendisini örtmeyen bir dam üstünde gusül yapmasın. O, kimseyi görmese de, kendisi ruhaniler tarafından görülmektedir.” İbnu Mace Sünen (615) – Hds 6176)
- Resulullah (sav) kadınları da erkekleri de hamama girmekten nehyetmişti. Sonradan, izarlarına sarınmış olarak erkeklerin girmesine izin verdi.” Ebu Davud, Hammam 1, (4009, 4010), Tirmizi, Edeb 43, (2803, 2804)
- Bir başka rivayette şöyle denmiştir: “Hz. Aişe ‘nin (r.a) yanına, Şamlı kadınlardan bir grup girmişti. Hazreti Aişe: “Sizler herhalde, hanımları hamamlara giren bölgedensiniz!” dedi. Kadınlar: “Evet!” diye cevap verdiler. Hz. Aişe: “Ama ben Resulullah (sav)’ın: “Elbisesini evinden hariç bir yerde çıkaran her kadın, mutlaka Allah’la kendi arasındaki perdeyi yırtmış olur” dediğini işittim” buyurdu. Ebu Davud, Hammam 1, (4009, 4010), Tirmizi, Edeb 43, (2803, 2804)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Size Acem diyarının fethi müyesser olacak. Oralarda hammam denen evlere rastlayacaksınız. Sakın ola erkekler onlara izarsız girmesinler. Nifas veya hastalık hali dışında kadınların oralara girmesine izin vermeyin.” Ebu Davud, Hammam 1, (4011)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah ve ahiret gününe inanan kimse izarsız hammama girmesin. Kim Allah’a ve ahirete inanıyorsa, bir özrü olmadan hanımım hammama sokmasın. Kim Allah’a ahirete, inanıyorsa üzerinde içki bulunan sofraya oturmasın.” Tirmizi, Edeb 43, (2802), Nesai, Gusl 2, (1,198)
- Bir kadın Resulullah (sav)’e, gelerek: “Ey Allah’ın Resulü! Birimizin çamaşırına hayız kanı bulaşınca ne yapmalıdır?” diye sordu. Resûlullah (sav): “Önce kazır, sonra parmak ucuyla bulaşan yeri yıkar, sonra da kan görülmeyen yere su çiler” buyurdu. Buhari, Hayz 9, Vudu 63, Müslim, Taharet 110, (291), Muvatta, Taharet 103, (1, 60, 61), Ebu Davud, Taharet 132, (360, 361, 362), Tirmizi, Taharet 104, (138), Nesai, Taharet 185, (1, 155)
- Resulullah (sav)’ın zevceleri olan bizlerden her birinin, içinde hayız olduğu bir tek elbisesi vardı. Ona hayız kanı değecek olsa, onu tükürüğü ile ıslatır, sonra onu tırnağı ile ovalar yıkardı” dedi. Buhari, Hayz 11, Ebu Davud, Taharet 132, (352, 364)
- Buhari’nin bir diğer rivayeti şöyle: “Hazreti Aişe dedi ki: “Bizden biri hayız olur, sonra temizlenince, bulaşma kanı, elbisesinden kazır ve elbisenin geri kısmına su serper sonra da içinde namaz kılardı.” Buhari, Hayz 9, Ebu Davud, Taharet 107, (269), 132, (357), 142, (388), Nesai, Taharet 179, (1, 150,151)
- Hazreti Aişe (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) yanıma girmişti, yanımdaki cariyem hemen gizlendi. Resûlullah (sav): “Cariye âdet gördü mü?” diye sordular. “Evet!” deyince, Resulullah, sarığından bir parça bez kopararak cariyeye: “Başını bununla ört!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (654) – Hds 6185)
- Hazreti Aişe (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav), temizlikten sonra hayız şüphesi veren akıntı gören kadın hakkında: “O bir damar veya damarlardan gelen istihaze kanıdır, hayız kanı değildir” buyurdular. Muhammed İbnu Yahya dedi ki: “Temizlikten sonra” tabiriyle “(hayız devri bitip) yıkandıktan sonra” demek istemiştir.” İbnu Mace Sünen (646) – Hds 6183)
- Muâze (r.a) anlatıyor: “Bir kadın Hazreti Aişe (r.a)’ye: “Hayızlı kadın kınalanır mı?” diye sormuştu. “Biz, Resulullah (sav)’ın sağlığında kınalanırdık” diye cevap verdi.” İbnu Mace Sünen (656) – Hds 6186)
- Ümmü Seleme (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) bu mescidin avlusuna giderek, yüksek sesle: “Şurası muhakkak ki, mescit, ne cünüp ne de hayızlıya helal değildir” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (646) – Hds 6182)
- Hz. Aişe (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav), ben âdetli iken, bana: “Saçın örgülerini çöz ve yıkan” dedi.” Hazreti Ali, kendi rivayetinde: “Başını çöz” demiştir. İbnu Mace Sünen (641) – Hds 6181)
- Ensar dan bir kadın, Resulullah, (sav)’e hayızdan nasıl yıkanacağını sordu. Bunun üzerine, Resulullah da (sav) nasıl yıkanacaksa öyle emretti ve dedi ki: “Miske bulanmış bir (bez, pamuk vs.) parçası al. Onunla temizlen!” “Onunla nasıl temizleneceğim?” diye kadın tekrar sordu. Resulullah: “Onunla temizlen!” buyurdu. Kadın tekrar etti: “Nasıl?” Resulullah: “Sübhanallah! Temizlen!” dedi. (Baktım ki anlamıyor,) kadını kendime çektim ve: “O parçayı, kan bulaşığına tatbik et!” dedim… Buhari, Hayz 13, 14, İ’tisam 24, Müslim, Hayz 60, 61, (332), Ebu Davud, Taharet 122, (314, 315, 316), Nesai, Taharet 159, (1, 135-137)
- Diğer bir rivayette: “…misklenmiş bir parça al, üç kere yıka!” buyurdu. Sonra Aleyhissalatu vesselam utanarak yüzünü çevirdi” denmiştir. Bu Sahîheyn’in metnidir. Buhari, Hayz 13, 14, İ’tisam 24, Müslim, Hayz 60, 61, (332)
- Müslim’in diğer bir rivayetinde metin şöyledir: “Esma Binti Şeker (r.a), Resulullah ‘a (sav) hayızdan nasıl yıkanacağını sormuştu. Şöyle cevap verdi: “Sizden biri, suyunu ve sidresini alır, sonra temizlenir, ve temizliğini de güzel yapar. Sonra başına suyu döker, başını şiddetli şekilde eliyle ovalar, ta ki su saçın diplerine kadar ulaşsın. Sonra üzerine su döker. Sonra misklenmiş bir (bez) parçası alır, onunla temizlenir!” Esma: “Onunla nasıl temizlenir?” diye sordu. Resûlullah (sav): “Sübhanallah! Onunla temizlen!” dedi. Hz. Aişe (r.a) -sanki sözünü gizlemek isteyerek (fısıldayarak)- kadına: “Onu kan bulaşığına tatbik et” dedi. Esma der ki: “Cenabetten yıkanma hususunda da sordum. Bana: “Su al, temizlen ve temizliği güzel kıl veya temizliği mübalağalı yap, sonra başına su dök ve onu ovala, ta su saç diplerine varıncaya kadar. Sonra üzerine su dök!” dedi. Aişe radıyallahu anha devamla der ki: “Ensar kadınları ne iyi kadınlardı, haya onların dinlerini öğrenmelerine mani olmadı.” Müslim, Hayz 61, (332)
- Ümeyye Binti Ebi’s-Salt, Beni Gıfarlı -isminde zikrettiği- bir kadından nakleder ki, kadın şöyle demiştir: “Resulullah (sav), beni devesinin döşüne serilen örtünün üzerine bindirdi.” Kadın devamla der ki: “Allah’a yemin olsun, sabahleyin indi ve deveyi ıhtırdı. Ben de terkiden indim… Örtüde benden bulaşan kan vardı. Bu benim ilk hayız kanım idi. Görünce deveye doğru sıçradım ve utandım… Resulullah (sav) bendeki bu hali fark edip, kanı da görünce: “Neyin var? Belki de hayız oldun” buyurdular. Ben “Evet!” dedim. Resulullah (sav): “Öyleyse hayız görenlerin tedbirlerine başvurarak kendine çekidüzen ver. Sonra da bir su kabı al, içerisine tuz at. Sonra örtüye değen kanı yıka, sonra bineğine dön!” ferman buyurdular. Resulullah (sav) Hayber’i fethettiği zaman ganimetten bize de bağışta bulundu. (Ümeyye Bintu Ebi’s-Salt) der ki: “(Gıfarlı Sahabiyye), suyuna tuz katmadan hayız kanını yıkamazdı. Öldüğü zaman cenazesinin yıkanacağı suya da tuz atılmasını vasiyet etmiştir.” Ebu Davud, Taharet 122, (313)
- Ebu Ümame (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden biri, helaya girince sakın şu duayı okumaktan aciz olmasın: “Allahümme innî eûzu bike mine’rricsi’nnecesi elhabîsi’lmuhbisi, eşşeytani’rracîmi (Allah’ım, ben pis, necis, habis ve muhbis olan şeytan-ı racimden sana sığınırım.” İbnu Mace Sünen (299) – Hds 6081)
- Enes İbnu Malik anlatıyor: “Resulullah (sav) heladan çıkınca “Benden ezayı giderip afiyet veren Allah’a hamdolsun!” derdi.” İbnu Mace Sünen (301) – Hds 6082)
- Hz. Enes İbnu Malik (r.a) anlatıyor: “Bir seferde Resulullah (sav) ile beraberdim. Abdest bozmak üzere uzaklaştı. Sonra geldi. Su istedi ve abdest aldı.” İbnu Mace Sünen (332) – Hds 6095)
- Ya’la İbnu Mürre, babasından naklen anlatıyor: “Ben bir seferde Resulullah (sav)’la beraberdim. Bir ara kazayı hacette bulunmak istedi. Bana dedi ki: “Şu iki bodur hurmayı bana getir ve onlara: “Resulullah (sav) sizin sütre olmak üzere bir araya gelmenizi emrediyor!” de!” buyurdular. Ben de dediğini yaptım, onlar hemen toplandılar. Resûlullah (sav) onları sütre olarak kullanıp, kazayı hacetini yaptı. Sonra bana: ”Ağaçların yanlarına var ve onlara: “Her biriniz eski yerine gitsin!” de!” buyurdular. Ben emri onlara ulaştırdım. Onlar da yerlerine döndüler.” İbnu Mace Sünen (339) – Hds 6096)
- İbnu Abbas (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) bir defasında dağ yoluna saparak küçük abdest bozdu. Abdest bozarken, yere yaklaşarak nazarlara ve sıçrantılara karşı ihtiyat maksadıyla bacaklarını öyle açtı ki uyluk kemikleri yerlerinden ayrılacak diye içimden ona acıma geçti.” İbnu Mace Sünen (341) – Hds 6097)
- Hz. Ebu Eyyûb (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Beş vakit namaz, Cuma namazına kadar Cuma namazı, emanetin edası, arada cereyan eden (küçük) günahlara kefarettir. Ben :“Emanetin edası nedir?” dedim. ”Cenabetten gusüldür. Zira her kılın dibinde yıkanması gereken cenabetlik vardır” buyurdular. İbnu Mace Sünen (598) – Hds 6173)
- Ümmü Seleme (r.a) anlatıyor: “Ben, Resulullah (sav)’la birlikte yorganın altında idim. Kadınların maruz kaldığı hayız kanını o sırada gördüm. Derhal örtünün altından sıvışıverdim. Resulullah (sav): “Hayız mı oldun?” dedi. “Ben, kadınların gördüğü hayız kanını gördüm” dedim. Aleyhissalâtu vesselâm: “Bu, Allah Teala hazretlerinin, Hazreti Adem’in kızlarına yazdığı bir kaderdir” buyurdular.” Ümmü Seleme sözlerine şöyle devam eder: “Ben yataktan sıvışıp, yapılması gerekenleri yaparak kendime çekidüzen vererek geri döndüm. Resulullah (sav) bana: “Gel benimle birlikte yatağa gir!” dedi. Ben de yanına girdim.” İbnu Mace Sünen (637) – Hds 6179)
- Muaviye İbnu Ebi Süfyan (r.a) anlatıyor: “Ben, Resulullah (sav)’ın zevce-i muhteremeleri olan Ümmü Habibe (r.a)’ye: “Hayız olduğunuz zaman Resulullah (sav)’la münasebetiniz nasıl olurdu?” diye sordum. Şu cevabı verdi: “Birimiz hayız görmeye başlar başlamaz derhal uyluklarının yarısına kadar uzanan izarını bağlar, sonra Resulullah (sav)’la beraber yatardı.” İbnu Mace Sünen (638) – Hds 6180)
- Hz. Cabir İbnu Abdullah (r.a) anlatıyor: “Hz. Peygamber (sav) ve zevceleri tek bir kaptan su alarak yıkanırlardı.” İbnu Mace Sünen (379) – Hds 6109)
- Havle Binti Hakim (r.a)’in anlattığına göre “Resulullah (sav)’a “rüyasında erkeğin gördüğü şeyi gören kadının hükmünü” sormuş, Resulullah (sav) kendisine: “İnzal vaki olmadıkça gusül gerekmez, tıpkı inzal olmadıkça erkeğe de gusül gerekmediği gibi” şeklinde cevap vermiştir.” İbnu Mace Sünen (602) – Hds 6174)
- Amr İbnu Şuayb an ebihi an ceddihi (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “İki hitan sünnet mahalli birbirine kavuştu, erkek uzvunun baş kısmı kayboldu mu gusül vacip olur inzal şart değildir.” İbnu Mace Sünen (611) – Hds 6175)
- Resulullah (sav) kadınlarından birini öptü, sonra dönüp namaza gitti, abdest tazelemedi. Urve rahimehullah der ki: Kendisine: “Bu, sizden başka bir hanımı olmamalı!” dedim. Hazreti Aişe gülmekle cevap verdi.” Ebu Davud, Taharet 69, (178,179, 180), Tirmizi, Taharet 63, (86), Nesai, Taharet 121, (1, 104), İbnu Mace, Taharet 69, (502)
- Erkeğin hanımını öpmesi veya ona eliyle dokunması hep mülamese (değme) sayılır. Öyleyse kim hanımım öperse veya eliyle dokunursa abdest alması gerekir. (Bu rivayetin bir benzeri İbnu Mes’ud’dan gelmiştir) Muvatta, Taharet 64, (1, 43)
- Ey Allah’ın Resulü dedim, “bir kimse hanımıyla cima yapsa fakat inzal olmasa yıkanması gerekir mi?” “Kadına değen kısmını yıkar, sonra abdest alır ve namaz kılar!” buyurdular. Buhari, Gusl 29, Müslim, Hayz 85, (346)
- Resulullah (sav)’ın yanına geldik. Biz huzurlarında iken bir adam geldi. Sanki o bir bedevi idi. “Ey Allah’ın Resulü!” dedi, “kişi abdest aldıktan sonra zekerine değerse ne gerekir abdesti bozulur mu, bozulmaz mı?” Resulullah (sav) şu cevabı verdi: “O, kendisinden bir parça değil midir?” (Bu metin Tirmizi’nin dir) Ebu Davud, Taharet 71, (182,183), Tirmizi, Taharet 62, (85), Nesai, Taharet 120, (1, 101)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Zekerine değen abdest almadıkça namaz kılmasın.” Tirmizi, Taharet 61, (82, 83, 84), Muvatta, Taharet 58, (1, 42), Ebu Davud, Taharet 70, (181), Nesai, Taharet 118, (1, 100)
- Ben, Sa’d İbni Ebi Vakkas ‘a (r.a) Kur’an tutuyordum. Bir ara kaşındım. Sa’d: “Her halde zekerine değdin?” dedi. Ben “evet” deyince: “Kalk, abdest al!” emretti. Ben de gidip abdest alıp geri döndüm. Muvatta, Taharet 59, (1, 42)
- Ben, bir sefer sırasında İbnu Ömer (r.a) ile beraberdim. Güneş doğduktan sonra onun abdest alıp namaz kıldığını gördüm. Kendisine: “Bu şimdiye kadar kıldığınızı hiç görmediğim bir namaz!” dedim. Şu açıklamayı yaptı: “Sabah namazı kılmak üzere abdest aldıktan sonra fercime dokundum. Sonra da abdest almayı unuttum ve namaz kıldım. Şimdi bu durumu hatırlayınca yeniden abdest alıp namazımı iade ettim.” Muvatta, Taharet 60, (1, 42, 43)
- Hazreti Ali (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) ve ehli, tek bir kapta yıkanıyorlardı. Onlardan biri, arkadaşının guslettiği suyun artığı ile yıkanmazdı.” İbnu Mace Sünen (375) – Hds 6108)
- Hazreti Aişe anlatıyor: “Ben Resulullah için geceleyin, üzeri örtülü üç kap hazırladım; birisi abdest için, birisi misvak için, biri de içmesi için.” İbnu Mace Sünen (361) – Hds 6104)
- Abdullah İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Su iki veya üç kulle oldu mu onu hiçbir şey kirletmez.” İbnu Mace Sünen (518) – Hds 6158)
- Ebu Saidi’l-Hudrî (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav)’a Mekke ile Medine arasında bulunan vahşi hayvanların, köpeklerin, eşeklerin uğradıkları havuzlar ve bunların suyu ile temizlik yapılıp yapılamayacağı hususunda sorulmuştu: “Karınlarında götürdükleri onlarındır, kalan da bizimdir, temizlikte kullanabilirsiniz” dedi.” İbnu Mace Sünen (519) – Hds 6159)
- Abdullah İbnu Zeyd (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav): “Kulaklar baştan sayılır, yüzden sayılmaz” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (443) – Hds 6130)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Bir kaba, köpek banmışsa onun temizlenmesi yedi kere su ile yıkanmasına bağlıdır, hatta bunların ilki toprakla olmalıdır.” Buhari, Vudu 33, Müslim, Taharet 97, (279), Muvatta, Taharet 35, (1, 34), Ebu Davud, Taharet 37, (71, 72, 73), Tirmizi, Taharet 68, (91), Nesai, Miyah 7, (1, 176, 177)
- Köpekler Resulullah (sav) devrinde mescidin içinde gidip gelirlerdi. Bu sebeple mescidi yıkamak için içine su serpmezlerdi. Buhari, Vudu 33, Ebu Davud, Taharet 139, (382)
- Davud İbnu Salih İbni Dinar et-Temmar, annesinden anlatıyor: “Efendim beni, Hazreti Aişe ‘ye (r.a) bir miktar yemekle gönderdi. Gelince Hazreti Aişe ’yi namaz kılıyor buldum. Bana, elimdekini koymamı işaret etti. Ben de bıraktım. Ancak bir kedi gelerek üzerinden yedi. Hazreti Aişe (r.a), namazından çıkınca, kedinin yediği yerden yemeği bir miktar yedi. Sonra da şu açıklamayı yaptı: “Resulullah (sav): “Kedi necis değildir, o sizi çokça dolaşan birisidir” demişti. Ben ayrıca Resulullah (sav)’ın kedinin artığıyla abdest aldığını gördüm.” Ebu Davud, Taharet 38, (76)
- Resulullah (sav)’e yağa düşen fareden soruldu. Resûlullah (sav): “Onu ve etrafındaki kısmı atın, yağınızı yiyin!” buyurdu. Buhari, Vudu 67, Zebaih 34, Muvatta, İsti’zan 20, (2, 971, 972), Ebu Davud, Et’ime 48, (3841, 3843), Tirmizi, Et’ime 8, (1799), Nesai, Fera’ve’l-Atire 15, (7,178)
- Ebu Davud’un Ebu Hureyre’ den kaydettiği bir rivayette şöyle gelmiştir: “Eğer yağ donmuşsa fareyi ve etrafındaki yağı kaldırıp atın, yağ sıvı ise, artık ona yemek niyetiyle yaklaşmayın.” Ebu Davud, Et’ime 48, (3841, 3843)
- Resulullah (sav) bir koyunu beceriksizce yüzmekte olan bir köleye uğramıştı. Ona: “Çekil de sana göstereyim!” dedi. Derhal elini deri ile et arasına soktu. Elini, bütün kolu koltuğa kadar derinin altında kalacak şekilde ilerletti. Sonra gidip abdest almadan halka namaz kıldırdı. (Bir rivayette, “Yani suya değmedi” ziyadesi vardır.) Ebu Davud, Taharet 73, (185)
- Abdullah İbnu’l-Haris İbni Cez’ ez-Zübeydî anlatıyor: “Ben Resulullah (Aleyhissalâtu Vesselâm)’ın: “Sizden kimse kıbleye dönük halde akıtmasın” sözünü ilk işiten kimseyim. Bunu insanlara ilk söyleyen de benim” dediğini işittim.” İbnu Mace Sünen (317) – Hds 6085)
- Ma’kıl İbnu Ebi Ma’kıl el-Esedî (Radıyallahu Anh) -ki Resulullah’a arkadaşlık yapmıştı- anlatıyor: “Resulullah (sav) büyük veya küçük abdest sırasında iki kıbleye yönelmemizi yasakladı.” İbnu Mace Sünen (319) – Hds 6086)
- Ebu Saidi’l-Hudrî (r.a) anlattığına göre, kendisi, Resulullah (sav)’ın, büyük veya küçük abdest bozarken kıbleye yönelmeyi yasakladığına şahid olmuştur.” İbnu Mace Sünen (320) – Hds 6087)
- Hazreti Cabir (r.a), Ebu Saidi’l-Hudrî’nin: “Resulullah, beni ayakta, su içmekten ve kıbleye dönük olarak akıtmaktan yasakladı” dediğini işitmiştir. İbnu Mace Sünen (321) – Hds 6088)
- Hazreti Aişe (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav)’ın yanında, fercleriyle kıbleye yönelmekten hoşlanmayan bazı kimseler zikredilmişti, şöyle buyurdular: ”Bunların öyle yaptıklarını sanıyorum. Benim abdest bozmak üzere oturduğum yeri kıbleye çevirin.” İbnu Mace Sünen (324) – Hds 6089)
- Hazreti Cabir (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav), akıtırken kıbleye yönelmemizi yasaklamıştı. Ancak, vefatından bir yıl kadar önce ben onun kıbleye karşı akıttığını gördüm.” İbnu Mace Sünen (325) – Hds 6090)
- Ben Resulullah (sav)’ın elbisesine bulaşan meniyi yıkıyordum. O, elbisesinde ıslak kısım (kurumamış) olduğu halde namaza giderdi. Buhari, Vudu 64, 65, Müslim, Taharet 108, (289), Ebu Davud, Taharet 136, (371, 372, 373), Tirmizi, Taharet 85, 86, (117, 118), Nesai, Taharet 187, 188, (1, 156)
- Müslim’in bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: “Hazreti Aişe ’ye (r.a) bir zat misafir oldu. Adam sabahleyin, elbisesini yıkamaya başladı. Hazreti Aişe ona: “Sana, meni bulaşan yeri gördüysen orasını yıkaman kafi idi, göremediğin takdirde etrafını yıkardın. Ben, Resulullah (sav)’ın elbisesinden (meni bulaşığını) ovalamak suretiyle çıkardığımı biliyorum. O, (bir de yıkamaksızın) onun içinde namaz kılardı.” (Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: “İyi biliyorum kurumuş meni bulaşığını Resulullah (sav)’ın çamaşırından tırnağımla kazıyarak çıkarıyordum.” Müslim, Taharet 105,109, (288,290)
- Anlattığına göre, Hazreti Ömer ile (r.a) içerisinde Amr İbnul-As ‘ın (r.a) da bulunduğu bir cemaatle birlikte umre yapmıştır. Sefer esnasında su kaynaklarından birine yakın olan bir yolda Hazreti Ömer, sabaha doğru mola verdi. Herkes gibi kendisi de yattı. Bu esnada ihtilam oldu. Sabah olunca kafilede, yıkanması için yeterli su bulunamadı. Hayvanına binip yakınındaki suya kadar geldi. Derhal bu ihtilamdan kalan meni bulaşığını yıkamaya başladı. Derken ortalık ağardı. Amr İbni’l-As (r.a), Hazreti Ömer’e: “Sabah oldu. Yanımızda temiz elbise var, şu elbiseni (yıkamayı) bırak, bilahare yıkanır” dedi. Ancak Hazreti Ömer kendisine: “Ey İbnu’l-As, hayret doğrusu! Yani sen elbise buldun diye herkes elbise mi bulacak? Allah’a yemin olsun ben senin söylediğini yapsam bu bir sünnet olur. Hayır, ben gördüğüm (meniyi) yıkarım ve görmediğime de su çiler temizlenmiş addederim!” dedi. Muvatta, Taharet 83, (1, 50)
- Meni, sümük menzilesindendir. Öyleyse bunu kendinden, izhir otuyla da olsa sil at! Tirmizi, Taharet 86, (117)
- Hazreti Cabir (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) bir gün yolda giderken abdest almakta olan ve bu sırada mestlerini de yıkayan bir adama rastladı. Onu mestlerini yıkamaktan men edercesine eliyle işaret ederek: “Sen sadece şöyle meshetmekle emrolundun” buyurdu ve mübarek elinin parmaklarıyla ayak parmaklarının ucundan bacağın dibine mafsal kısma kadar çizgiler çekerek gösterdi.” İbnu Mace Sünen (551) – Hds 6169)
- İbnu Ömer (r.a), Sa’d İbnu Malik’i mestleri üzerine meshederken görür ve: “Siz demek mest üzerine meshediyorsunuz ha!” diyerek yadırgar ve birlikte Hazreti Ömer’in yanına giderler. Sa’d, Hazreti Ömer’e: “Şu kardeşim oğluna mestlere meshetme hususunda fetva ver!” der. Hazreti Ömer: “Biz Resulullah (sav) ile beraberken, mestlerimize meshediyorduk, biz bunda bir beis görmeyiz!” der. İbnu Ömer: “Hatta, heladan gelmiş olsa da mı?” diye sorar. Hazreti Ömer “evet!” der.” İbnu Mace Sünen (546) – Hds 6166)
- Sehl es-Sâidî (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) mestleri üzerine meshetti, bize de mest üzerine meshetmemizi emir buyurdu.” İbnu Mace Sünen (547) – Hds 6167)
- Enes İbnu Malik (r.a) anlatıyor: “Ben bir sefer sırasında Resulullah (sav) ile beraberdim. Bir ara “su var mı?” diyerek abdest suyu getirtti. Abdest alıp mestleri üzerine meshetti. Sonra orduya yetişerek askerlere namaz kıldırdı.” İbnu Mace Sünen (548) – Hds 6168)
- Ebu Ümame (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Dişlerinizi misvaklayın. Çünkü misvak ağız için temizlik sebebidir, Allah’ın rızasına vesiledir. Cibril her gelişinde bana misvakı tavsiye etti; öyle ki bana ve ümmetime farz kılacağından korktum. Ümmetime zorluk veririm diye endişe etmeseydim bunu onlara farz kılardım. Ben öyle (ciddi) misvak kullanırım ki, öndeki dişlerimin (veya diş etlerimin) diplerinden kazınacağı endişesine kapılırım.” İbnu Mace Sünen (289) – Hds 6079)
- Hazreti Ali (r.a) buyurmuştur ki: “Muhakkak ki ağızlarınız Kur’an’ın yollarıdır, onları misvakla temizleyin.” İbnu Mace Sünen (291) – Hds 6080)
- Müslüman olmak arzusuyla Resulullah (sav)’e gelmiştim. Bana su ve sidre ile yıkanmamı emir buyurdu. (Tirmizi ve Nesai’nin bir rivayetinde: “Kays müslüman oldu, Resulullah (sav) ona yıkanmayı emretti” denmiştir.) Ebu Davud, Taharet 131, (355), Tirmizi, Salat 429, (605), Nesai, Taharet 127, (1, 109)
- Anlattığına göre (ceddi Küleb), Resulullah (sav)’e gelerek: “Müslüman oldum!” der. Resulullah (sav): “Üstünden küfür saçını at!” der ve traş olmasını söyler. Useym’in babası dedi ki: “Bana bir başka sahabinin bildirdiğine göre Resulullah (sav), beraberinde olan bir diğerine de: “Üzerindeki küfür tüyünü at ve sünnet ol!” buyurmuştu.” Ebu Davud, Taharet 131, (356)
- Hz. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Namaz kılanın önünden geçmekle kedi namazı bozmaz. Çünkü o, evin demirbaş eşyasındandır.” İbnu Mace Sünen (368) – Hds 6107)
- Abdullah İbnu Mes’ud anlatıyor: “Resulullah (sav), bana, cin gecesi: “Yanında abdest alacak su var mı?” diye sormuştu. Ben: “Hayır, yok! Ancak bir kabın içinde bir miktar nebiz var” dedim. Aleyhissalâtu vesselâm: “Hurma temizdir, su da temizleyicidir!” buyurdu ve hemen onunla abdest aldı.” İbnu Mace Sünen (384) – Hds 6110)
- Abdullah İbnu Abbas (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav), cin gecesinde İbnu Mes’ud’a: “Yanında su var mı?” diye sordu. O: “Hayır su yok. Ancak bir tulumda nebiz var!” deyince Aleyhissalâtu vesselâm: “Hurma temizdir, su da temizleyicidir binaenaleyh nebiz temizdir bana dök abdest alayım” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (385) – Hds 6111)
- Hazreti Enes (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) nifaslı kadınlar için kırk gün temizlenme müddeti belirledi. Ancak daha önce temizlendiğini görenleri hariç tuttu.” İbnu Mace Sünen (649) – Hds 6184)
- İbnu Abbas (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Namaza kalktığın vakit abdesti mükemmel yap. Bu cümleden olarak suyu ayak ve el parmaklarının arasına iyice ulaştır.” İbnu Mace Sünen (447) – Hds 6131)
- Ubeydullah İbnu Ebi Rafi (r.a) babasından naklen anlatıyor: “Resulullah (sav) abdest alınca altına su ulaşsın diye yüzüğünü oynatırdı.” İbnu Mace Sünen (449) – Hds 6132)
- Hazreti Enes (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) abdest aldığı zaman mübarek parmaklarını açarak sakalını hilaller ve bunu iki sefer yapardı.” İbnu Mace Sünen (431) – Hds 6126)
- İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav), abdest alınca, yanaklarını biraz ovduktan sonra sakalını alt kısmından (yukarı doğru) parmaklarıyla karıştırdı.” İbnu Mace Sünen (432) – Hds 6127)
- Ebu Eyyub el-Ensarî (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav)’ın abdest alınca sakalını hilallediğini gördüm.” İbnu Mace Sünen (433) – Hds 6128)
- Hazreti Ali İbnu Ebi Tâlip (r.a) anlatıyor: “Bilek kemiklerimden biri kırılmıştı. Resulullah (sav)’a (abdest sırasında ne yapmam gerektiğini) sordum. Resulullah (sav) bana, sargı üzerinden meshetmemi söyledi.” İbnu Mace Sünen (657) – Hds 6187)
- Vâsile İbnu’l-Eska anlatıyor: “Bir bedevi, Resulullah (sav)’a gelerek: “Allah’ım, bana ve Muhammed’e rahmet kıl! Bu rahmetinde bize başkasını ortak yapma!” diye dua etti. Bunun üzerine Resulullah (sav): “Bak şu yaptığına! -veya: Yazık sana!- Sen geniş olan şeyi gerçekten daralttın!” buyurdu. Derken bedevi bacaklarını ayırıp akıtmaya başladı. Resulullah (sav)’ ın ashabı: “Hey! ne yapıyorsun! deyip telaşlandılar. Resulullah (sav): “Bırakın adamı işini tamamlasın!” diye müdahale etti. Sonra da bir kova su getirtip üzerine döktü.” İbnu Mace Sünen (530) – Hds 6163)
- Hazreti Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kabir azabının çoğu sidik sebebiyledir.” İbnu Mace Sünen (348) – Hds 6099)
- Ebu Süfyan (r.a) anlatıyor: “Bana Ebu Eyyub el-Ensarî, Cabir İbnu Abdillah, Enes İbnu Malik haber verdiler ki, Tevbe suresinin . ayeti -ki meal-i şerifi şöyledir: “Orada maddî ve manevî pisliklerden temizlenmeyi seven kimseler vardır. Allah da çokca temizlenenleri sever”- nazil olduğu vakit Resulullah: “Ey Ensar cemaati! Allah sizi temizlik hususunda övmektedir, (bu övgüye sebep olan) temizliğiniz nedir?” diye sordular. Onlar da: ”Biz namaz için abdest alırız, cünüplüğe karşı yıkanırız, su ile de istinca yaparız!” dediler. Aleyhissalâtu vesselâm: “Övgü işte bunun için! Buna devam edin!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (355) – Hds 6102)
- Hazreti Aişe (r.a) demiştir ki: “Resulullah (sav) makadını üç sefer yıkardı.” İbnu Ömer de şöyle demiştir: “Bunu biz de yaptık ve makadı su ile yıkamayı bir şifa ve temizlik vasıtası bulduk.” İbnu Mace Sünen (356) – Hds 6103)
- Hazreti Cabir İbnu Abdullah (r.a) anlatıyor: “Biz büyük bir su birikintisine rastladık, içerisinde eşek ölüsü vardı. Bu leş sebebiyle o sudan kullanmaktan kaçındık. Nihayet Resulullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) bize uğradıHalimize muttali olunca): “Şurası muhakkak ki, suyu hiç bir şey kirletmez” buyurdular. Biz de oradan su aldık (hayvanlara) içirdik ve (kaplarımıza) su aldık.” İbnu Mace Sünen (520) – Hds 6160)
- Ebu Ümame el-Bâhilî (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Şurası muhakkak ki suyu hiç bir şey kirletmez, yeter ki (pis madde) kokusuna, tadına ve rengine galebe çalmasın.” İbnu Mace Sünen (521) – Hds 6161)
- Sehl İbnu Sa’d es-Saidi (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav): “Süt içince ağzınızı su ile çalkalayın, çünkü o yağlıdır” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (500) – Hds 6152)
- Hazreti Ali (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) abdest aldı. Bu esnada bir avuç su ile üç kere mazmaza, üç kere istinşakta bulundu.” İbnu Mace Sünen (404) – Hds 6117)
- Abdullah İbnu Mes’ud (r.a) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü denildi. Ümmetinden, görmediğin kimseleri kıyamet günü nasıl tanıyacaksın?” Şu cevabı verdi: “Ümmetim, abdest sebebiyle alınlarında nur, kollarında nur, ayaklarında nur taşıyacaklar bu nurla onları tanıyacağım.” İbnu Mace Sünen (284) – Hds 6077)
- Humran Mevla Osman İbni Affan (r.a) anlatıyor: “Osman İbnu Affan’ı oturma yerlerine otururken gördüm. Abdest suyu istedi ve abdest aldı. Sonra da: “Resulullah (sav)’ı oturduğum şu yerde oturmuş, benim şu abdestim gibi abdest aldığını gördüm. Abdestten sonra şöyle demişti: “Kim şu abdestim gibi abdest alırsa, geçmiş (küçük) günahları affedilir.” Resulullah sonra şunu ilave etti: “Sakın gurura düşmeyiniz.” İbnu Mace Sünen (285) – Hds 6078)
- Hazreti Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü biz mescide gelirken pis yerlere basıyoruz bu durumda ne yapmamız gerekir? diye sorulmuştu. Aleyhissalâtu vesselâm şu cevabı verdi: “Yeryüzünün bir kısmı yürüyünce diğer bir kısmını temizler.” İbnu Mace Sünen (532) – Hds 6164)
- Zeynep Binti Cahş ‘ın (r.a) anlattığına göre, “Kendisinin sarıdan tunçtan bir teknesi vardı ve Resûlullah (sav)’ın saçlarını bu leğende tarardı.” İbnu Mace Sünen (472) – Hds 6141)
- Hazreti Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav)’ı Hazreti Hüseyin’i omuzunda taşırken gördüm, çocuğun tükürüğü Resûlullah ’ın (sav) üzerine akıyordu.” İbnu Mace Sünen (658) – Hds 6188)
- Resulullah ’ın ashabı uyurlar, sonra abdest almadan namaz kılarlardı: Enes’ten bunu rivayet eden Katade’ye: “Bu sözü Enes’ten bizzat işittin mi?” diye sorulmuştu: “Vallahi evet!” diye te’yid etti.” Müslim, Hayz 125, (376), Ebu Davud, Taharet 80, (200), Tirmizi, Taharet 58, (78)
- Anlatıldığına göre ravi, oturarak uyur, sonra kalkar, abdest almadan namaz kılardı. Muvatta
- Gözler, halkanın bağıdır, öyleyse uyuyan abdest alsın. Ebu Davud, Taharet 80, (203)
- Hazreti Aişe ‘nin (r.a) yanına girip, kendisine: “Bana Resulullah (sav)’ın hastalığından bahsetmez misiniz?” dedim. “Elbette” dedi ve anlattı: “Resulullah (sav)’ın hastalığı ağırlaşmıştı. Bir ara: “Halk namazı kıldı mı?” diye sordu. “Hayır ey Allah’ın Resulü, sizi bekliyorlar” dedik. “Benim için leğene su koyun!” diye emrettiler. Dediğini yaptık. Yıkandılar. Sonra kalkmaya çalıştı. Ancak üzerine baygınlık geldi. Az sonra açıldı. Tekrar: “Halk namazı kıldı mı?” diye sordu. “Hayır, ey Allah’ın Resulü, sizi bekliyorlar!” dedik. Halk oturmuş, yatsıyı kılmak üzere Resulullah (sav)’ı bekliyordu. Buhari, Ezan 51, 39, 46, 47, 67, 68, 70, Vudu 45, Hibe 14, Farzu’l-Hums 4, Enbiya 19, Megazi 83, Tıbb 21, İ’tisam 5, Müslim, Salat 90, (418), Nesai, İmamet 40, (2, 101, 102)
- Abdullah İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Biriniz uyanınca elini yıkamadıkça su kabına sokmasın.” İbnu Mace Sünen (394) – Hds 6114)
- Abdullah İbnu Mes’ud (r.a) anlatıyor: “Resulullah bir gün horlayıncaya kadar uyudu. Sonra kalkıp namaz kıldı.” İbnu Mace Sünen (475) – Hds 6142)
- İbnu Abbas (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav)’ın o uykusu, kendisi yani Hazreti Peygamber oturur iken olmuştur.” İbnu Mace Sünen (476) – Hds 6143)
- Abdullah İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) bir defasında abdest uzuvlarını birer kere yıkayarak abdest aldı ve: “Bu abdest, Allah’ın bunsuz hiçbir namazını kabul etmeyeceği kimsenin abdestidir!” buyurdu. Sonra abdest uzuvlarını ikişer sefer yıkayarak aldı ve: “Bu, abdestlerin kıymetlisidir!” buyurdu. Sonra üçer sefer yıkayarak abdest aldı ve:”Bu, abdestin en mükemmel olanıdır. Ayrıca bu, hem benim, hem de Halilullah olan Hazreti İbrahim aleyhisselam’ın abdestidir. Kim bu şekilde abdest alır, tamamlayınca da eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resulühü “Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve şehadet ederim ki Muhammed Allah’ın kulu ve elçisidir” derse kendisine cennetin sekiz kapısı birden açılır, hangi kapısından dilerse ondan içeri girer!” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (419) – Hds 6121)
- Übey İbnu Ka’b (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) su getirtip uzuvlarını birer birer yıkayarak abdest aldı.”İşte bu abdest vazifesidir!” buyurdu. Yahut da: “İşte bu, yapmadığı takdirde, Allah’ın namazını kabul etmeyeceği, kişinin (yapması gereken asgarî) abdestidir!” buyurdu. Sonra ikişer ikişer yıkayarak abdest aldı. Sonra:” Bu da, Allah’ın ücretini iki hisse verdiği kimsenin abdestidir!” buyurdu. Üç sefer yıkayarak abdest aldı ve: “İşte bu benim ve benden önceki peygamberlerin abdestidir!” buyurdu.” İbnu Mace Sünen (420) – Hds 6122)
- Hz. Ömer (r.a) anlatıyor: “Ben Resulullah (sav)’ı Tebük Seferi sırasında abdest uzuvlarını birer kere yıkayarak abdest alırken gördüm.” İbnu Mace Sünen (412) – Hds 6118)
- Abdullah İbnu Ebi Evfa (r.a) anlatıyor: “Ben Resulullah (sav)’ı abdest alırken gördüm (yıkanacak uzuvlarını) üçer kere yıkamış, başına da bir kere meshetmişti.” İbnu Mace Sünen (416) – Hds 6119)
- Ebu Malik el-Eş’arî anlatıyor: “Resulullah (sav) uzuvlarını üçer sefer yıkayarak abdest alırdı.” İbnu Mace Sünen (417) – Hds 6120)
- Ümmü Kürz (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Henüz yemek yemeyen erkek çocuğun sidiğini temizlemek için su serpilir, kız çocuğunun sidiği ise yıkanarak temizlenir.” İbnu Mace Sünen (527) – Hds 6162)
- Ebu Said el-Hımyerî rahimehullah anlatıyor: “Muaz İbnu Cebel (r.a), Resulullah (sav)’ ın ashabınca işitilmemiş şeyler rivayet ediyor, onların işittiği (birçok) şeylerde de sükut ediyordu. Abdullah İbnu Amr (r.a)’a onun rivayet ettiği bir hadis ulaşmıştı ki: ”Allah’a yemin olsun! Ben, Resulullah (sav)’ın bunu söylediğini işitmedim. Muaz’ın, kaza-i hacet hususunda sizi yakında fitneye atmasından korkarım!” dedi. Onun bu sözü Muaz’a ulaştı (ve bir gün) Abdullah’la karşılaştı. İbnu Mace Sünen (328) – Hds 6092)
- Hazreti Cabir İbnu Abdullah (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyururlar ki: “Geceleyin yolların üzerine yatmaktan, oralarda namaz kılmaktan sakının. Çünkü yolların üstü yılanların ve vahşi hayvanların sığınağıdır. Yoların üzerine abdest bozmaktan da sakının. Çünkü, bu lanet vesilesidir.” İbnu Mace Sünen (329) – Hds 6093)
- Salim (r.a) babasından naklen anlatıyor: “Resulullah (sav) yol ortasında namaz kılmayı, oralarda büyük veya küçük abdest bozmayı yasakladı. İbnu Mace Sünen (330) – Hds 6094)
- Hazreti Cabir İbnu Abdullah (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Biriniz zekerine erkeklik uzvuna dokunacak olursa ona abdest almak gerekir.” İbnu Mace Sünen (490) – Hds 6144)
- Ümmü Habibe ve Ebu Eyyub (r.a)’dan rivayet edildiğine göre “Resulullah (sav)’ın: “Fercine cinsiyet uzvuna dokunan abdest alsın” dediğini işitmişlerdir.” İbnu Mace Sünen (481) – Hds 6145)
- Ebu Ümame (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav)’a kişinin zekerine değmesinden sorulmuştu: “O senin vücudundan küçük bir et parçasından başka bir şey değil” buyurdular.” İbnu Mace Sünen (484) – Hds 6146)
- Hazreti Cabir İbnu Abdullah (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Abdest sırasında yıkanmayan ökçe üzerindeki kalın sinirlerin vay ateşten çekeceklerine!” İbnu Mace Sünen (454) – Hds 6133)
- Halid İbnu’l-Velid, Yezid İbnu Ebi Süfyan, Şurahbil İbnu Hasene, Amr İbnu’l-As (r.a) ecmain’den her biri, Resulullah (sav)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir: “Abdesti mükemmel alın! Abdest sırasında iyi yıkanmayan ökçelerin vay ateşten çekeceklerine!” İbnu Mace Sünen (455) – Hds 6134)
- Yine Hazreti Aişe (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) abdest alır, sonra zevcesini öper ve abdest almadan namaz kılardı. Bunu bana yaptığı da olurdu.” İbnu Mace Sünen (502) – Hds 6154)
- İsa İbnu Yezdad el-Yemânî babasından naklen diyor ki: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Biriniz akıtınca, erkeklik uzvunu üç sefer çeksin.” İbnu Mace Sünen (326) – Hds 6091)
- Resulullah (sav) kazayı haceti için çıktığı zaman ben ve bizden Ensar’dan bir gulam (oğlan), O’nu takip ederdik. Beraberimizde, istinca etmeği için su kabı olurdu. Buhari, Vudu 16, 15, 17, 56, Salat 93, Müslim, Taharet 70, (271), Ebu Davud, Taharet 23, (43), Nesai, Taharet 41, (1, 42)
- Ben Resulullah (sav) ile birlikte idim. Helaya gitti ve kazayı hacette bulundu sonra: “Ey Cabir suyu getir!” diye ferman etti. Ben de suyu götürdüm, eliyle istinca etti. Sonra elini yere sürttü. Nesai, Taharet 43, (1, 45), İbnu Mace, Taharet 29, (358)
- Resulullah (sav) bevledince abdest alır ve (istincada) su kullanırdı. Ebu Davud, Taharet 64, (166, 167, 168), Nesai, Taharet 102, (1, 86)
- Resulullah (sav) anlatıyor: “Bana Cibril (a.s) geldi ve: “Ey Muhammed, abdest aldın mı intidahda bulun!” diye emretti” dedi. Tirmizi, Taharet 38, (50)
- Resulullah (sav) bevletti. Hazreti Ömer de arkasında, elinde su kabı olduğu halde durdu. Resulullah onu görünce: “Bu da ne, ey Ömer?” buyurdular. Hz. Ömer: “Sudur, yıkanırsın!” dedi. Resulullah: “Ben her bevledişimde abdest almakla emrolunmadım, bunu yapacak olsam bu, ümmete vacip bir sünnet olur” buyurdular. Ebu Davud, Taharet 22, (42), İbnu Mace, Taharet 20, (327)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Biriniz helaya giderken beraberinde üç tane de taş götürüp onlarla temizliğini yapsın. Bunlar ona yeterlidir.” Ebu Davud, Taharet 21, (40), Nesai, Taharet 40, (1, 41, 42)
- Resulullah (sav) abdest bozmaya çıkmıştı. Bana üç taş bulmamı söyledi. İkisini buldum, üçüncü taşı aradım fakat bulamadım. Onun yerine bir kurumuş mayıs aldım ve onu getirdim. Taşları aldı, mayısı attı ve: “Bu necistir” buyurdu. Buhari, Vudu 20, Tirmizi, Taharet 13, (17), Nesai, Taharet 38, (1, 39, 40)
- Cinlerin heyeti Resulullah (sav)’e gelince: “Ey Allah’ın Resulü! Ümmetini kemikle, mayısla veya kömürle istinca yapmaktan nehyet. Zira, Allah onlarda bize bir rızk yarattı!” dediler. Bunun üzerine Resulullah (sav) bizi, onları taharette kullanmaktan menetti.” Tirmizi, Taharet 14, (18), Nesai, Taharet 35, (1, 37), Ebu Davud, Taharet 20, (39), Müslim, Salat 50, (450)
- Resulullah (sav) bana: “Ey Rüveyfi” dedi, “umarım benden sonra çok yaşayacaksın. İnsanlara haber ver ki, kim sakalını kıvırcık kılar, (atın boynuna) kiriş takar, bir hayvan mayısı veya kemikle istincada bulunursa bilsin ki Muhammed ondan beridir.” Ebu Davud, Taharet 20, (36), Nesai, Zinet 12, (8,135)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR