ABDULLAH BİN REVAHA
İçindekiler
- “Şair-i Resûlullah” unvanı ile meşhur sahabe.
- Yiğitliği, savaşlardaki kahramanlığı ile meşhur sahabe.
Abdullah bin Revaha‘nın (r.a) Hayatı
Abdullah bin Revaha (r.a) “Şair-i Resûlullah” unvanı ile meşhurdu. Hazrec kabilesinden olan Abdullah bin Revaha (r.a) Birinci ve İkinci Akabe Biatlarına katılmıştır. İslam’ın Medine’ye taşınmasına katkı sağlayan Abdullah bin Revaha (r.a) Küba Mescidi ‘nin inşasında da çalışmıştır. Konuşması da her daim şiir şeklinde idi. Yiğitliği ve savaşlardaki kahramanlığı ile meşhurdu. Abdullah bin Revaha (r.a) Uhud, Hendek, Hayber ve Mute Savaşlarına katılmıştır. Mute Savaşı sırasında da şehit olmuştur.
Abdullah bin Revaha (r.a) Kimdir?
Şair-i Resûlullah unvanı ile meşhur olan sahabe Abdullah bin Revaha (r.a) Hazrec kabilesindendir. Birinci ve ikinci Akabe Biatlarına katılmıştır.
Abdullah bin Revaha‘nın (r.a) Yaptığı Hizmetler
Abdullah (r.a) hem İslam’ın Medine’ye taşınmasına katkı sağlamış hem de Hicret-i Nebevi ‘nin hazırlanmasında hizmet görmüştür. Küba mescidinin inşasında bizzat çalışmış, Sahabe Efendilerimiz çalışırken yorgunlukları dinsin diye şiirler okumuştur. Abdullah bin Revaha ‘nın (r.a) konuşması her daim şiir şeklindedir.
Abdullah bin Revaha‘nın (r.a) Hudeybiye ‘den Sonra Okuduğu Şiir
Hudeybiye Antlaşması gerçekleştikten sonra kaza umresi yapılmıştı. Abdullah bin Revaha (r.a) yapılan bu kaza umresi sırasında Efendimizin (sav) devesinin yularını tutuyordu. Abdullah bin Revaha (r.a) Mekke’ye girerken şu şiiri okudu:
“Ey kafirler! Çekilin Peygamberin yolandan
Ki Allah Teala, O’na gönderdi Kur’anı
Her hayır ve iyilik vardır O’nun dininde
Bu din için ölmektir, en hayırlı ölümde…”
Abdullah bin Revaha (r.a) Kâbe ‘yi tavaf sırasında bu şiiri okumuş Hz. Ömer (r.a) bunun üzerine dayanamayıp: “Ey İbni Revaha! Sen Resullulah’ın (sav) huzurunda ve Harem-i Şerif’te nasıl şiir okuyabiliyorsun?” dedi.
Bunun üzerine Efendimiz (sav) Hz. Ömer ‘e (r.a): “Ya Ömer! O’na mani olma. Allah’a yemin ederim ki, onun sözleri, müşriklere ok yağdırmaktan daha tesirlidir. Ey İbni Revaha devam et!” buyurdu.
Hz. Ömer (r.a) Efendimizin (sav) bu sözü üzerine susmuştu. Abdullah şiirine kaldığı yerden şu sözlerle devam etmiştir:
“Allah u Teala’dan yoktur başka ilah
Yoktur O’nun şeriki, la ilahe illallah
O’dur Müslümanların askerlerine güç veren
Ve O’dur kafirleri, dağıtan, mağlup eden…”
Abdullah, şiirleri meşhur olduğu kadar savaşlardaki kahramanlığı ve cesareti ile de meşhurdu. Dünya malına kıymet vermez Allah’ın ve Resulünün (sav) emirlerini yerine getirmek için çabalıyor ölümü dahi hiçe sayıyordu. Bu nedenle şu söz parolası olmuştur: “Ey nefis! Eğer öldürülmezsen ölürsün!..”
Abdullah bin Revaha‘nın (r.a) Katıldığı Savaşlar
Abdullah bin Revaha (r.a) Bedir, Uhud, Hendek ve Hayber Savaşlarına katılmıştır. Mute Savaşına da katılmış ve orada başkomutanlık yapmıştır. Mute Savaşı sırasında Müslümanlar 200 bin Bizans ordusu karşısında ümitsizliğe kapılmıştı. Abdullah onları şu sözlerle kendine getirmişti: “Ey kavmim! Vallahi biz, düşmanlarımızla, sayıca çok olduğumuzdan savaşmadık hiçbir an. Biz ancak şerefimizi yükselten İslâm için savaştık. Haydi ilerleyiniz. Ya gazi oluruz, ya da şehit.’
Abdullah, çarpıştığı sırada parmağı yara almıştı. Sallanan parmağı kılıç kullanmasına mani olduğu için ayağının altına bırakmış ve: “Sen ancak kanayan bir parmak değil misin? Bu kazaya Allah yolunda uğramış bulunuyorsun…” diyerek parmağını koparmıştı. Bir ara kendi nefsine şunları söylemiştir:
Ey nefsim! Bana boyun eğeceksin elbette,
Bugün şehit olurum, yemin ettim bu harpte,
Ya sen kendiliğinden, razı olursun buna,
Ya kabul ettiririm bunu ben zorla sana”
Abdullah bin Revaha ‘nın (r.a) Vefatı
Suriye’nin Belka topraklarında savaş devam ediyordu, Efendimiz (sav) Medine ‘de ashabıyla oturuyordu. Efendimiz (sav) bir anda sustu ve gözlerini kapattı. Bir süre geçtikten sonra üzgün bir şekilde gözlerini açarak: “Sancağı Zeyd bin Harise aldı. Şehit düşünceye kadar savaştı” dedi ve bir süre daha sustuktan sonra: “Sonra onu Abdullah aldı ve o da şehit edilinceye kadar savaştı” dedi. Uzun bir sessizlikten sonra şunları söyledi: “Onlar Cennet’te benim yanıma yükseltildiler!…”