UTBE BİN GAZVAN
İçindekiler
- Takva ikliminin sultanı.
- Ok atmada başarılı mücahit.
- Cesareti ile meşhur kahraman.
- İlk Müslümanlardan.
Utbe bin Gazvan’ın Hayatı
Utbe bin gazvan, ilk Müslümanlardan olan Utbe bin Gazvan cesareti meşhurdu ve ok atma da çok başarılı idi. Utbe bin Gazvan Mudar kabilesine mensuptur, künyesi Ebu Abdullah tır. Soyu Mudar kabilesinin Kays Aylan koluna dayanır. Babası Gazvan bin Cabir ‘dir. Bedir başta olmak üzere Peygamber Efendimiz (sav) ile birlikte diğer savaşlara ve bazı seriyyelere katılmıştır. Utbe bin Gazvan hiçbir zaman dünyaya değer vermez dünyanın aldatıcı süsüne kanmazdı.
Utbe bin Gazvan Kimdir?
İlk Müslümanlardan olan Utbe bin Gazvan Mudar kabilesine mensuptur. Künyesi Ebu Abdullah olan Utbe bin Gazvan ın babası Gazvan bir Cabir ‘dir. Soyu Mudar kabilesinin Kays Aylan koluna dayanır. Utbe bin Gazvan İkinci Habeşistan Hicretine (616) katılmıştır. Mekkelilerin Müslüman olduğuna dair yanlış haber gelince Muhacirle birlikte Mekke’ye dönenler arasında yer almıştır.
Utbe bin Gazvan ‘ın Hayatı Nasıl Geçmiştir?
Peygamber Efendimiz (sav) Hicretin birinci senesinde Şevval ayında (623/ Nisan) altmış veya seksen kişilik birliği Ubeyde bin Haris kumandasında Ebu Süfyan’ın idaresinde olan Mekke deki ticaret kervanının önünü kesmek için göndermişti. Seniyyetülmerre’nin aşağısında yer alan Ayha suyunun yanında taraflar karşı karşıya geldi. Çarpışma sadece ok atışından ibaretti. Bu esnada Mekke kervanı oradan hemen uzaklaştı. Gazvan ve Mikdad bin Amr Medine’ye hicret için Mekkelilerin kervanından ayrılmış Müslüman birliğine katılmıştır. Gazvan’ın hicreti böylelikle gerçekleşmiştir. Utbe bin Gazvan’ın yaşı o zamanlarda kırklardaydı. Abdullah bin Seleme el Aclani kendisini bir süre Medine’de misafir etmiştir. Utbe bin Gazvan daha sonraları Ashab-ı Suffe ye katılmıştı. Ashab-ı Suffe ye katılan Gazvan Peygamber Efendimiz (sav) tarafından ensardan olan Ebu Ducane ile kardeş ilan edilmiştir. İkinci senenin safer ayında (623/ Ağustos) Peygamber Efendimizin (sav) ilk askeri harekatında (Ebva Gazvesi) müşriklerin içine sızıp haber toplamıştır. Aynı sene Recep ayında (624/ Ocak) Peygamber Efendimizin (sav) Batn-ı Nahle ‘ye gönderdiği Abdullah bin Cahş kumandasındaki küçük müfrezede yer almıştır ancak Sad bin Ebu Vakkas ile nöbetleşe kullandıkları deveyi kaybettikleri için seferin tamamında yer alamamıştır.
Utbe bin Gazvan’ın Katıldığı Savaşlar
Bedir başta olmak üzere Peygamber Efendimiz (sav) ile beraber diğer savaşlara ve bazı seriyyelere (askeri harekat) katılmıştır. Utbe bin Gazvan meşhur okçuydu ve katıldığı savaşlarda büyük yararlılık göstermiştir. Hz. Ömer’in halifeliği zamanında birçok fetih hareketlerine katılmıştır. Hz. Ömer (r.a) Gazvan’ı 14 senesinde veya (Rebîülevvel-Rebîülâhir 16’da /Nisan-Mayıs 637) de Basra bölgesinin fethi için görevlendirmiştir. (Araplar burayı Arzulhind diye adlandırır).
Arfece bin Herseme Alâ bin Hadrami nin ordusunda yer alır savaş taktikleri ile düşmanın planını anlama konusunda uzmandır ve Utbe nin yanına vermiştir. Gazvan Keldânîler döneminde Teredon, Sâsânîler döneminde Vehiştâbâd Erdeşîr diye bilinen şehrin harabelerinin bulunduğu yeri (Hureybe) yaklaşık 800 kişilik bir kuvvetle yerle bir etmiştir. Daha sonra buraya 5 km uzaklıkta yer alan Übülle’yi, ardından Destmîsân’ı ve Ahvaz bölgesini fethetmiştir. Birden fazla esir ve yüklü miktarda ganimet ele geçirmiştir. Esirler arasında Hasan-ı Basri nin babası Yesar ‘da vardı. Utbe buranın arazi yapısı ve coğrafi konumu nedeni ile uygun yer olacağını düşünmüş ve karargah kurmuştur. Kurulan karargah Rahbetü Benî Hâşim denilen yerde yer alıyordu. Utbe nin kararı cami ve idare binası kurulması yönünde idi. Michen bin Edru u caminin planı ve çizimi için görevlendirdi. Utbe bin Gazvan ın altı ay kadar Basra’yı yönettiği söylenir. (İbn Sa‘d, III, 99; VII, 8)
Utbe bin Gazvan ‘ın Vefatı
Utbe bin Gazvan dünyaya hiçbir zaman değer vermez, dünyanın aldatıcı süsüne kanmazdı. Sade yaşamı tercih etmişti. Ubelle nin fethi yaşanmış daha sonra dünya önüne serilmişti. Dini için dünyasından korkmaya başlayan Gazvan askerleri için de endişe duymaya başlamıştı. Şunu çok iyi biliyordu ki rahat yaşama alışan savaşa devam edemez. Dünya sevgisi insanı rahata alıştırırdı. İşte bu düşüncelerinden ötürü askerlerini orada bırakmak istememiş Hz. Ömer’in de izin vermesiyle askerlerini alıp Basra ya yerleşti. Şehrin merkezine cami yaptıran Gazvan halka şunları söyledi: “ Ey insanlar! Dünya bir gün yok olacaktır. Siz de buradan göçüp, zevâli olmayan bir yurda gideceksiniz. Oraya en iyi amellerinizi götürünüz. Ey nâs! Öyle günler oldu ki “İslâmın ilk günleri idi. Bizim ağaç yapraklarından başka yiyeceğimiz yoktu. Onları yemekten dudaklarımız yara olmuştu. Bir gün bir hırka bulmuştum. Onu ikiye bölüp yarısına ben diğer yarısına Sa’d bürünmüştü. Bugün içimizde bir kimse yoktur ki, emir olmasın. İslâm merkezlerinden birinin idaresini üzerine almış olmasın. Ey nâs! Ben kendi nefsime karşı değil. Allah’ın nezdinde küçük olmaktan Allah’a sığınırım” dedi.
Yerine bir vekil bırakarak Medine’ye Hz. Ömer’i ziyaret amacıyla geldi. Valilikten affını isteyen Gazvan’ın bu isteğini Halife Ömer (r.a) kabul etmedi ve Basraya dönmesini söyledi. Halifenin istegini istemeyerek kabul eden Gazvan yola çıkmadan önce şöyle bir dua etti: “Allah’ım! Beni oraya tekrar döndürme”. Duası kabul olan Gazvan yolda vefat etmiştir.