Komşuyu Himaye nedir? Komşuyu Himaye ‘nin dindeki yeri nedir? Komşuyu Himaye ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
TAKILAR
Takılar nedir? Takılar ‘ın dindeki yeri nedir? Takılar ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- Resulullah (sav) (iran Kisrasına göndermek için) bir mektub yazmıştı. Kendisine: “Onlar mühürlü olmayan mektubu okumazlar” denildi. Bunun üzerine gümüş bir mühür yaptırdı. Üzerine Muhammed Resulullah cümlesini kazdırdı. Cemaate de: “Ben bir mühür yaptırdım. Üzerine Muhammed Resulullah kazdırdım, kimse bunu yüzüğüne kazdırmasın” buyurdu. (Bir rivayette şöyle gelmiştir: “Resulullah (sav) sağ (eli) ne gümüş bir yüzük taktı. Kaşı Habeşi idi. Karşı avucunun içine geliyordu.) Buhari, Libas 46, 50, 51, 54, 55, Müslim, Mesacid 222, (640), Libas 55-63, (2092-2095), Ebu Davud, Hatim 1-2, (4214-4217, 4221), Tirmizi, İstizan 25, (2719), Libas 14-17, (1739-1748), Nesai, Zinet 48-82, (8,173-195), İbnu Mace, Libas 39, (3639), 41, (3645)
- Resulullah (sav) kendisine altından bir yüzük yaptırdı. Bunun üzerine halk da altın yüzükler yaptırdı. Bilahare Resulullah (sav) minbere çıkıp oturdu, yüzüğü çıkardı ve: “Vallahi bunu ebediyen takmayacağım!” dedi. Halk da yüzüklerini çıkarıp attılar. (Bir rivayette şu ziyadeyi yaptı: “Yüzüğü sağ eline takmıştı.” Bir diğerinde de şu ziyade vardır: “Resulullah (sav) gümüşten bir mühür edindi, eline takmıştı. Sonra Hazreti Ebu Bekir’in eline intikal etti, sonra Hazreti Ömer’e, sonra da Hazreti Osmana intikal etti. Eriş kuyusuna düşünceye kadar onun elinde kaldı. Üzerindeki yazı Muhammed Resulullah idi.”) Buhari, Libas 45, 46, 50, 53, Eyman 6, İ’tisam 4, Müslim, Libas 53, 55, (2091), Muvatta, Sıfatu’n-Nebi 37, (2, 936), Ebu Davud, Hatem 1-2, (4218, 4219, 4220), Tirmizi, Libas 16, (1741), Nesai, Zinet 43, 53, (8, 165, 178), İbnu Mace, Libas 40, (3642-3644)
- Resulullah (sav)’ın yanına, parmağında demir yüzük bulunan bir adam uğramıştı. (Yüzüğü görünce): “Niye bazılarınızın üzerinde ateş ehlinin süsünü görüyorum!” buyurdu. Adam derhal onu çıkarıp attı. Sonra parmağında sarı renkli (pirinç) yüzük taşıyor olduğu halde geldi. Bu sefer “Niye sende putların kokusunu hissediyorum?” dedi. Bilahare adam altın yüzük takmış olarak geldi. Bu sefer de: “Sende niye cennet ehlinin süsünü görüyorum?” dedi. Bunun üzerine adam: “Öyleyse yüzüğüm neden olsun?” diye sordu. “Gümüşten” dedi, “ancak ağırlığı bir miskale ulaşmasın.” Tirmizi, Libas 43, (1786), Ebu Davud, Hatem 4, (4223), Nesai, Zinet 47, (8, 172)
- Resulullah (sav) bir adamın elinde altından bir yüzük gördü. Onu çıkarıp attı ve: “Biriniz tutup ateşten bir parçayı alıp eline koyuyor!” buyurdu. Resulullah (sav) gidince adama: “Yüzüğünü al (başka surette) ondan faydalan” dediler. O: “Hayır! Vallahi ebediyen almayacağım, onu Resulullah (sav) attı” dedi. Müslim, Libas 52, (2090)
- Resulullah (sav)’e, Habeş kralı Necaşi’den hediyeler geldi. İçerisinde Habeşi kaşlı bir de altın yüzük vardı. Resulullah onu bir çöple veya tiksinerek bir parmağıyla aldı. Kızı Zeyneb’in kızı Ümame Bintu Ebi’l-As’ı çağırıp: “Yavrucuğum al şunu, takın!” dedi. Ebu Davud, Hatem 8, (4235)
- Hazreti Ömer, Süheyb ’e: “Niye parmağında altın yüzük görüyorum?” dedi. Beriki: “Onu senden daha hayırlı olan da gördü, ama ayıplamadı” deyince, Hazreti Ömer: “O da kimmiş?” dedi. Süheyb: “Resulullah!” cevabını verdi. Nesai, Zinet 42, (8, 164, 165)
- Resulullah (sav) yüzüğümü şu parmağa koymamı yasakladı -ve eliyle orta ve ondan sonra gelen (şehadet) parmağına işaret etti- buyurdu. Müslim, Libas 64, (2078), Tirmizi, Libas 44, (1787), Nesai, Zinet 53, (8, 177), Ebu Davud, Hatem 4, (4225)
- Resulullah (sav) yüzüğünü sağ eline takardı. Ebu Davud, Hatem 5, (4226), Nesai, Zinet 49, (8,175)
- Cafer İbnu Muhammed, babasından naklen anlatıyor: “Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin (r.a), yüzüklerini sol ellerine takarlardı.” Tirmizi, Libas 16, (1743)
- Resulullah (sav) yüzüğü sol eline takardı ve kaşını avucunun içine getirirdi. (İbnu Ömer de böyle yapardı) Ebu Davud, Hatem 5, (4227,4228)
- Hazreti Peygamber (sav) helaya girdiği zaman yüzüğünü çıkarırdı. Tirmizi, Libas 16, (1746), Nesai, Zinet 54, (8, 178)
- Bir kadın Resulullah (sav)’e gelerek sordu: “İki altın bilezik hakkında ne dersiniz, (takayım mı?)” “Ateşten iki bileziktir, (takmayın!)” deyip cevap verdi. Kadın devamla: “Pekala altın gerdanlığa (ne dersiniz?)” diye sordu. Resulullah (sav)’dan yine: “Ateşten bir gerdanlık!” cevabını aldı. O, yine sordu: “Bir çift altın küpeye ne dersiniz?” “Ateşten bir çift küpe!” Kadında bir çift altın bilezik vardı. Onları çıkarıp attı ve: “(Ey Allah’ın Resulü), kadın kocası için süslenmezse, onun yanında kıymeti düşer” dedi. Resulullah (sav): “Sizden birine, gümüş küpeler takınmasından, bunları za’feran veya abir ile sarartmasından kimse engel olmaz!” cevabını verdi. Nesai, Zinet 39, (8,159)
- Resulullah (sav)’ın yanına Fatıma Bintu Hübeyre, elinde altından iri yüzükler (Feth) olduğu halde gelmişti. Hazreti Peygamber (sav), kadının ellerine vurmaya başladı, Fatıma da hemen (oradan sıvışıp) Resulullah’ın kerimeleri Fatımatu’z-Zehra ’nın yanına girdi. Ona Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın kendisine olan davranışını anlattı. Bunun üzerine Hazreti Fatıma (r.a) boynundaki altın zinciri çıkanp: “Bunun bana Hasanın babası Hazreti Ali (r.a) hediye etti” dedi. Zincir daha elinde iken Resulullah (sav) yanlarına girdi ve şunu söyledi: “Ey Fatıma! Halkın: “Resulullah’ın kızının elinde ateşten bir zincir var!” demesi seni memnun eder mi?” dedi ve böyle diyerek oturmadan geri dönüp gitti. Bunun üzerine Fatıma (r.a) zinciri çarşıya gönderip sattırdı, parasıyla bir köle satın aldı ve onu azad etti. Bu olanlar Resulullah (sav)’e anlatılınca: “Fatıma’yı ateşten kurtaran Allah’a hamdolsun.” Buyurdular. Nesai, Zinet 39, (8,158)
- Huzeyfe’nin kız kardeşi (r.a) anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ey kadınlar cemaati! Süs eşyanız gümüşten olmalıdır. Sizden hangi kadın altınla süslenir ve onu izhar eder (yabancıya gösterirse), mutlaka onunla azaba maruz kalır.” Ebu Davud, Hatem 8, (4237), Nesai, Zinet 39, (8, 156, 157)
- Resulullah (sav) ehline takı ve ipeği yasakladı ve: “Eğer sizler cennet takılarını ve cennetin ipeğini seviyorsanız, bunları dünyada takınıp giymeyin” buyurdu. (Nesai’nin İbnu Ömer’den yaptığı bir diğer rivayette: “Resulullah, altın takınmayı, mukatta’ yani az bir parça olmak kaydıyla tecviz etti” denilmiştir. Mukatta: Az bir şey demektir, kulağın üst kısmına takılan küçük halka, kadın yüzüğü gibi. İsraf, kibir ve zekat vermekten kaçınmak gibi durumları mekruh addetmiştir) Nesai, Zinet 39, (8,156)
- Hazreti Aişe’nin yanına, üzerinde ziller bulunan bir kız getirildi. Kızın zilleri çıngır çıngır ses çıkarıyordu. Hazreti Aişe: “Sakın ha! Zillerini koparmadan onu yanıma getirmeyin!” dedi ve ilave etti: “Ben Resulullah (sav)’ın: “Zil bulunan eve melake girmez” buyurduğunu işittim. Ebu Davud, Hatem 6, (4231)
- Cahiliye devrinde cereyan eden Külab savaşında burnum isabet almış, bu sebeple gümüşten bir burun taktırmıştım. Bilahare kokmaya başladı. (Durumu kendisine açınca), Resulullah (sav), bana altından bir burun yaptırmamı söyledi.” Ebu Davud, Hatem 7, (4232, 4233, 4234), Tirmizi, Libas 31, (1770), Nesai, Zinet 41, (8,163, 164)
- Resulullah (sav)’ın kılıncının kabzasının üst kısmı (kabia) gümüştendi. (Nesai’nin Enes’ten bir rivayetinde, “Resulullah’ın kılıncının pabuç kısmı gümüştü, kabzasının baş kasmı (kabia) da gümüştü. Bunlar arasında gümüş halkalar vardı” denmiştir.) Ebu Davud, Cihad 71, (2683, 2684, 2686), Tirmizi, Cihad 16 (1691), Nesai, Zinet 121, (8, 219)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR