EBU KATADE
İçindekiler
Ebu katade;
- Farisi Resulullah (Resullulah’ın Süvarisi) lakabıyla meşhur sahabe
- Zûkared Savaşında Efendimizin (sav) özel iltifatına mazhar olan yiğit.
Ebu Katade‘nin Hayatı
Ebu Katade, asıl ismi Haris, künyesi Ebu Katade’dir. Hazrec kabilesinin Seleme koluna mensuptur. Babası Rebi İbni Beldehe, annesi Kebşe binti Mazhar’dır. Ebu Katade ikinci Akabe bey’atinden sonra müslüman oldu. Bedir’den sonraki bütün gazvelere katıldı. Onun cesaret ve kahramanlığı Zû Kared gazvesinde baskıncı müşriklerin başkanı Mes’âde ile karşı karşıya geldiğinde bâriz olarak görüldü. 170 kadar Hadis-i şerif rivayet etmişti. Hadislerin nakil ve rivayeti konusunda çok titiz davranırdı. Hz. Ali (r.a.) zamanında Nehrevan seferinde kumandanlık yaptı. 674 m. Senesinde Küfe’de vefat etti.
Ebu Katade Kimdir?
Adı Haris künyesi Ebu Katade ‘dir. Hazrec kabilesinin Seleme kolundandır. Annesi Kebşe binti Mazhar, babası Rebi bin Beldehe ‘dir.
Ebu Katade‘nin Müslüman Oluşu
Ebu Katade İkinci Akabe Biatı ‘ndan sonra Müslüman olmuştur. Bedir Savaşından sonraki bütün savaşlarda yer almıştır. Zûkared Savaşında müşriklerin başkanı Mesade ile karşı karşıya gelince cesaret ve kahramanlığı görülmüştür. Bu karşılaşmayı kendisi şöyle anlatır: “Medine’de bir at satın almıştım. Mes’ade atı görmüştü de bana: “Ey Ebû Katâde! Bu atı niçin aldın” diye sormuştu. Ben de: ”Resûlullah (sav)’ın yanında bir cihat atı bulundurmayı istedim.” Demiştim. Mes’ade: “Sizi öldürmek, hiç de kolay olmayacak!” diye karşılık verince: “Bu at üzerinde seninle karşılaşmayı Allah’dan dilerim.” Diye cevap verdim. Zû Kared mevkiinde baskıncı müşriklere saldırdığımız zaman yüzüme bir ok isabet etti. Oku ve demiri yüzümden çekip çıkardım tekrar saldıracağım zaman bana doğru bir atlı geldi. Miğferini kaldırıp yüzünü açtı ve “Ey Ebû Katâde! İşte kavuştuk” dedi. Meğer Mes’adet’ül-Fezâri imiş. Beni önemsemeyerek, çarpışmak mı yoksa güreşmek mi? Hangisini istersin diye sordu. Ben de: “Bunu sana bırakıyorum dedim. Öyle ise güreş!” dedi. Hemen atından indi kılıcını bir ağaca astı. Ben de atımdan inip kılıcımı başka bir ağaca astım. Sonra karşılıklı sıçraştık. Allah Teâlâ kolaylık verdi de bir hamlede onu yere yıkıp göğsüne oturdum. O sıra başıma bir şey dokundu. Baktım ki Mes’ade’nin ağaca asılı kılıcı. Hemen uzanıp kılıcı aldım ve kınından sıyırdım. Seni sağ bırakmayacağım dedim. Mes’ade: “Ey Ebû Katâde ne olur beni öldürme! Bizim küçükler kime kalacak?” diye yalvarmaya başladı. Fakat canına kastedene acımak olmazdı. Dolayısıyla onu öldürdüm. Kaftanımı da çıkarıp üzerine örttüm. Atına bindim ilerlerken, Mes’ade’nin kardeşi oğlunun üzerime geldiğini gördüm. Onu da mızrakla sırtından vurup yere yıktım.
İslam’ın kahramanları müşrikleri bozguna uğratıp geri dönerken Efendimiz (sav) Zûkared mevkiine gelmiş oraya karargâh kurmuştur. Efendimiz (sav) Ebu Katade ‘yi görünce: “Allah’ım onun saçına, derisine bereket ver. Onu zinde yaşat!” diye dua etti.
- Efendimiz (sav): “Mes’ade’yi sen mi öldürdün?” diye sordu.
- Ebu Katade: “Evet!” dedi
- Efendimiz (sav): ”Yüzüne ne oldu?” dedi.
- Ebu Katade: “Bir ok isabet etti Ya Resûlallah!” dedi.
- Efendimiz (sav): “Yanıma yaklaş” buyurdu ve Ebû Katade’nin yarası üzerine püskürdü. Hiçbir ağrısı sızısı kalmadı. Ayrıca Mes’ade’nin atını ve kılıcını ona verdi. Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimiz bir gün bir gece Zû Kared’de kaldı. Sabaha çıkınca ”Bugün süvarilerimizin hayırlısı Ebû Katade, yayalarımızın hayırlısı da Ebû Seleme oldu” buyurdu.
Ebu Katade birden çok seriyyelere katılmıştır. Hicretin 8. yılında bir keşif birliğinin başına Hadre tarafına gönderilmişti ve burada Gatafanlılar oturuyordu. Sürekli müslüman arazilerine saldırıp rahatsız ediyorlardı. Ebu Katade bu duruma son vermek için kabileyi muhasara etti onları fena sıkıştırdı. Mallarını ganimet olarak alıp Medine’ye döndü. Mekke fethine daha sonra Huneyn Savaşına katıldı. Herkesin takdirini kazandı. Tebük Seferine ve Veda Haccında da yer almıştır.
Ebu Katade‘nin Rivayet Ettiği Hadisler
Efendimizin (sav) sohbetlerinde yer almış ömrünü Allah yoluna adamıştır Ebu Katade. Efendimizden (sav) 170 hadis rivayet etmiştir. Rivayet ettiği hadislerden birkaçı şöyledir:
- Bir adam sordu: “Ey Allah’ın Resulü, Allah yolunda öldürüldüğüm takdirde, bütün hatalarım örtülecek mi?” Resulullah (sav): “Evet, sen sabreder, mükafaat bekler, geri kaçmadan ileri atılır vaziyette olduğun halde öldürülürsen!” diye cevap verdi. Ve adama sordu: “Nasıl sormuştun?” Adam sorusunu aynen yeniledi. Bunun üzerine aleyhissalatu vesselam Efendimiz sözlerini şöyle tamamladı: “Evet, (kul) borcu hariç, bütün günahların affedilecek. Zira Cebrail bu hususu bana haber verdi!” Müslim, İmaret 117, (1885), Muvatta, Cihad 31, (2, 461), Nesai, Cihad 32, (2, 33)
- Resulullah (sav) şöyle buyurdular: “Savaş sırasında kim bir düşmanı öldürür ve bunu isbatlarsa, maktulün seleb’i kendisinin olur.” Buhari, Hums 18, Büyu 37, Meğazi 54, Ahkam 21, Müslim, Cihad 46, (1571), Muvatta, Cihad 18, (2, 454), Tirmizi, Siyer 13, (1562), Ebu Davud, Cihad 147, (2717)
- Hudeybiye Sulhu yapıldığı sene, bir gün Resulullah (sav)’ın ashabından bir grupla birlikte, Mekke yolu üzerinde bir yerde oturuyordum. Resulullah (sav), bizden ileride (konaklamış) idi. Ben hariç herkes ihramlıydı. Halk vahşi bir eşek gördü, ben o sırada meşguldüm, ayakkabımı tamir ediyordum. Gördüklerinden beni haberdar etmediler, onu kendiliğimden görmüş olmamı istiyorlardı. Bir ara aralarında bir gülüşme oldu. Birden etrafıma bakındım (ve bu esnada) hayvanı gördüm. Hemen (Cerade adındaki) atıma gidip eğerledim ve bindim. (Acelemden) kamçıyı ve mızrağı unutmuştum. “Kamçı ve mızrağımı bana verin!” diye seslendim. “Hayır, dediler, vallahi bu işte sana yardımcı olmak istemeyiz.” Öfkelendim. İnip onları aldım. Tekrar binip, eşeğe doğru hızla gittim, (yetişip) avladım. Beraberimde getirdim, ölmüştü. Arkadaşlarım etinden yediler.
- Ancak sonradan ihramlı iken yiyip yememe hususunda şekke düşüp yediklerine pişman oldular. Yürüdük, ben bir parça ayırdım. Resulullah’a kavuşunca, bu meseleyi sorduk. “Beraberinizde birşeyler kaldı mı?” dedi. Ben: “Evet!” diyerek parçayı uzattım, ihramlı olduğu halde, ondan yedi. Ve: “Bu bir taamdır. Onunla Allah size ikramda bulunmuştur.” dedi. Bunlarda gelen bir ziyade şöyledir: “Resulullah “O helaldir, yiyin dedi.” Bir diğer rivayette: “Resulullah (sav) onlara şunu söyledi: “Sizden biri hayvanı yakalamak üzere saldırmasını emretmedi, veya ona hayvanı göstermedi mi?” Onlar: “Hayır!” diye cevap verince, Resulullah “Öyleyse yiyin!” buyurdu.” Bir diğer rivayette: “Resulullah: İşaret ettiniz veya yardım ettiniz veya saldırmasını sağladınız mı? diye sordu.” Buhari, Cezau’s-Sayd 2, 3, 4, 5, Hibe 3, Cihad 46, 88, Megazi 35, Et’ime 19, Zebaih 10, 11, Müslim, Hacc 56, (1196), Muvatta, Hacc 76, (1, 350), Tirmizi, Hacc 25, (847), Ebu Davud, Menasik 41, (1852), Nesai, Hacc 78, (5, 182), İbnu Mace, Menasik 93, (3093
- Anlattığına göre, Ebu Katade, bir borçlusunu para taleb etmek üzere aramıştı. O, kendisinden gizlendi. Bilahare adamı buldu. Ancak: “Dardayım” dedi. Bunun üzerine: “Allah’a yemin eder misin?” diye sordu. Borçlu: “Vallahi” diye yemin etti. Ebu Katade: “Ben Resulullah (sav)’ın, “Kim Allah’ın kendisini kıyamet gününün sıkıntısından kurtarmasını isterse darda olana nefes aldırsın veya tamamen bağışlayıversin” dediğini işittim” dedi. Müslim, Kasame 32, (1563)
- Resulullah (sav)’e namazını kıldırıvermesi için bir adamın cenazesi getirildi. Resûlullah (sav): “Onun üzerinde borç var, arkadaşınızın namazını siz kılın!” buyurdu. Ben: “(Borç) benim üzerime olsun, ey Allah’ın Resulü” dedim. “Sadakatle mi?” dedi. “Sadakatle!” dedim. Bunun üzerine cenazenin namazını kıldı.” Tirmizi, Cenaiz 69, (1069), Nesai, Cenaiz 67, (4, 65)
- Ey Allah’ın Resulü dedim, “benim omuzlarıma kadar dökülen (gür) saçlarım var, tarayıp tanzim edeyim mi?” “Evet” dedi, “ona ikramda bulun.” Muvatta, Şa’ar 6, (2, 949), Nesai, Zinet 60, (9 183)
- Resulullah (sav) yolculuk sırasında geceleri uyumak üzere konaklayınca sağı üzerine yatardı. Sabah vaktine yakın konaklamış ise, (yastık yerine) kolunu diker, başını avucunun içine koyardı. Müslim, Mesacid 313, (683)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Atların en hayırlısı alnında küçük bir sakar, üst dudağında beyaz beneği olan siyahtır. Bunun üç ayağı sekili. Ön sağ ayağı sekisiz siyah takip eder. Eğer siyah değilse alacası, böyle olan kahverengi hayırlıdır.” Tirmizi, Cihad 20, (1696, 1697), İbnu Mace, Cihad 14, (2789)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Biriniz su içerken su kabına nefes etmesin.” Buhari, Eşribe 25, Vudu 18, 19, Müslim, Taharet 64, (267), Eşribe 121, (267), Tirmizi, Eşribe 16, (1890), Nesai, Taharet 42, (1, 43, 44)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Çağala hurma ile olgun hurmadan beraber nebiz yapmayın. Olgun hurma ile kuru üzümden de beraber nebiz yapmayın. Her birinden ayrı ayrı nebiz yapın.” Müslim, Eşribe 25, (1988), Muvatta, Eşribe 7, (2,844), Ebu Davud, Eşribe 8, (3704), Nesai, Eşribe 6, (8, 289), Buhari, Eşribe 11
Ebu Katade ‘nin Vefatı
Ebu Katade dört halife döneminde de yaşamıştır. Hz. Ali döneminde Nehveran Seferinde kumandanlık yapmış. 674 m. Döneminde Küfe ‘de vefat etmiştir.