EBU CENDEL
İçindekiler
- Ebu Cendel ‘in Hayatı
- Ebu Cendel ‘in Doğumu
- Ebu Cendel ‘in İslam ile Şereflenişi
- İslam’ı Seçtiği İçin İşkencelere Maruz Kalan Sahabe: Ebu Cendel
- Peygamber Aşığı Yiğit Genç : Ebu Cendel
- Ebu Cendel ‘in İşkencelerden Kurtuluşu
- Bitmeyen İşkenceler
- Efendimizin (sav) Ebu Cendel‘e Verdiği Müjde
- Ebu Cendel‘in Vefatı
- Müslüman olduktan sonra esir kalan genç.
- Resulullah’a en çok bağlı olan sahabelerden.
- Resulullah ‘ın müjdelediği genç.
Ebu Cendel ‘in Hayatı
Ebu Cendel , müşrik bir aile de Mekke ‘de doğup büyüyen Ebu Cendel Bedir Savaşı’ndan önce İslamiyet’i kabul edip Müslüman olmuştur. Babası Kureyş ‘in ileri gelenlerinden olan Süheyl İbni Amr ‘dır. İslamiyet’i seçip Müslüman olduğu için babası Süheyl oğlu Cendel ‘e çeşitli işkenceler yapmıştır. Ebû Cendel bazı kaynaklara göre Yemâme Savaşı’na (12/633) iştirak ederek orada otuz sekiz yaşında vefat etmiş, bazılarına göre ise 18 (639) yılında Ürdün’de çıkan veba salgınında babasıyla birlikte ölmüştür.
Ebu Cendel ‘in Doğumu
Cendel müşrik bir aile de Mekke de doğup büyümüştür. Babası Kureyş ‘in ileri gelenlerinden olan Süheyl İbni Amr ‘dır.
Ebu Cendel ‘in İslam ile Şereflenişi
Ebu Cendel Bedir Savaşı’ndan önce İslamiyet’i kabul edip Müslüman olmuştur. Tam dört yıl boyunca Peygamber Efendimize (sav) kavuşmanın hasreti ile yanıp tutuşmuştur. İslamiyet’i kabul edip Müslüman olduktan sonra Ebû Cendel künyesi ile tanınmıştır.
İslam’ı Seçtiği İçin İşkencelere Maruz Kalan Sahabe: Ebu Cendel
Ebu Cendel ‘in babası Süheyl İbni Amr şirk bataklığına düşüp kalmıştı ve inatçı bir insandı. Oğlunun İslam’a girmesini hazmedemiyor ve oğluna bu nedenle ağır işkenceler uyguluyordu. Babasının amacı Kureyş ‘in diğer gençlerinin de İslam’a girmemesi idi. Bu nedenle gözdağı veriyor ve oğlunu mahzene kapatıp ayağını zincirli yordu. Medine ye hicret etmesine de izin vermemişti ne yazık ki.
Peygamber Aşığı Yiğit Genç : Ebu Cendel
Ebu Cendel Efendimizi çok seviyordu. Ondan ayrı kalmaya dayanamazdı hiç. Efendimize (sav) duyduğu bu muhabbetten dolayı ayağındaki zincire aldırmıyor bu haliyle gitmek istiyordu Efendimizin (sav) yanına. Gönlü Efendimizin (sav) aşkı ve hasreti ile yanıp tutuşuyordu.
Ebu Cendel ‘in İşkencelerden Kurtuluşu
Aradan zaman geçmiş ve nihayet babası ve Mekkeli müşrikler Mekke ‘den ayrılmıştı. Bunu fırsat bilen Cendel bağlarından kurtulmanın yolunu arıyordu. Bu bağlardan kurtulmalıydı. Babası da o esnada Hudeybiye Antlaşması için Kureyş temsilcisi olarak çalışmalarını sürdürüyordu. Antlaşma maddelerinden biri şöyle idi: “Mekkeli’lerden kim müslüman olur da Medine’ye giderse, hemen Mekke’ye geri gönderilecekti.”
Antlaşma için imza atacaktı ki o esnada bir gencin Mekke tarafından ayağında zincirle sürüklenerek geldiğini gördü.
Bitmeyen İşkenceler
Süheyl gelen kişinin oğlu Ebu Cendel olduğunu görmüştü. Sahabeler Cendel ‘in gelişine çok sevinmişlerdi. Ancak şirk bataklığına düşüp kalan babası oğlunun kaçtığını görünce çok sinirlenmiş sopa ile yüzüne vurmaya başlamıştı. Efendimize dönerek: “Antlaşma gereğince bana teslim etmeniz gereken ilk kişi budur” dedi. İki Cihan Güneşi sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ona: “Daha antlaşmaya imza atmadık. Bu, antlaşma dışı kalsın” dedi. Fakat Süheyl ısrar etti ve: “Oğlumu bana teslim etmezseniz, ben de antlaşmaya imza atmam” diye tehdit savurdu.
Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz belki anlayış gösterir diye tekrar Süheyl’e döndü: “Bunu benim için antlaşma dışı tut” diye rica etti.
Ancak ne yazık ki Süheyl hâlâ inat ediyor kararından vazgeçmiyordu. Oğlunu sürükleyerek götürüyordu. Cendel ağlayarak: “Yâ Rasûlullâh! Ey Müslümanlar! Ben müslüman olup yanınıza geldim. Beni dinimden döndürsünler diye mi müşriklere teslim ediyorsunuz.? Bana neler yaptıklarını görmüyor musunuz?”
Efendimizin (sav) Ebu Cendel‘e Verdiği Müjde
Bu olay karşısında sahabelerden çok üzülmüştü. Efendimiz de (sav) üzgündü. Ebu Cendel ‘i şu sözlerle teselli etti: “Ebû Cendel! Biz onlarla bir antlaşma yaptık. Kendilerine Allah adına söz verdik. Verdiğimiz sözden dönmek bize yakışmaz. Sabret! Allah senin ve senin gibiler hakkında yakında bir çıkış yolu gösterecektir”.
Hazreti Ömer yerinde duramıyordu. Olanları bir türlü hazmedemiyordu. O da Ebû Cendel’in yanına yavaşça sokuldu. Kendi belindeki kılıcı onun görmesini ve onu çekip babasının kafasına indirmesini istiyordu. Cendel -radıyallahu anh-, Hazreti Ömer radıyallahu anh ’in maksadını anladı. Fakat babasına kılıç çekmek istemedi. Gözü yaşlı, gönlü mahzûn olarak Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin gül cemâlinden mahrum olarak hıçkıra hıçkıra dönüp gitti. (Buhari, Sulh, 6; Şurut, 1, 15. İslam Ansiklopedisi, 10, 119.)
Ebu Cendel‘in Vefatı
Ebû Cendel radıyallahu anh, bir rivayete göre Yemâme Savaşı’na (12/633) iştirak ederek orada otuz sekiz yaşında vefat etmiştir. (el-İsâbe, IV, 34) Bazı kaynaklara göre de (18/639) yılında Ürdün’de çıkan veba salgınında babasıyla birlikte dâr-ı beka’ya göçmüştür. (İbn Sa’d, VII, 405)