Ressamlar ve Resimler nedir? Ressamlar ve Resimler ‘in dindeki yeri nedir? Ressamlar ve Resimler ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
MİRASIN AHKAMI

Mirasın ahkamı nedir? Mirasın ahkamı ‘nın dindeki yeri nedir? Mirasın ahkamı ile ilgili Resulullah’ın söylediği hadisler şunlardır;
- Anlattığına göre, Ehl-i Küfe, kendisine yazarak dede hakkında sormuşlardı. O da şu cevabı vermişti: “Hakkında Resulullah (sav)’ın, “Ben bu ümmet içerisinde birini kendime halil seçseydim, onu seçerdim” dediği kimse, yani Ebu Bekr, dedeyi (miras meselesinde) baba yerine koymuştu.” Buhari, Fezailu’l-Ashab 5
- Resulullah (sav)’e bir adam gelerek: “Oğlumun oğlu vefat etti. Ondan miras hakkım nedir?” diye sordu. Resûlullah (sav): “Sana altıda biri var!” buyurdu. Adam dönüp gidince geri çağırdı ve: “Sana diğer bir altıda bir daha var!” buyurdu. Adam dönüp gidince tekrar çağırdı ve: “Diğer altıda bir, (hak değil) fazladan bir ikramdır!” buyurdu. [Ebu Davud der ki: “Katade şunu söyledi: “(Sahabe, Resulullah (sav)’ın bu kimseyi, başka) hangi varisler olduğu halde varis kıldığını bilmiyor.” Katade devamla der ki: “Dedenin tevarüs ettiği en az miktar, altıda birdir.”] Ebu Davud, Feraiz 6, (2896), Tirmizi, Feraiz 9, (2100)
- Anlattığına göre, kendisine dedenin miras payından soran Zeyd İbnu Sabite şöyle yazmıştır: “Bana yazarak dededen soruyorsun. Doğruyu Allah bilir. Bu mesele, ancak umeranın -yani halifelerin- hükmedeceği meselelerden biridir. Ben sizden önce iki halifeyi gördüm. Onlar ölenin tek bir kardeşi ile verasete iştirak eden dedeye malın yarısını veriyorlardı, iki ve daha fazla kardeş olması halinde üçte bir veriyorlardı. Erkek kardeşler çok da olsa dedenin payı üçte birden aşağı düşmezdi.” Muvatta, Feraiz 1, (2, 610)
- Resulullah (sav), büyükanneye, önünde, (ölenin) anne(si) olmadığı takdirde, altıda bir pay koydu. Ebu Davud, Feraiz 5, (2896)
- Bize (Yemen’e), Muaz (r.a), muallim ve emir olarak geldi. Ona, bir kızla bir kız kardeş bırakarak ölen kimse(nin veraset durumu) hakkında sorduk. O, kız için yarım, kız kardeşi için de yarıma hükmetti. O sırada Resulullah (sav) sağdı. Buhari, Feraiz 6, 12, Ebu Davud, Feraiz 4, (2893)
- Ebu Musa ’ya “Ölenin bir kızıyla kız kardeşinin oğlu ve [ana-baba bir] kız kardeşinin miras payından soruldu. Dedi ki: “Kız için yarı, [anne baba bir] kız kardeş için de yarı. [İbni Mes’ud’a gidin, ondan da sorun. O da benim söylediğime muvafakat edecektir!] [Ebu Musa, fetvasında oğlan kardeşin kızına mirastan pay vermemişti.] Bunun üzerine doğru İbnu Mes’ud’a sorulmaya gidildi ve Ebu Musa’nın söylediği de kendisine haber verildi, İbnu Mes’ud dedi ki: “(Eğer ben onun fetvasına uyarsam) dalalete düşmüş olurum ve hidayetten ayrılanlara katılırım!” Sonra ilave etti: “Onlar hakkında, Resulullah (sav)’ın verdiği hükümle hükmedeceğim: “Kız için yarı, oğulun kızı için- üçte ikiyi tamamlamak üzere- altıda bir, geri kalan da kız kardeş içindir!” Ebu Musa’ya İbnu Mesun sözü haber verildi. Bunun üzerine: “Bu derin alim aranızda olduğu müddetçe (müşkillerinizi) bana sormaya gelmeyin!” dedi. Buhari, Feraiz 7, 12, Ebu Davud, Feraiz 4, (2890), Tirmizi, Feraiz 4, (2094)
- Sizler şu ayeti okuyorsunuz: “…Bu hisseler, onların borçları ödendikten ve vasiyetleri yerine getirildikten sonradır…” (Nisa 12). Bilesiniz ki Resulullah (sav) vasiyetinin yerine getirilmesinden önce borçlarının ödenmesine hükmetti. Anne-baba bir kız ve erkek kardeşler, baba bir, anne ayrı kız ve erkek kardeşlerden önce birbirlerine varis olurlar. Erkek, anne-baba bir erkek kardeşine, baba bir erkek kardeşinden önce varis olur.” Tirmizi, Feraiz 5, (2095)
- Resulullah (sav), ölü olarak düşürülen bir cenin için köle veya cariye bir gurreye hükmetti. Sonra lehine bir gurreye hükmedilen kadın ölmüştü. Resûlullah (sav), kadının mirasının oğullarına ve kocasına kalacağına, diyetinin de asabesine kalacağına hükmetti. Buhari, Feraiz 11, Tıbb 46, Diyat 25, Müslim, Kasame, 35, (1681), Tirmizi, Diyat 15, (1410), Feraiz 19, (2112)
- Resulullah (sav), “doğan çocuk ağlar sonra ölürse, varis olur ve ona varis olunur. Ağlamazsa (ölü doğarsa), ne varis olur ne de ona varis olunur” buyurdular. Ebu Davud, Feraiz 15, (2920)
- Resulullah (sav), mülaane (ile ayrılan karı-kocanın) çocuğunun mirasını annesine kıldı, anneden sonra da annenin varislerine kıldı. Ebu Davud, Feraiz 9, (2907)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kadın üç mirası toplar. Azatlısının mirası, buluntusunun mirası, üzerine mülaane bulunduğu çocuğunun mirası.” Ebu Davud, Feraiz 9, (2906), Tirmizi, Feraiz 23, (2116)
- Dedem Hibban’ın iki hanımı vardı. Biri Haşimiye, diğeri Ensariye idi. Dedem, Ensariye’yi, çocuğu meme verir halde boşadı. Kadının üzerinden bir yıl geçti, sonra dedem öldü, kadın hala hayız olmadı. Bunun üzerine: “Ben kocama varis olurum, çünkü hayız olmadım!” dedi. Dava Hazreti Osman ’a intikal etti. Hazreti Osman kadının mirasa iştirak etmesine hükmetti. Haşimiye kadın, bu kararı sebebiyle Hz, Osman’ı levmetti. Hazreti Osman: “Bu, senin amcaoğlunun işidir. Böyle hükmetmemize o işaret etti!” dedi. “Amcaoğlun” sözüyle Hazreti Ali’yi kastetmişti. Muvatta, Talak 43, (2, 672)
- Osman İbnu Affan İbnu Mükemmil’in hanımlarını kendisine varis kıldı, İbnu Mükemmil hasta iken hanımlarını boşamıştı. Muvatta, Talak 41, (2, 572)
- Abdurrahman İbnu Avf’ın hanımı, ondan kendisini boşamasını talep etti. Abdurrahman: “Adetten temizlenince bana haber ver!” dedi. Kadın haber verdi. O da talak-ı bette ile (üç talakla) -veya baki kalan tek bir talakla- boşadı. Ne var ki Abdurrahman o gün hasta idi. Hazreti Osman, kadının iddeti tamamlanınca kocasının malına onu da varis kıldı. Muvatta, Talak 40, (2, 571, 572)
- Hazreti Ömer, Resulullah (sav)’e kelale’(nin miras hissesin)den sormuştu. “Bu yaz nazil olan, Nisa suresinin sonundaki ayet, bu meselede sana yeterlidir” buyurdular. Muvatta, Feraiz 7, (2, 515), Müslim, Feraiz 9, (1617)
- Anlattığına göre babasının sıkça şöyle söylediğini işitmiştir: “Hazreti Ömer pek çok defalar şöyle derdi: “Halanın haline hayret ediyorum! Kendisine varis olunur, fakat o varis olmaz.” Muvatta, Feraiz 9, (2, 517)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Bir kavmin kız kardeşlerinin oğlu, kendilerindendir.” [Nesai’de şu ibare de gelmiştir: “Bir kavmin kız kardeşlerinin oğlu, kendi nefislerindendir.”] Ebu Davud, Edeb 121, (5122), Nesai, Zekat 96, (6,106), Buhari, Feraiz 24
- Hazreti Ömer diyordu ki: “Diyet akile üzerinedir. Öyle ise akileyi teşkil edenler diyete varis olurlar, kadın (akileden olmadığı için) kocasının diyetine varis olamaz.” Dahhak İbnu Süfyan kendisine (itiraz ederek) dedi ki: “Resulullah (sav), bana Eşyem ed-Dibai’nin hanımını kocasının diyetine varis kılmamı yazmıştı. Kadın bir başka cemaatten idi.” Bunun üzerine Hazreti Ömer, önceki tatbikatından hemen vazgeçti. Ebu Davud, Feraiz 18, (2927), Tirmizi, Feraiz 18, (2111)
- Bir kadın Resulullah (sav)’e, gelip: “Ben anneme bir cariye tasadduk etmiş idim. Şimdi annem, cariyeyi bırakarak vefat etti” (deyip, hükmünü sordu). Resûlullah (sav): “Sana onun sevabı vacip olmuştur. Miras yoluyla da cariye sana geri gelmiştir!” buyurdular. Müslim, Sıyam 154, (1149), Tirmizi, Zekat 31, (667), Ebu Davud, Vesaya 12, (2877), Zekat 31, (1656)
- İmam Malik’e ulaştığına göre, ensardan bir zat, ebeveynine bir bağışta bulundu. Bilahare ebeveyni vefat etti. Oğulları tekrar bu mala veraset yoluyla sahip oldu. Bu bir hurmalıktı. Oğlan, Resulullah (sav)’e bu hususta sual etti. Resûlullah (sav) ona: “Şurası muhakkak ki tasadduk sevabını aldım. Şimdi o malı (Allah) sana miras olarak geri gönderdi” buyurdu. Muvatta, Akdiye 54, (2,760)
- Cahiliye devrinde ölen babanın malı oğluna kalırdı. Vasiyet de valideyn için yapılırdı. Allah Teala hazretleri bundan dilediği kısmı neshedip erkeğin hissesini kadının hissesinin iki misli kıldı, ebeveynden her biri için (eğer çocuk varsa) altıda bir, üçte bir kıldı. Kadına (çocuk varsa) dörtte bir kıldı. Zevc’e, (çocuk yoksa) yarı, (çocuk varsa) dörtte bir miras payı kıldı. Buhari, Vesaya 6, Tefsir, Nisa 5, Feraiz 10
- Oğulların çocukları, kendileriyle ölü arasında başka bir erkek çocuk olmadığı takdirde, ölenin çocuğu menzilesindedir: Oğlanların erkek çocuklan, ölenin erkek çocukları gibidir. Oğulların kız çocukları da ölenin kız çocuğu gibidirler. Oğulların çocukları, oğullar gibi miras alırlar. Oğullar kendilerinden aşağıdakilerden mirasına mani oldukları gibi, oğulların oğulları da kendilerinden aşağıdakilerin miras almasına mani olurlar. Oğulun çocuğu, oğulla birlikte miras alamaz. Ölen kimse, bir kızla, bir oğulun oğluna bıraksa, kız yarı alır, geri kalanı da oğulun oğlu alır. Zira Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Miras paylarını (Kur’an’da zikredilen) hak sahiplerine verin. Geri kalan, (baba tarafından) en yakın erkeğe aittir.” Buhari, Feraiz 7
- Muhacir kadınlardan bir kısmı Resulullah (sav)’e evlerinin darlığından ve kendilerinin evlerden çıkarıldıklarından şikayet ettiler. Bunun üzerine Resulullah (sav), kadınların muhacir evlerine varis kılınmalarını emretti. Ebu Davud, Haraç 7, (3080)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Mala kim varis olursa vela’ya da varis olur.” Tirmizi, Feraiz 22, (2115)
- Hazreti Aişe (r.a), azad etmek niyetiyle bir cariye satın almak arzu etti. Ancak, kölenin sahibi velanın kendilerine ait olmasını şart koştu. Hazreti Aişe durumu Resulullah (sav)’e söyledi. Efendimiz: “Bu şart sana mani olmasın, (zira batıldır), vela, köleyi kim azad etmişse ana aittir!” buyurdu. Müslim, Itk 15, (1606)
- As İbnu Hişam ölmüş, geride üç oğlan bırakmışta. Bunlardan ikisi bir anadan, biri de bir başka anadandı. Aynı anadan olan iki oğlandan biri daha öldü. Bu da mal ve azadlılar bıraktı. Aynı anadan olan kardeşi mala ve azadlıların velasına varis oldu. Sonra da mal ve velaya varis olan kardeş de öldü, geriye bir oğlanla, baba bir kardeşini bıraktı. Oğlu: “Ben babamın sahip olduğu şeylere sahibim!” dedi. Kardeşi de: “Durum böyle değil. Sen sadece mala sahip olursun, azadlıların velasına sahip olamazsın! Bilmez misin, kardeşim bugün ölseydi, ben ona varis olmayacak mıydım?” dedi ve Hazreti Osman nezdinde dava açtılar. O, velanın ölen kardeşe, malın da ölenin oğluna ait olduğuna hükmetti. Muvatta, Itk 22, (2,784)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ben mü’minlere, kendi nefislerinden evlayım. Öyleyse kim üzerinde borcu olduğu halde ölür, bunu ödeyecek mal bırakmazsa, onu ödemek bana aittir. Kim de mal bırakarak ölürse bu mal varislerine aittir. -Bir rivayette- Kim bir mal bırakmışsa, buna, kim olursa olsun asabesi varis olur.” Buhari, Feraiz 4, 15, 25, Kefalet 5, İstikra 11, Tefsir, Ahzab 1, Nafakat 15, Müslim, Feraiz 16, (1619), Tirmizi, Feraiz 1, (2091), Cenaiz 69, (1070), Ebu Davud, Haraç 15, (2955)
- Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim külfet bırakırsa yükü banadır. Kim de mal bırakırsa bu varislerinedir. Ben varisi olmayanın varisiyim. Onun yerine diyet öderim, ona varis de olurum. Dayı da varisi olmayanın varisidir, ona bedel diyet de öder. Esirine de ona (fidye ödeyerek) kurtarıverir, ona varis de olur.” Ebu Davud, Feraiz 8, (2900)
- Tirmizi’de Hazreti Aişe ’den merfu olarak şu rivayet gelmiştir: “Dayı, sadece varisi olmayana varis olur.”Tirmizi, Feraiz 12, (2106)
- Tirmizi’de Hazreti Aişe ’den merfu olarak, şu rivayet edilmiştir: “Resulullah (sav)’ın bir azatlısı vefat etti ve mal bıraktı. Geride ne evladı ne de bir yakını yoktu. Resulullah (sav): “Mirasını köyünden bir adama verin!” emretti.” Ebu Davud, Feraiz 8, (2902), Tirmizi, Feraiz 213, (2106)
- Bir adam Resulullah (sav)’e geldi ve: “Bende Ezd’den birisinin mirası var. Ben onu verecek bir Ezdli bulamıyorum (ne yapayım?)” dedi. Aleyhisselatu vesselam: “Git bir yıl bir Ezdli ara!” emretti. Adam bir yıl sonra tekrar geldi ve “Mirası verecek bir Ezdli bulamadım!” dedi. Resûlullah (sav): “Git bak, karşılaşacağın ilk Huzai’ye malı ver!” buyurdu. Adam geri dönünce: “Adamı bana çağırın” emretti. Adam çağırıldı. Gelince: “Huzaa’nın en yaşlısına bak, malı ona ver!” buyurdu. Ebu Davud, Feraiz 8, (2903, 2904)
- Bir kişi ölmüş, geride azat ettiği bir köleden başka [varis] bırakmamıştı. Resulullah (sav): “Bu adamın geride bıraktığı bir adamı var mı?” diye sordu. “Hayır yok! Sadece azat etmiş olduğu bir kölesi var!” dediler. Resulullah (sav), mirasını azatlısına verdi. Ebu Davud, Feraiz 8, (2905), Tirmizi, Feraiz 14, (2107)
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR